loading
close
SON DAKİKALAR

CHP'li Erdoğan Toprak: Bazı maçlarda hakemler taraf tutabilir, hakeme rağmen bu maçı alacağız

CHP'li Erdoğan Toprak: Bazı maçlarda hakemler taraf tutabilir, hakeme rağmen bu maçı alacağız
Tarih: 25.03.2018 - 10:03
Kategori: Söyleşi

CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Danışmanı Erdoğan Toprak, "Boykot yenilgiyi baştan kabul etmektir. 'Toplumun yüzde 50'si sandığa gitmediği zaman çıkan sonuç meşru değildir' dediğinizde, Avrupa'da ve ABD'de seçimlere katılım oranı zaten yüzde 50 ve bunun altında" dedi. ...

Cumhuriyet'ten Atakan Söznmes'e konuşan Erdoğan Toprak, "Hileyle, mühürsüz oylarla iktidara gelmek isteyebilirsiniz ama tencere kaynamazsa orada kalamazsınız. Hileyle, mühürsüz oylarla da iktidara gelebileceklerini düşünmüyorum. Hakeme rağmen biz bu maçı alacağız" ifadelerini kullandı.

Erdoğan Toprak'ın Cumhuriyet'e verdiği röportajın bir bölümü şöyle:

-Seçim yasasındaki son değişikliklerden sonra, 2019'da Türkiye'de güvenli bir seçim yapılabileceğini düşünüyor musunuz?

Hükümetin seçim yasaları ile bu kadar oynaması ve tartışmaya açık alan bırakmasından, seçimlerde bir bit yeniği olacağını görüyorum. Bu aslında parmak boyasının kaldırılması ile başladı. AKP iktidarı önce parmak boyasını kaldırdı, ardından mühürsüz oyları geçerli saydı. Şimdi de sandık başlarına kendi memurlarını koymak ve sandıkların başına emniyet mensuplarını taşıyarak orada fiili bir yaptırım noktasına doğru adım atıyor. Bunları peş peşe sıraladığımızda önümüzdeki seçimlerin sıkıntılı geçeceğini görüyoruz. Kimse kimseyi aldatmasın. Böyle sıkıntılı bir süreç var. Ama Türkiye kolay kurulmadı ve Türkiye'nin kolay kolay da Atatürk'ün bize emanet ettiği bu parlamenter demokrasiyi ve cumhuriyeti vermek gibi bir niyeti olmamalı.

-Bunun için CHP olarak nasıl önlemler alacaksınız?

Türkiye'de 175 bine yakın sandık kuruluyor. Biz 1 milyon 200 bin üyesi olan bir partiyiz. 1 milyon 200 bin üyeyle biz bu sandık güvenliğini sağlayacağız. Hiç kimse merak etmesin. Bunu sağlamak da zorundayız zaten. Ama buna ilaveten bizim gibi düşünen çok büyük bir blok var. Bu bloğun içinde başka partiler var, sivil toplum kuruluşları var. Bizim bu bloğu oluşturarak bunun karşısında durmamız lazım. Sivil toplum kuruluşlarını bu sürece katmamız lazım. STK'lerin büyük bir kısmı buna hazır. Diğer yandan partiler var. Bizim dışımızda İYİ Parti, HDP, Saadet Partisi, Demokrat Parti, ÖDP gibi partiler var. Bizim 16 Nisan referandumunu gözden kaçırmamamız lazım. 16 Nisan'da biz, yüzde 50'nin üzerinde bir yapının bu yeni gelecek anti-demokratik sisteme karşı olduğunu gördük. Ama saat 15:00'te Yüksek Seçim Kuırulu (YSK) mühürsüz oy pusulalarını haksız ve geçersiz olarak kabul etti. Bu sefer biz yüzde 60'ları hedeflemeliyiz.

-Yüzde 60 alabilir misiniz?

Evet yüzde 60 alabiliriz. Çünkü bizim içinde bulunduğumuz blokta bu ülkenin Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkesi, Arabı, milliyetçisi, muhafazakarı, komünisti, Alevisi, Sünnisi var. Toplumun bütün kesimlerinden büyük bir oranı bir kere bu işin karşısında. Diğer tarafta kimler var? Diğer tarafta bir miktar muhafazkar, bir miktar da milliyetçi var. O blokta bu toplumun bir çok rengi yok. Solcusu yok, Kürdü yok, Alevisi yok. Onlar aslında dar bir alana sıkışmış. Biz ise bunu iyi organize edebilirsek Türkiye seçmen kitlesinin yüzde 70- 80'ini rahatlıkla kucaklayabilecek bir yapıyız. Karşı taraf ise oy alabilirliği açısından maksimum yüzde 30-40 civarındadır. Yani bizim oy alabilirliğimiz çok yüksek. 16 Nisan'da ilk kez komünistlerle milliyetçiler, Kürtlerle Türk milliyetçileri aynı yere oy verdi 'Hayır' bloku içinde. Neden? Çünkü üstteki yapıyı doğru tutamazsak aşağıda herkesin, yaşam tarzından özgürlüklerine dokunacağını bildikleri için bir çatı altında toplandılar.

-İşte kuşkular da tam bu noktada. Toplumun büyük bir kesiminde '16 Nisan'da biz sandıktan 'Hayır' çıkardık ama açıklanan sonuç 'Evet' oldu' düşüncesi hakim. 2019'da bunun tekrar etmemesi için ne yapacaksınız?

Biraz önce de söylediğim gibi biz 1 milyon 200 bin üyemiz ve tüm teşkilatlarımızla bu sürecin içinde olacağız. Ancak seçim güvenliği konusunda kaygı duyan sadece biz değiliz. Başka partiler de, toplumun farklı kesimleri de var. Bizim tüm bu güçleri örgütlememiz gerekiyor. Bunların temelinde de Sivil Toplum Kuruluşları var. STK'lerle, diğer partilerle iyi ilişkiler kurmalıyız. Toplumda bu konuda kim muzdaripse, onu içimize almalıyız. Burada büyük abilik yaparak değil. Ama CHP'nin geçmişinden gelen köklü yapısı, siyasi deneyimi, birikimi ve oy potansiyeli ile bu işte ana omurgada yol göstericiliği yapabilir.

"HAKEME RAĞMEN BU MAÇI ALACAĞIZ"

-Boykot çağrıları var. Bu tartışmalar için ne diyorsunuz?

Boykot yenilgiyi baştan kabul etmektir. 'Ben bu oyunda yokum' demektir. Yüze 60 rahatlıkla alabileceğimiz bir seçimi neden boykot edelim. Kaldı ki boykotun uluslararası bir meşruiyetinin olup olmayacağının da garantisi yok. 'Toplumun yüzde 50'si sandığa gitmediği zaman çıkan sonuç meşru değildir' dediğinizde, Avrupa'da ve ABD'de seçimlere katılım oranı zaten yüzde 50 ve bunun altında. Bu durumda boykot çağrıları iyi niyetle yapılsa bile iktidarın değirmenine su taşır..

-Toplumun bir bölümünde 'Bu iktidar sandıkla geldi ama sandıkla gitmez' kanaati var. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?

Hayır. Ben bunu aklıma bile getirmek istemiyorum. Biz yerel seçimlerde AKP'nin elinden bir çok belediyeyi aldık ve şu anda yönetiyoruz. Sandıkta yenildiği anda koltuğu devretmek zorunda.

-Aslında sandığa giren oyla sandıktan çıkan oy arasında fark olduğu inancı ve YSK'nin son referandumda aldığı mühürsüz oyların geçerli sayılması kararı da boykot çağrılarına haklılık payı vermiyor mu?

Bazı maçlarda hakemler taraf tutabilir. Hakemi de yeneceksiniz. Biz hakeme rağmen bu maçı alacağız.

- İşler çığrından çıkarsa, tribünler sahaya iner mi? Sandıkla iktidarın değişmeyeceği inancı toplumda kabul görürse sonuçları ne olur?

Ben bugünden bunu söylemeyi doğru bulmam. Hepimiz sağduyu ile hareket etmeliyiz. 'Doğmamış çocuğa don biçilmez' diye Anadolu'da çok güzel bir söz vardır. Önümüzde seçimlere bir sene kaldı. Biz bu bir senede bu yapıyı nasıl kurarız ve bu seçimlere nasıl hazırlayarak ülkeyi bu tehlikeye karşı nasıl uyarırız. Biz buna bakarız. Birinci görevimiz budur.

Toplumu umutsuzluğa sevk edecek tartışmalardan kaçınmak gerekir. Toplum kendi davasına sahip çıkıyor. 16 Nisan'da yüzde 50'nin üzerinde 'Hayır' oyu verdi. Demek ki toplumda bir hazırlık var.
Biz bunu daha iyi anlatırsak yüzde 60'lara çıkar mıyız? Çıkarız. Sandıktan çıktıktan sonraki süreci o zaman konuşuruz. Bugünden konuşmayı doğru bulmam, yanlış olur. Bu toplumda iktidar sandığa rağmen el değiştirmiyorsa o zaman farklı bir şey var demektir ve onun mücadele yöntemleri o zaman konuşulur.

"İKTİDAR TORBA YASALARLA BİR ERKEN SEÇİME HAZIRLANIYOR"

- Erken seçim bekliyor musunuz?

Ben yerel seçimlerin erken olacağına ihtimal vermiyorum. Ama genel seçimin erken olma olasılığı var. Sonbaharda bir erken seçim olabilir. Bunu gözardı etmemek lazım. Şu anda Torba Yasalarla, habire yapılan keyfi uygulamalarda seçim hazırlıklarının sinyalini alıyoruz. Hükümet 'seçim hazırlığı yapmıyoruz' diyor ama, biz ana muhalefet partisi olarak her zaman seçime hazır olmalıyız. Zaten CHP olarak seçimlere hazırlığımızı aylar öncesinde başlattık.

-AKP ile MHP arasında yerel seçimlerde 'gönüllü ittifak' olacağı basına yansıdı. Yerel seçimlerde 'Hayır' bloku içinde de böyle bir ittifak olacak mı, bu yönde bir çalışma var mı?

Bazen sizin dışınızda vatandaş bile böyle bir ittifakı oluşturabiliyor. Ben bunu 2014 yerel seçimlerinde belli illerde gördüm. Bizim inisiyatifimiz dışında, vatandaş inisiyatif alıyor. AKP-MHP bloğu karşısında vatandaş böyle bir inisiyatif alabilir. Bazı yerlerde oy oranı en yüksek olan CHP'ye yönelik bir teveccüh olacağını bekliyorum.

-Tabanda ittifak olur diyorsunuz...

Tabii. Tabanda, halk nezdinde bir ittifak olacağını görüyorum. Bu zaten genelde yerel seçimlerde olur ve tabandaki fısıltı gazetesi ile olur. Bu geçtiğimiz yerel seçimlerde Ankara'da, İstanbul'da olmuştur. Bunlar normaldir ve seçmen davranışlarında bu tip şeyler vardır. Seçmenin birinci önceliği bu ülkedeki rejim sorunudur. O tehlikeyi görüyor ve refleks oluşturuyor. Bazen de adayın seçmen üzerinde bir etkisi oluyor. Bu da normal. Ama bizim kurumsal olarak bir ittifak girişimimiz yok. Böyle bir şey olacaksa da yetkili kurullar karar verir. Bugünden karar veremeyiz. Çünkü seçime daha 1 yıl var.

"BÜYÜKŞEHİR ADAYLARI SON 60 GÜNE BIRAKILMAMALI"

- Erdoğan sık sık kendi teşkilatına '2019'daki yerel seçimler genel seçimin kaderini belirleyecek' diyor. CHP'nin daha önceki seçimlerde aday açıklamada geç kaldığı gibi bir eleştir vardı. Bu noktada önümüzdeki yerel seçim için büyükşehir adayların açıklanacağı takvim veya isimler üzerinde vartılan bir mutabakat var mı?

Şu anda böyle bir takvim yok. Bazen adayları çok erken açıkladığınızda, o adayların haksız eleştirilerle yıpratılması mümkün olabiliyor. Bunu rakip partiler yaptığı gibi, adaylık beklentisi içinde olup da aday olamayan kırgınlar da yapabiliyor. Ama ben büyükşehir adaylarının açıklanmasının son 60 günlük takvime sıkıştırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü büyük şehirlerin adayını seçime 60 gün kala açıkladığınız zaman, adayların iki aylık sürede projelerini hazırlamaları ve kamuoyu ile paylaşıp kabul ettirmeleri zor. Ama ben Sayın Kılıçdaroğlu'nun bünyesinde yerel seçimlerle ilgili 'Sosyal Demokrat Belediyecilik' ve öncelikleri ile ilgili bir çalışma başlatıldığını biliyorum. Aylar öncesinden başlayan çalışmalar var ve CHP'nin sosyal belediyecilik konusundaki önceliklerini şimdiden belirliyorlar. Kim aday olursa olsun, bu çalışmalar o adaylara verilecek ve onlar da bu öncelikleri anlatacaklar halka. Bu hazır projelere rağmen adayların daha önceden belirlenmesinde, kırgınlıklar varsa onların da giderilmesinde fayda olacağını düşünüyorum. Ve sanıyorum bu kez daha farklı bir yol haritası çizilecektir. 16 Nisan bize şunu gösterdi. Doğru hareket edersek ve o birlikteliği doğru kurarsak, bir çok büyükşehiri alabileceğiz. Böyle bir imkan var elimizde.

RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları