DEM Parti grubu tarafından asgari ücretle ilgili verilen araştırma önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi
Önerge üzerine söz alan DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, asgari ücretin 22 bin 104 TL yapılmasına tepki gösterdi.
DEM Parti grubu tarafından asgari ücretle ilgili verilen araştırma önergesi TBMM Genel Kurulunda görüşüldü. Önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
Önerge üzerine söz alan DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, asgari ücretin 22 bin 104 TL yapılmasına tepki göstererek şöyle konuştu:
Türkiye'de siyasi darbeler gördük, askerî darbeler yaşadık, dün de maalesef bir ekonomik darbeye şahit olduk AKP eliyle; asgari ücretle çalışan milyonlarca emekçi insan onuruna yaraşır bir rakamı beklerken ekonomik bir suikast yaşandı dün. Öfkeliyiz, milyonlarca işçinin hıncını taşıyoruz çünkü ekonomik buhran koşullarında bir lütufmuşçasına sunduğunuz asgari ücretle geçinmek mümkün değil; buyurun, siz geçinin bununla. 22.104 lirayla ölümü gösteriyorsunuz; halktan toplanan vergiyi yüzde 46 artıran sizsiniz, yüzde 62 kira zammının müsebbibi sizlersiniz, yüzde 87'lerdeki reel enflasyonun sorumlusu yine sizsiniz. Açlık sınırı 21 bine dayanmışsa, yoksulluk sınırı 70 bini geçmişse faili sizsiniz. Dolayısıyla, ekonomi politik tercihlerle kantarın topuzunu kaçıran her kimse faturayı ödeyecek adres de orasıdır. Tersanelerde ömür çürüten, madenlerde ter döken, fabrikalarda emek veren milyonların ancak 22.104 kez bedduasını alırsınız.
AKP'li Bakan Işıkhan'a Plan ve Bütçe Komisyonunda uyarılarımızı yaptık ve asgari ücretin en az 35 bin TL olmasını söyledik ama bize verdiği cevapta 2002'den bugüne asgari ücretin yüzde 254 kat arttığını söylemekle yetindi. Bununla topluma açıkça "Bizden artık bir şey beklemeyin." cevabının verildiğinin de farkındayız çünkü AKP iktidarı yanlış politikalarla ekonominin limitlerini zorlamıştır, ayarları bozmuştur. Üstüne, yurttaşın aklıyla oynamaya çalışmak ancak örgütlü bir kötülüğün dışa vurulmuş hâlidir. Eğer emekçinin şartlarını düzelttiyseniz neden 2002'de asgari ücretle 7 çeyrek altın alınabiliyorken bir yurttaş bugün 4,5 çeyreği bile zar zor alabiliyor.
Siyasi iktidarın diğer bir kötülüğü ise istisnai gelir olması gereken asgari ücreti temel bir gelir hâline getirmesidir. Çokça referans verdikleri 2002 yılında ücretli çalışanların oranı yüzde 25 civarındaydı ama bugün çalışanların yüzde 50'si asgari ücrete mahkûm edilmiş durumda; Avrupa ülkeleri ortalaması ise sadece yüzde 9'larda karşımıza çıkmakta. Topluma yoksulluk gömleğinin zorla giydirilmeye çalışıldığı ortada çünkü milyonlarca yurttaşı kalıcı olarak sefalete sürükleyen, buna karşı da sadece sefaletin yönetilmeye çalışıldığı bir düzenle karşı karşıyayız. Edirne'den Hakkâri'ye, Sinop'tan Hatay'a emekçilerin tamamının emeği ciddi bir saldırı altında, aileler ciddi bir yoksulluk, çocuklar ise geleceksizlik riski altında. Buna karşı, AKP'nin durduğu yer her zaman olduğu gibi yine patronların yanı oluyor. "Ne olursa olsun sermayenin ayağına taş değmesin." diyen bir "hard" kapitalizmin saldırısı altındayız. Bu sebeple, AKP dönemi aynı zamanda grev yasaklarının dönemi olarak da karşımıza çıkmakta. Yirmi iki yılda en az 21 grev yasaklanırken Cumhurbaşkanı Erdoğan da sermayedarlara, OHAL'i, grevi yasaklamak için getirdiklerini itiraf etmişti. Bir iktidar grevi yasaklıyorsa, protestoyu engelliyorsa demek ki bir şeyleri de yanlış yaptığının farkındadır.
Asgari ücrete getirilen yüzde 30'luk zammın burada oturan herkesi rahatsız ettiğini düşünüyorum; eğer vicdanı sızlamayan varsa daha neyin olmasını beklediklerini de gerçekten çok merak ediyorum. Dünden beri sosyal medyada, sokaklarda emekçiler görüşlerini açıklıyorlar, aynı zamanda bu asgari ücreti kendilerine reva gören zihniyeti bununla nasıl geçinileceğini de göstermeye davet ediyorlar. Ne yazık ki plazaların lamine camlarının ardından, sarayın ışıltılı odalarından yurttaşın sofrasını görmediniz. Gelinen aşamada AKP'lilerin her fırsatta "Çalışanları enflasyona ezdirmedik." söylemi kötü bir propagandadan öteye gitmemiştir. Söylediği her şeyin tersini topluma yaşatmayı alışkanlık edinmiş bir zihniyetle yine maalesef karşı karşıyayız. Barıştan bahseder ama savaş politikalarına servetleri gömer, "İşçiyi ezdirmeyiz, ezdirmedik." der ama ücret artışında resmî enflasyonu bile dikkate almaz, hatta asgari ücretin belirlenmesinde Anayasa’nın belirlediği kriterleri dahi takmaz çünkü Anayasa'da, açıkça, asgari ücretin tespitinde geçim koşulları ile ekonomik durumun göz önünde bulundurulması şartlarından bahsediliyor.
Sonuç itibarıyla, emekçiye sefaleti dayatan asgari ücret meselesi hepimizin ortak mücadele sebebidir. Önergemizi de milyonların mücadelesine omuz vermek adına vermiş bulunmaktayız.Hangi siyasi görüş, hangi parti grubu olursa olsun gelin emekçiler için bir araya gelelim, asgari ücret zulmünü hep birlikte ortadan kaldıralım.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları