CHP Sözcüsü Av. Deniz Yücel MYK açıklamasında; 'Milli Savunma Bakanlığı’nın sayfasında, 'başarıyla tamamlandı' yazan Pençe Operasyonlarında neden bu kadar çok şehit verdiğimizi öğrenmek istiyoruz'
Cumhuriyet Halk Partisi Parti Sözcüsü Avukat Deniz Yücel, bugün (25 Aralık 2023 Pazartesi) MYK gündemiyle ilgili Basın Toplantısı yaptı.
Bizleri ekranları başından ve sosyal medya hesaplarından takip eden kıymetli yurttaşlarımız, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Acımız büyük!
22-23 Aralık gecelerinde Pençe –Kilit Harekat/Operasyon bölgesinde 12 evladımızı şehit verdik.
Piyade Teğmen Ramazan Günay,
Piyade Uzman Çavuş Mehmet Serinkan,
Piyade Uzman Onbaşı İsmail Yazıcı,
Piyade Sözleşmeli Er Semih Yılmaz,
Piyade Uzman Çavuş Abdulkadir İyem,
Piyade Uzman Çavuş Ahmet Arslan,
Piyade Sözleşmeli Er Emre Taşkın,
Piyade Sözleşmeli Er Yasin Karaca,
Piyade Sözleşmeli Er Çağatay Erenoğlu,
Piyade Sözleşmeli Er Cebrail Dündar,
Piyade Sözleşmeli Er Enis Budak,
Piyade Sözleşmeli Er Kemal Aslan,
Her birinin ayrı bir hikayesi var,
Her birinin arkalarında bıraktıkları evlatları, gözü yaşlı anaları, babaları, eşleri var.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Milletimizin başı sağ olsun.
İnsan olan herkesin canının yandığından hiç şüphemiz yok.
Ancak biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, vatan savunmasında canlarını seve seve feda eden bu evlatlarımız için “canımız yanıyor” sözünü söylemekten daha fazlasının yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
Artık Cumhurbaşkanının, şehitlerimiz üzerinden ahkâm kesmesine tahammülümüz yok!
Artık, “Aile Bakanlığı, şehidimizin Tokat’taki kerpiçten evini yenileyecekmiş” gibi haberlere tahammül edemiyoruz.
İçeriksiz kınama metinlerinin yer aldığı A4 kâğıtlarına, altına atılmış samimiyetsiz imzalara tahammülümüzün kalmadı.
Şehitlerimize, Suudi Arabistan Kralı kadar kıymet vermeyenlerin, terör örgütleriyle yarışan hainliklerine tahammülümüzün kalmadığı bir noktadayız.
Zenginlerin, "Fakirlerin şehadeti üzerinden siyaset yapmasına" artık tahammülümüz kalmadı.
Şehitlerimizin tabutlarının yanı başından, siyaset yankılanan mikrofonlara tahammülümüzün kalmadığı bir noktadayız.
13 Ağustos 2012'de bir AKP Genel Başkan Yardımcısının “Birkaç Mehmet şehit oldu diye Meclis toplanmaz” dediğini unutmadık.
Biz Emperyalizme karşı milli mücadele vermiş, Cumhuriyeti kurmuş bir partiyiz.
AKP ise terör örgütleriyle müzakere masasına oturan partidir.
Yakın geçmişte Kandil’den AKP’ye teşekkür ediliyordu.
Şimdi kalkmış imzaladığınız kâğıt parçası üzerinden bize milliyetçilik taslıyorsunuz.
Önce şu sorulara makul ve mantıklı cevap verin!
1- Milli Savunma Bakanı Gazi Meclis’i neden bilgilendirmiyor?
2- Ulusal yas ilan etmek için ne bekliyorsunuz?
3- İdlip'te 36 evladımız şehit olurken, Rusya’dan hesap soracağız dediniz, eliniz güçlü olsun istedik, Cumhuriyet Halk Partisi, olarak Gazi Meclis’ten çıkan ortak bildiriye imza atmıştık.
Ne oldu?
Putin’in kapısında dakikalarca bekletilmekten başka bir şey oldu da biz mi bilmiyoruz?
12 şehidimizin de, 21 yıldır ülkemizin dört bir köşesine ateş düşmesinin sorumlusu da, “Bölücü örgütü bitirdik” yalanıyla günü kurtarmaya çalışan AKP'dir.
Bizim terörle ilgili hiçbir sorumuza yanıt vermeyen, sorumluluk almaktan kaçan, sorumluluğu hep başkalarının üzerine atan bir iktidarla, aynı A4 kâğıdının üzerinde buluşup ona meşruiyet kazandırmayacağız.
Bir grup trol, havuz medyası bizi linç edecek diye gerçekleri söylemekten vazgeçmeyeceğiz.
Ankara’da şehit cenazesi varken Meclis’te mangal partisi yapanlar bize bildiri dayatamaz!
Şehit haberleri ile yüreğimiz dağlanırken TRT’de müzik yayınlayanlar bize bildiri dayatamaz!
Değerli Arkadaşlar
Bu milletin evlatları vatan savunmasındayken hiçbir şey yokmuş gibi davrananlar bize milliyetçilik taslayamaz…
AKP “Milli Yas” ilan edemiyor ama aslında milletimiz kendi yasını ilan etti.
Çünkü 12 eve düşen ateş, 85 milyonu yakıp kavurdu, kahretti...
Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in talimatı ile Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde de 3 gün süreyle kutlama, konser kültür/sanat etkinlikleri gibi organizasyonlar gelen şehit haberleri sonrasında ertelendi.
Değerli Basın Mensupları,
Dün Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’le birlikte, Manisa'daki şehidimiz Piyade Sözleşmeli Er Enes Budak’ın naaşını Akhisar Hava İndirme Komutanlığında karşılayarak, Manisa Saruhan Bey Camii’nde son yolculuğuna uğurladık.
Şehit cenazesinde Şehidimizin aziz hatırasına saygısı olmayan bir avuç kendini bilmezin çıkardığı provokasyonun amacının ne olduğunu biliyoruz.
Bu provakasyona Manisa'dan katılanların parti aidiyetleri dikkat çekiyor.
Hepsi tek tek tespit ediliyor.
Şehidimizin ailesi, yakınları provokasyona izin vermedi…
Onlar Genel Başkanımızın arayarak yapılanlardan büyük üzüntü duyduklarını ilettiler.
Genel Başkanımıza ve bizlere o saldırıyı yapanlar korkak ve karanlık güçlerin elinde maşa olmuş kullanışlı aparatlardır.
Bu ve benzeri provokasyonlar bizi doğru bildiğimizi yapmaktan ve söylemekten alıkoyamaz.
Kolay siyasete alışan ve CHP’den yükselen itiraz karşısında ne yapacağını şaşıran Ömer Çelik, aklınca bizi eleştirmiş; CHP’nin terör karşısında kendi bildirisini yayınlamasından rahatsız olup, ortak bildiriye imza atmaması utanç vericidir demiş.
Sayın Ömer Çelik sana sesleniyorum,
Sen önce Savunma Bakanınıza, 24 saatte 12 evladımızı neden şehit verdik, onun hesabını sor.
Sonra Bakanınıza,
Mehmetçiğimiz sınırda canını dişine takmış teröristlerle çatışıp şehit olurken, şimdiye kadar yayınlanan bildirilerden, atılan imzalardan sonra ne yapıldı?
Kaç evladımız şehit düştü? Onu sor.
Utanç verici olan nedir biliyor musun Ömer Çelik,
Çözüm sürecinde karakollara “Terör örgütü PKK’yı görmezden gelin, müdahale etmeyin” talimatı vermektir.
Utanç verici olan,
Alçak Terör örgütü PKK'yı muhatap alıp Oslo'da masaya oturmaktır.
Sonrasında da, “Biz görüşmedik Devlet görüştü” demek yüzsüzlüktür, pişkinliktir, utanmazlıktır!
Utanç verici olan,
Terör örgütünün elebaşısı Öcalan’ın mektubunu devletin ekranlarında okumaktır.
Osman Öcalan’ı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi kanalı olan TRT’ye çıkarmaktır.
Utanç verici olan;
Teröristleri affetmek için Habur’da seyyar mahkeme kurmak,
Devletin hâkimlerini teröristlerin ayağına göndermektir.
Sınırı koruyan Mehmetçiğe “çözüm süreci var” deyip mermi bile vermemektir.
Karakol baskınlarında Mehmetçiği mermisiz, savunmasız bırakmaktır.
1999, 2000, 2001, 2002 yıllarında toplam 20 şehidimiz varken, 21 yılda binlerce evladımızın şehit olmasıdır utanç!
Mehmetçiği bile bile, ölüme gönderen ellerden çıkmış bildirilere, bizim mürekkebimizin tek bir damlası bile düşmeyecek.
Ülkemizde terör uzun yıllardır en temel sorunlardan biridir.
Terörle mücadele, siyasi ve askerî açıdan bütünlüklü bir politika, istikrar, açıklık ve hassasiyet gerektirir.
AKP iktidarının terörle mücadele politikalarına baktığımızda ise gördüğümüz, sürece göre şekillenen, istikrarı olmayan, kapalı kapılar ardında yürütülen sözde bir mücadeledir.
Milletleri tasada ve kıvançta birleştiren milli, ortak değerlerimiz ve hassasiyetlerimiz AKP tarafından her zaman günü birlik siyasetin malzemesi haline getiriliyor.
Oysa terör, günlük siyasetin malzemesi yapılmayacak kadar önemli, iktidar hırsına kurban edilmeyecek kadar hassas bir konudur.
Çünkü söz konusu olan vatandır, söz konusu olan Mehmetçiktir!
Biz hiçbir siyasi partinin istikbalini bu memleketin sınır güvenliğinden, bu memleketin terörle mücadelesindeki başarısından daha üstün görmüyoruz.
Bu nedenle de, terörle mücadeleyi tutarlı bir siyasi çizgide götürmeyen, teröristleri bile seçim malzemesi olarak kullanan bir parti ile aynı tarafta OLAMAYIZ.
Bu ülkede millet iradesinin tecelli ettiği Yüce meclisi, operasyonlarla ilgili bilgilendirmekten imtina edenlerin, terörle mücadeledeki samimiyetlerine inanmıyoruz.
Milli Savunma Bakanlığı’nın sayfasında, “başarıyla tamamlandı” yazan Pençe Operasyonlarında neden bu kadar çok şehit verdiğimizi öğrenmek istiyoruz.
Bu ülkede terörü ve başta alçak, hain, bölücü terör örgütü PKK olmak üzere tüm terör örgütlerini lanetliyoruz.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları