loading
close
SON DAKİKALAR

CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır: Cenazeye saldırı toplumun getirildiği noktanın sonucudur

CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır: Cenazeye saldırı toplumun getirildiği noktanın sonucudur
Tarih: 14.09.2017 - 14:10
Kategori: Medya

CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır Aysel Tuğluk'un annesinin cenaze törenine düzenlenen saldırının üzüntü verici olduğunu ifade ederek 'Devleti yönetenlerin dili, nefret duygusu ülkeyi bu duruma getirdi' dedi.

CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır Aysel Tuğluk'un annesinin cenaze törenine düzenlenen saldırının üzüntü verici olduğunu ifade ederek 'Devleti yönetenlerin dili, nefret duygusu, Kürt olduğunu bildiği herkesi terörist gibi gören bir anlayışı ülkeyi ne yazık ki bu duruma getirdi. Bizi bir arada tutan değerlere çomak sokarsanız geldiğimiz nokta bu olur. O cenazede yaşanan bir sonuçtur' dedi.

Kamil Okyay Sındır'ın açıklamaları şöyle:

"Sayın genel başkan iki kere iki dört derse 'Sen nasıl bunu dersin?' denir. Ne yaparsa yapsın Cumhurbaşkanı hemen eleştiri geliştirmek zorunda hissediyor.

(Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'nun 'terörü 4 yılda çözerim' sözlerine tepkisi) AKP geldiğinden beri terörü çözemediniz. Yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. Kandil'le görüştünüz, Habur'da savcı ve hakimleri ayaklarına götürüp çadır mahkemeleri kurdunuz, PKK'lıların davul zurnayla girişine izin verdiniz, Oslo'da görüşmeler yaptınız. Çözüm değil rant peşinde oldunuz. 7 Haziran seçimlerinden sonra terör katliamlarla kedini gösterdi.

PKK ile protokol imzalayan, IŞİD'e kol kanat geren sizdiniz. Milat koydukları 17-25'e kadar FETÖ ile el ele aynı menzile giderken çetenin liderini 'hocaefendi başımıızın üstünde' diyerek göklere çıkaran sizdiniz. Şimdi Türkiye'nin başında IŞİD, FETÖ, PKK belası var. Ne yaptıysanız bitirmediniz, terörü kullandınız.

Devleti yönetenler kutuplaştırıcı, kin ve nefrete sevk eden bir dil kullanıyor. Dün bir cenazede gördük (Aysel Tuğluk'un annesinin cenaze törenine saldırı olayı) Çok üzücü. Anneler hepimizin başımızın tacı, bu kabul edilemez. Milletimizin karakterine, değerlerine uygun değil. Devleti yönetenlerin dili, nefret duygusu, Kürt olduğunu bildiği herkesi terörist görme durumuna getirdi. Ermenilere yönelik sözler, cenazenin defnedildikten sonra çıkarılması, cenazenin Tunceli'ye götürülmesi... Çok üzüntü verici. Hepimiz cenazemizi gömme hakkına sahibiz. Bizi bir arada tutan değerlere çomak sokarsanız geldiğimiz nokta bu olur. O cenazede yaşanan bir sonuçtur. Devletin güvenlik görevlileri hiçbir şey yapmayıp uzaklaştırmakla yetinirse bunlar olur. Toplumun getirildiği noktanın sonucudur. Toplumların dönüşmesi çok kısa sürede olmaz.

-Güvenlik güçlerinin teröristlerle mücadelede başarısı hepimizin arzusu. (Hakkari'de SİHA ile vurulanların) Terörist oldukları konusunda ısrar ediliyor. Bu şahıslar güvenlik kontrolünden geçiyorlar, üstleri aranıyor. Köylerine geçiyorlar, pikniğe gittikleri söyleniyor. Sonra da vuruldular. Bu kişilerin terörist oldukları iddia ediliyorsa eylemlerinin açıklanması gerekir.

Bu isimlerin terörle ilgili geçmişe yönelik faaliyetleri nedir, paylaşılmış bilgi yok. Sezgin Tanrıkulu üzerinden CHP'ye vurma, oradan terörle ilişkilendirme çabaları var. İnsan hakları, yaşam hakkı var. Devletin asli görevi kişiyi öldürmek değil, yakalayıp yargı önüne çıkarmaktır.

Hüküm giymeden bir kişiye terörist diyemezsiniz. Masumiyet karinesi vardır. Dağda elinde silah askerin can güvenliğini tehdit edenlerin üzerine gidebilirsiniz ama teknolojiye sahip olmak bunu fütursuzca kullanma hakkını vermiyor.

-(Erdoğan'ın korumaları hakkındaki tutuklama kararı ve Zarrab davası) ABD bu korumalara tutuklama kararı verdi. Reza Zarrab dosyası herkesin malumu. BM'nin İran'a yaptırımlarını delinmesi...

Halkbank Genel Müdür Yardımcısı ABD'de tutuklandı, en son bir bakan soyaya dahil edildi. Üzüntü verici bir durum. Bakanlık yapmış birinin başka bir ülkede hakkında tutuklama kararı verilmesinin dünyada başka örneği var mı?

Hükümet, 4 bakan hırsızlık yapmadı iddiasındaysa neden yargı önüne çıkarılıp aklanmadılar. Yargılansalardı bunlar yaşanmayacaktı. En azından ABD davaya bakanı dahil ettiğinde 'yargılandı aklandı' derdik, diyemiyoruz. Türkiye'yi şantaja maruz bırakacak sürece doğru gidiyoruz. 'Ucu nereye kadar gidecek, bunların arasında devleti yönetenler var mı, yönetenler ABD ile taviz verecek duruma düşer mi?' soruları önümüzde...

Ülkenizde adaletsizliği savunursanız, hesap vermesi gerekenleri yargıdan kaçırırsanız başka ülkeler kendilerinde hak görür.

Reza Zarrab gibi bir şahıs ABD ambargosunu delmiş. İsnat edilen 4 ayrı suç var.

-(ODTÜ orman kıyımı) Şehir hastaneleri meselesi özellikle kamu özel ortaklığıyla yapılanlar rant için yapılıyor. Normal bir hastanede yatak maliyeti 1 iken şehir hastanelerinde 4'tür. Bu tam bir soygun düzeni.

Bilkent'te bir şehir hastanesi var diye ODTÜ'nün içinden yol geçirdiler. (ODTÜ ormanını biçilmesi) ODTÜ, Atatürk Orman Çiftliği, Anıtkabir alanı gibi cumhuriyet ve Atatürk'le ilişkilendirilmiş, bugünkü AKP zihniyetindekilerin karşı durdukları alanlara zihniyet çatışmasının ürünüdür. Bir gecede 12 bin ağaç kesiliyor. Bu yolla ilgili planlamalar itirazlarımız sonucu geçemeyince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden plan yapılıyor. Rektörlükten izin alınıyor. 35 metre yol izni alınıyor ama neredeyse 100 metreye yakın... Bir gecede 12 bin ağaç yok ediliyor. Bilkent'e yapılan şehir hastanesi kampüsüne ulaşım için... Övünülüyor ama bu bir gecede ağaç katletme rekorudur.

Gelişmiş, hukukun egemen olduğu devletlerde bunlar asla yapılamaz. Yapılmaya kalkıldığı anda toplumun sivil dinamikleri direnç gösterir. Bunu yapmak isteyen irade geri adım atmak zorunda kalır.

Partimizin örgütlü yapılarıyla ODTÜ'deki garabete tepki göstereceğiz.

(Eğitim) Milli eğitim devletin görevidir. Laik eğitim, eğitimde fırsat eşitliği anayasal sorumluluktur. Laik, demokratik, Atatürk ilkelerine sahip nesillerin yetiştirilmesi Milli Eğitim Kanununu temel hükümlerindendir.

İnsan haklarına saygılı, insani erdemlerle donatılmış, sorgulayan, çağdaş bireyler yetiştirme eğitimin temel gayesi.

Bilimsellikten uzaklaşarak, bütün okulları imam hatibe dönüştürme gayreti var.

İmam hatiplere karşı değiliz. İmam hatiplerin görevi imam ve hatip yetiştirmektir. İmamlar aldıkları dini eğitimi, camilere gelenlere doğru aktaran kişilerdir.

Bizim istediğimiz, en zenginle en fakirin evladı okulla gittiğinde eşit gelecek vaadiyle yetiştirilebilsin.

İmam hatipler açıyorlar, vatandaş çocuklarını buralara vermek istemiyor. Bu sefer imam hatibe giden çocuklara burs veriyorlar. Para karşılığı çocuğun geleceğini satın alıyorlar. ş

Şu anda üniversitelerde kayıt dondurma sayısı geçen yıla göre 2 katına çıkmış durumda. Maddi imkanları yetmiyor. Ailenin iki çocuğu varsa eğitim masrafları yük olmasın diye çocuk kaydını donduruyor. Gidip çalışıyor. Bütün bu sorunlar bir yumak halinde. Yurt sorunu hala devam ediyor. Devlet özel alana terk etmiş. Genel başkanımız her fırsatta söylüyor, 'TOKİ'yi seferber et' diye.

Yurtlarda son 10 yıl içinde yatak sayısında yüzde 10 olmuş. (Sorun) Cemaat yurtlarına terk edilerek çözülmeye çalışılmıştır. Değerler eğitimi getirdiler. MEB, eğitimi protokollerle yaparak, asli görevi olan eğitimi, bilimselliği, laiklik değerleri kenara koyup dini değerleri öne çıkaran anlayışla vakıflara devretmiştir.

-(CHP'de kurultay süreci) 21 Ekim'den 26 Kasım'a kadar ilçelerde kongreler yapılacak. 2 yılda bir yapılır olağan kongreler. Kongreler, yeni yönetim dönemine yönelik fikirlerin, gelecek eylem planlarının tartışıldığı, ekonomide, sosyal alanda, bütün sorunların tespit ediliği çözüm geliştirildiği organlardır.

Partiye üye olan ama kapısından uğramayanlar var. Aktif ve pasif üyelik diye ayırarak, aktif üyeliklere seçilme hakkı vererek, pasif üyelere de bilgi veren bir değişiklik önerimiz var.

Partinin eğitimini almayan kişiler pasif üye. Üye etkinliklere katılıyor mu, aidatlarını düzenli ödüyor mu, takibi yaparak seçme ve seçilme hakkı öngören bir değişliklik önerimiz var."





Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları