CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçen, mesele 6284'ü doğru uygulamak
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ve Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Çeşme Belediyesi tarafından düzenlenen "Türkiye'de kadın hakları" konulu söyleşiye katıldı.
Aya Haralambos Kültür Merkezi'nde Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli'nin moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide Gökçen, partisinin iktidarında "'Devleti artık siz çocukların, kadınların arkasında göreceksiniz' diyen bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hükümeti olacak. Bu başlı başına bir şeyleri değiştirecek" dedi.
Kadın cinayetlerinin birer rakam olmadığını belirten Gökçen şunları söyledi:
"İnsanların her birinin bir hikayesi var. Her gün bir kadın ölümünden bahsediliyor sanki doğal ölümmüş gibi. Kovid zamanında bazı rakamlar açıklanıyordu hepimiz, hatırlarız ve hepimiz içinde bir travma olmuştu. Her her geçen gün o hastalıktan ölen insanların sayısını görüyorduk. Bir anıt sayaç var ve orada sürekli öldürülen kadınları görüyoruz. Ama bunlar doğal ölümler değil. Bunlar sanki ülkemizin bir gerçeği. Sanki bizim kabul etmek zorunda olduğumuz veya 'vah vah' deyip geçeceğimiz şeyler değil. Bunlar ciddi bir politik sorunu ifade ediyor aslında bu cinayetler. Katledilen kadınların arkasından ne söylediğiniz, ne söyleyeceğimiz de önemli. Buraya gelirken bir yandan kadınlar öldürülürken biri de bir açıklama yapıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır' sloganınının bazı marjinal grupların sloganı olduğunu söylemiş ve bu bunu söylerken bugünü seçmiş. Şimdi bugün konuşulabilecek çok şey var. Kadınların canını nasıl kurtarabileceğimize dair bir şeyler söyleyebilir. Türkiye'de en azından yanlış giden bir konu olduğunu burada kabul edebilir. Kendi milletvekillerinin de kabul ettiği gibi. Kendi partililerinin de kabul ettiği gibi. Mecliste bir komisyon kuruldu başkanını başkanlığını bir erkeğe verdiler ama böyle bir sorun olduğu ortada. Ama Cumhurbaşkanı bu sorunun nasıl çözüleceğine dair bir şeyler söylemek, cümleler kurmak yerine hâla İstanbul Sözleşmesi'ni savunanları marjinalleştirip ötekileştirmeyi tercih ediyor. Burada siyasi bir tercihle karşı karşıyayız."
"Kadınların şiddetten korunabilmesinin en önemli yollarından biri gerçekten kendi sosyal hayatlarının ve ekonomik özgürlüklerinin olabilmesi bu çok hayati bir şey" diyerek sözlerini sürdüren Gökçen, şunları söyledi:
"Çünkü sosyal devlet ne kadar yoksa kadının üstüne yüklenen bir görev oluyor. Diğer taraftan da o görevlerin her birinde yani evinde engellisi varsa kadının bakması, yaşlısı varsa hastası varsa kadının bakması çocuklara kadının bakması bekleniyor. Kadın o yüzden kendi uğradığı şiddeti sineye çekmek zorunda bırakılıyor çoğu zaman. O yüzden hem cesaret hem bütün bu ek görevleriyle birlikte daha güçlü olabildiği bir gelecek kurabilirsek ancak kadın daha fazla güçlenmiş olur. Bugün ortaya çıkmış olan bir mesele var; o da yine bugünün gündemi hiç olmamalıydı ama genel olarak da böyle olmaması gerekirdi. Yerel yönetimlerin yapabileceği ve bizim yapmasını çok desteklediğimiz bir uygulama; kreşler. Çocuklar için kreşlerin kurulması ve çocuklara bir kreş kurduğunuz zaman kadının özgürleşmesini, çalışabilmesini sağlıyorsunuz. Kadın çalıştığında güçlenebiliyor, para kazanabiliyor. Hem çocuğuna daha iyi bakabiliyor. Ama kendisi de başına bir şey geldiğinde yeni yollar arayabiliyor. Şimdi bir yazı geliyor. Bu yazıda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı döneminde kreş yapma sözü vermiş; sıkıysa kapatsınlar o kreşleri. Ama kreşleri kapatın diye bir yazı göndermek neyin nesi yani? Neyin nesi gerçekten? Yerel yönetimler ne yapabilir? Daha fazla kreş açabilir.
"6284 sayılı kanun hâla yerinde duruyor; mesele onu doğru uygulamak, uygulatmak"
Kadınların başvurabileceği bu ilçe veya büyükşehir ya da il belediyelerinde birbirinden farklı yetkiler var. O yüzden birbirinden farklı hukuki düzenlemelere tabi olduğu için sırasıyla sadece sayacağım. Sığınma evleri, danışma evleri açılması, hukuki psikolojik desteklerin sağlanması kadınlar için gerçekten çok kıymetli oluyor. Barolarla ve ilgili derneklerle veya meslek odalarıyla yapılan protokoller ve iş birliklerinin artması kadınların bir yere başvurduğunda sadece dert anlatır pozisyonunda değil, orada haklarını öğrenir ve hangi aşamalarda nerelere gitmesi gerektiği bilir bir şekilde oradan ayrılması, eğer işe ihtiyacı olacaksa, iş değişikliği yapması gerekecekse, çocuklarının okulunu değiştirmesi gerekiyorsa bütün bu imkanlar yasa tarafından nasıl sunuluyor? Bunu anlatabilecek mekanizmaların kurulması konusunda belediyelerin bir arıcılık yapması mümkün olabiliyor. Ben bunu önemli görüyorum. Çünkü hep olumsuz kısımlarını konuştuk ama bu ülkede kadın mücadelesi ve hak mücadelesi sayesinde 6284 sayılı kanun hâla yerinde duruyor; mesele onu doğru uygulamak, uygulatmak."
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları