loading
close
SON DAKİKALAR

Çanakkale Gerçeği, İstiklal harbi ve Atatürk

Çanakkale Gerçeği, İstiklal harbi ve Atatürk
Tarih: 26.04.2020 - 02:31
Kategori: Siyaset

Adalet Partisi Genel Başkanı Dr. Vecdet Öz; Türk tarihi bir bütündür ve başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tarih boyunca göğsünü düşmana kahramanca siper etmiş olan tüm komutanlar bu milletin evladıdır. Tarihi ve kahramanlarını birbirinden ayırmak, verilen milli mücadeleleri küçümsemek hiç k...

“Kulaktan dolma bilgileri tarih sanan bir milletin düşmana ihtiyacı yoktur!.”

Makalemi sabırla okumanızı diliyorum..

Detaylara girmeden önce yanlış olan tarihi bir bilgiyi düzeltmekte yarar görüyorum, zira İstiklâl Harbi ve sonrasını kapsayan tarihi süreci anlamak için bu gerçeği bilmek gerekir!

“Birinci Dünya Savaşı, batılı kaynakların bizlere dikte ettiği gibi 1914 yılında başlayıp, Osmanlı Devleti'ni de içine alarak 1918 yılında yapılan Mondros Anlaşmasıyla bitmemiştir..”

Eğer durum böyle olsaydı akla şu sorular gelmez miydi?

- 1918-1922 tarihleri arasında biz kiminle ve neden savaştık?
- Savaştığımız Yunan'ın ağababaları itilaf devletleri değil miydi?
- 30 Ağustos 1922, sadece Yunan'a karşı kazanılan bir zafer miydi?
- Eğer bu zafer sadece Yunan'a karşı kazanılmışsa ve Birinci Dünya Savaşı 1918'de bitmişse, 6 Ekim 1923'de İstanbul'un işgaline son verenler kimlerdi?

Birinci Dünya Savaşı sürecini eğer gerçek bir Türk tarihçisine soracak olursanız; Mondros Anlaşması’nın sadece savaşta Türk'ün aleyhine verilmiş bir ara karar olduğu, Türk’ün son sözünü henüz söylemediği ve Dünya Savaşının daha bitmediği cevabını alırsınız.

Çünkü, 1918-1922 arasında zuhur eden İstiklâl Savaşı, Mondros ara kararıyla Türk'ün aleyhine dönen Birinci Dünya Savaşının yeniden Türk'ün lehine döndüğü bir milli mücadele sürecidir..

Daha geniş anlamda ifade edilecek olursa; Birinci Dünya Savaşı, 13 Eylül 1683 günü Türk tarafının Viyana'dan geri çekilmesiyle başlamıştır. Bu çekilme  ancak 238 sene sonra yani 13 Eylül 1921'de Sakarya Meydan Muharebesinde kazanılan büyük zaferle durdurulmuş ve bu zaferle birlikte Birinci Dünya Savaşı da sona ermiştir. Bu bitiş ise 6 Ekim 1923'de İstanbul'un ikinci kez fethi ile taçlandırılmış ve Türk Milleti iadeyi itibar kazanmıştır..

Ne yazık ki bu gerçek yıllardır gizlenerek neslimiz üzerinde Birinci Dünya Harbi'nin sadece "Osmanlı" ile alakalı olduğu konusunda algı operasyonu yapılmış, asıl mağdurun Türk Milleti olduğu batı kaynaklı "resmi tarihimizde" beyinlerde özellikle arka tarafa itilmiştir.

Şimdi gelelim diğer tarihi gerçeğe!.

Batının diğer bir tarihi algı operasyonu da, Çanakkale Savaşı üzerinden Mustafa Kemal Paşa hakkındaki yanıltıcı söylemlerdir..

Aşağıda tarihi bilgiler, bu yalana bilerek yada bilmeyerek iştirak edip ‘Mustafa Kemal Paşa Çanakkale'de ne yapmış ki’ diyenlere verilmesi gereken cevaptır!.

Eğer ki Gazi Mustafa Kemal Paşa olmasaydı ne Çanakkale Zaferi, ne İstiklâl Harbi ne de sonrasında çocuklarımıza anlatacak bir tarihimiz olurdu..

Neden mi?

Öyleyse lütfen okuyun!.

Yazımın başında da belirttiğim gibi İstiklâl Harbi, Çanakkale Savaşını da kapsayan Birinci Dünya Savaşı’nın Türk’ler lehine sonuçlanmış nihai sürecidir..

Bu süreci daha iyi anlayabilmek için Çanakkale ve Atatürk gerçeğini çok iyi kavramak gerekir!..

Her ne kadar Batı kaynaklı "resmi tarihte" İstiklâl Savaşı Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışı veya Hasan Tahsin'in İzmir'de Yunan'a ilk kurşunu atması ile başladığını yazsa da gerçek Türk Tarihi doğru araştırılınca ve tarihe milli bir Türk tarihçisi gözüyle bakınca bu başlangıcın, Atatürk’ün Çanakkale’de tarihin akışını değiştiren kararı ile olduğu gerçeği ortaya çıkar...

1915 yılında Çanakkale Savaşında;
200 yıldır hücum kelimesini unutmuş olan Türk Orduları'nın başına getirilen zorlama komutan Alman Liman Von Sanders, Çanakkale'de düşmanın asıl kuvvetleriyle Saros körfezine çıkacağı varsayımı üzerine plan yapmıştı.

Genç komutan Mustafa Kemal, tümenlerden aldığı rapor ve kendi yaptırdığı gözetlemeler sonucunda, düşmanın çıkartma yapacağı yerin Saroz değil Arıburnu ve hedefledikleri yerin de Conkbayırı ve Kocaçimen tepesi olacağını öğrendi. Bunu acilen Liman Von Sanders'e anlattı ve belgeleriyle ispatladığı hâlde, ne yazık ki Sanders'in Saros körfezinde ısrarı ile karşılaştı.

Üstün zekası ve lider ruhu ile durumdan vazife çıkarıp hiç tereddütsüz Sanders’in emrine itaatsizlik ederek Türk milleti adına insiyatif kullandı ve düşmanın çıkarma yapacağı yeri birlikleriyle kontrol altına aldı..

İşte bu başkaldırış ve kaderimizin dönüm noktası olan tarihi karar bir milletin ayağa kalkışının ve kendisine düşmanlarca biçilmiş rolü kabul etmeyişinin ilk adımıdır..

Eğer Mustafa Kemal, o gün zorlama komutan Sanders'in sözünü dinleseydi, Türk tarihi Çanakkale’de nihayet bulacaktı..

Zannediyorum bu bilgiler ‘Mustafa Kemal Çanakkale'de ne yapmış ki’ diyen ve yine bu kutlu zafer sonrası devam eden milli mücadele süreci ile Şehit kanıyla kazanılan İstiklâl Harbi’ni küçümseyen zavallılara net bir cevap niteliği taşır!.

Türk tarihi bir bütündür ve başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tarih boyunca göğsünü düşmana kahramanca siper etmiş olan tüm komutanlar bu milletin evladıdır. Tarihi ve kahramanlarını birbirinden ayırmak, verilen milli mücadeleleri küçümsemek hiç kimsenin haddi değildir..

Gerçek tarih, maksatlı yazılmış düzmece bilgilerden değil doğru kaynaklardan öğrenilmelidir. Artık bu gerçeği Türk Gençleri anlamalı ve gelecekteki planlarını geçmişten ders çıkartarak bu doğrular üzerinden yapmalıdır.

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları