CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in davetiyle Saraçhane'de bir araya gelen yüzbinlerce İstanbullu, iradesine sahip çıktı

İstanbullular, kapısına yüzlerce polis dayanarak, şafak operasyonuyla hukuksuz bir biçimde evinden gözaltına alınan seçilmiş TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, yüzbinlerce insanın katılımıyla bir kez daha sahip çıktı.
Saraçhane’yi mahşeri bir kalabalıkla dolduran vatandaşlar, İmamoğlu’na desteklerini sloganlar, şarkılar, alkışlar ve cep telefonu ışıklarıyla gösterdi.
19 Mart darbe girişiminden itibaren Saraçhane'de olduklarını hatırlatan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, meydanı dolduran vatandaşlara, “Nöbetteyiz, eylemdeyiz, direnişteyiz. Burayı Erdoğan'ın kayyumuna vermeyeceğiz. Ekrem başkanımız, yarın Vatan Emniyet’ten alınıp, Çağlayan Adliyesi'ne götürüldüğünde ve tarih önünde yargılanmak değil, dünyanın en namuslu, en çalışkan, en kararlı siyasetçisine soru soranları cevaplarıyla yargılamak üzere Çağlayan’da olduğunda, o zaman biz de Çağlayan'da olacağız. Günü geldiğinde nerede olmamız gerekiyorsa orada, ayrıla ayrıla değil, birleşe birleşe, omuz omuza direnerek, nerede olmamız gerekiyorsa orada olacağız. Yarın gelişmelere göre Saraçhane'yse Saraçhane, Çağlayan’sa Çağlayan, Vatan’sa Vatan, Taksim'se Taksim” dedi.
“İstanbul'un seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan ve belediye başkanlarımızdan, siyaset arkadaşlarımızdan, gazetecilerden, gençlerden, akademisyenlerden uzak dursun” diyen Özel, “Eğer Ekrem Başkan'a el uzatmaya kalkarsan, İstanbul'un iradesine uzanan eli, İstanbul'un bizzat kendisi kıracaktır. İstanbul'un iradesini tanımayanı Türkiye'de kendi seçimini tanımamızı, İstanbul'u yok sayanı bizim de Türkiye'de yok sayacağımızı bil meşruiyetini kaybedersin. Ekrem başkana dokunan, karşısında Türkiye'yi bulacaktır. 15 Temmuz’da nasıl Fethullahçılara, Fethullahçı terör örgütüne geçit vermediysek, bugün de Recep Tayyip Erdoğan'ın yargı darbesine geçit vermeyecek, Ekrem Başkanı ona teslim etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu’nun kendisine gönderdiği mesajı da alanı dolduran yüzbinlerle paylaşan Özel, “Ekrem Başkan, bugün altı saatlik yorucu ama yorulmadığı, soranları yorduğu; üzülmediği, korkanları üzdüğü; utanmadığı ama onu oralara götürenleri utandırdığı savunmasının sonunda, avukatına bir şeyler yazıp şöyle uzatmış. Demiş ki, ‘Özgür Başkan, akşam selamımı söylesin ve Saraçhane’ye desin ki, İstanbul’a desin ki, Türkiye’ye desin ki; ‘Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım. Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.’ Selam olsun Ekrem Başkan’a” dedi. Vatandaşların da İstiklal Marşı’nın üçüncü kıtasını hep bir ağızdan okuması, alandaki coşkuyu arttırdı.
İstanbullular, kapısına yüzlerce polis dayanarak, şafak operasyonuyla hukuksuz bir biçimde evinden gözaltına alınan seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkmaya üçüncü günde de devam etti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in davetiyle bir araya gelen yüzbinlerce İstanbullu, iradesine sahip çıkarak, İBB önündeki alanı hınca hınç doldurdu. Alana sığmayan vatandaşlar, yakındaki sokaklardan ve parktan büyük buluşmaya katılım sağladı. İmamoğlu’nun eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu ve oğlu Selim İmamoğlu da konuşmaların yapılacağı otobüsten coşkulu kalabalığı selamladı. Vatandaşlar, İmamoğlu’nun eşi ve oğlunu alkışlarla karşıladı.
KİTLE MEYDANA SIĞMADI
Saatler öncesinden dolmaya başlayan meydana sığmayan ve İmamoğlu’nun “Türkiye ittifakı” tanımlamasının adeta vücut bulmuş halini yansıtan kitle, hemen her toplum kesiminden insanı bir araya getirdi. “Cumhurbaşkanı İmamoğlu”, “Ekrem Başkan”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Hükümet istifa”, “Diplomasız Erdoğan”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” gibi sloganların atıldığı buluşmada, bazı katılımcılar, üzerinde “Adalet öldü” yazan temsili tabutu kalabalık arasında dolaştırdı. Aksaray ve Vezneciler yönüne kadar uzanan bir alanı dolduran vatandaşların büyük bölümü, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ile Andımız’ı hep bir ağızdan okudu. Demokrasi şöleni havasında geçen buluşmada, katılımcılara, İmamoğlu’nun son yurt gezilerinde yaptığı konuşmalardan bölümler dinletildi. Üniversite gençliğini temsilen bir öğrenci ile şair-yazar Sunay Akın da buluşmada birer konuşma yaptı.
SARAÇHANE, CEP TELEFONU IŞIKLARIYLA AYDINLANDI
Meydanı dolduran yüzbinler, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sözlerine ara verip, İmamoğlu’na ithafen vatandaşlara dinlettiği, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun şiirinden usta sanatçı Zülfü Livaneli’nin bestelediği “Yiğidim Aslanım” şarkısına hep bir ağızdan ve cep telefonlarının ışıklarıyla eşlik etti. Bu sırada oluşan görüntü, alanda görsel bir şölen yaşattı. “Bu bir parti mitingi değildir” diyen Özel, “Bu, CHP’nin mitingi değildir. Burada çok sayıda CHP’li var. Ancak, isimlerini gördüğünüz, sloganlarını duyduğunuz, birkaç gündür teker teker Ekrem Başkan'la dayanışma için demokrasiye sahip çıkmak için buraya, Saraçhane'ye, yani İstanbul'da halkın iktidarının simge noktasına koşan gelen tüm siyasi partilerin, tüm siyasi oluşumların, özellikle gençlerimizin dâhil olduğu tüm itiraz ve siyaset kurumlarını yürekten selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
“HEP BERABER MAZBATAYI SÖKE SÖKE ALDIK”
“Bugün Saraçhane Meydanı, boşuna seçilmiş bir eylem alanı değildir” diyen Özel, özetle şunları söyledi:
“İstanbullular, 2019 yılında, ‘Artık İstanbul'un tepesinde helikopterle gezip Arap şeyhlerine kupon arsası vermeden; artık İstanbul'a karşı kent suçları işleyip, gökdelenler yaptırıp, o kenti yandaşına ve kendi siyasetine devşirmenden bıktım. Artık satacak bir şey kalmayınca, Katarlılara vermek üzere, güzelim İstanbul'a bir hançer çekip, Kanal İstanbul yapmana izin vermeyeceğim; artık israfın değil, hizmetin peşindeyim; zenginin değil, yoksulu kollayan, gençleri duyan, gören, anlayın, onlara sahip çıkan; İstanbul'a hizmet verecek, açgözlü değil, yüce gönüllü bir evladına burayı teslim ediyorum’ diyerek, burayı Recep Tayyip Erdoğan'dan alıp, Ekrem İmamoğlu’na emanet ettiler. Ekrem Başkan, emaneti aldı. Almadan önce, 19 gün oylarını çalmak, mazbatasına çökmek, İstanbul'u teslim etmemek istedi. Hep beraber direndik. Oradaydınız, oradaydık. Hep beraber mazbatayı söke söke aldık.”
“EKREM İMAMOĞLU BURADA ONA HAT-TRİCK YAPTI”
“Sonra utanmadan sıkılmadan, Recep Tayyip Erdoğan'ın direktifiyle, Yüksek Seçim Kurulu, verilmiş mazbatayı iptal etti. Seçimleri yeniledi. AK Parti, MHP o gün dediler ki, ‘Biz 23 Haziran'da, Ekrem İmamoğlu'na Osmanlı tokatı atacağız’. Ve o gün fark 13 bindi. Beyler, Mehter Marşı’yla İstanbul'a geldiler. Onlarca bakanıyla, bürokratlarıyla, uçakları, helikopterleri, konvoylarıyla geldiler. Ekrem İmamoğlu'nun ise uçakları, konvoyları bürokratları yoktu. Ama her yaştan, genç yol arkadaşları vardı arkasında. İşte o gün, hep birlikte 806 bin oy farkla bir kez daha Ekrem İmamoğlu'na burası, İstanbul'un sembol mekanı Saraçhane İBB binası emanet edildi. O günden sonra Ekrem İmamoğlu, 5 yıl boyunca hiç durmadan, asla yılmadan, sizinle beraber, arkadaşlarıyla beraber, emekçileriyle beraber çalışarak İstanbul'a, İstanbulluya hizmet etti. Ve 5 yıl sonra, karşısına yeni bir bakan çıkardılar. İstanbullular o bakana, ‘Git işine bak sen’ dedi. Ve bu kez, 1 milyon oyla, bundan 12 ay önce, son kez Ekrem İmamoğlu belediye başkanı seçildi. Futbol konuşmayı bilen, ‘ben futbolcuyum’ diyen Tayyip Bey'e şunu söyleyelim: Ekrem İmamoğlu, Tayyip Bey'i dört maçta da yendi. Tayyip Bey'i kümeye gönderdi. Tayyip Bey, güya yenilmez Tayyip Bey. Partisinde hiç seçim kaybetmeyen Tayyip Bey, Ekrem İmamoğlu'ndan ilk golü, Beylikdüzü'nde yemişti. Üstüne de Ekrem İmamoğlu burada ona hat-trick yaptı.”
“BURAYI ERDOĞAN'IN KAYYUMUNA VERMEYECEĞİZ”
“İşte bu hazımsızlık, bugün de seçimlerin üstünden bir yıl geçmesine, her fırsatta Recep Tayyip Erdoğan ‘milli irade’ demesine, sandığı güzellemesine rağmen, geçen yıl ilk kez partisiyle kaybettiği seçimden sonra, bu kez bu binayı oyla alamayacağını, Ekrem Başkan'ın bileğini mertçe bükemeyeceğini gördüğü için, yargı sopası eliyle bileğini kırmaya, bu binaya hile ile girmeye çalışmaktadır. Bunun için buraya bir kayyum atamak, kendine yakın bir kayyum atamak, bu binada işe girmiş 40 bine yakın, her siyasi görüşten, liyakatli, pırıl pırıl, kimi sağcı, kimi solcu, kimi başörtülü, kimi başı açık, kimi milliyetçi, kimi Alevi, kimi Sünni, her görüşten, her mezhepten, her dinden ama hak eden, ihtiyacı olan, başarılı, liyakatli gençleri burada işe aldı. Şimdi bu binaya kayyumla girdi, bu binaya kayyum atayıp, gençleri atıp, kendi gençlik kollarını; bu binanın liyakatli bürokratlarını atıp, yandaşlarını yerleştirmek istiyor. Bunun için biz, 19 Mart darbe girişiminden itibaren buradayız. Saraçhane'deyiz, nöbetteyiz, eylemdeyiz, direnişteyiz. Burayı Erdoğan'ın kayyumuna vermeyeceğiz.”
“EĞER EKREM BAŞKAN'A EL UZATMAYA KALKARSAN, İSTANBUL'UN İRADESİNE UZANAN ELİ, İSTANBUL'UN BİZZAT KENDİSİ KIRACAKTIR”
“Ekrem başkanımız, yarın Vatan Emniyet’ten alınıp, Çağlayan Adliyesi'ne götürüldüğünde ve tarih önünde yargılanmak değil, dünyanın en namuslu, en çalışkan, en kararlı siyasetçisine soru soranları cevaplarıyla yargılamak üzere Çağlayan’da olduğunda, o zaman biz de Çağlayan'da olacağız. Günü geldiğinde nerede olmamız gerekiyorsa orada, ayrıla ayrıla değil, birleşe birleşe, omuz omuza direnerek, nerede olmamız gerekiyorsa orada olacağız. Yarın gelişmelere göre Saraçhane'yse Saraçhane, Çağlayan’sa Çağlayan, Vatan’sa Vatan, Taksim'se Taksim. Birine nasıl geçecekse, birine talimat verecekse, öyle bu gençleri durdurmaya gücü yetmeyecek. Emniyet müdürüne, valine değil, atadığın yargı aparatına söyle; İstanbul'un seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan ve belediye başkanlarımızdan, siyaset arkadaşlarımızdan, gazetecilerden, gençlerden, akademisyenlerden uzak dursun. Eğer Ekrem Başkan'a el uzatmaya kalkarsan, İstanbul'un iradesine uzanan eli, İstanbul'un bizzat kendisi kıracaktır. İstanbul'un iradesini tanımayanı Türkiye'de kendi seçimini tanımamızı, İstanbul'u yok sayanı bizim de Türkiye'de yok sayacağımızı bil meşruiyetini kaybedersin. Ekrem başkana dokunan karşısında Türkiye'yi bulacaktır.”
“YİĞİDİM, ASLANIM İMAMOĞLU VATAN’DA YATIYOR”
“Bugün tarihi yarımadaya gelen bütün yollar kesildi. Haliç'in üstündeki bütün köprüler kapatıldı. Toplu taşıma yasaklandı. 1,5 saat yürümeden, bu meydana girmek olanaklı olmadı. İşte bu şartlar altında şu anda kalabalık Aksaray'a dayandı. 300 bin kişiyle buradayız. Bugün öğlen saatlerinde telefon geldi. Dediler ki, ‘Ekrem İmamoğlu'nun ifadesi başlayacak.’ Avukatlarıyla birbirimize sarıldık. Bir selam yolladık. Emniyetteki ifade başladı ve tam 6 saat boyunca onlar sordu, Ekrem Başkan cevapladı. Soranlar yoruldu, o yorulmadı. Soranlar utandı; o, utanacak hiçbir cevap vermedi. Ne bir haram lokma yedi, ne birisi gibi cana kıydı. Elinde ne kan, ne paranın kiri var. Yiğidim aslanım, bu akşam da sizden ayrı. Orada, Vatan’da yatıyor yiğidim aslanım. Selamlıyoruz kendisini.”
“EKREM BAŞKAN’I ONA TESLİM ETMEYECEĞİZ”
“Bu iktidarı demokratik olmayan, hukuki olmayan yollarla, bir darbeyle uzaklaştırmaya çalıştılar. Kim yaptı bunu? Yine kendilerinin etle tırnak gibi olduğu, ‘ne istediyse verdikleri’, 15 Temmuz gecesi bu iktidarın karşısına Fethullahçı bir çete geçti. Eğer başarsaydı, Humeyni gibi gelip devletin başına, dine dayalı bir devlet kuracak, bir diktatör olacaktı. O gece Cumhuriyet Halk Partililer, demokratlar, bu meydanı dolduranlar, ‘darbe AK Parti'ye yapılıyor’ diye düşünüp, darbenin yanına değil, karşısına geçtiler. Çünkü biz, gerçek demokratlarız. Ama Recep Tayyip Erdoğan, kendi azdırdıklarının darbesinden canını zor kurtaran, bizlerin de darbeye destek vermemesiyle bu ülkede büyük bir demokrasi sınavını birlikte vermemizle iktidarını sürdüren Erdoğan, şimdi 19 Mart darbesine kalkışıyor. O gün nasıl Fethullahçılara, Fethullahçı terör örgütüne geçit vermediysek, bugün de Recep Tayyip Erdoğan'ın yargı darbesine geçit vermeyecek, Ekrem Başkanı ona teslim etmeyeceğiz.”
“SARAY’IN KARŞISINA HEP BERABER DİMDİK DİKİLECEĞİZ”
“Bugün bir darbe girişimi daha oldu. Bugün, 1919’un 5 Eylül'ünde ilk kurultayını yapan, 106 yıllık bir çınara, Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyum atamak, bu sayede 23 Mart Türkiye'nin baharını, demokrasi devrimini sakatlamak isteyenler, CHP'ye kayyum atamak için delil bulamadılar, kanıt bulamadılar, itirafçı yarattılar. Yalanlarını denk getiremediler ve kayyum atamak için türlü kumpaslar kurarken, biz Atatürk'ün partisini, Gazi’nin partisini bu rejimin kirli ellerine teslim etmemek için ve biz, bu pazar günü yapılacak, Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına büyük bir sinerji katacak, destek katacak olan seçimi Saray iptal ettiremesin diye, CHP’nin Genel Başkanı sıfatıyla, tüzüğümüzün verdiği yetkiyi kullanarak, 15 gün sonrasına olağanüstü kurultay kararı aldım. Ve bu aldığımız kararla, bugün akşam 17.00 sıralarında Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyum atayıp, pazar günkü ön seçimi iptal etmek isteyen kötücül akıl, sarayın aklı ve aparatları, avuçlarını yaladılar. Hep birlikte, 15 gün sonra, o Saray’ın kirletmeye çalıştığı kurultayımızda hep beraber destek yenileyerek, irade tazeleyerek, Saray’ın karşısına hep beraber dimdik dikileceğiz.”
“TUTSAK OLDUKLARI YERLERDEKİ TÜM CANLARIMIZ… AZ KALDI”
“Buradan sadece Ekrem Başkanımızı değil… Bir partinin genel başkanı bugün içeridedir. Sayın Ümit Özdağ’ı... Bir partinin eş genel başkanları içeridedir. Sayın Selahattin Demirtaş’ı, Kocaeli Cezaevi’nde yatan Eş Başkan Figen Yüksekdağ’ı, hepimizin adına Gezi’de olan, müzakere eden, ağaçları kurtaran, kestirmeyen, AKM yerine AVM yaptırmayan Gezi’deki yoldaşlarımızı; Tayfun Kahraman’ı, Hatay’ın seçilmiş Milletvekili Can Atalay’ı, insan hakları savunucusu Osman Kavala’yı, Bakırköy Cezaevi’nde yatan Mine Özerden’i, Çiğdem Mater’i, tek suçu barışı savunmak olan, aylarca iddianame bekleyen, mayısa kadar da davası bekletilen, tek suçu barış savunucusu ve Kürt bir akademisyen olmak olan Esenyurt’un seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer’i, partimizin evladı, Beşiktaş’ın evladı canımız Rıza Akpolat’ı, Beykoz Belediye Başkanımız canımız Alaattin Köseler’i, şu anda Vatan Emniyet’te bulunan Şişli Belediye Başkanımız canım kardeşim Resul Emrah Şahan’ı, Beylikdüzü Belediye Başkanımız sevgili Mehmet Murat Çalık’ı, Vatan’daki canları, Silivri’deki yoldaşları, tutsak oldukları yerlerdeki tüm aydınları, tüm öğrencileri, tüm emekçileri ve tüm canlarımızı, vatandaşlarımızı saygı ile selamlıyorum. Az kaldı.”
“BEN EZELDEN BERİDİR HÜR YAŞADIM, HÜR YAŞARIM”
“Ekrem Başkan, bugün altı saatlik yorucu ama yorulmadığı, soranları yorduğu, üzülmediği, korkanları üzdüğü, utanmadığı ama onu oralara götürenleri utandırdığı savunmasının sonunda, avukatına bir şeyler yazıp şöyle uzatmış. Demiş ki, ‘Özgür Başkan, akşam selamımı söylesin ve Saraçhane’ye desin ki, İstanbul’a desin ki, Türkiye’ye desin ki; ‘Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım. Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.’ Selam olsun Ekrem Başkan’a.”
Özel, konuşmasını, geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz usta sanatçı Edip Akbayram’ın dillere pelesenk olmuş “Güzel Günler Göreceğiz” şarkısını dinleterek tamamladı.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları