CHP'li Altay: Yargı reformu için öncelikle anayasa değişmeli

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, yargıda reform yapılabilmesi için, Hakimler Savcılar Kurulu ile ilgili Anayasa hükmünün değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Ergenekon kumpaslarının Türkiye'ye çok ağır bedeller ödettiğini, binlerce kişinin mağdur edildiğini, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) çok ağır yara aldığını belirterek, aradan geçen 12 yıldan sonra böyle bir örgüt olmadığının yargı kararıyla tespit edildiğini söyledi. Ergenekon soruşturması ve davalarının, FETÖ'nün yargı yoluyla Türkiye Cumhuriyeti'ni tahrip etmeye yönelik bir eylemi olduğunun ortaya çıktığının altını çizen Altay, mağdur olanlara devletin tazminat ödemesi gerektiğini vurguladı.

Altay, "FETÖ'nün darbe girişimine karşı sokağa çıkarak hayatını kaybedenler şehit sayıldığı gibi kumpas davalarında hayatını kaybedenlere de şehitlik unvanı verilmesi gerekiyor. 15 Temmuz'da darbe girişimde bulunanlarla kumpas davalarını yürütenler aynı örgüt. Bu davalarda hayatını kaybeden insanlarımızın şehit sayılması milletçe yapacağımız son görevdir. Sayın Erdoğan’a da düşen görevler var. Öncelikle Zekeriya Öz’ün kaçmasına yardım edenleri yargı önüne çıkarılması gerekir. Ayrıca Sayın Erdoğan ailelerden, 82 milyondan özür dilemelidir.   Sayın Erdoğan'ın çıkıp 'yanlış yaptık' demesi gerekir. Devlet adamlığı bunu gerektirir. Aksi durum devlet adamlığı sıfatı ile bağdaşmaz" diye konuştu.

"TÜRKİYE ÇAKILDI"

Altay, CHP’nin “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile ilgili eleştirilerinin haklı çıktığını ve Türkiye’de her alanda derin krizler yaşandığını vurguladı. Altay, “CHP eleştirilerinde haklı çıktı. Biz bu sistemin 'ucube' bir sistem olduğunu, yargının bağımsızlığını ve kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıracağını hep söyledik. AK Parti ise bu sistemin Türkiye'yi uçuracağını söyledi. Ama Türkiye çakıldı. Ekonomi, adalet ve eğitim başta olmak üzere sistem çakıldı. Bu sistemin bütünüyle değişmesi gerekiyor.  Cumhurbaşkanını tarafsız olması kaotik ortamın sonlanması için önemlidir. Partili cumhurbaşkanı ortadayken anayasadaki bu yetkilerle krizlerin bitmesi mümkün değil” şeklinde konuştu. 

AKP Genel Recep Tayyip Erdoğan'ın sistemdeki tıkanıklığı gidermek için ortak aklı çalıştırmak yerine zorlama yöntemlere yöneldiğini kaydeden Altay, “Krizden kurtulmak için iki adım atıldı. Bunlardan birincisi Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu kuruldu. İkincisi ise yeniden kumpas davaları açılmaya başlandı. Cumhurbaşkanı sistemden rahatsız olan eski AK Parti'lilerden bir kurul oluşturarak AK Parti'nin dağılmasını önlemeye çalışıyor. Meral Akşener'e FETÖ'den soruşturma açıldı. Attığı tweetler nedeniyle CHP İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu hakkında dava açıldı. Şimdi bunlara Ali Babacan da eklendi. Onu da FETÖ ile irtibatlandırmaya çalışıyorlar. Bunların kumpas davalarından hiçbir farkı yok. İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu 6 yıl önceki sosyal medya paylaşımları nedeniyle 17 yıl ceza ile yargılanıyor. Eski defterleri karıştıracaksak eğer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1991 yılında Kürt sorununa ilişkin yayınladığı raporda 'bölge halkı, PKK terörü ile Devlet terörü arasında sıkışmış' diyor. Canan Kaftancıoğlu 6 yıl önceki tweetinden 17 yıl ile yargılanıyorsa, devlete 'terörist' diyen Erdoğan'ın daha ağır bir ceza ile yargılanması gerekiyor. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın terör örgütleri PKK, FETÖ ve DEAŞ'a yardım ve yataklık ettiğini söyledi. Buna karşı dava açılmadı. Şimdi burada bir kez daha ben söylüyorum; Cumhuriyet savcıları ne bekliyorsunuz? Size ne oluyor? En azından bir tazminat davası açın” dedi.

İSTİŞARE KURULUNA ULUFE

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyelerinin maaşlarına yapılan zammı da eleştiren Altay, kurul üyelerinin maaşını belirleme yetkisinin Cumhurbaşkanına verilmesinin doğru olmadığını söyledi. Altay, "Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu oluşturuldu ama bir çerçevesi yok. Kaç kişi olacak, maaşları ne olacak belli değil. Bir sınır yok. Cumhurbaşkanı istediği kişiye istediği maaşı bağlıyorsa bunun adı maaş olmaz, ulufe olur. Sistemin adı da demokrasi olmaz" dedi.