CHP Genel Başkan Yardımcısı Torun: Halkımızın ne insani ne de maddi hiçbir değerini çar çur ettirmeyeceğiz

CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, partisinin belediye başkanlarına seslenerek, "Sizden menfaat bekleyenlerin gözünün yaşına bakmayın. Kimseye arpalık yapmak için dökülmedi bu terler. Halkımızın ne insani ne de maddi hiçbir değerini çar çur ettirmeyeceğiz" dedi.

CHP, 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye başkanları ile ilk değerlendirme toplantısını bugün Genel Merkezde gerçekleştiriyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, toplantının açılışında konuştu.

Torun, şunları söyledi:

"Çok başarılı bir seçim geçirdik. Değerini zamanla daha iyi anlayacağımız bir başarının paydaşları olduk. Türkiye’nin en büyük 11 ili artık CHP tarafından yönetiliyor.  Türkiye’nin nüfusu en kalabalık, ekonomisi en büyük ve kentlileşme seviyesi en gelişmiş şehirlerinin yerel yönetimleri CHP’ye geçti. Tek başına İstanbul, Ankara ve İzmir, 2019 verilerine göre Gayri Safi Milli Hasılanın yarısını oluşturuyor. İstanbul tek başına ülke gelirinin üçte birine sahip. Diğer sanayi şehirlerimiz Kocaeli ve Bursa’yı da önümüzdeki seçimde alacağımıza bütün kalbimle inanıyorum.

Türkiye son 50 yıl sağ iktidarların bilinçli politikalarıyla kentlere “yığıldı”. Belli başlı kentlerin dışında kırsal kesimi neredeyse tükenmiş, köyleri boşalmış, toprağı ekilmeyen, işlenmeyen bir vatanımız var. Bu ülke nüfusunun yarısından fazlası artık CHP’li belediyelerce yönetilecek.

Belediye vatandaşın devleti gördüğü kuruluştur. Halkımızın çoğu artık devlet diye CHP yönetimini görecek. Büyük bir iş başardık. Hep birlikte başardık. Başarı da büyük, sevinç de büyük ve doğal olarak sorumluluk da büyük. Şimdi burada oturan arkadaşlarım, ülke nüfusunun yarısını; ülke ekonomisinin de yaklaşık üçte ikisini temsil ediyor. Bu ülkedeki kaliteli üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, kültür sanat adalarının ve şirketlerinin neredeyse %90’ı bu masadaki arkadaşlarımın faaliyet sınırları içinde. Bu büyük başarı bize büyük de bir sorumluluk yüklüyor.

Kentlerin sokaklarını nasıl silip süpürüyorsak, 25 yıl önce sosyal demokratların bölünmüşlüğünü fırsat bilip üzerimize çöreklenen despot zihniyeti de silip süpürmek zorundayız. Önceliğimiz halk. Önce halk. Her zaman halk… Herhangi bir durumda karar vermemiz gerektiği anda, önce halkın çıkarlarını düşünmek zorundayız. Halk sağlığı, halk refahı, halk mutluluğu bizden de, ekiplerimizden de önemli olmak zorunda. Bu halk sonucu sever. İşte deneyimli arkadaşlarımız burada. Becerirsen kazanırsın, beceremezsen kendinle birlikte partini de batırırsın. Bu kadar acı ve bu kadar gerçek.

Şimdi sizin de önlerinize inanılmaz engeller çıkartılacak. Sizin göreviniz bağcıyı dövmek değil, o üzümü toplayıp halka yedirmek. Sizin göreviniz iktidarlar çatışmak değil, iktidarla çalışmak. Sizin göreviniz kalp kırmak değil, rekor kırmak. Hizmet rekoru, sevgi rekoru, teveccüh rekoru.Sizden mükemmel belediyeciler olmanız dışında hiçbir şey istemiyoruz. Çünkü sizin başarınız, CHP’nin başarısı hanesine yazılacak. Başarısız olursanız, bu da CHP’nin hanesine yazılacak.

Başarı bir idare sanatıdır, yüze gülme sanatıdır, sistemli ve uzun vadeli stratejiler kurmanın sonucudur. Evet, bütçelerinizi kısacaklar, sizi çok zorlayacaklar. Ama unutmayın ki, belediyecilik açısından yoksulları mutlu etmek zenginleri mutlu etmekten çok daha önemli ve değerli. Enerjimizin aslan payını yoksullara, birinci ve ikinci kuşak göçmen kentlilere, henüz kent aidiyeti yaşamayan ve bu nedenle AKP’nin oy deposu olan kitlelere vermeliyiz.

31 Mart yerel seçim başarımızın mimarı Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na linç girişimi yapılan Ankara Çubuk, Ankara’nın en az hizmet alan ilçelerinden biridir. İstanbul’un belediyecilik adına en acınası durumda olan ilçelerinde AKP %80’lere varan oylar alıyor. Büyük kentlerin en mutsuz ilçelerinde yaşayan geçim derdinde vatandaşlarımız onları mağdur bırakan iktidara aşkla bağlıyken, hiç temas etmedikleri CHP’ye sınıfsal bir kinle yaklaşıyorlar. Ne garip değil mi? İşte bugün bu paradoksu kırma fırsatı elimizde. CHP yeniden yoksulların partisi olacaksa bunu siz sağlayacaksınız.

Bugünden itibaren en çok kent mağdurlarına eğilmeliyiz. Oralarda yaşayanları gençler, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere herkesi el üstünde tutmalıyız. Adına “Derman Belediyeciliği” dediğimiz, aslında “Sosyal Demokrat Belediyecilik” veya “Halkçı Belediyecilik” diye de ifade edebileceğimiz anlayışın, gündelik hayata olumlu yansımaları hissedildikçe kent yoksulları bize adım adım yaklaşacaklar. İnanıyorum ki başkanlarımız bir dahaki seçimde %50 ile kazandıkları illerde %70 alacaklar. Çünkü AKP, Beşiktaş’ı asla ikna edemez ama biz Esenler’i ikna edebiliriz. Çünkü AKP Çankaya seçmenine hiçbir şey veremez ama biz Mamak seçmenine çok şey verebiliriz. Çünkü AKP, İzmir veya Antalya’yı arka sıralardan işgal etme planları yapabilir ama biz o arka sıralardaki ilçelere el uzattıkça her seçim oyumuzu artırarak galip geliriz.

Sevgili arkadaşlar, aranızda belediyecilik tecrübesi olmayan çok az arkadaşımız var. Deneyimi olmayanlar da hem iş ve meslek dünyasındaki başarıları, hem CHP örgütü, hem de CHP gençlik kolları içindeki deneyimleriyle hepimiz kadar belediyeci sayılır. Hepimiz belediyeciyiz ve hatta hepimiz iyi belediyeciyiz. Beylikdüzü, Beypazarı, Seferihisar, Konyaaltı ve Seyhan’ı dönüştüren ustalar, büyük şehir ölçeğinde harikalar yaratacak. Gençlerimiz mesleğindeki başarıları belediyecilikte halkın hizmetinde devam ettirecek.

Aramızda belediyecilik duayenleri başkanlarımız var. Ustalarımız aramızda. Birbirimizden bilgilerimizi, tecrübelerimizi esirgemeyelim. Bu beş yıl, tüm seçim bölgelerindeki başkanlarımızla el ele verip, Türkiye’mizde bir zihniyet devrimi yaratalım.

Halkımız bize güç, yetki ve aynı zamanda da büyük bir sorumluluk verdi. Kimseyi ayrıştırmadan, kimseyi dışlamadan halkımızın yetkisine layık olacağız. Tevazuuyu hiç elden bırakmadan, fildişi kulelere kapanmadan ve büyük hedefimizi: Yani Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde dünyaya model bir ülke olma hayalimizi hiç unutmadan gece gündüz çalışalım.

Halkımızın ekonomik durumunu düzeltmek ve ülkemizi ekonomik krizden kurtarmak için, evimizin huzurunu yeniden sağlamak için var gücümüzle çalışalım. Eğitim, sağlık, ulaşım, gıda gibi bütün alanlarda halkımız ve ülkemiz bizden çözüm bekliyor. Biz icra makamındayız ve halkımızın bize verdiği mazbataya uygun çözümler üretmek zorundayız. Biz evlere huzur getireceğimiz vaadinde bulunduk. Çünkü evimizin huzuru, sokağımızın huzurdur, sokağımızın huzuru kentimizin huzurdur.  En sonunda evimizin huzuru ülkemizin huzurudur.

Genel Merkez olarak belediyeleri yalnız bırakmayacağız. En kısa zamanda Genel Merkez Yerel Yönetimler Koordinasyon merkezimizi kuruyoruz. Birbirimizi yakından takip edecek ve destekleyeceğiz. Belediyelerin yönetsel ve finansal performanslarını, seçmenlerin belediyelerden memnuniyetini izleyecek, belediyelerimizi uluslararası tecrübelerden ilham taşıyan vizyoner örneklerle buluşturacak, kaynak yaratma modelleri geliştirecek ve başarı hikâyelerini tüm topluma taşıyacağız. İnşallah tüm ülkemizi çok yakında Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde ortak akılla yöneteceğiz.

Sizden menfaat bekleyenlerin gözünün yaşına bakmayın. Kimseye arpalık yapmak için dökülmedi bu terler. Her lokmamızda, her kuruşumuzda tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Görevimiz o yetimlerin sadece karnını doyurmak değil, onları dünyaya rekabet eden nesiller haline getirmek. Halkımızın ne insani ne de maddi hiçbir değerini çar çur ettirmeyeceğiz.

Evet, arkadaşlar, birlikte çalıştık birlikte başardık. Yerelden geldiler, inanıyorum ki yerelden gidecekler. Hepinize çok teşekkür ediyor, hepinizi tekrar tebrik ediyorum."