Ülkenin siyasi partileri, sivil toplum örgütleri, sendikaları, toplumsal duyarlılığı gelişkin tüm kesimlerine çağrıda bulunuyoruz: Gelin alın terimizle alay edilmesine izin vermeyelim, gelin işçi sınıfına omuz verin!
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'na bağlı Büro İş Sendikası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Asgari ücret açıklaması üzerine yaptığı çağrısında;
"Dün sabah saatlerinde, iş yerlerimizde aldığımız acı bir haberle tüm gün çalıştık. Balıkesir’ de, çalıştıkları fabrikada hayatlarını kaybeden kardeşlerimiz, hepimizin bir kez daha patronların kar hırsını, onları kollayıp büyütenlerin umursamazlığını ve biz emekçilerin canımız pahasına çalıştığını ayan beyan gösterdi.
Bu elim olayın üzerinden yaklaşık on iki saat geçmişti ki yeni bir
haber daha aldık. Günlerdir beklenen açıklama yapıldı.
Asgari ücreti belirlemek için toplantı üstüne toplantı yapıldı, yenildi, içildi ve sonunda birçok ilde bir dairenin kira bedelini dahi karşılamayan 22.104 ₺ açıklandı.
İşçinin bir ay boyunca geçinmesi için reva gördükleri ücret, beylerin bir akşam yemeği.
Açıklanmadan hemen önce ise işçinin alın teri kurumadan hakkının verilmesi gerektiğinden bahsetmişlerdi.
Nedir asgari ücret, kimin emeğini neyle ve nasıl ölçüyorsunuz ?
*Sendikalaştırdığınız ya da patron sendikalarına yönlendirdiğiniz işçilerin,
*Karın doyurmakta zorlanan emeklilerin,
*Kiralarını ödeyemez hale getirdiğiniz memurların,
*Çalışmayı tam zamanlı, öğrenimini ise yarı zamanlı tamamlamak zorunda bıraktığınız üniversite öğrencilerinin,
*İşsizlerin…
Yani koca bir işçi sınıfının temsiliyetini kim elinde bulunduruyor da asgari ücreti belirliyorsunuz?
Bizler işçiler, emekliler, memurlar, öğrenciler, işsizler olarak milyonlarız. Peki, bize reva görülen bu ücretlere daha ne kadar tahammül edeceğimizi düşünüyorsunuz ?
Yoksulluğa, açlığa, sefalete mahkum ettiğiniz milyonlar daha ne kadar susup çalışırız? Dört bir yanımızı saran eşitsizliklere daha ne kadar dayanırız?
Tarihsel bir sorumluluğumuz var biliyoruz ve Büro İş Sendikası olarak bu sorumluluktan kaçmıyoruz. İşçiler sınıf kimliğini yitirdiğinde sermaye istediği gibi at koşturmaya başlar ve buradan ülkemizin yararına bir tek kazanım çıkmaz. Bu ücretleri bize reva gören patronların, patron sevicilerin karşısına dikilmeye hazırız.
İşçilerin birliğine ihtiyacımız var.
Seçim sandıklarında kilitlenmiş haklarımızı gerçek bir mücadele ile söküp almaya ihtiyacımız var.
Tüm sendikalara hatırlatıyoruz: Milyonların hakkına, hukukuna, alın terine sahip çıkmak, bu düzene dur demek zorundayız.
Ülkenin siyasi partileri, sivil toplum örgütleri, sendikaları, toplumsal duyarlılığı gelişkin tüm kesimlerine çağrıda bulunuyoruz:
Gelin alın terimizle alay edilmesine izin vermeyelim, gelin işçi sınıfına omuz verin!
Çağrımız net ve somuttur.
İşçi Memur El Ele Genel Greve."
Kaynak : istanbulgercegi.com