DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan; ‘İktidarın çalışanları korumak gibi bir derdi yok’
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TBMM’de düzenlenen haftalık değerlendirme toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Ali Babacan’ın bu haftaki konuşmasının gündeminde TBMM Genel Kurulu’nda devam eden 2024 Bütçe Görüşmeleri, Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun çarpması sonucu hayatını kaybeden motokurye Yunus Emre Göçer, sporda şiddet vakaları, asgari ücret zammı, ekonominin getirdiği sosyal yıkımlar ve faiz artışları vardı.
Kasım ayında sağlık sorunları nedeniyle babası Hilmi Babacan’ı, geçtiğimiz cumartesi günü ise annesi Güner Babacan’ı kaybeden Ali Babacan’ın, vefat eden anne ve babasını anarak başladığı konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
‘Yunus Emre Göçer’in eşinin çabası olmasaydı, bu olay da üzeri kapatılan onlarca davadan birisi olacaktı’
Geçtiğimiz günlerde Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun çarpması sonucu trafik kazasında hayatını kaybeden motokurye Yunus Emre Göçer’e ve acılı ailesine değinen Ali Babacan, çarpan kişinin serbest kalmasıyla ilgili şu sözleri kullandı:
“Yunus Emre Göçer entübe edilmişken, hayati tehlikesi bulunmasına rağmen, çarpan kişi serbest bırakıldı. Öznur Hanım, ‘Bize eşimin intihar ettiği söylendi’ diyor. Yani, Öznur Hanım’ın dediğine, göre birileri olayı çoktan kapatma derdine düşmüştü. Peki neden? Çünkü çarpan kişi, bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nın oğluydu. İfadesi alındı, Yunus Emre Göçer hastanede yaşam savaşı verirken, yurt dışı yasağı bile koyulmadan serbest bırakıldı… Ve tabii hemen yurt dışına çıktı.”
‘Yunus Emre Göçer ve benzeri davaların takipçisi olmaya devam edeceğiz’
“İki evlat sahibi Yunus Emre Göçer’in değerli eşi Öznur Hanım’ın ve arkadaşlarının çabası olmasaydı, bu olay da türlü telefon trafikleriyle, özel ilişkilerle üzeri kapatılan onlarca davadan birisi olacaktı. Dahası, öyle bir zalimlikle karşı karşıyayız ki, Yunus Emre Göçer’in evlatları, babasını ‘intihar etti’ bileceklerdi. Biz, bu ve benzeri olayların takipçisi olmaya devam edeceğiz.”
‘Halil Umut Meler’e yönelik şiddeti kınıyor, lanetliyorum’
“Hakemimiz Halil Umut Meler’e yönelik şiddeti kınıyor, lanetliyorum. Gündelik hayatın içinde her yerde karşımıza çıkan şiddetin futbol sahalarına yansıması gerçekten çok vahim. Sahalardaki şiddeti de şiddete davetiye çıkaran eylemleri de reddediyoruz. Büyük plazalardan küçük dükkânlara, taşradan şehirlere, küçük bir yol verme kavgasından alacak verecek tartışmalarına, kiracı-ev sahipleri arasındaki vakalara, kameraların görmediği onlarca yerde yaşanan, silahlı silahsız şiddet vakalarına dikkatle bakmak zorundayız.”
‘JİTEM pankartı açılan futbol maçından sonra ne oldu?’
“Hatırlayın, Mart ayında Bursaspor-Amedspor maçında saha içinde yoğun şiddet yaşanmıştı. Futbolcular yaralanmıştı. 90’lı yılların hukuksuzluklarıyla anılan JİTEM ve faili meçhullerle özdeşleştirilen Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın pankartı, Beyaz Toros pankartı açılmıştı. Peki sonra ne oldu? Bursaspor’a verilen cezalar dışında ne oldu? O gün de söylemiştim: Suçu ve suçluyu öven davranışları reddediyoruz.”
‘Bu iktidar şiddeti beslemese, sahiplenmese ve göz yummasa şiddet büyür mü?’
“Sahalardaki şiddeti de, şiddete davetiye çıkaran eylemleri de reddediyoruz. Gereğinin yapılması ve sorumluların cezalandırılması için yetkileri göreve davet ediyoruz. Bu iktidar şiddeti beslemese, sahiplenmese ve göz yummasa; bu iktidar her olayda ayrımcılık yapmadan hızla adli gereklilikleri yerine getirse; şiddet büyür mü arkadaşlar?”
‘Cumhurbaşkanı kafasına göre bu milletin, hazinenin parasını harcayabiliyorsa, bu Meclis niye var?’
“Pek çok demokraside bütçe meclisten geçmeyince, hükûmet düşer, iktidar düşer. Oysa 2017’den bu yana Türkiye’de Meclis Bütçeyi onaylamasa dahi, Cumhurbaşkanı geçmiş yıl bütçesini baz alıp, rakamlarda belli artışları da yapıp, istediği gibi harcama yapmaya devam edebilmektedir. Yani, meclis bütçeyi reddetse bile, hiçbir mali ya da siyasi sonuç ortaya çıkmamaktadır. Ülke yönetimindeki etkisi sıfırdır. Cumhurbaşkanı, pek çok vergi kaleminde tek imzayla oranları kat kat artırabiliyorsa, Cumhurbaşkanı kafasına göre bu milletin, hazinenin parasını harcayabiliyorsa, bu Meclis niye var? 600 milletvekili Ekim ayından bu yana niçin bütçe üzerinde çalışıyor?”
‘İktidarın çalışanları korumak gibi bir derdi yok’
“Hükûmet maaş artışları konusunda vatandaşı düpedüz aldatma yoluna gitmektedir. Hükûmet yetkilileri yıl başında maaşlara önemli bir artış yapılacağını ifade etmektedirler. Bakın, dikkatinizi çekiyorum: Bahsedilen bu artışın 30 puandan fazlası bu yılın ikinci yarısındaki enflasyonun telafisidir. Hükûmetin gelecek yılın ilk yarısı için verdiği artış sadece yüzde 15’tir. Geriye doğru enflasyon telafisini sanki bir lütufmuş ve maaş artışının bir parçasıymış gibi göstermek bu milleti aldatmaktır. Ahlaki bir davranış değildir.”
‘Maaş ücretlerinin TÜİK rakamlarına göre belirlenmesi hak gaspıdır’
“Altı çizilmesi gereken bir diğer nokta de şudur: Maaş ve ücret artışları makyajlı TÜİK rakamlarına göre belirlenmektedir. Gerçek hayat pahalılığını yansıtmamaktadır. Bu ciddi bir hak gaspıdır. Bakın, hak gaspı bununla da bitmemektedir. Verilen maaş artışlarının bir kısmı da, vergi dilimleri sabit tutularak, çalışanlardan örtülü ek vergi alma yoluyla gasp edilmektedir. Diğer yandan, çalışanların kendi arasında, emeklilerin kendi arasında ve emekliler ile çalışanlar arasında dengeler alt üst olmuştur. Bozulan sadece ‘yargının dağıttığı adalet’ değildir. Devletin dağıttığı maaşlarda da adalet yok olmuştur.
‘Kur Korumalı Mevduat faizi hariç ödenecek faiz 1 trilyon 254 milyar lira’
“Muhalefeti faiz lobisine çalışmakla itham eden Erdoğan yönetimi, 2024 yılı bütçesinde faizler için 1 trilyon 254 milyar lira ödenek ayırmış durumda. Bu tutar, 2023’deki faiz ödemelerin yaklaşık iki katıdır; benim ekonominin başında olduğum yıllardaki ortalama tutarın ise tam 25 katıdır. 2024 yılındaki iç borç faiz ödemeleri, ilk defa anapara ödemelerinin üstüne çıkmıştır. Bu durum önümüzdeki yıllarda da devam edecektir. Faiz ödemelerine, “asrın ekonomik felaketi” olan kur korumalı mevduat için ödenen ve ödenecek tutarların dahil olmadığının altını çizmek isterim.”
‘Hükûmet ülkemizin sorunlarını kalıcı biçimde çözmek istiyorsa; 23 eylem planımızı incelemelidir’
“Hükûmet ülkemizin sorunlarını kalıcı biçimde çözmek istiyorsa; Tüm bakanlıklarla da paylaştığımız ve hukuktan çevreye, temel özgürlüklerden enerjiye, sağlığa, eğitime kadar her şeyi ama her şeyi içeren 23 eylem planımızı incelemelidir.
İktidar, eğer gerçekten bu ülkenin ekonomisini düzeltmek istiyorsa; özgürlükçü demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, hukuk güvenliğini, şeffaf, hesap veren kamu yönetimini ve kaliteli bir eğitim sistemini tesis edecek yapısal adımlar süratle atılmalıdır.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları