Cem Say: Yapay zeka elektriğin icadı kadar gerçek ve hayatımızda elektrik kadar olacak
Bilim ve Gelecek Dergisi ile Büyükçekmece Belediyesi işbirliği ile düzenlenen “YAPAY ZEK” konu başlıklı seminer, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Say’ın sunumu ile gerçekleştirildi.
Bilim ve Gelecek Dergisi ile Büyükçekmece Belediyesi işbirliği ile düzenlenen “YAPAY ZEK” konu başlıklı seminerin açılış konuşmasını yapan Bilim ve Gelecek temsilcisi Eğitimci, Yazar Ahmet Doğan “ Belediye Başkanımız Hasan Akgün ve Kültür işleri müdürü Nazan Karagözoğlu olmak üzere, gerek Belediye içerisinde gerek dergi olarak yanımızda, sahne arkasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Her zaman farklı ve insana dokunan çalışmalarımız devam ediyor, edecek. Bu anlamda geleceğin dünyası, Yapay Zekâ konusu için hocamız Cem Say’a sözü bırakıyorum” ifadelerini kullandı.
Odatv'den Emel Seçen'in aktardığına göre Atatürk Kültür Merkezi büyük salonda gerçekleşen ve seminer sonunda soru-cevap kısmı da dâhil olmak üzere üç saati bulan seminere ilgi büyüktü. Prof. Dr. Cem Say, karşımızda olan olgunun göz ardı edilemeyeceğini; yapay zekânın dünyanın gördüğü tarım ve sanayi devrimleri gibi gerçek olduğunu vurguladı. Endüstriyel anlamda da aslında bütünüyle insan hayatına dokunacak olan Yapay Zekâ’nın tarihçesinden, gelişme süreçlerine kadar geleceği paylaştı.
Prof. Say şöyle konuştu: “En başta şunu ifade etmeliyim, Yapay Zekâ elektriğin icadı kadar gerçek. Ve bu hayatımızda elektrik kadar olacak. Bir ulaşılamazı görüp, hayal edip, imkânsızı imkânlı hale dönüştürme işi. Bir örnek vermek gerekirse 1997 yılında insan, makineyi yenemez denilmesinin üzerinden henüz 3 - 4 ay geçmişti ki IBM makinesi dünyaca ünlü satranç şampiyonu Kasparov’u yenebilmişti.
Esas olarak biz yapay zekâya şu an da aşina olmuyoruz. Bunun tarihçesi eskilere, ilk dört işlem yapan aleti bulan Gottfried Wilhelm Leibniz’e kadar gitmektedir. Yıl 1673. İlk dört işlemi yapabilen makineyi bulduğu için İngiltere Kraliyet Akademisine üye kabul ediliyor o yıllarda, Leibnez. Sonrasında ki düşüncesi ise bunu makineye yaptırabildiğimize göre neden farklı zihin gerektiren işleri de makineye yaptırmayalım sorusu gündeme geliyor. Bir çeşit matematiksel akıl yürütme gibi düşünülüyor. Yapay Zekâya bilgiyi aktaran insan doğrulama ve yanlışlama için 0 ve 1 rakamlarını kullanıyor. 0 ve 1 rakamlarını kullanarak bir dil oluşturuyor aslında. Mantığı cebir diliyle yazmak biçiminde. Bu Leibnez’in hayaliydi ama bu hayali George Bool başardı. Devamında birçok mantıkçı ve matematikçi mantıkla cebiri evlendirme işiyle uğraştı. Bu süreç, Alan Turing’e kadar devam etti. Alan Turing, İkinci Dünya savaşında Alman istihbaratının şifrelerini kıran ve bu nedenle ikinci dünya savaşını kazandığı söylenen 20. Yüzyılın en büyük bilim adamıdır. Alan Turing başka makineleri ve kendisini de taklit edebilen ilk elektronik bilgisayarın yaratıcısıdır. Devam eden yıllarda yapay zekâ bilimi hızla gelişti. Beynin çalışmalarındaki sinir hücrelerini girdi ve çıktıları modelleyen çalışmalar başarılı oldu. Bugün bilgisayarlara birçok şeyi yaptırıyoruz. Bu hızlı gelişme teknik olmak dışında toplumsal hayatla ilgili birçok soruyu da beraberinde getiriyor. Bazı mesleklerin yok olması, işsizliğin artması, hatta robotların dünyayı ele geçirmesi gibi.
O zamanlardan bu zamanlara teknoloji hızla ilerliyor. Her gün farklı veri akışları, yenilenen buluşlar, otomasyon, veri hızı süreçleri işliyor. “Yapay zekâ insanın yerini alacak mı?” sorusu sık karşılaşılan bir soru. Ben maden ocaklarında, köle-insan sömürüsünde kullanılmasını, insanın yerini almasını isterim. Mesela her gün savaşta şehit vermek yerine robot kaybetmek daha mantıklı. Düşünürsek eskiden ellerimizde cep telefonu yokken, başka bir il ile görüşebilmek için sıraya girerdik. Bir süre zarfında karşı tarafı ana operatör bağlardı. Bugün bir meslek oalrak santral operatörlüğü bitti. Bunun gibi farklı meslek gruplarının yerini kaçınılmaz şekilde robotlar alacak. Bundan kaygı duymak yerine, o robota doğru bilgiyi nakledebilmek için eğitimin şart olduğunu öncelikle idrak etmek lazım. Bilgisayar her şeyi yapar mı sorusuna gelince, yapamadığı ya da yeterince doğru yapamadığı örnekler var. Evet, bugün Google, translation dil çevriminde yer alabiliyoruz. Ancak verilerin doğru girilmesi gerekir. Bunun için de önce kendi dilinizi iyi bilmelisiniz. Gerek bu nedenle gerekse diğer dilin özelliklerini çok iyi bilmediğimiz için ve elbette bilgisayara da bunu aktaramadığımız için de çeviri sorununu henüz istediğimiz gibi çözemedik. Ancak binlerce onbinlerce, yüzbinlerce insan bilgisayar ortamında yazışıyor. Bunların hepsi bilgisayar için data. Sizler de farkında olmadan sorunun çözümüne yardımcı oluyorsunuz. Dolayısı ile herkes her şeyi bilemez. Ve zaten tüm sosyal paylaşım ağlarını kaçınılmaz bir şekilde kullanarak hem de ücretsiz olarak kendi bilgilerinizi de dataya vermiş bulunuyorsunuz. Ortalama üzerinden kabul gören değerler sistemine bir katkı bu aynı zamanda.”
Seminer sunum sonrası sorular ve yanıtlarla devam etti. Katılımcılar Sayın Cem Say’a teşekkürlerini iletti. Toplantıya katılamadığı özrü ile Belediye Başkanı Hasan Akkün’ün gönderdiği çiçek, Ahmet Doğan tarafından Cem Say’a sunuldu. Devamında Belediye Başkanı Dr.Hasan Akgün’ün öğrencilere hediyesi olarak, Bilim ve Gelecek yayınları tarafından basılan “50 Soruda Yapay Zeka” kitabı, Prof.Dr.Cem Say imzası ile öğrencilere hediye edildi.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları