CHP kurultayı ve halkın sesi
Aykurt Nuhoğlu; Kurultayda CHP’nin dünü, bugünü ve yarını konuşulursa toplumla yeniden bağ kurulup ülkenin önü açılır. Ancak iyi niyet çerçevesinde söylenen bu isteklerin kurultayda karşılık bulması çok kolay değil.
Kadıköy Eski Belediye Başkanı İnşaat Mühendisi ve İstanbul Kurultay Delegesi Aykurt Nuhoğlu, Cumhuriyet gazetesinin olaylar ve görüşler köşesine yarın başlayacak CHP'nin 20. olağanüstü Tüzük Kurultayı öncesi görüş ve önerilerini yazdı;
CHP İstanbul il yönetiminin tüzük kurultayına yönelik yaptığı çalıştaya, 100’e yakın sivil toplum kuruluşunun çağrıldığını sosyal medyadan okudum. Çalıştaya katılan bir arkadaşla konuşmamda, meslek örgütlerinin katılmadığını öğrendim. Katılmayanlar gerekçe olarak tüzük kurultayının partinin iç sorunu olduğunu belirtmişler. Ülkenin çok fazla sorunla uğraştığı bir dönemde, tüzük kurultayı yapılıyor. Kurultayla ilgili “Bu CHP’nin iç sorunu, ben CHP’li değilim” diyenler üzerinden tartışmayı başlatmak istiyorum.
Sendikalar ve meslek örgütlerinin sessiz kalmasını da bu söylemin içinde görebiliriz. “Benim sorunum değil” diyen bu kesimlerin büyük bölümü muhalefete, bir bölümü de iktidara oy veriyor. Halkın seçtiği cumhurbaşkanına, milletvekilline, belediye başkanlıklarına, belediye ve il genel meclis üyeliklerine kimin aday gösterileceğine siyasal parti yöneticileri karar vermektedir. Onların karar verip bize dayattığı adaylara da seçmenler olarak oy vermek zorunda kalıyoruz. Farklı bir seçenek yaratmak neredeyse olanaksız. Hangi partiye oy verirseniz verin, seçilenlerin özellikleri tüm toplumu ilgilendirir. Faturayı halk ödüyor.
DOĞRU ADIM ATILMALI
CHP yerel seçimlerde birinci parti olup büyükşehir ve ilçe belediye başkanlıklarının birçoğunu kazandı. Nedenleri ne olursa olsun bu sonuç AKP iktidarının aldığı en büyük yenilgidir. Bu başarıdan yola çıkarak atılacak doğru adımlarla demokrasimizin yeniden rayına oturtulması sağlanabilir.
Kurultayda CHP’nin dünü, bugünü ve yarını konuşulursa toplumla yeniden bağ kurulup ülkenin önü açılır. Ancak iyi niyet çerçevesinde söylenen bu isteklerin kurultayda karşılık bulması çok kolay değil.
Kimileri “Bu üyelerle mi önseçim yapacağız” diye yakınıyorlar. Bunun yerine, “daraltılmış nitelikli üye” vb. gibi denetlenebilen bir yapı arayışındalar. Atamayla seçilenler, koltuklarını korumak için oluşturdukları “Sessiz olun, iktidara gidiyoruz” söylemiyle insanları susturuyorlar. Görüş alıyoruz diye yaptıkları toplantıların sonuçlarını kamuoyu önünde tartışmıyorlar. Bugüne kadar tüzükte birçok madde değiştirilmesine karşın adayları hep parti genel başkanı ve çevresindeki yöneticiler belirledi. Siyasetin otoriter bir yapıya dönüştüğü günlerden geçerken tüzük değişikliği bu nedenlerle çok önemlidir. İlginçtir ki -eski genel başkanlar da içinde- bu konuda net politika önerenlerin sayısı çok azdır. Bir önceki genel başkan 13 yıllık yönetimindeki başarısızlığına karşın parti içi demokrasiyle ilgili tek söz etmiyor.
İKTİDARI İSTEMEK
2023 genel seçim yenilgisinden ders çıkarılmalıdır. Muhalefetin cumhurbaşkanı adayının tekelci bir anlayışla bir avuç azınlık tarafından baskılanarak son ana kadar belirlenmemesi, aynı anlayışla milletvekili adaylarının halktan kopuk bir biçimde adaylaştırılması sandıkta olumsuz karşılandı.
Ülkemizin çok fazla sorunu var, çözümleri örgütlerde ve organlarda konuşulmuyor. Ne yapmalı? Bu girdaptan nasıl çıkmalı? Gelecekten umudu kalmayan, ekonomisi batmış, emeği sömürülen, eğitimi, sağlığı ayakta durmakta zorlanan, parkları yeşil alanları gasp edilen, madenleri, fabrikaları satılan, sokaktaki hayvanları öldürülen bir toplumda, iktidara alternatif olan partinin yapacağı tüzük kurultayı tüm toplumu ilgilendirmektedir.
İktidarı gerçekten isteyen ve iktidara gerçekten hazırlanan parti, tüzük çalışmalarını da aday belirlemelerini de bu istekle uyumlu biçimde gerçekleştirmeli, iç çalışmalarına ilişkin tartışmalara bile tüm toplumu katmalıdır. Bu anlayış, iktidardan yakınan tüm kesimleri iktidar yürüyüşünde yanına çağırmaktır.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları