CHP Sözcüsü Öztrak: Ekrem İmamoğlu'nun seçimi kazandığının belli olmasından itibaren kumpas kurulmuştur, öyle görünüyor ki YSK'nın gerekçeleri dahi yazılmıştır!

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak CHP Genel Merkezi'nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Öztrak'ın açıklaamsı şöyle:

"6 Mayıs'ta saray bir sandık darbesi gerçekleştrdi.Saray ve seçimi kaybeden adayının yeni bir algı operasyonuna giriştiklerini görüyoruz. Darbenin müellifleri utanmadan kendilerini mağdur gösterip, Kemal Kılıçdaroğlu'nu, Millet İttifakı'nı, Ekrem İmamoğlu'nu suçlamaya çalışıyorlar. 

Sarayın kibirli kişisi iftarda açmış ağzını yummuş gözünü. Anayasaya göre milletimizin birliğini temsil etmesi gerekirken, tarafsız kalacağına namus üzerine yemin etmiş biri.

Seçimin güvenliğini sağlamakla görevli YSK, iktidarın azmettirmesiyle İstanbul seçimlerini iptal etmiş sarayla el ele verip sandık darbesi yapmıştır. YSK kararıyla, hukuku ve içtihatlarını çöpe atmıştır. Bugüne kadar demokrasinin ve hukuk devletinin tüm temel taşlarını söküp atan iktidar ise bu kumpasla elindeki son meşruiyet kalesi olan sandığı da ateşe vermiştir. Kurul, kısa kararında bir ksım sandık kurulunun kanuna aykırı oluşturulması ve bunun seçim sonuçlarını etkiler nitelikte olmasını iptal gerekçesi olarak göstermiştir. Ortada gerekçeli karar yok. AK Parti kısa kararda olmayan ayrıntılı iptal gerekçelerini sıralayıp durmakta. AK Parti'nin seçimi kaybetmiş adayı, genel başkanları bunları dile getirmekte. Bu, ayrıntılı iptal gerekçelerinin hangi adreslerde kaleme alındığını ortaya koyuyor. Bu iptal gerekçelerini yazanlar YSK'dakileri bu darbeye azmettirenlerdir. 

Seçimin iptali için gerekçe gösterilen sandık kurulu başkanlarının memur olmadığı söylenen sandıklarda AK Parti adayının önde çıkmıştır. Bu nasıl şaibedir, organize iştir ki bunların yapıldığını iddia eden kişinin oyu sandıklarda diğer adaydan daha yüksek çıkmıştır. 

Saray sandık kurulları üzerinde şimdiden bir baskı kurmaya başlamıştır. Bu seçim güvenliği açısından büyük tehdit.

AK Parti genel başkanı milli iradeye saygının seçim sonuçlarını kabul etmekten geçtiğini söylemiştir. AK Parti genel başkanı adet hale getirdiği üzere milletin aklıyla alay etmekte, sandıktan çıkan iradeyi itibarsızlaştırmaktadır. 

Akıl almaz bir ciddiyetsizlikle karşı karşıyayız. 

Bizim genel başkanımız iftarlarda siyaset konuşmaz. Milletin seçtiği başbakanı görevden alıp parti içi darbe yapmaz. Tarafsız kalacağına yemin edip dönüp partisinin genel başkanlık koltuğuna oturmaz, YSK'ya darbeye azmettirmez. AK Parti genel başkanına hatırlatalım. CHP demokrasiden yana tavrını, size yolu açtığında göstermiştir. 

Millet iradesini yok sayanların, milletin sesini duymayanların bize hakaretler yağdırması izanla bağdaşmaz. Bizim yalan, iftira, hakaret hiçbir zaman sermayemiz olmamıştır. Bunları siyasi uslüp haline getirenlerin kimler olduğunu milletimiz takdir eder. Edep yahu diyoruz.

Ekrem İmamoğlu 19 günlük icraatıyla İstanbul'un rantının İstanbul'da kalacağını göstermiştir. Suda indirim, öğrencilerin, yeni doğum yapan annelerin ücretsiz indirimleri İmamoğlu'nun yapacaklarını göstermiştir. Rantı havuzdaki dostlarına vermiş olmaya alışmış olanların paniklemesi normal.

Sarayın kibirli kişisi neden İBB'deki verilerin incelenmesinden paniklemiştir, bu verilerde ne vardır? Ekrem İmamoğlu'nun gasp edilen mazbatası yeniden kendisine verilecektir. 

YSK üyeleri gerekçeli kararı yazmamışken AKP'nin büyükşehir adayının kısa karardaki gerekçenin ötesinde gerekçe söylüyor olması bu kararın hangi mahfillerde yazıldığını ortaya koymaktadır.

Ekrem İmamoğlu'nun seçimi kazandığının belli olmasından itibaren kumpas kurulmuştur. Öyle görünüyor ki YSK'nın gerekçeleri dahi yazılmıştır. 

Aynı sandıkta tek zarfa 4 pusula atıyorsunuz, gerekçeniz sandık kurulunun yasalara uygun oluşmadığı. Aynı sandık kurullarının ilçe belediye, meclis, muhtarlık uygulamasını doğru kabul ediyorsunuz, büyükşehirde aradaki farkı gerekçe göstererek seçimi iptal ediyorsunuz.

(Kılıçdaroğlu'nun yatta görüşme yaptığı iddiaları) Öyle görünüyor ki istihbarat teşkilatları gene başkanımızı yakından takip ediyor. Eğer gizli görüşme yapsaydı herhalde birilerinin yatında görüşmezdi. İstihbarattaki ellerindeki materyalleri alıp yandaş medyaya servis edip bizleri itibarsızlaştırmaya dönük hikayeler yazdırmaya kalkmaları ayıptır. O istihbarat teşkilatının bağlı olduğu makamların ne hale konduğunu ortaya koyuyor.  

-(Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılması) Bahçeli de dokunulmazlığı gündeme getidri, cumhurbaşkanı da aynı şekilde... Biz de diyoruz ki kaldırın bakalım, hodri meydan. Her yerden baskı süreci başladı yine. Önceki dönemde milyonluk tazminat davaları açarak, daha sonra hapis cezalarıyla, daha sonra idam sehpaları göstererek muhalefeti kampanya sürecinde tehdit edenler başka noktalara gitmeye başladılar. Demirden korksak trene binmezdik.

(Sanatçılara baskı) Türkiye'de artık herkes konuşacak, engelleyemezler. İşin nereye gitmekte olduğu ortada. Buna razı olunması halinde sandıkla gelen sandıkla gitmeyecek. HErkes konuşacak her şey çok güzel olacak."