loading
close
SON DAKİKALAR

Bitkisel yağda dışa bağımlılık artıyor

Bitkisel yağda dışa bağımlılık artıyor
Tarih: 15.03.2018 - 15:08
Kategori: Ekonomi

CHP Bursa Milletvekili Orhan Bursalı Türkiye'nin bitkisel yağ ve yağlı tohumda dışa bağımlı hale geldiğini vurgulayarak yağlı tohumlu bitkilerin büyük kısmının Rusya, Ukrayna, Moldova, ABD ve Arjantin’den ithal edildiğine dikkat çekti.

Orhan Sarıbal, giderek artan nüfusa paralel olarak bitkisel yağ talebinin arttiğını ancak yağ ihtiyacını karşılayacak seviyede üretim yapılmadığnı vurgulayarak, "Artan yağ açığı, tohum ve ham yağ ithalatı yoluyla karşılanmaktadır. Bitkisel yağ sanayi, hammadde bakımından yüzde 70 düzeyinde ithalata bağımlıdır." dedi. 

Türkiye’nin yaklaşık 3 milyon tonluk bitkisel yağ arzının yalnızca 750 bin tonu yerli üretimle karşıladığını söyleyen Sarıbal'ın açıklaması şöyle:

Bitkisel yağlar, gıda sektörünün yanı sıra biyodizel üretiminde kullanılmasıyla birlikte enerji sektörünün de hammaddesi haline gelmiştir. Bu nedenle bitkisel yağlar artık gıda, kimya ve enerji sektörlerinde yoğun olarak kullanılan stratejik bir üründür.

Çiftçi yerine ithalat lobisi destekleniyor

Ülkemiz tüm yağlı tohumların kolaylıkla yetiştirilebileceği iklim ve toprak şartlarına sahiptir. Ancak AKP’nin orta ve uzun vadeli bir üretim planlamasının bulunmayışı, çiftçinin içinde bulunduğu darboğaz ve sermaye yetersizliğine rağmen çiftçi yerine ithalat lobisinin desteklenmesi gibi nedenlerle yağlı tohumlar ve bitkisel yağda dışa bağımlılık artmaktadır. Bu nedenle petrolden sonra en fazla döviz yağlı tohum ve türevlerine (ham yağ ve küspeye) ödenmektedir.

Destekler üreticiyi teşvik etmekten uzak

Üretim maliyetlerinin aşağısında kalan fiyatlar verilen bazı desteklere rağmen hala üreticiyi teşvik etmekten uzaktır. Yani düşük destek ve yüksek girdi maliyetleri nedeniyle üretim değil, ithalat daha cazip hale gelmektedir. Türkiye’nin yağlı tohum ve ham yağ ithal ettiği ülkelerde ise üreticilere düşük fiyatlarla sunulan girdiler ve pazarlama destekleri dış ticarette de fiyatların düşük oluşmasına yol açmaktadır. Bu nedenle ülkemizde kazanan, yabancı çiftçiler ve ithalattan rant sağlayan lobiler; kaybeden ise Türkiye olmaktadır.

AKP’nin bitkisel yağ politikası tam bir başarısızlık örneği

AKP’nin yağlı tohumlu bitkiler ve bitkisel yağ politikası tam bir başarısızlık örneğidir. Sürekli olarak yağlı tohum üretiminin yetersizliğinden şikâyet etmelerine karşılık, üretim artışı sağlamak bir yana dışa bağımlılığı daha da artırmışlardır. Günümüzde bitkisel yağ ihtiyacı büyük ölçüde ithalatla karşılanmaktadır.

Türkiye hammadde bakımından yüzde 70 oranında dışa bağımlı

Giderek artan nüfusa paralel olarak bitkisel yağ talebi de artmakta; ancak yağ ihtiyacını karşılayacak seviyede üretim yapılmamaktadır. Dolayısıyla giderek artan yağ açığı, tohum ve ham yağ ithalatı yoluyla karşılanmaktadır. Bitkisel yağ sanayi, hammadde bakımından yüzde 70 düzeyinde ithalata bağımlıdır.

Türkiye’nin yaklaşık 3 milyon tonluk bitkisel yağ arzının yalnızca 750 bin tonu yerli üretimle karşılanırken, hammadde ihtiyacının geri kalan (yüzde 75’lik) bölümü ithalatla karşılanmaktadır.

AKP döneminde soya ithalatı 4 kat arttı

Örneğin Türkiye’nin 2017 yılında soya fasulyesi üretimi 140 bin ton iken, ithalat 2,4 milyon tona ulaşarak rekor kırmıştır. 2002 yılında soya ithalatının 610 bin ton olduğu dikkate alındığında AKP döneminde soya ithalatının 4 kat arttığı ortaya çıkmaktadır.

Aynı şekilde 2002 yılında 130 bin ton olan ayçiçeği tohumu ithalatı 2017 yılı itibariyle 640 bin tona yükselmiştir. Yani AKP döneminde ayçiçeği tohumu ithalatı 3 katlık bir artış göstermiştir.

Toplam yağlı tohum ithalatı 3,2 milyon tona ulaştı

AKP iktidara geldiğinde 800 bin ton civarında olan toplam yağlı tohum ithalatı AKP’nin uyguladığı yanlış destekleme politikaları nedeniyle 2017 yılında 3,2 milyon tona ulaşmıştır.

Öte yandan 2002 yılında 700 bin ton olan ham yağ ithalatı 1,4 milyon tona, 480 bin ton olan küspe ithalatı ise 1,8 milyon tona yükselmiştir. Sonuç olarak AKP iktidarda olduğu 15 yılda toplam yağlı tohum ve türevleri ithalatını 2 milyon tondan 6,5 milyon tona yükseltmeyi başarmıştır! Ödenen döviz ise 2002 yılında 650 milyon dolar iken 2017 yılında 3,2 milyar dolara yükselmiştir.

Nüfus yüzde 22, ithalat yüzde 400 arttı

Tüm bu rakamlar nüfus artışı ile izah edilemez. 2002 yılında nüfus 66,4 milyon kişi, 2017 yılında ise 80,8 milyon kişidir. 2002-2017 yılları arasında nüfus 14,4 milyon kişi (yüzde 22 oranında) artmıştır. Oysa ithalattaki artış yüzde 400’ü bulmaktadır.  

En fazla ithalat Rusya ve Ukrayna’dan

Türkiye kendi topraklarında kolaylıkla yetiştirebileceği yağlı tohumlu bitkilerin ve bitkisel ham yağın büyük kısmını Rusya, Ukrayna, Moldova, ABD ve Arjantin’den ithal etmektedir.

Özetlemek gerekirse Türkiye’de yağlı tohum üretiminin yeterli olmayışının başlıca nedenleri şunlardır:

Ø  Üretim maliyetinin yüksek olması nedeniyle dış piyasa fiyatlarıyla rekabet edememesi,

Ø  Birim alandaki getirinin düşük olması nedeniyle, yetiştirildikleri bölgelerdeki alternatif ürünlerle rekabet edememesi,

Ø  Dünya ham yağ fiyatlarının Türkiye’ye göre düşük olması,

Ø  Yağlı tohum üretiminin artırılmasına yönelik bir üretim planlamasının bulunmaması,

İthalatı ve dışa bağımlılığı azaltacak bir politika

Yağlı tohumlarda tamamen dışa bağımlı olan Türkiye, üretimini artırmak zorundadır. Üretim, tüketim, ithalat ve ihracat verileri üzerine oturan bir üretim planlaması yapılmalı, verilen destekler artırılmalı ve üretimi artıracak, ithalatı ve dışa bağımlılığı azaltacak bir politika uygulanmalıdır."

Kaynak : Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları