CHP Grup Başkanvekili Engin Altay; 'Türkiye'de 50 milyon vatandaşın yoksulluk sınırının altında gelire sahip'

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin davanın Danıştay'da sürdüğünü anımsattı. Polisin, dava için orada bulunan kadınlara sert müdahalede bulunduğunu söyleyen Altay, bunun kabul edilemez olduğunu belirtti.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin çekildiği İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin davanın Danıştay'da sürdüğünü anımsattı. Polisin, dava için orada bulunan kadınlara sert müdahalede bulunduğunu söyleyen Altay, bunun kabul edilemez olduğunu belirtti. Altay, polis teşkilatının "kanunsuz" emirleri yerine getirmemesini istedi.

Engin Altay, Kızılay'ın tüzüğünde değişikliğe gidildiğini anlatarak bu şekilde derneğin vergiden kaçınma noktasında işlevsel bir hale getirildiğini ileri sürdü. Tüzük değişikliğiyle cumhurbaşkanının "onursal başkan" kabul edildiğini dile getiren Altay, "Madem tüzüğü şöyle düzeltin; TÜRGEV, Ensar, TÜRKEN ve TÜGVA Kızılay'ın başına geçsin, Erdoğan da onursal başkan olsun, bu iş bitsin." ifadelerini kullandı.

TBMM'nin Ramazan Bayramı dolayısıyla çalışmalarına ara verdiğini anımsatan Altay, emeklilerin bayram ikramiyesi artışı, asgari ücretlilerin ücret zammı ve sağlık çalışanlarının beklentilerinin karşılanmadığını ve hayal kırıklığı yarattığını söyledi. Altay, iktidarın millete bayram tadında bayramı çok gördüğünü de savundu.

Türkiye'de 50 milyon vatandaşın yoksulluk sınırının altında gelire sahip olduğunu dile getiren Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkenin felaketini "Gezi paranoyası" ile kapatmaya çalıştığını iddia etti. Altay, "Erdoğan, bayramı zehir ettiğin millet, senin paranoyalarını yemez." diye konuştu.

Merkez Bankası'nın 2022 yıllık enflasyon tahminini revize ettiğini anımsatan Altay, "Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun komutla iş yaptığını" iddia etti. 2022 yılı enflasyon tahminini 3 ayda bu kadar değiştiren başka bir merkez bankası olmadığını anlatan Altay, "Merkez Bankası Başkanı'na bir tavsiyede bulunayım, Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğüne git, staj yap çünkü bu hükümetin kurum kuruluşları içerisinde tahmini tutan bir Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü var. Belki bu kadar şaşırtıcı rakamları açıklamazsın ya da baştan doğru dürüst açıklarsın. Bu revizeler 2 ayda bir olduğuna göre, sanıyorum ekimde '2022 yılı enflasyon tahminimiz yüzde 90, yüzde 100.' diyecek. Bu da TÜİK'in, makyajlanmış tahmin." ifadelerini kullandı.

CHP Grup Başkanvekili Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iş insanı George Soros ile fotoğraflarını göstererek "Türkiye'de Soros ile en çok görüşen Erdoğan'dır. Erdoğan, millete 'Sorosçu' diye çamur atacağına Soros ile bu masada ne konuştun, onu söyle." dedi.

İlk derece mahkemesinin kararının nihai olmadığını, iç hukuk yollarının tükenmediğini ve son aşamada AİHM'ye gidilebileceğini kaydeden Altay, "İç hukuk bakımından Anayasa Mahkemesi kararına kadar Osman Kavala ve 7 arkadaşı masumiyet karinesinden yararlanır, suçları sabitlenmemiştir. Bunu bilmeyen bir kafa Türkiye'yi yönetebiliyor." sözlerini sarf etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, kumpas davalarının yönetmeni olduğunu ileri süren ve bu davaların savcısı olduğunu söylediğini aktaran Altay, "Erdoğan, bir level atladı. Gezi davasında savcılıkla yetinmedi; hem savcısı hem hakimi rolünü üstlendi." görüşünü savundu.

13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını eleştiren Altay, "25 Nisan Pazartesi, kara pazartesidir. Pazartesi günü 13. Ağır Ceza Mahkemesi, sarayda alınan bir kararı okudu. Kimse kusura bakmasın. Herkes bilsin, Gezi kriminalize, terörize edilemeyecektir. Erdoğan, bir an önce gezi kabusundan uyanmalıdır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti davasının Suudi Arabistan'a devrinden sonra bu ülkeyi ziyaret ettiğini belirten Altay, "Her yurtdışına giderken havalimanında yanına bakanlarını, memurlarını alır tumturaklı açıklamalar yapardı. Ama bu sefer Suudi Arabistan'a sessiz sedasız, adeta başı önde gitti. Yakışmıyor. Gemi karaya oturunca, kasada dolar kalmayınca Erdoğan'ın sözlerinin de hiçbir anlamının kalmadığı ortaya çıkıyor." değerlendirmesini yaptı.

CHP Grup Başkanvekili Altay, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Millet Partisi'nin, Millet İttifakı'nın "millet" ismini kullanamayacağı yönündeki açıklaması anımsatılarak değerlendirmesi sorulan Altay, Millet Partisi'nin önce isim patenti alması, sonra mahkemeye başvurması gerektiğini söyledi. Altay, "İBB çalışanının terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle gözaltına alındığı" şeklindeki haberlere ilişkin soruyu şöyle cevapladı:

"Soylu, gene baltayı taşa vurdu. Bu kadınla ilgili gözaltı kararı var. Kadın raporlu, evine gidilmiyor, çalıştığı yere gidince gözaltına alınıyor. Hükümette bir tarz değişikliği var, gözaltılar eskiden sabaha karşı yapılırdı, şimdi belediyelerde yapılıyor. Buna sevinsek mi, üzülsek mi bilemedim. Bu kadın, İBB'den beş kuruş para almıyor. Bu kadın, ILO ile İBB'nin ortak projesi kapsamında bir proje firmasında çalışıyor, maaşını da ILO'dan alıyor. Soylu daha dikkatli ol, buradan sana ekmek yok. Terörist arıyorsan önce kendi etrafındakilere bak, uyuşturucu baronlarına bak. Soylu kendi albümüne baksa epey terörist bulur."

Engin Altay, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın dünkü açıklamalarının sorulması üzerine de son milletvekili seçimine ait oy pusulasının fotoğrafını basın mensuplarına gösterdi. Millet İttifakı çatısı altında seçime giren partilerden bazılarının kendi logolarıyla burada yer aldığına işaret eden Altay, Erdoğan ve Bahçeli'nin 6'lı masanın yıkılması için uğraştığını, bunun bir korkunun işareti olduğunu savundu. Engin Altay, Erdoğan'ın, bir sonraki seçimde aday olup olmayacağını hala açıklamadığını da söyledi.

CHP'li Altay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na "kavga" sözleri nedeniyle yönelttiği eleştirilerin sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Sayın Genel Başkan 'Kavgayı, vatanı satanlara karşı vereceğim' dedi. Sayın Bahçeli, kendisini vatanı satmış gibi mi hissediyor, merak ediyorum. Sayın Genel Başkanı'mızın hedefi belli; Süleyman Şah Türbesi'ni kaçıran, Türkiye'nin onurunu Suudi Arabistan Konsolosluğuna gömen, Tank Paleti Fabrikası'nı Katar'a satan, devleti soyan kafadır. Sayın Bahçeli'nin bu suçları işlediğine dair bende bir şey yok, üstüne alınmasına gerek yok. Hırsızlarla kavga etmek, helalleşmenin önünde engel değildir. Bilakis helalleşmeyi güçlendirir."