Dünya genelinde koruma altındaki 10 bölgeden 9’u tehdit altında
Bilim insanları, dünyanın dört bir yanındaki korunan vahşi yaşam alanlarının çoğunluğunun, insanlar tarafından yakınlarına getirilen 'istilacı' türler nedeniyle risk altında olduğunu açıkladı.
Çin Bilim Akademisi ve London College üniversitesinden araştırmacılar, dünyadaki korunan alanların istilacı türler nedeniyle risk altında olduğunu keşfetti. Bu 'yabancı türler'in yerli hayvanları öldürebileceği ve habitatların yok edebileceği belirtilerek, durumun küresel biyoçeşitlilik kaybının en büyük itici güçlerinden biri olduğu vurgulandı.
Sonuçları Nature Communications’da yayımlanan çalışmanın yazarları, korunan alanların yüzde 89'unun 10 kilometre çevresinde istilacı türler bulunduğunu açıkladı.
Örrneğin İskoçya'daki Cairngorms Ulusal Parkı yakınında görülen Amerikan vizonu, Singapur’da 164 doğa koruma alanında görülen kırmızı kulaklı sürgü (Trachemys scripta), ve İngiltere’deki 4 bin 822 korunan alanda bulanan yüzük boyunlu sülün (Phasianus colchicus) bu yabancı türlerden birkaçı...
Çin ve İngiltere ekibi, bu istilacı türlerin, nesli tükenmekte olan veya risk altında olan yerel türleri korumak için bir alan oluşturulduğunu bilmediğini, hatanın onları bölgeye getiren insanlarda olduğunu vurguladı.
UCL'den ortak yazar Profesör Tim Blackburn, insanların doğal çevreye verdiği en büyük zarazlardan birinin türlerin farklı habitatlarda tanıtımı olduğunu söyledi.
Blockburn, “İstilacı türleri 'bir alanda doğal olarak bulunmayan, ancak insan faaliyetleri ile oraya götürülen' hayvanlardır. Bu türler, diğer türlerin yanı sıra yerli türleri de öldürebilir, bunlarla rekabet edebilir veya habitatları yok edebilir. Korunan alanlar biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesinin temel taşıdır, ancak istilacılar sınırlarının nerede olduğunu bilmemektedir. Bu alanlarda istilacı türlerin yayılmasına karşı koruma sağlanıp sağlayamayacağını bilmek önemlidir” ifadelerini kullandı.
Yabancı türlerin istilaları, küresel biyoçeşitlilik kaybının ilk beş doğrudan itici gücü olarak görülüyor ve istilacılar sürekli artan oranlarda yeni alanlarda yerleşim kuruyor.
Araştırmacılar, yabancı popülasyonları oluşturduğu bilinen memeliler, kuşlar, sürüngenler ve omurgasızlar dahil 894 hayvan türünü araştırdı. Daha sonra bu türlerin dünya genelindeki , vahşi doğa alanları, milli parklar ve doğal anıtlar veya özellikler dahil olmak üzere Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından tanımlanan 199 bin 957 koruma alanının sınırları içinde mi yoksa yakınında mı olduğunu değerlendirdiler.
Bilim insanları korunan alanların yüzde 99'unun sınırlarının 100 kilometre çevresinde istilacı bir tür bulunduğundan, bu alanların neredeyse tamamının istila riski altında olabileceğini bildirdi. Korunan alanların yüzde 89'unda ise sınırların sadece 10 kilometre yakınında yaşayanen az yabancı bir tür bulundu.
Korunan alanların yüzde 95'inden fazlası ise incelenen yabancı türlerin en azından bir kısmının yerleşebilmesi için çevresel olarak uygun kabul edildi.
Öte yandan, araştırmacılar, yabancı türlere zaten ev sahipliği yapan korunan alanlar arasındaki ortak faktörleri de araştırdılar. Daha yüksek insan ayak izi oranına sahip koruma alanlarının daha fazla istilacı tür tehdidinde olduğunu buldular.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları