Şırnak'ın Uludere ilçesinin sınır kesiminde hava operasyonunda 35 kişinin ölmesi Diyarbakır'da protesto edildi. Göstericilerle güvenlik güçleri arasında olaylar çıktı
Güvenlik güçlerinin göstericilere müdahale etmemesini isteyen BDP
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, "Bırak vatandaş biraz yürüsün. Molotof atıyor, bırak atsın. Attığı dükkan kimin benim dükkanım. Emniyet bu kadar yakına girmesin, uzaktan kontrol etsin, vatandaş biraz deşarj olsun" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hava operasyonunda 35 kişinin ölmesi, Diyarbakır'da protesto edildi.
Diyarbakır BDP il binası önünde öğlen saatlerinde toplanan yaklaşık 5 bin kişi, 'Katil hükümet', 'Katil devlet', 'İntikam' sloganları atarak Koşuyolu Parkı'na kadar yürüyüşe geçti. Yüzleri maskeli olan ve ellerinde molotof kokteylleri bulunan gençlerin öncülük ettiği yürüyüşe, polis izin vermeyince gerginlik çıktı.
Göstericilerin arasında bulunan yüzü maskeli gençlerin havayi fişekler ve molotof kokteylleri atması üzerine, Çevik Kuvvet ekipleri panzerler eşliğinde göstericilere göz yaşartıcı bomba ve tazyikli suyla müdahale etti.
BDP il binasının önü ve Bayındırlık Caddesi bir anda savaş alanına dönerken, olay yerine gelen BDP
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan polislerle görüşerek yürüyüşe izin verilmemesine tepki gösterdi. Milletvekili Tan, "Yürüyüşe niçin izin vermiyorsunuz? Katliam olmuş 36 kişi ölmüş, insanlar demokratik hakkını kullanarak yürümek istiyor. Kim buna izin vermiyor?" dedi.
Polis müdürleri ise uyarıda bulunmalarına rağmen grubun içinde örgütü simgeleyen bez parçaları bulunduğunu, yürüyüşün illegal olması nedeniyle izin vermediklerini, grubun kendilerine saldırması nedeniyle müdahale etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Polis Müdürleri, "Biz uzaktan grubun dağılması için uyarı yaparken bize iki ses bombası atıldı" dedi.
Polis müdürlerinin bu açıklamaları üzerine Milletvekili Tan, şunları söyledi:
"Vatandaş bir tepki ortaya koyuyor, vatandaş yürüse ne olacak. Şimdi bunların taş attığı kim? Attığı sokak dükkana biz zarar verilmesini istemiyoruz, ama o dükkan sahipleri de amcalarının oğlu, teyzesinin oğludur. Tabii ki biz olay çıkmasını istemiyoruz, taş atılmasını istemiyoruz. Ama farzet ki attı, kendine zarar veriyor. Bırakın kendine zarar veriyor. Niye müdahale ediyorsunuz. Ilımlı olmak lazım, biraz mesafeli kalmak lazım. Sel kalktığı zaman o suyu temizlemek lazım. Karşı çıkıldığı zaman daha fazla olay çıkar. Bırak vatandaş biraz yürüsün. Molotof atıyor, bırak atsın.
Attığı dükkan kimin benim dükkanım. Emniyet bu kadar yakına girmesin, uzaktan kontrol etsin, vatandaş biraz deşarj olsun. Dünyanın her yerinde oluyor bunlar. Biz Efkan Ala, Hüseyin Avni Mutlu dönemini de gördük.
Diyarbakır Valisi Efkan Ala, emniyet görevlilerini 3 gün çekti. Cana gelmesin mala gelsin dedi. Ve bence büyük olayları önledi ve başarılı oldu. Yarın 100 bin kişi burada organize edilse nasıl engelleyeceksiniz. Savaş mı çıkacak doğru değil bunlar. Ben seçilmiş bir adam olarak diyorum ki 5 kilometre yürüyeceğim burada. Buna karar veren kim. Ben vatandaşla yürüyeceğim. Bu yasağa karar veren kim? Bizi üzseniz siz de üzüleceksiniz, korkmayın."
Polis yürüyüşe izin vermezken, BDP il binası önündeki olayları görüntülemek isteyen gazetecilere yüzleri maskeli gençler "faşist medyayı istemiyoruz" diyerek saldırdı. Gazeteciler, olay yerinden uzaklaşmak zorunda kaldı. Bayındırlık Caddesi üzerinde olaylar devam ederken, bir polis helikopteri ise kenti üstten sürekli gözetim altında tuttu.
Olayların yatışmasından sonra BDP otobüsünden yapılan anonsta, yarın saat 12.00'da yürüyüş yapılacağı ve herkesin bu yürüyüşe katılması istenirken, il binası önünde göstericilere tazyikli su sıkarken bir tekerleği çukura giren bir TOMA panzeri ise çekiciyle kurtarıldı