loading
close
SON DAKİKALAR

Devlet Bahçeli; 'Bu devletin hakimi varken, savcısı varken, polisi varken, jandarması varken, zillet ittifakı sandık güvenliğini hangi vasıtalarla sağlamanın peşindedir?'

Devlet Bahçeli; 'Bu devletin hakimi varken, savcısı varken, polisi varken, jandarması varken, zillet ittifakı sandık güvenliğini hangi vasıtalarla sağlamanın peşindedir?'
Tarih: 07.06.2022 - 11:50
Kategori: Siyaset

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Demokrasiye ve millet iradesine kastetmek için sıraya giren güdümlü anket şirketlerinin hepsi birden ayaklarımızın altında paspastır" dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Ülkemizin her yöresiyle, milletimizin her ferdiyle gönül köprüleri kuruyor, bu köprüde kucaklaşmanın, uzlaşmanın ve paylaşmanın güzelliklerini tadıyoruz. Yürekte olanı görmek için yürekten ilerliyor, yüreğimizle bakıyoruz. Duruşumuzu samimiyet ve sevgiyle pekiştiriyoruz. Mücadelemizi inançla ve iradeyle sürdürüyoruz. Siyasi, ahlaki ve vicdani hiçbir ölçü tanımayan, ilkesi, iradesi ve heyecanı olmayan, yalan, riya ve istismardan başka sermayesi kalmayan, sorunlara başka başkentlerin odağından bakan, başarısız, kötü niyetli, şaibeli ve zillete düşmüş çirkef siyasi zihniyetlerin maskesini indirmek için mücadele ediyoruz." diye konuştu.

Bunun yanında Cumhur İttifakı'nın gelecek hedeflerini anlattıklarını ifade eden Bahçeli, MHP'nin muazzez siyasetini, muhtevalı mesajlarını yüksünmeden ve öf bile demeden aktardıklarını belirtti.

MHP olarak 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerine hazırlandıklarını dile getiren Bahçeli, "Adım Adım 2023; İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma temasıyla icra ettiğimiz çalışmaların cesameti günden güne etkinlik, derinlik ve genişlik kazanmaktadır." ifadelerini kullandı.

Bahçeli, "Yüze yüze kuyruğa kadar yaklaştığımız da ortadadır. 2023 yılında müstesna bir demokrasi şöleni, muhteşem bir cumhur zaferi, Cumhuriyet’in birinci yüzyılıyla birlikte ikinci yüzyılına girişinin ilk adımı da coşkuyla kutlanacaktır. Şurası kesindir ki yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir." dedi.

Kısır gündemlere sıkışmadıklarını, algı operasyonlarına bakmadıklarını siyaset cambazlarına aldırmadıklarını, ters propagandalara aldanmadıklarını, sahte ve düzmece anketlere hiç takılmadıklarını belirten Bahçeli, şöyle devam etti:

"Milliyetçi Hareket Partisi'nin oy oranlarını düşük gösterenlere, siyasetimizi küçümseme hayasızlığına düşenlere, sipariş kamuoyu araştırmalarıyla devamlı itibar cellatlığı yapanlara diyoruz ki sizler bizi yok sayacaksınız, Allah'ın izniyle biz daha çok var olacağız. Sizler bizi hafife alacaksınız, günü geldiğinde ağırlığımız altında ezilmekten de kurtulamayacaksınız. Anketler partimizi ha yükseğe çıkarmış ha dibe çekmiş ha uçurmuş ha uçurumdan itmiş, hiç ama hiç önemli değildir. Ellerinden ne geliyorsa onu yapsınlar. Hangi talimatı, hangi tembihi almışlarsa durmasınlar tatbik etsinler. Birisi değil, tek tek değil, alayı birden üzerimize gelsinler. Hiç fark etmez. Demokrasiye ve millet iradesine kastetmek için sıraya giren güdümlü anket şirketlerinin hepsi birden ayaklarımızın altında paspastır. Biz ankete değil, gönlünü ve yüreğini açan, dudaklarından dua ve destek sözleri tane tane dökülen yurdumun ve milletimin tertemiz insanlarına bakıyoruz. Anketle doğmadık ki anketsiz ölelim. Anketle var olmadık ki anket olmayınca yok olalım. Dava ve siyasi mücadelemizi kundaklamak için ellerini ovuşturanlara Türk milleti günlerini gösterecek, bunları rezil edecektir. Cumhur, fazilet ve feragatiyle sinesinden doğan ittifak ruhuna sahip çıkacaktır. Cumhur, Milliyetçi Hareket Partisi'ni mükafatlandıracak, layık olduğu zirveye taşıyacaktır. Cumhur, başkanını seçecek, o da Sayın Recep Tayyip Erdoğan olacaktır."

Yahya Kemal Beyatlı'nın "Deniz Türküsü" isimli şiirinden "Çıktığın yolda, bugün yelken açık, yapayalnız, Gözlerin arkaya çevrilmeyecek, pervasız, yürü, hür maviliğin bittiği son hadde kadar. İnsan, alemde hayal ettiği müddetçe yaşar." dizelerini okuyan Bahçeli, "Biz yürüyoruz, yürüyüşümüz korkakları ürkütüyor. Biz yürüyoruz, yürüyüşümüz hainleri telaşlandırıyor. Biz yürüyoruz, yürüyüşümüz Türkiye düşmanlarının uykularını kaçırıyor. Bizi durduracaklarmış, ne masal şey; bizim durmamız demek Türklüğün susması demektir. Bizi durduracaklarmış, ne tuhaf şey; bizim durmamız demek tarihin sessizliğe gömülmesi demektir. Şirret emel sahipleri boşuna heves etmesin, ne duracağız, ne yorulacağız, ne de yılacağız." diye konuştu.

Allah için, millet için, vatan için, istiklal için, istikbal için çalıştıklarını vurgulayan Bahçeli, "Çalışmamızın karşılığını üç beş anketçi müsveddesinden, beş on yarım porsiyon aydın ve kiralık kalemden beklemiyoruz, bunu aklımızdan dahi geçirmiyoruz. Milletimiz görsün, duysun ve taltif etsin yeter diyoruz. Allah'ımız bilsin ve takdir etsin tamamdır, inancındayız. Gerisi kuru gürültüdür, laf salatasıdır, zillet ağzıdır." yorumunu yaptı.

MHP'nin önüne baktığını, mücadelesine odaklandığını ifade eden Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın Türkiye'yi büyütme ve yükseltme arayış ve amacına kilitlendiğini aktardı.

Gerçek anketi yapacak olan asıl gücün millet olduğunun altını çizen Bahçeli, "Hiç kimse suyu bulandırma, ortalığı karıştırma sinsiliğine kapılmasın. Bu yolun sonu çıkmaz sokaktır, sonucu ise soytarılıktır. Milliyetçi Hareket Partisi'ne kefen biçenler, günü saati geldiğinde o kefeni bizatihi kendileri giymek zorunda kalacaklardır. Biraz daha kendi kendilerini avutsunlar. Biraz daha yalana, dolana ve dalavereye bel bağlasınlar. 2023 yılında Türk milleti sevdalılarını mahcup etmeyecektir. Hasımlarını da kesif bir mağlubiyetle tanıştıracaktır. Dava arkadaşlarımdan bilhassa rica ediyorum, sahtekarların fermanı olan anketlere asla itibar etmesinler, hatta bununla da kalmayıp ellerine geçirdiklerini buruşturup çöp sepetine fırlatsınlar." ifadelerini kullandı.

Bahçeli, şunları kaydetti:

"Henüz Cumhurbaşkanı adayını bile açıklayamayan zillet ittifakına Türk milletinin yüzü dönüktür. Bunu da çok açık görüyoruz. HDP'nin, PKK'nın, FETÖ'nün, muhasım çevrelerin masa altında gizlendiği altılı masaya Türk milletinin itimadı asla yoktur. Bu masa kinin, kirin ve kifayetsizliğin masasıdır. Bu masa hıyanetin, husumetin ve hezimetin masasıdır. Bu masa zilletin mayalandığı, her yerinde çatlakların ve çürüklerin olduğu zararlı kımıl masasıdır. Türkiye'nin geleceği şaibeli masayla, Makyavelist komployla, siyaset mantarlarıyla değil, cumhurun muazzez iradesiyle tecelli edecektir. Bizim ayaklarına çıyanların tutunduğu masamız yoktur, buna mukabil çok şükür milletimiz vardır. Umudumuz millettir, huzurumuzun ufku milli birlik ve dayanışma ruhudur. Biz masalara yüz sürmeyiz, masalarda keyif çatmayız, milletimiz ne diyorsa ona kulak veririz, ne istiyorsa onu yaparız, neyi hedefliyorsa onu söyler, ona hizmet eder, onunla bir ve beraber oluruz. Sevdamız millettir, gücümüz devlettir."

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin gelecek rotası zilletin ilkelliğiyle değil, cumhurun iradesiyle çizilecektir." diye konuştu.

Bazı sorunların olabileceğini, marifetin sorunların el birliğiyle, güç birliğiyle, inanç birliğiyle çözüme kavuşturulması olduğunun altını çizen Bahçeli, "Birlikte çok daha güçlü olacağımız unutulmamalıdır. Hayat pahalılığının kuşatması mutlaka kırılacaktır. Hiçbir vatandaşımız enflasyon canavarına ezdirilmeyecektir. Fırsatçıların, karaborsacıların, ganimet avına çıkanların, fiyat ve finansal istikrarı bozucu tahrik ve tertip içinde olanların birer birer tespiti yapılarak hak ettikleri cezayı almaları muhakkak sağlanacaktır. Bu kapsamda hükümet dikkatli, dengeli, uyanık ve titiz bir mücadelenin içindedir. Vatandaşımızın cebine ve cüzdanına göz dikenler hesap verecektir." ifadesini kullandı.

Fiyat etiketlerini sürekli yukarı yönlü güncelleme gayesinde olan vicdansızların iyi niyetinden bahsetmenin mümkün olmadığını belirten Bahçeli, döviz fiyatları, gıda fiyatları, enerji fiyatları, kira ve konut fiyatları alanında gözlemlenen dengesizliklerin, vatandaşı tedirgin eden fahiş oynaklıkların kuşkusuz ekonomik bir temelinin, makul ve meşru bir nedeninin olmadığını dile getirdi.

Fiyat istikrarını sakatlayan piyasa aksaklıklarının yanı sıra bu sorunu siyasi bir fırsata dönüştürüp toplumsal dayanaklılığı yıkmayı amaçlayan, spekülasyon ve manipülasyon silahıyla ekonomik huzur ve güvenliği yıpratmayı projelendiren iç ve dış odakların üzerine kararlılıkla gidildiğini anlatan Bahçeli, "Nitekim ekonomik ve mali bağımsızlığımızı tehdit edenlere, vatandaşlarımızın helal kazancına, el emeğine, göz nuruna ve alın terine musallat olanlara seyirci kalınmayacaktır." görüşünü paylaştı.

Küresel ekonominin bilhassa enflasyon artışından dolayı; gıda ve enerji arz güvenliğinin riske girmesi açısından çok ciddi bir sınavdan geçtiğini kaydeden Bahçeli, ekonomik sorunların önemli bir kısmının küresel bağlantılı olduğunu ve bu kanaldan Türkiye'nin doğal olarak etkilendiğini belirtti.

Türkiye'nin bugünkü darboğazdan çıkacağını söyleyen Bahçeli, "Ekonomiye pranga vurmak için hava koklayan, zemin yoklayan, fırsat kollayan kim varsa ademe mahkum edilecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan buğday ve arpa alım fiyatlarının memnuniyet verici olduğunu vurgulayan Bahçeli, hak sahiplerinin 3600 ek göstergeye ulaşacak olmasının hem sevindirici bir gelişme hem de geçim standartlarını yükseltici bir hamle olduğunu ifade etti.

Milliyetçi Hareket Partisinin, memurların, emekliklerin ve tüm vatandaşların ekonomik yararını gözetecek, gelir ve ücret artışını sağlayacak, enflasyona karşı güvenlik kuşağı tesis edecek her adıma, her karara sonuna kadar destek vereceğini belirten Bahçeli, "TBMM'de üzerimize ne düşüyorsa mutlaka yapacağız. Hiç kimseyi dara düşürmeyeceğiz, zorda bırakmayacağız." dedi.

"Biz Türkiye'yiz, biz Türk milletiyiz, biz Cumhur İttifakı'yız" diyen Bahçeli, "Kriz severleri güldürmeyeceğiz, kaos bekçilerini keyiflendirmeyeceğiz, ekmeğimize ve emeğimize göz koyanları ise affetmeyeceğiz. Zillet ittifakının Türkiye aleyhtarı tezgahları, tabansız telkinleri, bayağı tezvirleri, batık tenkitleri işe yaramayacak, ekonomik ve siyasi istiklalimizin dönen çarkına çomak sokamayacaktır. Türkiye'ye güven duyan sonunda kazanacaktır." sözlerini sarf etti.

Güney sınırları boyunca çatısı örülmek istenen terör devletinin, peş peşe yapılan askeri harekatlarla engellendiğini, ihanetin Akdeniz'e ilerleyiş ve çıkış noktalarının kapatıldığını vurgulayan Bahçeli, "Türkiye, bölücü teröre merhamet göstermeyeceğini, müsaade etmeyeceğini hem sınır içinde hem de sınır ötesinde güç kullanarak ve şehitler vererek kanıtlamıştır. Bölücü terörün hudutlarımızda tutunması, mücavir bölgelerde yuvalanması, bunun yanı sıra ülkemizi zehirleme ve tehdit amacı Allah'ın inayetiyle başarılı olamayacaktır. Fitnenin başı gövdesinden koparılacak, kökü de kazınacaktır. Terörle mücadele bir millet kararıdır. Karşı çıkanlar teröristlerin safındadır." yorumunu yaptı.

Geçtiğimiz hafta PKK/YPG'li bir terör elebaşının, ABD'den ve NATO üyesi AB ülkelerinden silah aldıklarını açıkladığını ve "şerefsizce Türkiye'ye gözdağı verdiğini" anlatan Bahçeli, "Bölücü terör örgütüne envaiçeşit silah veren, mühimmat temin neden, diğer pek çok alanda yardım ve yataklık halinde olan ülkeleri, ahlaken ve hukuken müttefiklik kategorisinde nasıl göreceğiz? Hani NATO güvenlik mimarisi içinde yan yanaydık? Hani terör bir insanlık suçuydu?" sorularını yöneltti.

Terör örgütlerini Türkiye'ye tercih eden, cinayete, melanete ve ihanete kol kanat geren NATO üyesi ülkelerin, Türk ve İslam düşmanlığının ortak paydasında buluştuklarını kaydeden Bahçeli, "Yürek burkan ve yüksek risk ihtiva eden karşımızdaki bu tablonun NATO'nun kuruluş ilke ve esaslarına muvafık olduğunu aklı başında hiç kimse ileri süremeyecektir." diye konuştu.

Soğuk Savaş'ı müteakiben, çatallaşan ve farklılaşan güvenlik ihtiyaçları çerçevesinde NATO'nun her 10 yılda bir yeni yol haritası hazırlayarak Stratejik Kavram Belgesi yayımladığını hatırlatan Bahçeli, bunun sonucunda, caydırıcılık ve savunma, iş birliği ve güvenlik, ayrıca kriz yönetimine dayalı üç ayaklı bir strateji hazırlanarak tatbik edildiğini aktardı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye bugüne kadar NATO'nun sadra şifa destek ve dostane tavrını maalesef yeterince görmemiş, ittifakın aldığı karar ve belirlediği stratejilerin milli güvenliğine bir katkısına da şahit olmamıştır. Bu değerlendirmemi abartılı bulanlar, 1952 yılından bugüne kadar NATO'yla süregelen ittifak ortaklığının 70 yıllık mazisine objektif bir gözle, temiz bir vicdanla, milli bir duyarlılıkla baktıkları taktirde, sancılı ve sarsıcı gerçekleri çarpıcı bir şekilde görebileceklerdir. Terör örgütlerine aleni ve alçak desteğini sürdüren NATO üyesi ülkelerin Türkiye'ye şaşı ve şüpheli bakışı ortadayken, İsveç ve Finlandiya'nın ittifak ortağı olmasına nasıl 'tamam' diyelim? Buna nasıl rıza gösterelim? NATO'yu fiilen PKK/YPG ittifakına dönüştürmek için kolları sıvayanlara, Türkiye'nin kuyusunu kazmak için nifak seferine çıkanlara duyarsız, tepkisiz ve etkisiz durmamız söz konusu olamayacaktır. Bizimle aynı güvenlik şemsiyesi altında toplanan veya buna talip olan ülkelerin, terörle aralarına hilesiz-hilafsız kalın ve kesin bir çizgi hattı çekmesi insan şerefinin, devlet olma onurunun ikamesi olmayan mecburiyetidir.

İsveç ve Finlandiya hükümetleri öncelikle ellerine bulaşan kanları yıkamak durumundadır. Türkiye'nin bu iki ülkeden iade talebinde bulunduğu 33 teröristin derhal ve gecikmeksizin verilmesi de şarttır ve süreç samimiyet testi olarak değerlendirilmelidir. Terör örgütünü savunmanın, teröristleri sahiplenmenin, demokrasi ve özgürlüğün infaz ve ihlal hükmü olduğunu hiç unutmamak gerekmektedir. Terörizmi bir hak arayışı gören ülkeler, eğer bu ilkel ve düşmanca tutumu devam ettirmekte ısrar ediyorlarsa, buyursunlar, Kandil'de ve sınır ötesinde ne kadar terörist varsa kendi ülkelerine taşısınlar, tepe tepe kullansınlar, hatta Avrupa'nın göbeğinde coğrafi bir alan belirleyip terörizmin karargahını kursunlar. Ancak biz teröre ve teröriste taviz vermeyeceğiz. Canileri araya araya bulacağız ve hepsini birden de imha edeceğiz. Terör örgütü neredeyse, katillerin ürediği ve yuvalandığı bölgeler neresi ise oralar Türkiye'nin ezici müdahalesine sahne olacaktır. Bundan kaçış yoktur, teröristlerin kurtuluş şansları sıfırdır."

Bahçeli, "Tel Rıfat ve Münbiç'te dip bucak temizliği yapılmak suretiyle, terör örgütü Fırat'ın doğusundan da batısından da sökülüp atılmalıdır. Türkiye'nin bu kararlı ve kahramanca duruşundan rahatsız olan malum ülkelerin Yunanistan'ı koz olarak sahaya sürmesi tesadüfi değildir. Miçotakis'in tıpkı dedeleri gibi tekraren maşalığa heves etmesi, Ege'de gerginliği tırmandırıcı söz ve politik eylemleri, bardağı taşıracak aşamaya doğru hızla mesafe almaktadır." düşüncesini dile getirdi.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in, Ege'yi bir Yunan denizi haline getirmek, gerekirse de silahlı bir çatışma ortamı yaratmak için devamlı provokasyon halinde olduğuna dikkati çeken Bahçeli, "Emperyalizmin miçosu haddini aşmaktadır. ABD ile AB'nin arkasında olduğunu iddia ederek, Türkiye'ye aba altında sopa gösterme yanlışına düşmektedir. Bizim dileğimiz Ege'nin bir barış ve huzur denizi olması, bu şekilde kalmasıdır. Tam tersi bir iklim vasat bulursa, sonuçlarına katlanacak sadece ve sadece bedbaht Miçotakis ve hükümeti olacaktır. Ülke ülke, ada ada gezip Türkiye'ye silah gösteren, Mavi Vatan haritamızı her gittiği yerde şikayet konusu haline getiren Miçotakis bilmelidir ki el atına binen çok çabuk inecek, güvendiği dağlara da kar yağacaktır. Bizim tasavvur ve telakkimize göre, vatan vatandır, vatan namustur, denizi, karası olamaz, nihayetinde haremi ismetimize uzanacak muhasım eller ise kırılıp atılacaktır. Ege'de boğulmak isteyen hiç durmasın çıksın karşımıza." ifadesini kullandı.

"12 Ada'nın yüzü ve yüreği de Türkiye'ye dönüktür" değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, "Damarımıza basan kim olursa kalbini sökeceğimizi iyi bilsin, müstevli kalıntıları şehadete kucak açıp milli onurumuzdan ödün vermeyeceğimizi de sefil akıllarına iyice yerleştirsinler." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeminin bambaşka olduğunu, ülkenin yüksek mücadelesine en küçük desteğinin olmadığını ifade eden Bahçeli, "Devamlı üç maymunu oynamakla meşguldür. Kılıçdaroğlu'nun hangi ülkenin siyasetini yaptığını, kimin hesabına çalıştığını, kimlerin dümen suyunda çırpındığını aziz milletimiz doğal olarak merak etmekte ve haysiyetli bir izah beklemektedir. Diğer zillet partilerinin ne söyledikleri, neyi önerdikleri, Türkiye'nin yanında mı karşısında mı hizalandıkları hakikaten de muammadır. Ülkemizin en kritik döneminde CHP kayıptır, diğer marjinal zillet partileri su kaynatmış ve kenara çekilmişlerdir. Sırayı erken seçim yaygarasının koparılması alınca hepsi kuyruğa girmektedir." diye konuştu.

Seçimin zamanında yapılacağını vurgulayan Bahçeli, "Gerçekte milli güvenlik sorunu olan zillet ittifakının boşuna kurduğu bir komisyon vasıtasıyla seçim güvenliğiyle ilgili çağrıda bulunması ve yaptığı sözde çalışmayı kamuoyuyla paylaşması tam bir pişkinlik ve çelişkidir. Bunlar seçim güvenliğini sağlama yetkisini nereden almayı düşünmektedir? Bu devletin hakimi varken, savcısı varken, polisi varken, jandarması varken, zillet ittifakı sandık güvenliğini hangi vasıtalarla sağlamanın peşindedir? Yoksa bizim bilmediğimiz bir hazırlıkları mı söz konusudur? Mesela dağdan indirecekleri teröristleri sandık başına mı dikecekler? Güvenliği bölücülere mi havale edecekler? Birbirine benzemeyen partilerin ittifakıyla vücut bulan zillet bedeni, taşınması çok külfetli siyasi bir ağırlık haline gelmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Millet İttifakının kimi cumhurbaşkanı adayı göstereceklerinin de derin bir anlaşmazlık ve tartışma konusu olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

"Sayın Kılıçdaroğlu, bal yapmayan arı gibi vızıldamayı bırak, mertsen çık söyle, adamsan kararını açıkla, aday mısın? Değil misin? Neden susuyorsun? Niçin duruyorsun? Neyi bekliyorsun? Hangi mantıkla keçeyi suya atıp çıkan yerlerini taşlıyorsun? Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı olacak yürek sende var mı onu söyle. Gözün kesiyor mu ondan bahset? Er meydanına çıkabilecek cesaretin var mı onu ifade et? Cumhurbaşkanı adayını belirlemekten dahi aciz bir zihniyete ve siyaset köhneliğine aziz milletimiz hiç prim verir mi? Böylesi bir dağınıklığa, böylesi bir çarpıklığa, cumhurbaşkanının yetkilerini protokole bağlamayı düşünen siyaset ve hukuk cahillerine Türkiye'nin geleceği emanet edilebilir mi?" sorularını yöneltti.

Kılıçdaroğlu'nun, aday olup olmayacağıyla ilgili kesin bir dil kullanmasa da buna çok hevesli olduğunun herkesin malumu olduğunu kaydeden Bahçeli, "Ne var ki, masanın altında ve üstünde sabitlenen zillet ortaklarından hala vize çıkmamış, dar alanda kısa paslaşmalar, mevzi mücadeleler, marazi cepheleşmeler günbegün kökleşmiştir." dedi.

Kılıçdaroğlu aday olursa, bu adaylığı yeminli Türkiye düşmanlarının telkin ve tembihiyle gerçekleşebileceğini dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:

"Kılıçdaroğlu, terörist Demirtaş için adaylığa hazırdır. Kılıçdaroğlu, Sorosçu Osman Kavala için adaylığa gönüllüdür. Kılıçdaroğlu FETÖ'cüleri eski görevlerine iade etmek için adaylığa heveslidir. Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi şikayet ettiği yabancı ülke sefirlerinin talimat listesini yerine getirmek, Biden'ı memnun etmek için adaylığa sıcaktır. Bu zat 'önceliğimiz Türkiye' diyor. Bu sözüne aslında kendisi bile inanmıyor. Sayın Kılıçdaroğlu ne senin ne de ittifak ortaklarının önceliği Türkiye değildir, hiç de olmamıştır. Bize hikaye anlatmayın, sizi bilen biliyor, Türk milleti topunuzla birlikte sandık başında hesaplaşmak için sabırsızlanıyor. Terörle mücadelemiz kararlılıkla icra edilirken, yeni bir harekatın eli kulağındayken, Kılıçdaroğlu'nun Terörle Mücadele Yasası'nı yumuşatma sözü vermesi iş birlikçiliğin ve Batı'nın namına siyaset yaptığının belgesi ve tescilidir. Sayın Kılıçdaroğlu, Terörle Mücadele Yasası'nın neresinden rahatsızsınız ? Bu yasayı uluslararası hukuk normlarına göre nasıl şekillendireceksiniz? AB'nin her yıl hazırladığı İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin bu yasa nedeniyle eleştirilmesine sahip mi çıkıyorsunuz? Terörle mücadeleden geri mi dönelim? Silahı bırakan terör örgütü değil de Türkiye mi olsun? Bu kapsamda, CHP'li Maltepe Belediyesi tarafından 4-5 Haziran 2022 tarihinde düzenlenen, 'Yeni Dönemde AB ve Türkiye Forumu'nda belirlenip kamuoyuna açıklanan sonuç bildirgesi Kılıçdaroğlu ve zihniyetinin utanç ve teslimiyet belgesidir. İnançla haykırıyorum ki zillet ittifakının, tarihi vakarımızdan ve milli varlığımızdan rövanş ve intikam almaya gücü yetmeyecektir. Biz bu oyunu bozarız, zalimlere figüranlık yapan kokuşmalara asla boyun eğmeyiz."

Bahçeli, "Bizim ayrılıkta, bölünmede, çözülmede, dağılmada, bölücü terörün ve Türkiye düşmanlarının dayatmalarında mutabakat aramamız, korkup sinmemiz asla ve asla mümkün değildir. Beklentimiz ve ümidimiz, devamlı olarak yaptığımız sağduyu ve kucaklaşma çağrılarının bu ilkeler etrafında cevap bulması, zillet ittifakının da aklını başına alıp milletimizin ayranını kabartmaktan mutlak surette kaçınmasıdır. Nitekim rüzgar eken, aynen ektiği yerde, ektiği zaman sadece fırtına değil, milli iradenin tufanını da biçmek durumunda kalacaktır." görüşünü paylaştı.

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları