loading
close
SON DAKİKALAR

Düzce'nin ana kraliçeleri

Düzce'nin ana kraliçeleri
Tarih: 21.08.2012 - 09:43
Kategori: Kadın

Düzce'nin Yığılca ilçesinde hayat üniversitenin arıcılık kurslarıyla değişti. İlçede kadınlar güçlendi, kadına yönelik şiddet sona erdi!...

Düzce’nin Yığılca ilçesi 2 yıl önce Düzce Üniversitesi bünyesinde kurulan Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi’nin (DAGEM) projesiyle bambaşka bir yer haline dönüştü. 2 yıl öncesine kadar bir kuruş bile gelirleri olmayan Yığılcalı kadınların yıllık geliri şimdi 30-50 bin TL arasında. Arıcılığın A-B-C’sini öğrendikten sonra güçlenen Yığılcalı kadınlar, kraliçe arı gibi evlerinin efendisi haline geldi, ilçede yaşanan kadına şiddet de mazide kaldı.

Kovanda düzen kraliçe arıdan sorulur. İktidar ve güç kraliçe arıdadır. Kraliçe arının gücü DAGEM’e de ilham olur. Hedef, evlerin kraliçeleri ile kovanların kraliçeleri arasında güçbirliği sağlamaktır. Çünkü yörede kadına şiddet ve ensest olayları çok yüksektir. Kadınların bilinçlenmesi ve güçlenmesi gerekmektedir. Bunun yolunun da eğitim ve meslek edindirmekten geçtiğine inanan DAGEM, iki yıl önce bir proje başlattı. Kadınların yanı sıra engelliler de projeye dahil edildi. Arıcılık eğitimi ve her türlü teknik destek sağlandı. 

Yığılıca arıcılıkta dünya markası olma yolunda ilerlerken proje AB Komisyonu ’nun ‘Avrupa Girişimcilik Ödülü Yarışması’nda 2011’de ‘Girişimcilik Ruhunu Geliştirme’ dalının en iyisi seçildi. Rektör Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, “Bu projede kamu kuruluşları, üniversite, mahalli idare, özel sektör işbirliği içinde çalıştı. Bu projenin içinde sosyal, ekonomik gelişme var. Doğanın korunması, yerel canlı ve bitki türünün korunması var. Çok kısa sürede çok güzel sonuçlar aldık” dedi.

‘Üretimi uçururuz’ 

Projeye emek verenlerden Yrd. Doç. Meral Kekeçoğlu ise “ Türkiye gen kaynağı bakımından çok zengin. Diğer arılara göre çok üstün özellikleri olan Yığılca arısını dünyada bir marka yapmak hedefimiz. Ülkemize özgü gen kaynaklarını iyi değerlendirmek tarımsal üretimi uçurur, toplumsal olarak refahı yakalamamızı sağlar” diye konuştu.

Yeni hedefleri kozmetik olacak 

Yrd. Doç. Meral Kekeçoğlu (Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve DAGEM Müdürü): Özellikle kadın girişimcilerimiz kısa sürede inanılmaz bir verim aldılar. Önceden erkeğin eline bakan Yığılca kadınları, şimdi hem bal hem ana arı üretimi yaparak satıyorlar. Bir ana arı 30-40 lira. Günde 100-150 arı satabiliyorlar. Yurdun her yerinden talep var. Balın kilosu da 35-40 lira civarında. Amacımız bal, polen, arı sütünden oluşan antibakteriyel özü, kozmetik ve ilaç sanayiine hammadde olarak üretmek. Birçok kadın üreticimiz bize elleri para tuttuğundan beri, kocalarının daha iyi davrandığını söylüyor.

En geri kalmış ilçeydi 

Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu (Düzce Üniversitesi Rektörü): Düzce’nin en geri kalmış ilçesi Yığılca’ydı. 2 yıl öncesine kadar geçim kaynağı olarak yalnızca fındığı kullanmışlar ama verim alamamışlar. Üniversite olarak Yığılca arısını inceledik ve hem sosyolojik hem ekonomik değer yaratacak bu projeyi geliştirdik. Arıcılıktan elde edilen ürünlerin ticari bir girişime dönüşmesi, yörenin muhafazakâr ve kadını eve hapseden yapısını kırmak için büyük bir fırsat. 

Neden Yığılca arısının sütünden elde edilmiş bir krem ya da losyon İngiltere ’nin, ABD ’nin pahalı mağazalarında satılmasın?

Adamın her dediğine boyun eğmiyoruz 

Cevriye Hanım: 5 çocuğum var. 1 yıl önce 20 günlük arıcılık kursuna gittim. Burada zaten arıcılık yapılıyordu ama verim alınamıyordu. Artık bize özgürlüğümüzü kazandıran balımız var. Adamın her dediğine boyun eğmiyoruz.

Bilinçlendim, artık ana arı yetiştireceğim

Nazile Seyhan: Kursla arıcılığı babadan yöntemlerle değil daha bilinçli ele aldım. Şimdi 65 kovanım var. Kocam hasta, onu ve 4 çocuğumu geçindiriyorum. Her yerden ana arıya talep var. Ana arı yetiştirerek satmaya başlayacağım.

Üç çocuğuma da üniversite okuttum

Havva Balcı: 24 yıl önce eşimi kaybettim. O zamandan beri geçimimi arıcılıkla sağlıyorum. Ama üniversitenin bize verdiği eğitimden sonra üretim kapasitem yüzde yüz arttı. 3 çocuğum var. Hepsine üniversite okuttum.

Arı bebek gibidir

Feriha Akbaş: 33 tane kovanım var. Babadan arıcıyız ama aldığımız eğitimden sonra ürünlerimizi artık daha bilinçli bir şekilde üretir olduk. Arı tıpkı bir bebek gibidir, elin hep üstünde olacak ki seni güldürsün.



ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları