Devlet Bahçeli, 'Küfür bir hak değil ahlak sorunudur. Terör bir hak değil ağır bir insanlık suçudur'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM'de partisinin grup toplantısında; "Ücretli, sözleşmeli veya bir başka ad ve tanım altında hiçbir öğretmen kalmamalı, hepsi kadroya geçirilmelidir. Kanaatimiz ve kararlılığımız budur." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Öğretmenlerimizin her daim yanında olacağız. Atanamayan hiçbir öğretmen bırakmayacağız. Ücretli, sözleşmeli veya bir başka ad ve tanım altında hiçbir öğretmen kalmamalı, hepsi kadroya geçirilmelidir. Kanaatimiz ve kararlılığımız budur." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 20 Kasım 2022'de Samsun'da "2023'e Doğru: Aday Belli, Karar Net" temasıyla düzenledikleri toplantıya vatandaşların muazzam bir katılım gösterdiğini; dava ve gönül seferberliklerinin millet nezdinde mükafatların en güzeliyle taltif ve takdir edildiği için Allah'a şükrettiğini söyledi.
Sevmeyene karıncanın yük, sevene ise fillerin karınca olduğunu çok iyi bildiklerini anlatan Bahçeli, ülkeyi çok sevdiklerini, ülkenin her insanını yürekleri ve ülkülerinin sıcaklığıyla kucakladıklarını ifade etti.
MHP'ye yargısız infaza heves edenlere demokrasinin ve sandığın kaç bucak olduğunu göstermenin azminde olduklarını dile getiren Bahçeli, "Duyanlar duymayanlara anlatsın, MHP algı oyunlarını bozarak, iftira düzeneklerini yıkarak, kiralık kalem sahiplerini yenerek, sahtekarlığın ve soytarılığın rumuzu olan anket şirketlerini bozguna uğrata uğrata geliyor." diye konuştu.
Devlet Bahçeli, 2023 yılında adaylarının belli, kararlarının net olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurla Cumhuriyet tam olarak kenetlenmiştir. Onun bunun ağzına bakan, ona buna el avuç açan siyasi güruhun önümüze taş koyması, mücadelemizi sekteye uğratması, kararlı duruşumuzu sarsmaya kalkışması beyhudedir, boşuna gayrettir. 2023 yılında Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü cumhurun demokrasi zaferiyle kristalleşecek, hitamında Türkiye'mizin hızına hiç kimse yetişemeyecektir. El ağzıyla kuş tutmanın gafilliğiyle avunan zillet partilerinin başkanları bu süreçte sadece havlu atmayacaklar, geride kalan hayatlarını kireçlenmiş vicdanlarıyla, kifayetsiz zihniyetleriyle ve bundan mülhem hüsran verici travmatik çalkantıyla geçirmek durumunda kalacaklardır."
Devlet Bahçeli, öğretmen demenin dünya demek olduğunu belirterek, "Karamsarlığın ve ümitsizliğin köküyle küstahlığın ve cehaletin kaynağı bir ve aynıdır. Öğretmen ise cehaletin avcısı, ümitlerimizin kamçısı, öğrenme susuzluğumuzun pınarı, kendimizi ve çevremizi tanıma arayışımızın rehber pırıltısıdır." dedi.
Öğretmenin hayatının, ailesi ve öğrencileri arasında olmak suretiyle en az iki koldan akış halinde olduğunu, bu akışın tıkanmasının, bu akışta görülen daralmaların ve sorunların öncelikle yarınları riske atacağını söyleyen Bahçeli, "Bizim gelecekten tasarruf etmeye, geleceği hiçe saymaya, geleceğin üzerine kırmızı kalem çekmeye ne hakkımız ne haddimiz ne de yetkimiz vardır. O halde öğretmenlerimize ne yapsak, hangi hakları versek bin defa helal olsun diyorum, bu mücadelede üzerimize ne düşüyorsa yapmanın mertçe sözünü veriyorum." diye konuştu.
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun çok ciddi bir kazanım ve gelişme olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
"15 Ocak 2023'ten başlamak üzere, eğitim ve öğretim tazminatlarının yükselecek olmasının yanı sıra 3600 ek göstergeye de hak sahibi öğretmenlerimiz resmen kavuşacaklardır. Şimdiden hayırlı olsun. Öğretmenlerimizin her daim yanında olacağız. Atanamayan hiçbir öğretmen bırakmayacağız. Ücretli, sözleşmeli veya bir başka ad ve tanım altında hiçbir öğretmen kalmamalı, hepsi kadroya geçirilmelidir. Kanaatimiz ve kararlılığımız budur. Çünkü öğretmenin hayatı, Türklüğün yekpare kimliğidir. Kutlu geçmişimizi nurlu bir geleceğe taşıyan, Türk insanının has çizgilerini tek tek tespit edip ortaya çıkartan, çıkmasına doğrudan hizmet eden öğretmenlerimizdir. Kuşkusuz fedakarlık simgesi olan öğretmenlerimizin haklı taleplerini biliyoruz ve çözümü için de elimizi taşın altına koymaya hazırız. Ancak biz bardağın daha çok dolu tarafına bakıyoruz. Boş kısmının da zamanla el birliğiyle dolacağına inanıyor ve Cumhur İttifakı olarak bunu gerçekleştireceğimizi düşünüyorum."
Bahçeli, başta görevi başında hain terör saldırıları sonucunda şehit düşen, ayrıca bir sebeple hayatını kaybetmiş bütün öğretmenlere Allah'tan rahmet diledi ve 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutladı.
MHP lideri Bahçeli, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemenin akıl tutulması; hep aynı yoldan giderek ayrı bir yola çıkılacağını sanmanın ise gaflet olduğunu söyledi.
Sıkıştıkları her saha ve zeminde demokrasi propagandası yapan bölücü ve yıkıcı odakların, aslında anarşizme ve despotizme saplanmış meşrep ve mizaçlarını gizlemenin telaşına kapılan bayraksızlar olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"Barıştan, haktan, hukuktan bahsedip bu değerlerin hilafına yapmadıkları iğrençlik ve ihanet bırakmayanlar her seferinde çürük tahtaya çivi çakmakla uğraşan vatansızlardır. Bir kavrama sık sık müracaat etmek, ona itibar ve itimat edildiğinin göstergesi olamayacaktır. Yalanı gerçekle besleyen gri propaganda ustalarına aldanacak da hiç kimse kalmamıştır. İnsan haklarını en çok terennüm ve telaffuz edenler, bu hakka en fazla zarar veren zırva kişilerdir. Zehri zemzem suyu diye servis edenlerin, hıyaneti hak kılıfıyla gizleyip örtenlerin foyası artık meydanda, ipliği de pazardadır."
Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ihanetin, kötülüğün, suç işlemenin, insan öldürmenin hak olmadığını; bunların hepsinin hukukun direkt konusu olduğunu vurguladı.
Kişi hak ve hürriyetine, yine kişisel mahiyette ifade ve düşünce serbestliğine, bir başkasının güvenlik ve hürriyet sınırlarını ihlal etmediği sürece, amasız, ön şartsız bağlı, saygılı ve sadık olduklarını belirten Bahçeli, bu hakların kişisel olmaktan çıkıp kolektif bir özelliğe büründüğü andan itibaren itiraz etmeleri ve karşı çıkmalarının kaçınılmaz olacağını kaydetti.
Devlet Bahçeli, "Küfür bir hak değil ahlak sorunudur. Terör bir hak değil ağır bir insanlık suçudur. Geldiğimiz bu aşamada merakımız şudur: Temel hak ve hürriyetler ekseninde mangalda kül bırakmayan çevrelerin asıl varmak ve ulaşmak istediği yer neresidir? Sözde büyük Kürdistan'ın kurulması bu çürümüşlere göre bir hak mıdır? Emperyalizmin maşası olmak, küresel cinayetlere sessiz kalmak, insan onurunun ayaklar altına alınmasına tepkisiz durmak bir hak mıdır? Yoksa bir hayasızlık mıdır?" sorularını yöneltti.
ABD'nin 10 Kasım 2022'da Litvanya'da "Dünya Özgürlükler Kongresi"ni toplayıp hedef ülkelerin muhaliflerini aynı potada buluşturmasının, "tescilli terörist" olarak nitelendirdiği Enes Kanter'in oraya katılmasının ve bu çerçevede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iftiralara maruz kalmasının bir hak mı yoksa düşmanca bir kampanya mı olduğunu soran Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Televizyon ekranlarında sabitleşmiş sahte ve sabit fikirli sözde yorumculara, kerameti kendinden menkul cehil uzmanlara, 'aydınım' diye ortalıkta gezinip fecrimizi ve nefesimizi kesmeye odaklanmış şarlatanlara bilmediğimiz hangi hak ve hukuk zemininde katlanmak, dayanmak mümkün ve muhtemeldir? Türkiye düşmanlarıyla mücadele, ihanete beden olmuş grup, örgüt, oluşumlara direnme hem hakkımız hem de sonuna kadar görevimizdir. Türk milleti hakkını yedirmeyecek, haksızlığa boyun eğmeyecektir. Eğer hakkımızı aramazsak, eğer hakkımızdan vazgeçersek, eğer hain emellerin hak söylemlerinin altında kalırsak önce şerefimizden, sonra da vatanımızdan mahrum olacağımız bir tarih gerçeği halinde karşımıza çıkacaktır."
Devlet Bahçeli, tek bir teröristin yaşamasına dahi artık göz yumamayacaklarını ifade ederek, "Terör örgütleriyle, yemlendikleri arpalıklarla, arkasında duran ahlaksızlarla tarihi bir hesaplaşmanın içindeyiz." diye konuştu.
19 Kasım 2022 gecesi icra edilen Pençe-Kılıç Harekatı'nın, Türkiye'nin ve Türk milletinin hukuki ve meşru bir hakkı olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bu harekata karşı gelen, bu harekatın durdurulmasıyla ilgili dünyaya çağrı yapan HDP, TBMM'ye sızmış düşman bakiyesidir. Böylesi parti görünümlü bir örgütün siyaset hayatımızda bulunması haksızlıktır. Bu bölücü şebeke kapatılmasın da Hazineden aldığı yardımlarla teröristlere para aktarmaya devam mı etsin? Buna göz mü yumalım? Fahiş adaletsizliğe sesimiz çıkmasın mı? Anayasa Mahkemesinin hala neyi beklediğini sormayalım mı? HDP, Türk siyasetine tuzaklanmış zaman ayarlı bombadır. Bu bomba ya bombacıların elinde patlayacak ya da patlatılacaktır. 2023 yılında bölücü siyasete artık son verilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
HDP ile CHP'nin siyasetleri, tıynetleri ve niyetlerinin aynı olduğunu, melanet hedeflerinin de aynı kavşağa açıldığını belirten Bahçeli, "Öldürülen teröristlere baş sağlığı dilemek, Türk askerini suçlamak, Türkiye'nin karşı cephesinde konuşlanmak bir hak değil habisliktir, hainliktir, hafifmeşrepliktir. HDP ile iş tutup aynı iptidai gayeler etrafında toplanan herkes bu sözümün aracısız muhatabıdır. İstiklal Caddesi'nde kirli bir organizasyon olduğunu, bu kanlı saldırının 2023 seçimleri için siyasi bir mahiyet taşıdığını iddia ve ifade edenler bu milletin evladı olamazlar, bu vatanın sahibi olamazlar, al bayrağın gölgesinde de duramazlar." ifadesini kullandı.
Bahçeli, İYİ Parti'li bazı yöneticilerin de CHP'lilerin tavrı ve tutumuyla hareket ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Bu iki partinin HDP'den ne farkı vardır? Bir CHP'li çıkıp 'teröristin PKK üyeliği muamma' diyebiliyor. Bir İP'li çıkıp, 'Ne delil var?' diye sorabiliyor. Bir başka ucube de İstiklal Caddesi saldırısını hükümetin düzenlemiş olabileceğini iddia edebiliyor. PKK/YPG'li teröristler yakalanmış ve her şeyi itiraf etmişken, zillet ittifakının teröristlere avukatlık yapması, terörizmin dümen suyuna girmesi utanç verici bir alçalmadır. Teröriste tek bir şey söylemeyen veya söyleyemeyen CHP'li grup başkan vekilleriyle bazı milletvekillerinin HDP ile el ele tutuşup terörle mücadelede muazzam işler yapan İçişleri Bakanımıza saldırmaları, hükümeti karalamaya çalışmaları siyasi namus ve milli onur yokluğunun apaçık işaretidir. İçişleri Bakanımıza 'alçak' diyen, haksız suçlamalarda bulunan, surda gedik açmak için çırpınan, kale duvarlarını yıkmak için dinamit görevi yapan, PKK/YPG adına saldıran terör sevicilerin topu, aşağıların aşağısıdır, alçaktır, namerttir. TSK'ye iftira atanların alayı birden düşman saflarında paralı askerliğe talip olmuş müptezellerdir."
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye'nin bugün "zillet partileri"nin neden olduğu birçok tehlikeyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
"Biz devletimizin de hükümetimizin de güvenlik güçlerimizin de milletimizin de her şart altında yanındayız, hodri meydan, canımızla, kanımızla arkalarındayız" diyen Bahçeli, "Buradan teröristlere ve destekçilerine açık açık sesleniyorum: Ölünüzü, dirinizi, her gün birinizi, bir gün hepinizi müstahak olduğunuz sonuçlarla billahi yüzleştireceğiz. Taviz, teslimiyet, geri dönmek, geriden bakmak yoktur; hakkımızı, hukukumuzu ve huzurumuzu çiğnetmek asla söz konusu olmayacaktır." sözlerini sarf etti.
Pençe-Kılıç Harekatı'nın, teröristlerin kafalarına demir yumruk gibi indiğini vurgulayan Bahçeli, terör örgütünün barınak, sığınak, mağara, tünel, depo ve inlerinin tahrip ve imha edildiğini anlattı. Devlet Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"İşin özünde bizim terörle mücadelemiz küresel güçlerle mücadeledir. PKK/YPG'yi eğitip donatan, para ve silah yardımıyla destekleyen başta ABD olmak üzere, fail ülkeler Türkiye'nin karşısındadır. Pençe-Kılıç Harekatı'ndan bir gün önce, ABD'nin Özel Kuvvetler Komutanı'nın teröristlerin sözde mezuniyet törenine katılıp nasıl olduğu belli olan sözde başarılarından dolayı gurur duyduklarını açıklaması, yalnızca skandal değil müttefiklik hukukuna saplanmış yeni bir hançerdir. Klasikleşmiş bir ifadeyle söylersek, Türkiye'nin iç politikası, ABD'nin dış politikasıdır. Devşirilmiş zillet ittifakı da bu dış politikanın tutsak alınmış uydusudur."
ABD'nin Türkiye'ye açık cephe aldığını söyleyen Bahçeli, bu cepheyi gördüklerini, "reste rest" diyecek mertliği ve yürekliliği sonuna kadar gösterdiklerini vurguladı. Bahçeli, "Kalemizi içten çökertmek isteyen Amerika'nın gayrimeşru paryalarına Türk milletinin asaletiyle cevap vereceğimizden, 2023'te bunların hakkından demokrasinin imkanlarıyla geleceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Cumhur İttifakı, Çanakkale müdafaasıdır, Türkiye'yi geçmeye çalışanlara müsaade etmeyecektir. Kahraman TSK'mizi duayla ve gönülden destekliyoruz. Dökülen her kanın hesabının sorulacağına inanıyoruz." diye konuştu.
Devlet Bahçeli, İstiklal Caddesi'nde yapılan kanlı saldırının hesabı nasıl sorulmuşsa Karkamış ve Öncüpınar Sınır Kapısı bölgesine yapılan saldırıların hesabının da misliyle sorulacağına işaret ederek, bu saldırılarda hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diledi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dış temaslarına ilişkin "Sayın Cumhurbaşkanımızın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile Katar'da kurduğu temas doğru bir temastır, bize göre arkası getirilmelidir. Bununla da kalınmamalı, Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile de görüşme vasatı açılmalı, terör örgütlerine karşı ortak bir irade oluşturulmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Mısır, Suriye ve Irak ile tarihten gelen çok güçlü bağları bulunduğuna işaret eden; doğrudan ikili görüşmeleri Türkiye başlatamazsa bozguncuların arayı iyice bozacağını anlatan Bahçeli, Türkiye'nin komşularıyla yapıcı, müspet, geliştirici ve samimi diyaloglar kurmasının aynı zamanda 2023'ün hedefleriyle de müzahir olduğunu söyledi.
Devlet Bahçeli, öte yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Borsasına yönelik suç oluşturan açıklamalarını kabul etmediklerini belirterek, "Yatırımcıları korkutan, İstanbul Borsasının cazibesine ve saygınlığına gölge düşürmeye tevessül eden Kılıçdaroğlu sorumsuzdur, şuursuzdur. İstanbul Borsasının yükselişi devam edecek, önü de ardına kadar açık olacaktır. Borsaya bizim güvenimiz tamdır." ifadesini kullandı.
Zincir marketlerde gün aşırı yapılan zamların, toplumsal ve ekonomik huzura tahammülsüzlük olduğunu ifade eden Bahçeli, Ticaret Bakanlığının, fırsatçıların üzerine kararlılıkla gideceğinden, fiyat etiketlerini şişirenlerden adli ve idari manada hesap soracağından kuşku duymadığını dile getirdi.
Bahçeli, "Sürekli zam yapan zincir marketlerin FETÖ ile irtibat ve ilişkisinin titizlikle araştırılması gerektiğine de inanıyoruz. Milletimizin sırtına zam kamburu yerleştirmek isteyenler her yerde bizi karşılarında bulacaktır. Bu açgözlülere müsamaha gösterilmemelidir." diye konuştu.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları