Çocukların diş hekimi korkusunu yenmelerinde anne-baba ile diş hekiminin ortak hareket etmesinin, birçok konuda yarar sağlayacağı bildirildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Pedodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Adem Kuşgöz, çocukların
diş hekimi korkusunu yenmesi için hem
diş hekimine hem de aileye büyük görevler düştüğünü belirtti.
Erişkin bir hastanın tedavisinin genellikle hasta ve hekim arasındaki birebir ilişki çerçevesinde şekillendiğini vurgulayan Kuşgöz, ''Oysa
çocuk hastanın tedavisi bire iki ilişki içerisinde gerçekleştirilmekte. Burada hekim hem hasta ile hem de ebeveyn ile ilişki içerisindedir. Bu ilişkinin merkezinde
çocuk vardır ve hem hekimin hem de ebeveynin ilgisinin odağını oluşturmaktadır'' diye konuştu.
Çocuklarda,
diş hekimi korkusunu yenmek için aileye düşen sorumlulukların başında, çocuğu dişlerinde herhangi bir problem olmadan önce
diş hekimi ile iş birliği içerisinde bu ortamla tanıştırmak olduğunu vurgulayan Kuşgöz, şöyle devam etti:
''Aileler, tedavi öncesi çocuğun olumsuz bir
diş hekimi veya doktor deneyimi var ise önceden
diş hekimlerini bilgilendirmeli. Eğer
çocuk ilk defa
diş hekimine dişlerinde oluşan şikayet üzerine gitmek zorunda kalırsa, aileler randevu öncesi çocukları ile konuşup yapılacak işlemler hakkında onları bilgilendirmeli. Aileler günlük hayatlarında örneğin iğne gibi hekimlerin kullandığı araçları çocuklarına karşı korkutma objesi olarak sunmamalı. Aileler çocukların çevresindeki kardeş ve akranlarından alacakları olumsuz deneyimleri izole etmeye çalışmalı. Mümkünse aileler çocuklarını sayıları hızla artan
çocuk diş hekimi uzmanına yönlendirmeli.''
Diş hekimine de büyük görev düşüyor
Kuşgöz, hekimlerin de
çocuk hastaya yaklaşımlarının önem taşıdığını dile getirerek, ''Bu yaklaşımda sadece
çocuk değil, ebeveynler de dikkate alınmalı ve onlarla iş birliği içerisinde hareket edilmeli. Çocuğa yönelik muayenehanesinde değişiklik ve düzenlemelere gitmeli, randevusunu mümkün ise daha sakin ve erken saatlerde vermesi yararlı olabilir. Çocukla öncelikle iletişime geçilerek, hasta güveni kazanmaya çalışılabilir'' diye konuştu.
Tedavi öncesinde muayenehane ortamının ve
diş hekimi koltuğunun, tedavi sırasında ise yapılacak işlemlerin çocuğun anlayabileceği düzeyde kendisine anlatılmasının yararlı olacağını belirten Kuşgöz, şunları kaydetti:
''Her çocuğa yaş ve karakterine uygun davranış yönlendirme teknikleri geliştirilmeli. Eğer çocuğa yapılacak acil bir işlem yoksa tedaviler basit işlemlerden zora doğru seçilebilir. Çocuk tedavi sırasında başarılı olduğunda yerine göre hem sözel hem de küçük hediyeler verilerek ödüllendirilmeli. Tedavi sırasında çocukla sürekli konuşularak endişe düzeyleri kontrol altında tutulmalı.''
Yrd. Doç. Dr. Adem Kuşgöz, tüm bunlara karşın korkuyu yenmede başarılı olunamıyorsa sakinleştirme veya genel anestezi altında
diş tedavilerinin yapılması düşünülmesi gerektiğini kaydetti.