Can Ataklı yazdı: Bu kez yapılacak “atama” CHP için de bir sınav niteliğinde.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin başına geldiğinden bu yana yönetim krizi bir türlü bitmiyor. Üst üste MYK’da yapılan değişiklikler, görevden alınan il başkanları sonra yeniden görevden almalar ve atamalar partide huzur bırakmıyor.
Özellikle İstanbul yine yeni bir İl Başkanı bekliyor.
Kılıçdaroğlu’nun gelmesiyle parti yönetimine geçen Gürsel Tekin’in yerine Berhan Şimşek gelmişti. İlk krizde Şimşek partiye göre “yanlış yerde durduğu” için görevden alınmış yerine Nebil İlsever atanmıştı. İlsever de uzun ömürlü olmadı, Bahri Şahin oturdu İl Başkanlığı koltuğuna. CHP şimdi yeni bir İl Başkanı arıyor.
Bu kez yapılacak “atama” CHP için de bir sınav niteliğinde. Çünkü partinin Türkiye’nin orta boy bir Avrupa ülkesi büyüklüğündeki şehri İstanbul’da artık yerli yerine oturması ve başta belediye seçimleri olmak üzere 2015 seçimlerine hazırlanması gerek.
İl Başkanlığı konusunda parti içinden bilgiler almaya çalıştım.
İlk isim olarak daha önce de İl Başkanlığı yapmış olan Ali Özcan çıktı karşıma. Başarılı olacağına inanırım ama anladığım kadarıyla tepe yönetiminde hep aynı inanç kökeninden gelenlerin bulunduğu eleştirisi Özcan’ın önünü kesmiş gibi.
DİSK’in en güçlü olduğu dönemlerdeki Genel Başkanı Rıdvan Budak, Dr. Bülent Kerimoğlu, Kenan Malkoç, Zafer Nuhoğlu, Şefik Toprak, Çetin Soysal, Osman Özçelik, Ali Cihat Işık, Ercan Karakaş, Cemil Ekşi de İstanbul İl Başkanlığı için konuşulan isimler.
Rıdvan Budak gözlediğim kadarıyla İl Başkanlığı konusunda “en çok hazırlık yapan” isim. 11 maddelik bir “eylem planı” yapmış ve hazırladığı planı CHP ilçe başkanları, belediye başkanları, delegeler, üyeler ve bazı sivil toplum kuruluşları ile paylaşıyormuş.
Budak’ın eylem planında il binalarının yenilenmesinden, gelir paylaşımı yapılmasına, milletvekillerinin seçim bölgelerinde haftada bir halkla görüşmelerinden gençlere yönelik eğitimlere, kadın programlarından yoksul kesimlerin ihtiyaçlarını karşılayacak projeler oluşturulmasına kadar pek çok vaat var.
Bu arada bugüne kadar hiçbir kadının İl Başkanı olmadığı İstanbul’a bir kadın il başkanı atanmasının da sürpriz olmayacağı belirtiliyor. Kadın başkan arayışında Aylin Kotil’in adının geçtiğini duydum.
Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen Kılıçdaroğlu’nun bir ara teklif götüdüğü Ali Topuz’un “şimdilik” il başkanlığına çok sıcak bakmadığı da konuşulanlar arasında.
Buraya kadar iyi. Ama şunu özellikle sormak istiyorum. Türkiye’nin yönetimine talip olan, demokrasi ve hukuk sisteminin beşiği olduğunu iddia eden bir partiye İstanbul gibi bir metropolün il başkanlığı için atama yoluna gitmek yakışıyor mu?
Atama yöntemi bugüne kadar defalarca denendi. Her seferinde “yapılanın antidemokratik olduğu” vurgulandı, tabanın sesinin dinlenmemesine tepki gösterildi ve nitekim hiçbir il başkanı da uzun süre o koltukta oturamadı.
Ama CHP yönetimleri demokratik yöntem yerine her seferinde atamayı seçti, yine öyle yapacak.
Sanıyorum CHP yönetimi seçimden sonra “ortada parti yok, sadece AKP var, lider olarak da Tayyip Erdoğan” baskısından bunalmış durumda, hızla bir şeyler yapmak istiyor.
Oysa kamuoyunda oluşan böyle bir kanaat hızlı atamalarla, alelacele yazılan basın bildirileriyle, Somali’ye koşmalarla değişmez. CHP bu hızını “demokrasiye tekrar sahip çıkmakta” göstermeli, atamalar yapmak yerine CHP’lilerin görüşünü alarak örgütlerini yeniden düzenlemeli ve en önemlisi bunu sabırla yapmalıdır.
Vatan Gazetesi-Can Ataklı