loading
close
SON DAKİKALAR

Cumhuriyet Halk Partisi 101 Yaşında

Cumhuriyet Halk Partisi 101 Yaşında
Tarih: 09.09.2024 - 00:18
Kategori: Yurt

Cumhuriyet Halk Partisi, 9 Eylül 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde kurulan ve Türkiye'de kurtuluşun ve kuruluşun partisidir.

Cumhuriyet Halk Partisi, siyasi ideolojisini sosyal demokrasi ve Atatürkçülük olarak tanımlar. Merkez sol siyasi yelpazede yer almakta olup tüzük ve programında belirtilen ideolojilerin yanında sosyal liberal, demokratik sosyalist ve sosyalist eğilimler de barındırmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ve ilk yasal siyasi partisi olma özelliklerini taşıyan Cumhuriyet Halk Partisi, 1923 yılından 1950 yılına kadar aralıksız iktidarda kalmış ve 1946 yılına kadar genellikle tek parti olarak yönetimde kalmıştır. Türkiye'de en uzun süre iktidarda kalmış siyasi partidir. Atatürk tarafından "Halk Fırkası" adıyla Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti'nin devamı olarak kurulan partinin adının başına, 10 Kasım 1924 tarihinde "Cumhuriyet" sözcüğü eklenmiş, 1935'teki 4. Kurultay'da "fırka" sözcüğü yerine dış dünyayla daha uyumlu bir sözcük tercih edilmesi kararlaştırılmış ve bugünkü "Cumhuriyet Halk Partisi" adı benimsenmiştir.

12 Eylül Darbesi'nin ardından, o dönem Bülent Ecevit'in genel başkanlık yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış; daha sonra 3821 sayılı yasaya dayanarak, kuruluşunun 69. yıl dönümü olan 9 Eylül 1992 tarihinde tekrar açılmıştır. Parti, İlerici İttifak ve Sosyalist Enternasyonal tam üyesi ve Avrupa Sosyalistler Partisi'nin (PES) ilişkili üyesidir.

Cumhuriyet Halk Partisi, Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyeti üzerine, Türkiye İş Bankası'nın %28,1'lik hissesini temsil etmektedir. Bu hisselerin temettü gelirleri, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na aktarılmaktadır.

Cumhuriyet Halk Partisi tarihi
Kuruluşu: 1919-1923

4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında toplanan Sivas Kongresi'nde, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde kurulan müdâfaa-i hukuk cemiyetleri, Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti (ARMHC) adı altında birleştirilmiştir. 23 Nisan 1920'de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi ARMHC delegelerinden oluşmuş, ancak 1922'de Meclis, Birinci Grup ve İkinci Grup adıyla iki gruba ayrılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün takipçileri daha sonra "birinci grup" olarak adlandırılmıştır.

İkinci grup, azınlık olsa da parlamentoda güçlü bir muhalefet oluşturdu. Lozan Antlaşması'nın kabulü nedeniyle Mecliste baş gösteren yoğun tartışmalar üzerine Mustafa Kemal Atatürk, 9 Eylül 1923 tarihinde Dokuz Umde adı verilen siyasi programı ilan etti ve iki gün sonra İçişleri Bakanlığı'na verilen bir dilekçeyle kendine bağlı milletvekillerinden oluşan Halk Fırkası'nı kurdu. Mayıs 1923'te meclis, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Lozan Antlaşması'nın daha güçlü bir meclis tarafından onaylanmasını sağlamak amacıyla yeni seçimler için bir tasarı hazırladı. Halk Fırkası, 1923 seçimlerinden sonra resmi olarak kuruldu. İkinci dönem için görev yapan mecliste Lozan Antlaşması kabul edildi, cumhuriyet ilan edildi ve halifelik kaldırıldı.

Partinin resmî kuruluş tarihi 11 Eylül 1923 olmasına rağmen, partinin kuruluş tarihi daha sonradan partileşme kararının alındığı 9 Eylül 1923 olarak kabul edilmiştir.

Tek parti dönemi: 1923–1946
Atatürk dönemi: 1923–1938

Türkiye'nin siyasi tarihinde, pratikte Cumhuriyet Halk Partisi Jön Türkler ve İttihat ve Terakki'nin devamı olarak değerlendirilmiştir. Partinin kuruluşunun ardından 1924'te, radikal devrimlere karşı çıkan muhalifler, Kâzım Karabekir liderliğinde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Şeyh Said İsyanı'na karışmak ve Atatürk'e suikast planlamakla suçlandı. Başbakan İnönü, hükûmete olağanüstü yetkiler veren bir yasa sundu ve sıkıyönetim ilan edildi, CHP dışındaki tüm siyasi partiler yasaklandı, devlet onayı olmayan gazetelerin yayınlanması yasaklandı (bu yasak 1930'da kadar sürdü). Türkiye, Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kurulduğu dönem dışında 1946 yılına kadar tek partili rejimde yönetildi. 1923'ten 1946'ya kadar, CHP Türkiye'yi dönüştüren kapsamlı sosyal, kültürel, ekonomik ve hukuki reformlar başlattı. Bu reformlar arasında İsviçre ve İtalyan hukuk ve ceza kanunlarının benimsenmesi, sanayileşmenin hızlandırılması, toprak reformu ve kırsal kalkınma programları, iskân kanunu, laiklik, kadınların seçme ve seçilme hakkı ve Latin harflerine geçilmesini sağlayan Harf Devrimi gibi birçok adım bulunuyordu. Bu dönemde ulus inşası önceliklendirildi. Bu süreçte milliyetçilik ilkesinin benimsenmesi, dil devrimi ve sözdebilimsel teorilerin (Güneş-Dil Teorisi ve Türk Tarih Tezi) ortaya koyulmasıyla Türk milliyetçiliği ideolojisi yayıldı. Partinin 1927'deki ikinci olağan kongresinde, Atatürk Türk tarihindeki son on yılın belirleyiciliğine bir konuşma yaparak gençlere Cumhuriyet'i koruma çağrısında bulundu. Atatürk kişi kültünün tarihsel yazımının temelini bu anlatı oluşturduğu öne sürülmüştür. 1930-1939 yılları arasında, CHP ideolojisini netleştirdi ve "Altı Ok" duyuruldu. Bu dönemde parti tarihsel görüşlerden ayrılarak cumhuriyetçilik, milliyetçilik, laiklik, devrimcilik, halkçılık ve devletçilik ilkelerini benimsedi.

29 Mayıs 1935 tarihinde toplanan 4. Kurultay'da partinin adı, Dil Devrimi doğrultusunda Cumhuriyet Halk Partisi olarak değiştirildi. 18 Haziran 1936 tarihinde yayımlanan bir genelgeyle bütün illerde parti il başkanlığı valilikle birleştirildi. İçişleri bakanı, parti genel sekreterliği sıfatını üstlendi. 5 Şubat 1937 tarihinde yapılan anayasa değişikliğiyle, CHP'nin "Altı Ok"u Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na resmen dahil edildi.

Büyük Buhran'ın başlamasıyla birlikte, parti, Başbakan İnönü ve maliye bakanı Celal Bayar tarafından savunulan devletçi ve liberal fraksiyonlara ayrıldı. Atatürk genellikle İsmet İnönü'nün politikalarını destekledi. Türkiye'nin erken dönemde ekonomik gelişimi büyük ölçüde devlet girişimleriyle sağlandı.

İnönü dönemi: 1938–1946
Atatürk'ün ölümünden bir gün sonra, İsmet İnönü ikinci cumhurbaşkanı seçildi ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin liderliğini üstlendi. İnönü döneminde, ekonomiye devlet müdahalesi politikası benimsendi ve Köy Enstitüleri gibi kırsal kalkınma girişimleri yapıldı. Hatay Devleti referandum sonucu anavatana katıldı. İnönü, Türkiye'yi II. Dünya Savaşı'na çekmeye çalışan Müttefik ve Mihver güçlerine rağmen tarafsızlık politikası benimsedi; bu süreçte, silahlı bir güç olarak tarafsızlığı sağlamak için zorunlu askerlik ve kısıtlama önlemleri uygulandı. Savaşın ilerleyen sürecinde, Irkçılık-Turancılık Davası'yla beraber Pan-Türkistler partiden uzaklaştırıldı.

II. Dünya Savaşı'nın ardından İnönü, Türkiye'nin demokratikleşmesini sağlamaya çalıştı. Savaşın sona ermesiyle birlikte, liberal ve devletçi fraksiyonlar arasındaki tartışmalar yeniden ortaya çıktı. Dörtlü Takrir, özellikle Celal Bayar olmak üzere bazı CHP üyelerinin istifasına neden oldu; Bayar daha sonra Demokrat Parti (DP)'yi kurdu. İnönü, 1946'da çok partili genel seçim düzenleme kararı aldı. CHP 465 sandalyenin 397'sini kazandı. Demokrat Parti'nin muhalefeti ve Amerika Birleşik Devletleri'nin çabalarıyla, parti komünizme karşı bir tavır aldı ve bazı kırsal kalkınma programlarını durdurdu. 1946-1950 yılları arasındaki dönem, İnönü'nün Türkiye'yi Batı ile yakınlaştırdığı bir dönemdir.1950 yılında gizli oy açık tasnif ilkesiyle seçimler düzenlendi. İnönü, iktidarın barışçıl bir şekilde değiştirilmesine liderlik etti. 1950 seçimlerinden bu yana, parti parlamentodaki salt çoğunluğu kazanamamıştır.

Politika değişiklikleri: 1950–1980

1950'lerde uygulanan çoğunluk sisteminden dolayı, DP nispeten yakın oy oranları almasına rağmen açık ara farkla meclisi kazandı. Bu durum CHP'nin 10 yıl boyunca muhalefette kalmasına neden oldu. Bu süre zarfında, parti politikaları dönüşüm geçirerek sosyal demokrasiye doğru yöneldi. İsmet İnönü, iktidarı kaybetmeden önce işçi haklarını yasalaştırdı. 1951'deki dokuzuncu kurultayda gençlik ve kadın kolları kuruldu. 1953'te sendikaların ve meslek odalarının kurulması önerildi ve partinin programına iki meclisli bir parlamento, anayasa mahkemesinin kurulması, seçim güvenliği, yargı bağımsızlığı ve işçilerin grev hakkı gibi konuların desteklenmesi eklendi.

DP ve CHP rakip olsalar da DP iktidarı çoğunlukla Kemalist politikaları sürdürdü. Ancak Demokrat Parti yönetimi iktidarının sonlarına doğru giderek otoriterleşti. İnönü, DP taraftarları tarafından defalarca linç girişimine maruz kaldı. DP hükûmeti CHP'ye ait mal varlıklarına el koydu. CHP'nin 1957 seçimlerinde muhalefet partileriyle seçim ittifakı kurmasını engellendi. Süreci takiben 27 Mayıs 1960 tarihinde Türkiye tarihinde ilk askeri darbe yapıldı. Askeri yönetim döneminde DP kapatıldı ve Başbakan Adnan Menderes idam edildi. DP'nin politikalarını izleyen siyasi oluşumlar o dönemden beri CHP'yi Menderes'in idamına ilişkin algılanan rolü nedeniyle eleştirmektedir.

CHP 1961 seçimlerinden birinci parti olarak çıktı ve DP'nin halefi Adalet Partisi ile koalisyon kurdu. Türkiye'de kurulan ilk koalisyon hükûmeti yedi ay görev yaptı. İnönü 1965 seçimlerine kadar diğer iki kere daha hükûmet kurdu. Dönemin çalışma bakanı Bülent Ecevit, işçilere grev hakkı ve toplu sözleşme hakkı tanımada etkili oldu, partideki Demokratik Sol hareketin lideri olarak, CHP'nin Ortanın solu programını benimsemesine katkıda bulundu.

İnönü'nün Ecevit'in politikalarını desteklemesinin ardından Turhan Feyzioğlu CHP'den ayrılarak Güven Partisi'ni kurdu. Ecevit'i neden desteklediği sorulduğunda İnönü "Aslında laikiz dediğimiz günden beri ortanın solundayız" şeklinde yanıt verdi.[38] Feyzioğlu'nun ayrılmasıyla CHP 1969 seçimlerine merkez sol bir programla katıldı, ancak partiye olan algı nedeniyle benzer bir sonuç elde etti; Bu algıya göre parti öncelikle eğitimli kentsel elitlere hitap ediyordu. İnönü muhalefet lideri ve CHP'nin lideri olarak 8 Mayıs 1972'ye kadar görev yaptı, ancak 1971 Muhtırası'na yaklaşımı nedeniyle yerine kurultayda Ecevit seçildi.

Ecevit belirgin olarak sol siyasi politikaları benimsedi. 1973 seçimlerine Ecevit'in liderliğinde katılan CHP seçimlerden zaferle ayrıldı. CHP-MSP koalisyonu kuruldu. Bu dönemde Kıbrıs'a müdahale kararı alındı. 1970'lerde parti, yoğun kutuplaşma döneminde ve siyasi şiddet atmosferinde sendikalar ve solcu gruplarla ilişkilerini sağlamlaştırdı. 1977'de CHP Ecevit döneminde çok partili siyasi tarihinin en yüksek oy oranını alarak %41'i yakaladı, ancak hükûmeti kurmak için yeterli çoğunluğu saylamadı. Ecevit ve rakibi Süleyman Demirel siyasi istikrarsızlık döneminde sürekli ardı ardına hükûmetler kurdu. 1980 Askeri Darbesi bu durumu sona erdirdi. Bu dönemde tüm siyasi partiler kapatıldı ve önceki dönem siyasetçilerin siyaset yapması yasaklandı.

Kapatılması ve yeniden kuruluşu: 1980–2002
Ayrıca bakınız: Halkçı Parti, Sosyal Demokrasi Partisi, Sosyaldemokrat Halkçı Parti ve Demokratik Sol Parti
1981 yılında Cumhuriyet Halk Partisi diğer tüm siyasi partilerle beraber kapatıldı. 1981 yılında kapatılan siyasi partilerin adı ve kısaltması ile yeni siyasi parti kurulamadı. 1985'e gelindiğinde CHP'nin halefi olan HP ve SODEP birleşerek Sosyaldemokrat Halkçı Parti'yi (SHP) oluşturdu, Bülent Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit ise Demokratik Sol Parti'yi (DSP) kurdu. İsmet İnönü'nün oğlu Erdal İnönü ise daha sonradan Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) genel başkanı oldu.

1980 öncesi siyasetçilerin siyasi yasaklarının kaldırılmasının ardından Deniz Baykal ve parti kapatılmadan önce parti yönetimini oluşturan isimler isim hakları konusundaki yasağın kaldırılmasıyla beraber Cumhuriyet Halk Partisi'ni 1992'de tekrardan faaliyete geçirdi. Ayrıca parti Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla birlikte 1981 yılında Hazine'ye devredilen varlıklarını geri aldı. SHP 1995'te CHP'yle birleşti.

1991'den 1996'ya kadar SHP ve ardından CHP, DYP ile koalisyon hükûmetlerinde yer aldı. 28 Şubat Süreci'nde Necmettin Erbakan'ın başbakanlıktan istifa etmesinin ardından Baykal, Mesut Yılmaz'ın koalisyon hükûmetini destekledi. Kasım 1998'de Türkbank skandalı sırasında Mesut Yılmaz tartışmaya açılınca CHP hükûmete gensoru verdi ve koalisyonu düşürdü. 1999 genel seçimlerinde CHP %8.71 oy alarak tarihinde ilk kez baraj altında kaldı. Baykal seçim yenilgisinden kendinin sorumlu olduğunu belirterek 22 Nisan 1999'da genel başkanlıktan istifa etti.

Ana muhalefet partisi: 2002–günümüz

Baykal dönemi: 2002–2010

3 Kasım 2002 genel seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına iktidara geldi. AK Parti seçimlerde %34.4 oy oranıyla 363 milletvekilliği kazanırken CHP %19.39'la 178 milletvekilliğinde kaldı. Kalan milletvekilliklerini bağımsızlar kazandı. Diğer partilerin hiçbiri %10 barajını aşamadı. Cumhuriyet Halk Partisi, 2002 seçimleriyle beraber ana muhalefet partisi oldu ve o seçimlerden beri bu konumunu korudu.

2007 cumhurbaşkanlığı seçimleri, CHP'li ve AK Partili politikacılar arasındaki gerilimlerin doruğa çıkmasıyla bir siyasi krize dönüştü. Baykal döneminde CHP, ordu ve yargının "demokratik olmayan" girişimlerine destek verdi.[kaynak belirtilmeli] Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'e karşı ortaya çıkan protestolar; Gül'ün İslamcı siyaset geçmişi ve eşinin başörtüsü takması gibi popüler nedenlerle düzenlendi. CHP'nin seçimi boykot etmesiyle beraber 367 Krizi çıktı. E-muhtıra yayınlandı. Olayların ardından erken seçim kararı alındı ve Anayasa'da bazı değişiklikler yapıldı. Cumhurbaşkanının meclis tarafından değil, halk tarafından iki turlu oylamayla seçilmesi kararlaştırıldı; yedi yıl olan görev süresi beş yıla düşürülerek, iki kez seçilebilmesinin önü açıldı. Anayasa değişiklikleri, 21 Ekim 2007 tarihinde yapılan halk oylamasında, %68,95'lik kabul oyuyla yürürlüğe girdi. 28 Ağustos 2007 tarihinde Abdullah Gül Türkiye'nin 11. cumhurbaşkanı seçildi. Yemin töreni CHP ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt tarafından boykot edildi.

2002 ve 2010 yılları arasında Türkiye'de iki genel seçim ve iki yerel seçim yapılmış ve bu seçimlerin tamamında CHP %18 ila %23 arasında oy almıştır.

Kılıçdaroğlu dönemi: 2010–2023

Baykal bir kasetin internete sızdırılmasının ardından parti genel başkanlığından istifa ettiğini açıkladı. 22 Mayıs 2010 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu yeni parti lideri olarak seçildi. Kılıçdaroğlu CHP'yi geleneksel sosyal demokrat imajına geri döndürdü ve partinin laik-muhafazakar karakterini bir kenara bıraktı. Kılıçdaroğlu, dindar seçmenler ve Kürtler arasında bir köprü kurmak üzerine politika yürüttü. Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP, beş seçim boyunca milletvekili seçimlerinde %22 ila 26 arasında oy aldı. Parti 2010 anayasa referandumunda "hayır" kampanyasını destekledi. Kılıçdaroğlu liderliğinde girilen 2011'deki ilk seçimde partinin desteği %25'e çıktı, ancak bu oy oranı partinin seçimleri kazanması için yeterli olmadı. Kılıçdaroğlu döneminde CHP, 2013 Gezi Parkı protestolarına büyük bir destek verdi.

İlk doğrudan cumhurbaşkanlığı seçimi olan 2014 cumhurbaşkanlığı seçimi, 2013 Türkiye yolsuzluk skandalının ardından gerçekleştirildi. Recep Tayyip Erdoğan ile yarışan CHP ve MHP'nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu %38 oy alarak seçimleri birinci turda kaybetti. Haziran 2015 genel seçimlerinde, Halkların Demokratik Partisi (HDP) barajı aşarak AK Parti'nin meclis çoğunluğunu kaybetmesine neden oldu. Seçimlerin ardından koalisyon görüşmeleri başarısız oldu. MHP, CHP liderliğindeki bir hükûmette HDP ile birlikte yer almayı reddetti. CHP ise haftalar süren müzakerelerin ardından AK Parti ile hükûmet kurmayı reddetti. Kasım ayında yapılan erken seçimde AK Parti meclis çoğunluğunu yeniden kazandı.

Kılıçdaroğlu döneminde parti, 2017 anayasa referandumunda "hayır" kampanyasına öncülük etmiştir.

Mansur Yavaş, Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu

2017'ye gelindiğinde, MHP'den ayrılan muhalifler İYİ Parti'yi kurdu. Kılıçdaroğlu İYİ Parti'nin seçimlere katılması için 15 milletvekili transfer ederek yeni partinin yükselişini kolaylaştırdı. 2018 genel seçiminde CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti, AK Parti ve MHP'den oluşan Cumhur İttifakı'na karşı Millet İttifakı'nı kurdu. CHP'nin oy oranının %22 olmasına rağmen, Millet İttifakı toplamda %33 oy aldı. CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce %30 oy alarak seçimleri ilk turda kaybetti. Millet İttifakı, CHP'nin büyük kazançlar elde ettiği 2019 yerel seçimleri için yeniden kuruldu, bu seçimde CHP'nin neredeyse %30 oy aldığı görüldü. Diğer siyasi partilerle yapılan ittifak, CHP'nin İstanbul ve Ankara'yı 25 yılın ardından kazanmasını sağladı.

Kılıçdaroğlu, 2023 cumhurbaşkanlığı seçimi için CHP ve Millet İttifakı'nın adayı olarak gösterildi. İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, Millet İttifakı'ndaki diğer parti liderleriyle birlikte cumhurbaşkanı yardımcısı adaylığıyla kampanyaya dahil oldu. Ekonomik krize, COVID-19 pandemisinin yönetim şeklinde ve Kahramanmaraş depremlerine rağmen, Kılıçdaroğlu, ikinci turda oyların %48'ini alarak Erdoğan'a karşı seçimleri kaybetti. Millet İttifakı, iktidardaki Cumhur İttifakı'na karşı parlamentoda azınlık kaldı. Seçimden sonra düzenlenen 38. Olağan Kurultayda, Özgür Özel, 2010'dan beri bu görevi sürdüren Kılıçdaroğlu'ndan sonra CHP'nin genel başkanı seçildi.

Özel, 5 Kasım 2023’te gerçekleştirilen kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu karşısında 2. turda 536 oya karşı 812 oy ile CHP genel başkanı seçildi. Parti tarihinde mevcut genel başkanın aday olduğu bir kurultayda ilk kez genel başkan değişimi yapılmış oldu. 6 Kasım 2023'te Özel, "Erdoğan'ın stresini anladığını ve bundan sonra her geçen günün Erdoğan için daha zor, kendileri için daha moralli olacağını" belirterek, "Cumhuriyet Halk Partisi'nden endişe etmeye devam etsin" şeklinde bir cümle kurdu. Özgür Özel, 11 Kasım 2023 tarihinde Türkiye'de ana muhalefet partisi tarafından ilk kez kurulan 'gölge kabine' yapısını duyurarak I. Türkiye Gölge Kabinesi'ni MYK üyeleri arasından kurdu.

CHP 14-28 Mayıs seçimlerinde aldığı oyun atında oy alarak parti, 46 yıl aradan sonra birinci parti oldu ve ülke genelinde 22 yıl sonra ilk kez AKP seçmeni sandığa gitmedi ve CHP AKP'yi geçti. 2024 yerel seçimlerinde parti, CHP Genel Merkezinin kendi adayını yıpratması nedeniyle Hatay Büyükşehir Belediyesi kaybedildi. Mevcut büyükşehirlerinin hepsini korundu ve ayrıca Bursa, Balıkesir, Denizli ve Manisa Büyükşehir Belediyelerini kazandı.

CHP sosyal demokrasi ve Kemalizm'i benimseyen merkez sol bir siyasi partidir. Cumhuriyet Halk Partisi, programının temel ideolojik dayanaklarının üç ana veçhesi olduğunu bunların ise: Atatürk'ün modernleşme devrimi ve altı ok ilkeleri, sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri ve Anadolu ve Trakya'nın tarihsel birikimi olduğunu belirtmiştir. Bu kapsamda CHP kendisini "Cumhuriyet’in kurucu ilke ve değerlerine bağlı, çağdaş bir sosyal demokrat parti" olarak tanımlamaktadır.

CHP'nin resmi göç (sığınmacılar, kaçak göçmenler) politikası, Suriye'de kalıcı barışın sağlanması, Suriye'nin güvenli hale getirilmesiyle Suriyeliler'in "evlerine dönmesi" şeklindedir. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Almanya Cumhurbaşkanı Frank- Walter Steinmeier ile Almanya'nın Ankara Büyükelçiliğinde yaptığı görüşmede sorunun Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasındaki anlaşmalar ve maddi destekle ve Suriyelilerin Türkiye'de kalması ile çözülemeyeceğini, aksine bunların sorunu daha da büyüteceğini ifade etmiştir. Özel, mevcut sığınmacı politikasını ise "hem Türkiye için hem de batının değerleri için izah edilemez olduğunu" ifade etmiştir.

CHP'nin yerel yönetimler politikası, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri'nden önce 8 Mart tarihinde belediye başkan adaylarınca imzaya açılan iki ayrı taahhütname ile ortaya konmuştur. Halkçı Belediyecilik Taahhütname ve Yerel Yönetimlerde Eşitlik Politika Belgesi, CHP'nin yerel yönetimlerinde izleyeceği politikaların temel ilkelerini ortaya koymuştur. Belgelerin temelinde CHP'nin parti programında belirtilen ilkeler, evrensel insan hakları ve sosyal eşitsizliğe karşı mücadele bulunmaktadır.

Altı Ok ilkeleri
Ana madde: Altı Ok

Altı Ok ilkelerinin muhtevası zaman içinde değişime uğramakla birlikte en son 2015 Parti Programı'nda tanımlanmıştır. Parti programında bu ilkeler şöyle tanımlanmıştır:

Cumhuriyetçilik ilkesi, egemenliğin ulusta olduğunu ve milli iradenin temel alındığı bir devlet düzenini savunur.

Milliyetçilik ilkesi, Türkiye'nin din, dil, ırk ve etnik köken değil, siyasal bir birlik etrafında kurulduğunu vurgular.

Halkçılık ilkesi, siyasal meşruiyetin halkın iradesine dayandığını ve halkın korunması için çözümlerin halkla birlikte bulunması gerektiğini savunur.

Devletçilik ilkesi, devletin halka hizmet için yapılandığını, katılımcı yönetimi ve demokratik hukuk devletini öngörür.

Laiklik ilkesi, din ve devlet işlerinin ayrı tutulması gerektiğini vurgular ve insan haklarının temel taşı olduğunu belirtir.

Devrimcilik ilkesi, çağdaş medeniyet hedefini sürdürmeyi ve demokratik hukuk devleti kurallarına bağlı kalarak köklü değişim sürecini devam ettirmeyi amaçlar.

Dış politika

Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini, Türkiye'nin NATO üyeliğini ve ittifakın genişlemesini desteklemektedir.

Parti, Sosyalist Enternasyonal ve İlerici İttifak[68] içinde önemli bir konuma sahiptir ve Avrupa Sosyalistler Partisi'nin ilişkili üyesidir. Ayrıca parti, 2014 yılında Sosyalist Enternasyonal'i Kuzey Kıbrıs'ta bulunan Cumhuriyetçi Türk Partisi'ni tam üye olarak kabul etmeye çağırmıştır.

Partinin genel başkanı Özgür Özel, İsrail'in Filistin halkına karşı devlet terörü uyguladığını iddia ederek, "Türk solu asla ve asla Filistin davasına uzak değildir." şeklinde açıklamada bulunmuştur.

Altı Ok, Cumhuriyet Halk Partisi'nin temel ilkelerini temsil eden simgedir. Aynı zamanda kırmızı zemin üzerine beyaz Altı Ok simgesi partinin bayrağı olarak kullanılmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin amblemi, yıllar boyunca değişikliklere uğramıştır. Ancak orijinal Altı Ok amblemi hiç değişmemiştir.

Partinin ekonomisi

Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetle Türkiye İş Bankası'nın kendine ait olan %28.1 oranındaki hissesini partiye bırakmıştır. Fakat bankanın elde ettiği gelirin CHP'ye düşen kısmı partiye değil Türk Dil Kurumu'na ve Türk Tarih Kurumu'na aktarılmaktadır. Parti sadece yönetimde söz sahibidir.

Kaynak : wwww.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları