Cumhuriyet Yazarı Zeynep Oral, okurlarına bugün kaleme aldığı yazısında 'Bu Bir Karşıdevrimdir...' başlığıyla seslendi.
İşte Oral'ın kaleme aldığı o yazı:
Tam sekiz yıllık kesintisiz eğitime alışıyorduk ki, sil baştan..
Üç gündür AKP’nin eğitimi kademelere bölüp 4+4+4 sistemiyle ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyorum... Gazeteleri okuyorum, televizyon tartışmalarını izliyorum; en çok en çok “yandaşların” sesleri çıktığı için, karşı görüştekilerin sesleri her an kısıldığı için, duyduğum abuk sabukluklara isyan ediyorum.
Onlar’ın 28 Şubat’a dek (yıldönümü armağanı niyetine olsa gerek) Mecis’ten geçirmeye çalıştıkları yasanın ayrıntılarını öğrendikçe, içimden sadece şunu haykırmak istiyorum:
Bu bir karşıdevrimdir! Cumhuriyet kazanımlarına ihanettir! Ne ilki ne sonuncusu, ama öyle!
Başbakan açıklamıştı zaten: “Dindar gençlik yetiştireceğiz” diye ilan etmişti! Demokratik bir hukuk devletinde, laik olduğunu iddia eden bir ülkede, üstelik “ileri demokrasi” olduğunu iddia eden bir ülkede bu söz laikliğe, demokrasiye, bilime, hukuka, anayasaya aykırı olduğu, suç olduğu halde ilan etmişti. Şimdi artık gereği yerine getiriliyor.
Şöyle ki: 4. sınıftan sonra, çocuklar belirlenecek açık öğretim programlarında okula gitmeden okuyabilecek. Yani okula gitme zorunluluğu yok...
Haydiiiii kızlar eve!
Bu resmen, “haydi kızlar eve” demektir! Okula gitmeden evlerinde “meslek eğitimi” adı altında Kuran kursu mu desem, dikiş nakış mı desem, güzel güzel (!) eğitime devam edebilecekler; dönem sonunda merkezi sınava girecekler. Sınavı geçemeyen babası yaşında herife satılacak!
Yıllardır bu ülkede bu coğrafyada kız çocuklarının okula yollanmasını sağlamak için sürdürülen, sürdürdüğümüz çabaları düşünüyorum. Bütün o çalışmaları, önerileri, kampanyaları, üretilen politikaları, o politikaları hayata geçirmek için didinmeleri…
(Canım, sevgili biricik Türkan Saylan’ın yeniden yeniden öldürüldüğünü görür gibi oluyorum...)
Artık “Baba beni eve kapa!” dönemi hayırlı olsun…
İlk dört yıllık kademenin ardından çocuklar ikinci kademede okula gitmeden açık öğretime giderek zorunlu eğitime devam edebileceğine göre... Yaşasın(!) bir taşla iki kuş, kız çocuklar artık türbanla da ilköğretimi tamamlayacak!
Hani toplum baskısı, mahalle baskısı bir yana; kapanma örtünme yarışının hızla tırmanışı öte yana... “Efendim üniversite çağına gelen insan başını ister örter ister kapar, kendi seçimini kendi yapar” falan diyorduk ya... Alın işte! İlkokul çağındaki kızlar da kapansın ki bu milletin “namusu” kurtulsun!
Yetmez ama…
Şimdi biraz daha “yetmez ama”lara bakalım:
İlkokul öncesi
eğitim yok ediliyormuş! Boşverin ona! Yetmez ama kız çocuklara 4 sınıf yeter de artar bile!
Yetişkin gençleri umreye götürmek yetmez, ilkokul öğrencilerini götürün bence!
İlkokula Arapça dersi koymak da yetmez, bence ilk elde Arapça zorunlu ders olmalı, daha sonra da Latin harflerini atıp yerine Arap harflerine geri döndürürüz…
Şimdilik cumartesi, pazar tatil okullarımız, ama yetmez cuma da tatil olmalı... Gerekirse hani baktık ki bilimden irfandan fazlasıyla uzaklaşıyor gençlerimiz, o zaman pazar gününü ekleriz okul günlerine...
Başbakan’ın arzusu doğrultusunda “dindar ve kindar bir gençlik yetiştirme projesi” hayırlı olsun diyecektim ki...
Ooooo, ben geç bile kalmışım...
Gençlerimiz yeni yasa tasarısı üzerinde bol bol tartışıyor bile: İçlerinde çoğu Başbakan’ın “dinci olmasın da tinerci mi olsun” deyişini örnek almış:
Şöyle diyorlar: “Ne yani matematik, fen öğrenmek, dinini öğrenmekten daha mı önemli!”
Karşıdevrim dolu dizgin sürmekte anlayacağınız…