loading
close
SON DAKİKALAR

CHP Sözcüsü Av. Deniz Yücel; 'Tüzük Kurultayımızı 2024 Eylül'de yapacağız'

CHP Sözcüsü Av. Deniz Yücel; 'Tüzük Kurultayımızı 2024 Eylül'de yapacağız'
Tarih: 27.11.2023 - 17:47
Kategori: Siyaset

CHP Sözcüsü Deniz Yücel; Anayasa değişikliğini, 50 + 1’i konuşmaya UTANMIYOR MUSUNUZ? Milletimiz geçim derdiyle ve hayat pahalılığıyla inim inim inlerken, kendi saltanatınızı sürdürme derdine düşmeniz AYIP DEĞİL Mİ?

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel MYK gündemini kamuoyuyla paylaştı. 
 

Değerli Basın Mensupları,

Ve bizleri ekranları başından ve sosyal medya üzerinden takip eden kıymetli yurttaşlarımız, hepinizi saygıyla selamlıyorum...

AKP’nin suni gündemini değil, vatandaşın gündemini konuşmak için yine bir aradayız.

AKP iktidarı yıllardır toplumu kamplaştıran, kutuplaştıran, ayrıştıran bir yönetim anlayışıyla vatandaşlarımızı yapay gündemlerle meşgul ederek, yaşadıkları sorunları onlara unutturmaya çalıştı.

Ancak bu yöntemin, bu zehirli dilin Yerel seçim öncesinde, artık ekonomik krizin acı faturasını ödeyen halkımız üzerinde yeteri kadar etkisinin olmadığı fark etti ki, bu sefer de bir Anayasa krizini gündeme getirdi.

AKP ve MHP arasında tırmanan bu krizin nereye varacağını bilmiyoruz ancak şunu biliyoruz,

Biz bu tartışma ve suni gündemlerin tarafı değiliz.

Varlığını Anayasa'ya borçlu olup da, Anayasa'yı ihlal edenlerle, Anayasa değişikliğini tartışmak için masaya oturmamız söz konusu bile olamaz.

AKP ve MHP'yi buradan açıkça uyarıyoruz.

Vatandaşı zerre dahi ilgilendirmeyen konularla gündemi meşgul etmeyin!

Yumurta’nın tanesi 7 lira, 30’lu yumurta 210 lira olmuşken,

Beyaz peynirin kilosu 300, kıymanın kilosu 400 lira olmuşken, 

Seçimlerden bu yana akaryakıt fiyatları % 100 artmışken,

Kira artışları son bir yıla kıyasla, % 300’leri aşmışken, 

Anayasa değişikliğini, 50 + 1’i konuşmaya UTANMIYOR MUSUNUZ?

Milletimiz geçim derdiyle ve hayat pahalılığıyla inim inim inlerken, kendi saltanatınızı sürdürme derdine düşmeniz AYIP DEĞİL Mİ?

Değerli arkadaşlar; 

Geçen haftaki basın toplantımızda yaptığımız dış politika yorumlarıyla, gördük ki AKP’nin troll ordusunu bi hayli rahatsız etmişiz.

Yorumlarımızın doğruluğunu, rahatsız ettiğimiz kitleyle de gördük.

Şimdi o trol ordusunu var mısınız biraz daha rahatsız edelim!

AKP’nin ve Erdoğan’ın dış politikada yaptığı geri viteslere bir göz atalım!

1- Daha önce “Zalim, firavun, darbeci, onunla asla aynı masaya oturmam” dediği SİSİ’yle, 2022 Dünya Kupası açılışında tokalaşıp selamlaştığını unutmadık.

2- Mavi Marmara saldırısının ardından sıcağı sıcağına "Gemiye ben izin verdim" diyen de ERDOĞAN, 6 yıl sonra "Giderken bana mı sordunuz?" diyen de ERDOĞAN!

3- Filistin'de yaşanan olaylardan dolayı İsrail'i “terör devleti” diye eleştiren de EROĞAN, 2022 yılında İsrail Cumhurbaşkanı YitzhagHERZOG’u kabul eden de, terör devletine karşılıklı büyükelçi atayan da ERDOĞAN.

4- Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğunda katledilen ve cesedi dahi bulunmayan gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın cinayetiyle ilgili “Bunlar dünyayı enayi zannediyor. Bu millet enayi değil hesabı sormasını bilir” diyerek dava dosyasını ve yargılama yetkisini Suudi Arabistana vermem diyen de ERDOĞAN, ülkeye sıcak para gelsin diye Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinin yargı yetkisini ve dava dosyasını Suudi Arabistan’a devreden de Erdoğan.

5- Rahip Brunson ile ilgili Amerika’ya "Bu fakir, bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın” diyen de Erdoğan, sonra bir gecede Rahip Brunson’u serbest bıraktıran da Erdoğan.

6- 2015'te, Rus savaş uçağı düşürüldüğünde "Özür dilemesi gereken biz değiliz, hava sahamızı ihlal edenlerdir." diyen de ERDOĞAN, Haziran 2016'da Putin'e bir mektup gönderip özür dileyen de Erdoğan. 

7- 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından Birleşik Arap Emirlikleri’ni "Olayın finansörü olmakla" itham eden de ERDOĞAN, 2021 yılında Birleşik Arap Emirlikleriyle "13 ayrı anlaşma" imzalayan da Erdoğan.

15 Temmuz milletin destanıydı, para sıcak geldi, milletin destanını bozdurup paraya çevirdi. 

AKP’nin trolleri için bu hafta bir güzellik yaptık, alın size Erdoğan’ın R’ye taktığı – GERİ VİTES yaptığı dış politika tornistanları…

İstedikleri maddeden seçip saldırmaya başlayabilirler.

Şimdi güncel dış politikaya gelecek olursak;

Geçen hafta bölgemizdeki en önemli gelişme İsrail ve Hamas arasındaki sınırlı ve kısa süreli ateşkesti.

Her iki tarafın rehine takaslarını tamamlamasının ardından sona erecek olan ateşkes 4 günle sınırlı.

Dilerim ki, kalıcı barışın sağlanması için gerekli diplomatik girişimler ve somut adımlar atılır.

Bu süreçte Katar ve Mısır yerine arabulucu olarak Türkiye’nin yer alması gerekirdi. Ancak Erdoğan’ın güven vermeyen, sürekli U dönüşlü dış politikası Türkiye’yi sahanın dışına itti.

Umarız bu hatalardan ders çıkarılır.

Hamas’ı bölge ülkeleri dâhil olmak üzere hiçbir devlet başkanı, Erdoğan kadar savunmadı.

Almanya ziyaretinde Alman Cumhurbaşkanı ve Şansölyesi’ne “Siz İsrail’le görüşün biz de Hamas’la görüşüp ateşkes ve rehine işini halledelim” diyen Erdoğan’ın;

Vatanını koruyan mücahitler ordusu, özgürlük savaşçıları” olarak tanımladığı Hamas, İsrail ve ABD;

Ateşkesin sağlanmasındaki katkıları için Mısır ve Katar’a teşekkür etti.

Günlerdir arabulucu olmak için uğraşan Erdoğan ve Hakan Fidan’ın düştüğü hicap verici durum ortada.

Daha önce de bu kürsüden belirttiğimiz gibi uluslararası bir krizde arabulucu olmanın ön koşulu,tarafsız olmak, taraflarla iyi diyalog, iyi ilişki ve uluslar arası arenada güven veren tavırlarınızdır.

Ancak Erdoğan, Filistin – İsrail sorununu bir uluslararası sorun olmaktan çıkarıp din savaşları haline getirdi.

Dış politikayı yıllardır yaptığı gibi iç politika malzemesi haline getiren Erdoğan’ın, yaklaşan yerel seçimlerde kullanacağı en önemli argümanlardan biri İsrail-Filistin meselesidir.

Biz Gazze konusunda hamasetten uzak, Filistinlilerin haklarını koruyacak bir politika izleme konusunda kararlıyız.

Genel Başkanımız Sn. Özgür Özel, 120 Sosyalist Enternasyonal üyesi siyasi partinin liderine, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin bir mektup göndererek "Bu katliamları önlemek için dünyadaki siyasi akrabalarımıza büyük bir görev düşüyor" dedi.

Kalıcı ateşkes için inisiyatif alınması çağrısında bulundu. Biz elimizden gelen her şeyi yapacağız.    

Geçen yüzyılda soykırım felaketini yaşayan Bosna bizim hassas olduğumuz bir yer.

Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel hafta sonu 'Devlet Günü' etkinlikleri çerçevesinde Bosna Hersek'e gitti,  temaslarda bulundu.  Oradan da Filistin mesajı verdi. Biz Bosna'da yaşananların benzerinin Gazze'de yaşanmaması için herkesin sesini yükseltmesi gerektiğini söylemekten vazgeçmeyeceğiz.

Değerli Arkadaşlar,

Önümüzde iki önemli süreç var.

Biri Meclis Genel Kurulu’nda başlayacak olan bütçe görüşmeleri…

Diğeri de milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri…

İkisinde de yoksulluğu engelleyecek, toplumu refaha ulaştıracak, halkımızın nefes almasını sağlayacak kararlar alınması en büyük temennimiz ama AKP iktidarda kaldığı sürece olumlu bir sonuç çıkmayacağı da ortada…

Çalışma Bakanı Sayın Vedat Işıkhan; asgari ücretin yılda bir kere belirleneceğini açıkladı.

Enflasyon önlenemezken, dövizdeki artışın önü alınamazken, hayat pahalılığı engellenemezken böyle bir açıklama yapılması abesle iştigaldir…

Değerli Arkadaşlar,

Türkiye’de her iki kişiden biri asgari ücretle çalışıyor.

Asgari ücret istisnai ücret olması gerekirken, Erdoğan Türkiye’sinde asgari ücret olağan ücret haline gelmiş durumdadır.

Yoksulluk sınırının 44 bin lira olduğu ülkemizde insanlar 11 bin lirayla, yani yoksulluk sınırının 4’te biriyle geçinmeye mecbur bırakılıyor.

Bu hiperenflasyon ortamında, asgari ücrete yıl içinde sadece tek zam yapılarak geçiştirilmesi düşünülemez.

Faizi önce düşüren sonra yükselten, sonra NAS diyerek yine düşüren, şimdi de yeniden yükselten AKP iktidarının, bu derin yoksulluk ve hayat pahalılığında hiç mi sorumluluğu yok?

Dövizi uçuran, bütçe açığını büyüten, üretime zerre katkısı olmayan ekonomi politikalarının, enflasyonist ortama hiç mi etkisi yok?

İşçi ve emekçi yükmüş!

Enflasyon da onlara verilen ücretler nedeniyle artıyormuş.

Hükümet bize tam olarak bunu söylüyor.

Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak asgari ücretin enflasyondaki artışa göre yılda en az 2 kez iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bir daha vurguluyorum… 

Değerli Basın Mensupları,

Arttırılması gereken sadece asgari ücret değil.

Emekli maaşları da, dul ve yetim aylıkları da günün koşullarına göre yeniden belirlenmek zorunda.

Yardımlar da aynı şekilde…

Size çarpıcı bir örnek vereceğim:

Sn. Erdoğan yıllardır 3 çocuk sahibi olun diyor.

Peki devletin yaptığı doğum yardımı ne kadar biliyor musunuz?

300 Lira... Yani bugünkü kurla yaklaşık 10 dolar...

Üstelik 2015'ten bu yana bu yardım hiç artmadı.

2015’te dolar 3 liraydı, yani doğum yardımı 100 dolara tekabül ediyordu.

Bugün dolar 30 liraya dayanmış durumda, doğum yardımı 10 dolara tekabül ediyor. 

Bir kutu mama ne kadar biliyor musunuz?

Tam 450 lira.

Doğum yardımıyla 1 kutu mama bile alınamıyor.

Hükümetse “Çağ atlıyoruz, dünya bizi kıskanıyor” diyor…

Değerli Arkadaşlar,

Bu kürsüde her hafta bir bakanın akıllara ziyan açıklamalarına değinmek zorunda kalıyoruz.

Ulaştırma Bakanı Sayın Uraloğu demiş ki; “Otoyolu parası olan kullanır.

Arkadaşlar bu kısa cümleye o kadar çok soru sorabiliriz ki...

- Peki, o otoyollar için neden herkesten vergi alınıyor?

- Siz vergiyi herkesten alıp, hizmeti sadece varlıklı gruplara mı götürüyorsunuz?

- Ne zamandan beri bakanlar, vatandaşı “Parası olan – olmayan” diye ayırıyor?     

- Birilerinin parası var, birilerinin yoksa bunun suçu kimde?

- Vatandaşın cebinden elini çekmeyen AKP’ye daha açık soralım, “Siz sadece zenginlerin hükümeti misiniz?

Bu Bakanların her biri şaka gibi...

Biri ülkede yoksul yok der,

Diğeri otoyollardan sadece zenginler geçsin der,

Bir diğeri zeytinyağı fiyatlarındaki artışı bile görmezden gelir.

Her gün KYK’lardan zehirlenme haberi gelir,

İlgili bakan çıkar bu küflü ve  kurtlu yemeklerin nasıl mevzuata uygun olduğunu anlatır.

Çok merak ediyorum ve soruyorum….

Bunları söylerken hiç utanmıyor musunuz?

İşte, halktan kopuk Cumhurbaşkanının, halktan kopuk bakanları…

Değerli Arkadaşlar,

Hepimiz acıya boğan 6 Şubat Depreminin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen özellikle temiz su konusunda ciddi sorun yaşanıyor.

Asgari hijyen koşullarının bile sağlanamadığı Hatay’da, çok ciddi bir uyuz salgını var.

Hatay Tabip Odası Başkanı, acilen önlem alınması gerektiğini söylüyor.

Ama ne iktidar, ne de iktidarın Sağlık Bakanı bunları duyuyor.

Hala enkazların yüzde 70’inden fazlası kaldırılmış değil.

İnsanlar hala çadırda, konteynerlerde yaşıyor. Oraları da su bastı.

Kışın ortasında yaşanan depremin soğukluğu, hepimizi dondurdu.

Sıcak evlerimizden utanır hale geldik.

Depremin üzerinden 10 ay geçti,

Söz verilen konutlar hala yapılmadı.

Barınma, beslenme, sağlığa erişim sorunu devam ediyor. 

Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” sözünü ağızlarından düşürmeyenler, devletin temel görevlerini yerine getirmiyorlar, insanı yaşatamıyorlar.

10 aydır feryat figan ağlayan, gözü yaşlı anne, Havva Özgür’ün evladını bulamayan beceriksiz ve basiretsiz AKP iktidarına yazıklar olsun!

Ölüsüne de razı…

Bir anneyi, evladının ölüsüne razı edenlere yazıklar olsun!

Değerli Basın Mensupları,

Yarın İnsan hakları savunucusu, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilişinin 8’inci yıldönümü…

Saygıyla ve rahmetle anıyoruz.

Tahir Elçi cinayeti, bu ülke için bir vicdan meselesidir.

Tahir Elçi cinayetinin hala aydınlatılmamış olması, hukuk devleti miyiz?

Faili meçhul cinayetler devleti miyiz? sorusunun yanıtıdır.

Savaş karşıtı, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına inanan, toplumun ortak hafızasında yer edinen bir hukuk insanının katillerinin cezasız kalmasının yargı sistemine vereceği zarar, nesiller boyu utançla hatırlanacaktır!

2 gün önce Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü idi…

Biz kadını eve hapsetmek isteyen, kadını sadece aile ile özdeşleştiren anlayışa inat kadının hayatın her alanında olması için elimizden geleni yapmak için çalışıyoruz.

Şiddetten arınmış bir yaşamı savunduğumuzu bir kez daha dile getiriyoruz.

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasanın uygulanmasının,

Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinde iyi hal indirimi ve cezasızlaştırma politikalarından vazgeçilmesinin,

Toplumsal cinsiyet temelli şiddetin önüne geçilmesinde gerekli ve zorunlu olduğunu tekrar tekrar hatırlatıyoruz.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınlara yönelik şiddet, taciz ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması için erkek şiddetiyle mücadele eden tüm kadınları ve erkekleri sevgiyle, saygıyla selamlıyoruz!

Mücadelelerini destekliyoruz.

Adil ve eşit bir dünyanın en önemli adımının, kadın erkek eşitliği olduğunu biliyoruz.

Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları