Bütçe görüşmelerinde konuşan Süleyman Soylu HDP'lilere 'haysiyetsizler' dedi, Meclis'te tansiyon yükseldi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İçişleri Bakanlığı'nın ve bağlı kurumların bütçeleri üzerine Meclis'te sunum yaptı. Soylu'nun HDP'ye yönelik sözleri tansiyonu yükseltti.
2021 Merkezi Yönetim bütçe ve 2019 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor. İçişleri Bakanlığı ve bağlı kurumların bütçeleri üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sunum yaptı.
HDP'liler, Süleyman Soylu'nun konuşmasını protesto etti. HDP'nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, "Suçsuz yere hapsedilen, işkence gören, katledilen hiçbir canı unutmadık, unutturmayacağız. Suçların müsebbibi olan şahısların koltuklarında rahat rahat oturmalarına izin vermeyecek, her fırsatta karşılarına dikileceğiz. Süleyman Soylu’yu Meclis’te protesto ettik" denildi.
Soylu, HDP'lilerin protestolarına tepki gösterdi. Hakkari'deki yatırımları anlatan Soylu, HDP'lilere, "Ohhh, paralar PKK'ya gitmiyor, millete gidiyor, oh, oh. Kayyumdan aldığımız belediyeler, 600 belediye başkanı, 73 belediye başkanı altı yüz doksan dört yıl bin on ay hapis cezası aldı. Bu da size kapak olsun" dedi.
Soylu'nun HDP'lilere yönelik 'Haysiyetsizler' sözü tansiyonu yükseltti. HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "İçişleri Bakanı Soylu burada Kürt halkına ve Türkiye demokrasi güçlerine bizim üzerimizden "haysiyetsiz" demiştir. 20 milyon kere bunu iade ediyoruz size, 20 milyon kere haysiyetsiz lafını aynen size iade ediyorum" ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Soylu, konuşmasında DEVA ve Gelecek partileri için de şunları söyledi:
"Nereden zuhur ettiği belli olmayan dünün acizlerinin, yeni partilerinin karşı mahalleye yaranmak için yaptıkları açıklamalar yargıya "sopa" diyerek itibarsızlaştırmaya çalışmaları bize sökmez. Onlardan PKK'ya ne deva olur, ne de gelecek olur."
Soylu'nun Meclis'teki konuşmasından bazı bölümler şöyle:
"Eskiye göre çok önemli bir farkımız var, artık hiçbir probleme tek gözlükle bakmıyoruz. Mesela kırk yıldır mücadele ettiğimiz PKK terör örgütüne karşı artık sadece silahlı mücadele yürütmüyoruz. Arkasındaki destekle, hem sebep olup hem de sömürdükleri doğu ve güneydoğunun geri kalmışlığı ve yalnızlaştırılmasıyla da mücadele ediyoruz. Örgüte istihbarat sağlayan, belediye kepçesiyle çukur kazan, belediye aracılığıyla terörist cenazesini kaldıran, bombalı eylem yaptıran, teröristin adını cadde ve sokaklara veren, belediye binasında roketatar ve silah depolayan, arka odadaki Kandil'in müfettişinden talimat alanlara, elinde silah yok ve mağarada yaşamıyor diye göz yummuyoruz artık. İspanya Batasuna'ya ne yapmışsa biz onu yapıyoruz. İspanya Yüksek Mahkemesi Batasuna'yı kapatırken demişti ki: Şiddetin kınanmasının reddedilmesi ve bunun diğer bütün partiler tarafından kınanırken yapılmaması terörizme örtülü bir destek anlamına gelir. Hani birileri bugün PKK'yı kınayamıyor ya. Batasuna avukatları AİHM'e itiraz edince AİHM'de net bir cevap verdi, dedi ki: Ön gerekçe bu değil ama tek gerekçe bu olsaydı bile karar doğrudur, sözleşmeye aykırı değildir. İşte, biz meseleye böyle bakıyoruz.
İtalya'da olan biten bizdekinin aynısıydı. 2013'te 38, 2018'de 43, 2019'da 45 belediyenin seçimle gelmiş yöneticilerini kirli ilişkileri, ağları nedeniyle İtalya'da yerine kayyum atadılar. Ne dünyadan ne muhalefetten kimsenin gıkı çıkmadı, kimse kalkıp geçmiş olsuna gitmedi, kınama beyanları yapmadı Biz kimseye Yunanistan'da Altın Şafak Partisi'ne yapılandan, İspanya'da, İtalya'da yapılandan, Fransa'da yapılandan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki ilkelerden, Venedik Kriterleri'nden farklı bir muamele yapmıyoruz. Teröriste, terörist diyoruz; destekçisine de terörist diyoruz. İhbarcısına, işbirlikçisine, çocukları kandırıp dağa gönderen belediye başkanına terörist diyoruz, İmralı'daki devrik terörist başına terörist diyoruz. Ve koltuğu için birbirini yiyen Edirne'deki Demirtaş'a da Karayılan'a da tecavüzcü bir Biçirpinin Duran Kalkan'a da terörist diyoruz.
Hiç merak etmeyin, biz içeride olan biten her şeyin farkındayız. Size soruyorum: Sabahtan beri Kandil'de elinize yazılıp verilmiş metinleri dinliyorum, Hiç birinde Demirtaş'ın ismi geçmiyor. Ne oldu Demirtaş'ı açığa mı aldınız? PKK'nın haber ajansından çocuk kandırıp gibi yaptığınız düzmece haberler bize sökmez. PKK bağlantısından görevden aldığımız belediye başkanlarına, bazı belediye başkanlarının daha koltuğuna oturmadan koşa koşa bu belediyelere geçmiş olsuna gitmesi, bizi Yunanistan'a şikâyet etmesi, bizi Avrupa'ya şikâyet etmesi bize sökmez. Nereden zuhur ettiği belli olmayan dünün acizlerinin, yeni partilerinin karşı mahalleye yaranmak için yaptıkları açıklamalar yargıya "sopa" diyerek itibarsızlaştırmaya çalışmaları bize sökmez. Onlardan PKK'ya ne deva olur, ne de gelecek olur. Sizin az buçuk haysiyetiniz olsa şu siviller için bir gün başsağlığı dilerdiniz. Haysiyetsizler, haysiyetsizler, haysiyetsizler.
(Engin Altay'ın 'HDP'yi kriminalize etmeyin' sözlerine) HDP'yi biz kriminalize etmiyoruz, etmeyiz de zaten. HDP'yi kim kriminalize ediyor biliyor musunuz? Lütfen, bazen üstü örtülü, açık, beraber olduğunuz HDP'yi korumak için böyle bir söz söylemeyin. HDP'yi kriminalize eden PKK terör örgütünün kendisidir, kendisidir, kendisidir. 28 şehidin, sivil şehidin, işçinin hesabını vermek durumundasınız. Sayın milletvekilleri, bunların içerisinde Kürt de var, bunların içerisinde Alevi de var, bunların içerisinde bizim insanlarımız var. Size bir şey söyleyeceğim, istismar edemeyeceksiniz. Kürtler de, Aleviler de bu ülkenin çimentosudur, çimentosudur, çimentosudur. Kimse kusura bakmasın. Biz, yaptığımız işin, verdiğimiz kararın, ortaya koyduğumuz mücadelenin doğru olup olmadığını anlamak için millete bakarız, eldeki sonuçlara bakarız. AK Parti hükûmetleri on sekiz yıldır Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da umutsuzluğu sildi, istismarı yere serdi. Annelerin çocukların hayalleriyle, babaların onurlarıyla buluşturdu. Hakkâri eskiden uzaklığın simgesiydi, bugün Hakkâri'miz festivaller şehri oldu; Kar Festivali, Çukurca'da Foto Safari, Ters Lale Festivali, Doğa Sporları Festivali, rafting yarışmaları Hakkâri'de yapıldı.
Bir yılda Hakkâri'de 21 kilometre, Yüksekova'da sadece belediyeler 32 kilometre asfalt yol yaptı. Hakkâri genelinde iki yılda 25 okul tamamlandı. Organize sanayi bölgesinin adımları atıldı. Musluklardan suyunu akıtamadınız, yirmi dört saat akıtıyoruz şimdi, yirmi dört saat. Üstüne bir de Hakkâri'ye doğal gaz getirdik, 6 bin konut abone oldu. İsviçre örneğini verdim ama Hakkâri'nin pistini 3.500 metreye çıkardık, şimdi de Allah'a şükür 5 yıldızlı otel yapıyoruz Hakkâri'ye. Yüksekova'da Bakanımız yaptı 3.208 konutu, Derecik ve Yüksekova'da yeni hastaneler bitiyor inşallah. Yine, ifade edeyim, üniversitenin1'inci etabı bitti, 2'nci etabının yüzde 80'ni tamamlandı. Ve yine Yüksekova'ya, Şemdinli'ye yeni kaymakamlık binası yapılacak, Derecik'te temellerini attık. Ohhh, paralar PKK'ya gitmiyor, millete gidiyor, oh, oh. Kayyumdan aldığımız belediyeler, 600 belediye başkanı, 73 belediye başkanı altı yüz doksan dört yıl bin on ay hapis cezası aldı. Bu da size kapak olsun."
HDP'li Oluç: 'Haysiyetsiz' sözünü 20 milyon kere bunu iade ediyoruz
Soylu'nun konuşmasının ardından söz alan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "Biraz evvel burada bir şov izledik. Her sene, İçişleri Bakanı buraya gelip, bu Mecliste, aynı şovu yapıyor. Bu şovu yapmasının nedeni iktidar için mücadelesini bizlerin üzerinden sürdürerek mevzi kazanmaktır. Bu şovu yapmasının nedeni odur" dedi.
Oluç'un konuşması şöyle:
"Öncelikle şunu söyleyeyim, Halkların Demokratik Partisi Grubu ve milletvekilleri 6,5 milyon seçmeni, aileleriyle beraber 20 milyona yakın insanı temsil etmektedirler. Kürt halkı başta olmak üzere Türkiye demokrasi güçlerinin temsilcisidirler.
İçişleri Bakanı Soylu biraz evvel burada Kürt halkına ve Türkiye demokrasi güçlerine bizim üzerimizden "haysiyetsiz" demiştir. 20 milyon kere bunu iade ediyoruz size, 20 milyon kere haysiyetsiz lafını aynen size iade ediyorum. Birincisi bu. İkincisi, bakın, biz haysiyet, onur, hakikat, demokrasi, özgürlük, hukuk, adalet… Barış, özgürlük mücadelesi veriyoruz. Demokrasi mücadelesi veriyoruz. Siz ise Kürt düşmanlığı yapıyorsunuz. Kürt halkına hakaret ediyorsunuz. Siz hukuksuzluk mücadelesi veriyorsunuz. Adaletsizlik, eşitsizlik sizin esas işinizdir. Burada her şeyden bahsettiniz, her şeyden bahsettiniz. Hukuk ve demokrasiden bir tek kelimeyle bahsetmediniz. Neden? Çünkü siz hukuka düşmansınız. Çünkü siz demokrasiye düşmansınız çok açık ve net biçimde. Çünkü siz eşitsizliği, zulmü, Kürt halkının iradesinin gasbedilmesini, yolsuzluğu, kayyumların yolsuzluğunu temsil ediyorsunuz o nedenle hukuk ve demokrasiden bahsedemezsiniz. Şimdi, tekrar söyleyelim bu Meclis sizin iktidar içi, iktidar bloğu içindeki mevzi kazanmak için sürdürdüğünüz mücadelenin şov alanı değildir. Buradaki muhalefet partileri, sizin iktidar kazanmak için ve daha önce "namert" dediğiniz insanların yerine geçebilmek için sürdürdüğünüz mücadelenin araçları değildirler. O nedenle, Halkların Demokratik Partisi Grubu adına, partisi adına, seçmenleri adına bize yaptığınız bütün hakaretleri, bütün insanlık dışı söylemleri size aynen iade ediyoruz ve söylediğiniz hiçbir şeyi ciddiye almıyoruz."
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları