CHP Sözcüsü Yücel'den AKP ve MHP'ye; 'CHP’yi terör örgütleriyle aynı cümlede kullanamazsınız; HÜDA-PAR ile aynı safta olan sizler, terör örgütleri konusunda ahkam kesecek konumda değilsiniz!'
Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsü Avukat Deniz Yücel'den MYK toplantısı açıklamasını devam eden Parti Meclisi toplantısı sırasında yaptı. CHP, MYK ve PM, 31 Mart Yerel Seçimleri adaylarını belirlemek için toplandı.
CHP Sözcüsü Parti Meclisi devam ederken yaptığı açıkalamada;
"Değerli basın mensupları, bizleri ekranları başından ve sosyal medya hesaplarından takip eden kıymetli yurttaşlarımız, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Öncelikle, ülkemize ve milletimize Maliye, Enerji ve Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı gibi önemli görevlerle uzun yıllar hizmet etmiş, Türk siyasi tarihinde demokrasi mücadelesine önemli katkılar sunmuş olan 4’üncü Genel Başkanımız Deniz Baykal’ı vefatının 1’inci yıldönümünde saygıyla, rahmetle ve şükranla anıyorum.
Büyük acının, 6 Şubat depremlerinin 1.yıldönümünde yaşananların ağırlığını sanki dün gibi hissediyoruz.
Kâğıttan yapılmış gibi yıkılan binaları,
O binaların altında yitip giden hayatları,
Yakınlarından iyi bir haber alabilmek için bekleyen vatandaşlarımızı,
Ve tüm bunlar olurken sadece seyreden iktidarı unutmadık.
Herkesin bildiğini, yaşadığını ve konuştuğunu Sn. Erdoğan;
İnsan aklının ve vicdanının kabul etmeyeceği;
“Bu kadar da kötülük olmaz” dedirtecek sözlerle Hatay'da itiraf etti.
“Oy vermezseniz hizmet yok”ne demek!
Sen depremde yerle bir olmuş, taş üstünde taş kalmamış, en az 22 bin kişinin öldüğü Hatay’ı hizmet getirmemekle nasıl tehdit edersin Sn. Erdoğan!
Sen nasıl bir adamsın?
Sen nasıl bir Cumhurbaşkanısın?
Bu tehdit diline, bu halkını küçük gören, aşağılayan, diz çöktürmeye çalışan kibirli anlayışa, en güzel cevabı Hatay halkı ve milletimiz verecektir.
11 ilde milyonlarca vatandaşımızdan, devletin sıcak elini esirgeyen bu hükümet, 21’inci yüzyılda boş vaatlerle depremzedeleri kandırmakta bir sakınca görmedi.
1 yıl içinde 319 bin konutu teslim edeceğini söyledi, söylediğinin 7’de birini yaptı.
Televizyonlarda kampanyalarla toplanan 115 milyar liranın ise nereye harcandığı belli değil…
Ama deprem bölgesine harcanmadığı kesin…
Çünkü hala milyonlarca vatandaşımızın en temel ihtiyaçları karşılanmadı.
Barınacak yerleri YOK.
Temiz içme suları,
Hijyen koşullarının sağlandığı tuvaletleri YOK
Gidecek bir okulları,
Çalışacak bir işleri,
Tedavi olacakları hastaneleri YOK.
İnsanlar yaşadıkları mağduriyetler nedeniyle yakınlarının,kayıplarının yasını bile tutamadı…
Her şey bu kadar ortadayken,
İnsanı insanlığından utandıran bir açıklama daha yapıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki’ye göre depremzedeler: “Bak evimiz yıkıldı ama iyi olmuş, villamız oldu” diyorlarmış!
Yav sen nasıl bir insansınSn. Özhaseki?
Yıllarca bakanlık yaptın, bu millete hizmet ettin,
Hiç mi insanlık öğrenmedin?
Orada insanlar öldü, çocuklar öldü,
Aileler, hayatlar yok oldu…
Bakan ÖZHASEKİ kalkmış “Depremzedeler deprem oldu, oh ne iyi oldu, villa sahibi olduk diye seviniyorlar” diyor.
Sayın basın mensupları,
AKP’nin her olaydan siyasi rant ve oy devşirme çabası artık rezil bir boyuta ulaştı.
Vicdansızlıkta, insafsızlıkta, utanmazlıkta sınır tanımayan bu zihniyet, bu memleketin başına gelmiş en büyük kötülüktür.
50 binden fazla yurttaşımız canlı canlı toprağa gömüldü.
Birçoğunun hala mezarları yok!
Biz 6 Şubat'ta Cumhuriyet Halk Partisi olarak depremzede vatandaşlarımızın yanındaydık.
Acıların birleştirdiği, İstanbul'dan Hatay'a, Ankara'dan Maraş'a, İzmir'den Osmaniye'ye kurulan dayanışma köprülerini daha da güçlendirmek için 11 ilimizde vatandaşlarımızla birlikteydik.
Yitirdiğimiz canlarımızı andık...
Hatay Kırıkhan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ninaçılışını yaptık.
Dayanışmanın gücünü nasıl arttıracağımızın notlarını aldık...
Kötülüğe karşı iyiliğin kazanacağını biliyoruz.
Yaraları sarmak için elimizden geleni yapmaya, depremzedelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz
Deprem kuşağında yer alan Türkiye'de bu rant düzenini bitireceğiz.
Depreme dirençli kentleri halkımızla birlikte yeniden yapacağız.
Değerli Basın mensupları,
Buradan iktidara, sarayda şatafat içinde yaşayanlara sesleniyorum.
Kendinizi bir an için bir depremzedenin yerine koyun.
Bir gecede evinizi, barkınızı, her şeyinizi kaybettiniz…
Belki başka bir şehre göç etmek zorunda kaldınız.
Bu ekonomik şartlarda başka bir şehirde nasıl yaşarsınız?
Yardımın tehditle verildiği, hizmetlerin götürülmediği depremde yıkılan memleketinizde nasıl yaşarsınız?
1 yıldır hayatları hiç düzelmeyen, “Önceden hayat nasıldı? Sıcak bir evde yaşamak nasıl bir şeydi?” sorularını kendilerine soran milyonlar var.
Maddi–manevi tükenen bu insanların yerine koyun kendinizi…
Bu yoklukla nasıl baş edersiniz?
Son 1 senede
Çay yüzde 90 artmış!
Kuzu eti yüzde 129, dana eti yüzde 109 artmış!
Patates yüzde 99,
Ekmek yüzde 57 artmış.
Meyve ortalama yüzde 88 artmış.
Emekli maaşı kaç para 10 bin lira!
Açlık sınırı ne kadar 15 bin lira!
Bu ekonomik koşullarda depremzede hayata nasıl tutunsun? İnsanlar hayatlarını nasıl idame ettirsin?
Biz bunları konuşmaktan utanıyoruz,
Ama bu ülkeyi yaşanmaz hale getiren 22 yıllık AKP iktidarı hiç utanmıyor…
AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı et yardımını 2 bin 500 TL’ye çıkaracağının müjdesini vermiş!
Mansur Yavaş bu yardımı zaten yıllardır yapıyor….
Ama abes olan ne biliyor musunuz?
Siz 22 yıldır bir ülkeyi tek başınıza iktidar olarak yöneteceksiniz,
İnsanları ete muhtaç hale getireceksiniz,
Ve sizin AKP’li belediye başkan adayınız et yardımını seçim vaadi yapacak!
Yav insanda biraz utanma duygusu olur!
İnsanın biraz olsun yüzü kızarır.
Değerli arkadaşlar,
TÜİK hangi ülkenin enflasyonunu açıklıyor bilmiyoruz ama Türkiye olmadığı kesin...
TÜİK'e göre enflasyon yüzde 65, gerçek enflasyon ise yüzde 129,11.
Devletin en önemli kurumlarından biri olan TÜİK AKP'nin oyuncağı haline geldi.
AKP Döneminde, nice köklü devlet kurumu gibi TÜİK’in de içi boşaltıldı…
Liyakatsiz atamalarla TÜİK, bağımsızlığını yitirdi.
İnandırıcılığı ise hiç kalmadı.
Sonuç ise iktidarın baskısıyla yapılan trajikomik açıklamalar oldu.
Bakın, AKP Türkiye’sinde bugün 1 tane patates8 lira! Tek bir patates…
1 tane patlıcan 12 lira 69 kuruş…
Tek bir domates 10 lira 63 kuruş!
Hayaldi Gerçek oldu.
Vatandaşın artık dayanacak gücü KAL-MA-DI.
Ama AKP hala daha kendi derdinde…
Kendi iç hesaplaşmalarınız nedeniyle 5 yılda 5 Merkez Bankası başkanı değiştirdiniz.
Merkez Bankası demişken...
Geçtiğimiz hafta Merkez Bankasının yeni Başkanı enflasyonla ilgili bir toplantı yaptı. Bu toplantıdan vatandaşın payına seçim sonrasında elektrik ve doğalgaza yapılacak zamlar düştü.
Çok açık söyleyelim; AKP 5 değil 15 başkan değiştirse de sonuç değişmeyecek.
Çünkü gömleğin ilk düğmesi 2018’de yanlış iliklendi.
Bütün yetkiler tek adama verildi...
Şimdi o zat kendini hem ekonomist, hem çiftçi, hem hakim, hem de mühendis sanıyor...
Yok Sn. Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle…
Yok Sn. Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla…
Deprem döneminde, pandemide, kritik süreçlerde bu ülke, bu millet bu rezillikleri yaşadı!
Türkiye Cumhuriyeti Devletini mahvettiniz.
AKP, Devletteki bütün dengeyi bozdu, denetlemeyi ortadan kaldırdı.
Kıymetli basın mensupları,
Recep Tayyip Erdoğan kendini her şey sanabilir ama ona ne olmadığını biz söyleyelim...
Sayın Erdoğan sen artık halktan biri değilsin...
Sen halktan kopmuşsun.
Sen sırça köşklerde, 1000 odalı saraylarda lüks ve şatafat içinde yaşayan,
Halkın dertlerinden bihaber, hamasetle, toplumun inançlarını, milli duygularını sömürerek koltuğunu korumaya çalışan bir adamsın.
Değerli arkadaşlar;
AKP dönemi, gelir grupları arasında uçurumların oluştuğu bir dönem olarak tarihe geçti.
Dar gelirliden alıp zengine veren;böyle bir iktidar daha önce gelmedi!
Servetten vergi almıyorsun dar gelirliden alıyorsun.
Vergide adaleti sağlamak istiyorsan, herkesten gelirine göre vergi alacaksın.
Bunları söyleye söyleye dilimizde tüy bitti!
KDV ve ÖTV’yi düşürün!
Ek MTV gibi yeni icatlar çıkarmayın.
Vatandaşın sırtından alın bu yükü…
En zengin yüzde 20, toplam gelirin yüzde 49’unu alıyor.
Geriye kalan yüzde 80 de yüzde 51 ile yaşamaya çalışıyor.
En yoksul yüzde 20’nin payı ise yüzde 6…
Bir zamanların “orta direk” diye tabir edilen kesimi artık yok.
Çünkü siz gelir dağılımındaki adaletsizliği derinleştirdikçe, orta direk yoksullaştı.
Amacınızvatandaşı yoksulluk yardımlarına muhtaç bırakıp yoksulluğu yönetmek!
2022’de yoksulluk yardımı alan hane sayısı 4 buçuk milyona çıktı.
Kişi sayısı ise 18 milyon oldu.
Yoksulluk yardımlarıyla övünen AKP hükümetinin bakanları ise dünyalıklarını yapmakla meşgul…
Bakanlık maaşını “Bilmediğini ve bağışladığını” söylerken bununla övünen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un son 6 yıldır aldığı teşvikler ortaya çıktı.
Anlıyoruz ki aldığı bu teşviklerin yanında maaşa zaten ihtiyaç dahi duymuyormuş.
Bakan Ersoy’un, son altı yılda devletten aldığı teşvik tutarı 4.5 milyar TL’yi bulmuş.
Vay be!
Gemicikli Erdoğan’ın Teşvikli Bakanları…
Bakın, bir kültür bakanının görevi, ülkenin tarihi ve kültürel mirasını korumak ve geliştirmektir.
Ama Erdoğan’ın “Teşvikli Kültür Bakanı” bunu yanlış anlamış ki; ülkenin tarihi ve kültürel mirasını değil kendi mirasını korumaya girişmiş…
Bakan Ersoy’a teşvikler yetmemiş bir de şirketine, hazineye ait orman arazisine, otel yapma izni almış.
Bu alanlar, özenle korunması gereken doğal ve kültürel değerlerdir ve ticari amaçlarla kullanılmaması da anayasanın amir hükmüdür.
Kamu kaynaklarını, zenginliğine zenginlik katmak için kullanan “Teşvikli Bakanın” otel projesi derhal durdurulmalıdır.
Değerli arkadaşlar;
Ülkece 6 Şubat felaketini andığımız günde, terör yine pusudaydı!
İstanbul Çağlayan Adliyesi'ne gerçekleşen hain terör saldırısında bir vatandaşımız hayatını kaybetti.
Allah’tan rahmet; ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum.
Terörü lanetliyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Teröristleri etkisiz hale getiren kahraman emniyet görevlilerimize bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz.
Terörün, huzurumuzu ve birliğimizi bozmasına izin vermeyeceğiz.
Fakat huzurumuzu bozmaya çalışan sadece terör değil, terör kadar tehlikeli AKP hükümeti ve yancısı MHP’dir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki terör saldırısını Cumhuriyet Halk Partisine bağlama şuursuzluğunda bulundu.
Bu bizi tabii ki şaşırtmadı…
Her seçim öncesinde olduğu gibi adil ve eşit bir yarışı göze alamayan iktidar ve payandası, fütursuzca iftira atmaya başladı.
Oysa ki tıpkı Santa Maria Kilisesi’nde olduğu gibi Çağlayan Adliyesi’ndeki terör saldırısı da Türkiye’deki istihbarat ve güvenlik zafiyetini bir kez daha ortaya koymuştur.
Durum bu kadar açıkken, bu hain saldırıları Cumhuriyet Halk Partili belediyelerle özdeşleştirmeye çalışmak en hafif tabiriyle kişiliksizlik, karaktersizliğini ve alçaklıktır.
AKP ve MHP’ye sesleniyorum:
CHP’yi terör örgütleriyle aynı cümlede kullanamazsınız.
CHP bu devleti kuran partidir.
Bugüne kadar yıllarca insanlarımızın milliyetçi duygularını sömürerek siyaseten var oldunuz.
HÜDA-PAR ile aynı safta olan sizler, terör örgütleri konusunda ahkam kesecek konumda değilsiniz!
Sizin safınız Gaffar Okkan’ın katillerinin safıdır.
Siz önce Sinan Ateş cinayetinin hesabını verin!
Kendi evladına sahip çıkmayanlardan milliyetçi olmaz.
Bir terör saldırısından medet umacak kadar acizsiniz.
MHP Genel Başkanı da bu acizlikten nasibi almış olmalı ki DEM partinin, İstanbul’da aday çıkarmasına sinsi bir planın parçası demiş.
Sayın Devlet Bahçeli bir rekabetten, nasıl sinsi bir plan çıkardı bilemiyoruz ama “sinsilik” deyince bu ülkedeki tek adresin kendisi olduğunu biliyoruz.
Değerli Basın mensupları şu son günlerde yaşananlar gösterdi ki;
İktidarın adil ve eşit bir seçime girme cesareti yok…
Bu nedenle akıllarına gelen her yönteme başvuruyorlar.
Resmi Gazetede bir yönetmelik yayımlandı.
Neymiş Saray'dan onay alamayan hiçbir belediye bundan sonra yatırımlarını tamamlamak için borç alamayacakmış...
Yani Erdoğan'ın deyimiyle "buyruklarına" uymayanlar cezalandırılacak.
Nerede? Bir asırdır, tam 100 yıldır Cumhuriyetle yönetilen Türkiye'de...
Bu düzenleme;
Hukuka,
Eşitliğe, adaleteve demokrasiye tamamen aykırı.
Erdoğan CHP'li belediyeleri engelleyebilmek için özel bir çaba sarfediyor.
AKP’li belediyelere sınırsız imkânlar sunulurken, CHP’li belediyelere türlü türlü engeller çıkarılıyor.
Acil ihtiyaç duyulan metro yapımına izin verilmiyor, otobüs alımına onay çıkmıyor.
Hiç önemli değil!
Sayın Erdoğan, sen seçmeni tehdit ettikçe gerçek yüzünü daha fazla insan görüyor.
Sen tehditlerini sürdürdükçe iktidarı kaybetmekten ne kadar korktuğunu çok iyi anlıyoruz…
Tehdit siyaseti senin işin…
Bizim işimiz gücümüz Türkiye…
Dürüst ve ahlaklı belediye başkanlarımızla, güven içinde yaşanacak, yağmalanmayan kentlerde halkımız için çalışmaya devam edeceğiz.
Liyakatle yönetilen, çaresizliği değil umudu büyüten, tüm engellemelere rağmen hizmetleri aksatmayan, sorunlara bir bir çözüm üreten belediyecilik anlayışımızı memleketin dört bir yanına götüreceğiz.
31 Mart seçimlerinde, sandıkta kuracağımız Türkiye İttifakı, bu ülkede çok şeyi değiştirecek…
Cumhuriyet Halk Partisi, herkese çok iyi gelecek!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları