Adana Karataş Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, çiçek yetiştirmeyi yasakladı...
CHP milletvekillerinin Adana Karataş Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na yaptıkları ziyaret 'çiçek yasağı'nı ortaya çıkardı. Hürriyet gazetesinden Umut Erdemin haberine göre, mahkûmların koğuşta çiçek yetiştirmesine izin verilmedi. Bunun üzerine kurutulmuş çay, meyve ve yumurta kabuklarına çiçek ektiler, cezaevi yönetimi buna da izin vermedi.
Adana Karataş Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda, mahkûmlar ile cezaevi idaresi arasında ‘çiçek tartışması’ yaşandığı ortaya çıktı. Kadınların koğuşta çiçek yetiştirmek istemesine cezaevi yönetimi izin vermedi. Bunun üzerine kadın mahkûmlar, çayı kurutup, meyve ve yumurta kabuğundan oluşan karışımın içine çiçek ekti ancak cezaevi idaresi bunu da ellerinden aldı. 'Mahkûmları terbiye etmek için' suların da sık sık kesildiği iddia edildi. CHP Kadın ve Çocuk Hakları İnceleme ve İzleme Komisyonu Üyeleri Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve Bursa Milletvekili Sena Kaleli, Adana Karataş Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nu ziyaret etti. Kadın mahkûmların şikâyetlerini ve isteklerini dinleyen vekiller, daha sonra görüşmeyi ve cezaevinin durumunu rapor haline getirdi. Hürriyet’in edindiği CHP’nin raporunda şöyle denildi:
YEMEK YAPMAK DA YASAK
“Eskiden erkek cezaevi olan Karataş Kadın Cezaevi, 2008 yılında kuruldu. 200 kişi kapasiteli cezaevinde 228 mahkûm kalıyor.
0-6 yaş grubu 16 çocuğun kaldığı cezaevinde, yabancı uyruklu 7 kadın bulunmakta. Haftanın 4 günü kapalı görüşün yapıldığı cezaevinde koğuşlar 8 ila 22 kişilik.
Cezaevinin kreşi olmasına rağmen kullanılmıyor. Mahkûmlar kantinin çok pahalı olmasından yakınıyor. Kendi yemeklerini yapamıyorlar. Televizyon ve dolabı kendi imkânlarıyla aldılar.
'TERBİYE KESİNTİLERİ'
Cezaevinde su genellikle kesik. Su sıkıntısı çok fazla, mahkûmların iddiasına göre kendilerini terbiye etmek için sular kesiliyor. Ayda bir arama yapılırken, kıyafetlerin dağıtılmasından şikâyetçiler. Arama sırasında küçük makaslar dahi toplanıyor. Kaşlarını bile alamıyorlar. Çiçek istiyorlar. Çayı kurutup, meyve kabuğu, yumurta kabuğundan karışımın için çiçek ekmişler ancak idare bunu da ellerinden almış. ‘Canlı bir şeyler görmek istiyoruz’ diyorlar.
ÇOCUKLAR DIŞARI KAÇIYOR
Cezaevinde disiplin cezasının çok olması mahkûmların en çok şikâyet ettikleri konu. Havalandırmaya, tel örgülere pankart asılmasına 11 gün hücre cezası, açlık grevine ise disiplin cezası uygulanıyor. Disiplin cezası olanlar tahliye olmasına rağmen cezaevinden çıkamıyor. Cezaevinde sağlık konusunda revire ulaşmada sıkıntı yok. Adli Tıp’tan ‘Cezaevi şartlarında kalması uygundur’ raporlu 28-30 arası sürekli ilaç kullanmak zorunda olan hasta var. Cezaevinde kitapta sınırlama yok. Koğuşta 3 çocuk var. Çocuklar kapı açılınca dışarı kaçıyorlar.
PERSONEL BÜYÜK SIKINTI
13 koğuşun bulunduğu cezaevinde idari açıdan en büyük sıkıntı personel eksikliği ve kadın personelin eş durumundan tayin olması. Çalışanların sıkıntılarından biri de özel günlerde, milli bayramlarda açık görüş olduğu için çalışmak zorunda olmaları. Kadın cezaevinde doğum izni, süt izni olduğu için personel diğer cezaevlerinden daha fazla olmalıdır.”
NEDEN SİYASİ OLABİLİR
CHP’li Yüceer ise rapor ile ilgili şunları söyledi: “Aslında diğer cezaevlerinde çiçek yetiştiriyorlar ve yasak değil. Ancak burada izin vermemişler. Buradakilerin ve görüştüklerimizin çoğu siyasi suçlulardı. Belki siyasi suçlu olmaları nedeniyle cezaevi şartlarında biraz daha zorlamalara gidilmiş olabilir. Cezaevi yönetimi konuyla ilgili net bir açıklamada bulunmadı. Cezaevinde dahi kadın farkını görebiliyoruz. Talepleri çok farklı. Bir şeyleri yaşatmak istiyorlar. Nerede olursa olsunlar yaşama dokunmak, yaşatmak istiyorlar.”
CHP Cezaevi Raporu: Kanunsuz yasak
Cezaevlerinde kullanılabilecek veya yasaklı eşyalar iç tüzük ve yönetmeliklerle belirleniyor. Cezaevi Yönetmeliği’nin 13’üncü maddesi koğuşlarda nelerin yasaklı olduğunun sınırlarını çiziyor. Yönetmelikte, koğuşlarda sigara içmekten, koğuş duvarlarına yazı yazmaya kadar pek çok yasak tek tek sıralanırken, çiçek yetiştirmekle ilgili bir yasaklama yer almıyor. Ancak çiçek yetiştirmenin sınırları genelgelerle belirleniyor. Bu genelgelere göre her koğuşta 1 saksı çiçeğinin yetiştirilmesi ve kafeste 2 muhabbet kuşunun beslenmesine izin veriliyor. Ancak bu uygulamada da cezaevleri yönetiminin farklı tavırları görülebiliyor. Kimi idareler bunu uygularken, kimi idarelerse uygulamıyor. Cezaevlerinde çiçek yetiştirme ile ilgili geçmiş dönemlerde de sorunlar yaşanmıştı. 4 Mart 2011’de Odatv soruşturması kapsamında gözaltına alınan gazeteci-yazar Doğan Yurdakul, Silivri Cezaevi’ni anlatırken, “Bitki yetiştirmek yasak, kuş beslemek serbest. Çiğ yumurta yasak, katısı serbest” demişti. Bingöl M Tipi Cezaevi’nden 18 PKK’lının 1 yıl boyunca kazdıkları tünelden firar etmelerinden sonra da bölgedeki cezaevlerinde güvenlik önlemleri artırılmıştı. Önlemler kapsamında cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler tarafından saksılarda yetiştirilen çiçekler koğuşlardan toplatılmış ve cezaevinden çıkarılmıştı. Ankara Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan Deniz Tepeli de yazdığı mektupta, cezaevinde çiçek yetiştirmenin yasak olduğunu ve tutukluların yetiştirdikleri çiçeklerin gardiyanlar tarafından söküldüğünü anlatmıştı.