DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit; Askıya çıkarılan müfradat modeli rejimi daha da tekçi hale getirmeye dönük bir model

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, "Eğitim gibi stratejik ve bütün toplumu ilgilendiren bir konunun sadece Bakanlık ve AKP eliyle yürütülmesi, oldubittiye getirilmesi doğru değildir." dedi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Milli Eğitim Bakanlığınca kamuoyunun görüşüne sunulan "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" kapsamında hazırlanan yeni müfredata ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'de çoğulcu, eşitlikçi ve özgürlükçü bir eğitim paradigmasının inşa edilebileceğini, bunun imkanlarının mevcut olduğunu dile getiren Koçyiğit, fakat askıya çıkarılan modelin rejimi daha da tekçi hale getirmeye dönük bir model olduğunu savundu.

Koçyiğit, bazı çevrelerin konuyu "ilericilik-gericilik" meselesine sıkıştırdığını ifade ederek, "Bu yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Mesele sadece 'ilericilik ve gericilik' olarak ele alınamaz." diye konuştu.

Mevcut eğitim sistemini eleştiren Koçyiğit, "100 yıldır halkları, toplumsal sınıfları, inançları, kültürleri ve her şeyi eritmeye çalışan bu sistem yeni bir aşamaya geçti. Ve bu yeni aşamayı da kendileri açısından vizyoner bir model olarak topluma anlatmaya çalışıyorlar." dedi.

Yeni hazırlanan müfredatın üniversiteler, akademisyenler, siyasi partiler ve geniş çevrelerin katılımına kapatıldığını, çoğulcu ve katılımcı olmayan bir modelin ortaya çıktığını iddia eden Koçyiğit, şunları kaydetti:

"AKP'nin hızlı bir şekilde, oldubittiyle getirdiği bir süreçle karşı karşıyayız. Eğitim gibi stratejik ve bütün toplumu ilgilendiren bir konunun sadece Bakanlık ve AKP eliyle yürütülmesi, oldubittiye getirilmesi doğru değildir. Sadece Türkçeye, Türklüğe, Müslümanlığa ve Müslümanlığın da bir mezhebine indirgenmiş, bu ülkede yaşayan bütün halkları, inançları ve bütün toplumsal kesimleri dışlayan ayrımcı ve ötekileştirici bir müfredat programı yapılıyor. 21. yüzyıldayız, hala ana dilde eğitimi konuşamıyoruz. Başta Kürt çocukları olmak üzere bu ülkede yaşayan farklı halkların çocukları ana dilinde eğitime erişemiyor. Biz, AKP'nin yeni paradigma inşasının önünde duracağız, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu müfredat tam anlamıyla bütün topluma, çocukların geleceğine, Türkiye'nin geleceğine kasteden bir müfredat. Bu nedenle hızlıca bu müfredattan geri adım atılması gerekir."

Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Koçyiğit, Türkiye'nin yeni ve demokratik bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, toplumun tüm kesimlerini kapsayan, eşitlikçi, özgürlükçü bir anayasanın yapılması gerektiğini belirtti.

Koçyiğit, "Kürt sorununu çözmeye odaklı, eşit yurttaşlık tanımının yapıldığı, güçlendirilmiş yerel yönetimi savunan çoğulcu, özgürlükçü bir anayasa yapılması artık çok acil bir ihtiyaç. Fakat yolda kaza yapmamak için de birtakım hazırlıklar yapmaya ihtiyaç var." ifadelerini kullandı.