Eğitim-İş; Öğretmeninden korkan MEB'e 6 saatlik bir ders verdik
Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay; Sendikamız bugün eğitim emekçisinin hakkının Saray’larda kısık sesle dilenerek değil, ancak meydanlarda gür sesle haykırarak alınabileceğini gösterdi.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna bağlı Eğitim-İş Sendikası Öğretmene Saygı eylemlerinin sonuncusunu Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı önünde yapılacak basın açıklaması ile bitirecekti. Eğitim-İş'in Ankara genel merkezi önünde toplanan öğretmenler polis barikatları ile engellendikten 6 saat sonra basın açıklamasını gerçekleştirdi.
Eğitim-İş'ten yapılan açıklamada;
"Eğitim-İş olarak bugünü, yani 9 Eylül 2022’yi eğitim emekçilerinin direniş tarihine en önemli günlerden biri olarak kazımayı başardık.
Saray’ın talimatı ve yandaş sendikaların oluruyla, biz eğitim emekçilerine sormadan hazırlanan ve içeriğinde sorunlarımızı iyileştirmek bir yana dursun, bizlere yeni yükler, angaryalar ve ayrıştırmalar barındıran Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı başlattığımız yoğun eylemlilik takvimi çerçevesinde bugün ‘olay yeri’nde, yani Milli Eğitim Bakanlığı önündeydik.
Genel Başkanımız Kadem Özbay ve MYK üyelerimizin öncülüğünde, kalabalık ve coşkulu bir kitle olarak Bakanlığın önünde Anayasal hakkımız olan basın açıklaması yapma özgürlüğümüzü kullanmak için sendika önlüklerimizle, “Öğretmene saygı” yazan pankartımızla, sloganlar atarak bir araya geldik.
Ancak kendi öğretmeninden korkan bir Bakanlık olduğunu göstererek tarihe geçen MEB, medyaya yansıdığı üzere bizlere kulak vermek yerine polis ablukasına aldırtmaya çalıştı.
Hakkını arayan, mesleğine saygı isteyen, mesleki haklarını ve eğitim sistemini daha beter hale getirecek kanuna karşı haklı tepkisini göstermek isteyen biz Eğitim-İş’liler çelik barikatlarla çevrelendi, basın emekçilerinin çekim yapması engellendi, üyelerimizin polis çemberine giriş-çıkışı yasaklandı.
Günün en büyük kazanımlarından biri, bu antidemokratik metotlar karşısında bizlerin basın açıklaması yapmaktan vazgeçeceğini ya da öğretmen sorumluluğunu terk ederek polisle karşı karşıya geleceğimizi umanların uğradığı hayal kırıklığı oldu.
Polis barikatıyla çepeçevre sarılmış durumda olduğumuz ve bu kuşatma hali 6 saat sürdüğü halde, direncimiz kırılmadı, sloganlarımız susmadı. Kuşatma altındayken dahi, Genel Başkanımız açıklamalarıyla “ders verdi.”
Diplomasını gösteren Genel Başkanımız, “Bizim uzmanlığımızın da yeterliliğimizin de kanıtı burada” dedi ve öğretmenin uzmanlığını, yeterliliğini sorgulamaya cüret edenlere diplomalarını sordu. “Sahi Sayın Bakan sizin yeterliliğiniz nedir? Makam sahibi yaptığınız şoförünüzün yeterliliği nedir? Bugün Bakanlığın as kadrolarına doldurduğunuz eğitimci olmayan kişilerin yeterliliği nedir de şimdi öğretmenlerin yeterliliğini soruyorsunuz” sözleri, coşkulu kitle tarafından dakikalarca alkışlandı.
Genel Başkanımız hakkını arayan öğretmenlere yönelik “çapulcu” sözünün kullanılması konusunda da ders verdi. Çapulcu kelimesinin başkasının malını ve hakkını gasp eden anlamı taşıdığını, ancak öğretmenlerin sadece kendi hakları için mücadele ettiğini söyleyen başkan Özbay, “Çapulcu mu arıyorsunuz, hiçbir öğretmeni mafyadan 10 bin dolar alırken göremezsiniz, hiçbir öğretmenin boşanma davasına milyonlarca lira karıştığını duymamışsınızdır, hiçbir öğretmenin ihaleye fesat karıştırdığını görmemişsinizdir. Çapulcu aradığınız zaman isterseniz görürsünüz, barikatları da gidin gerçek çapulculara kurun. Öğretmenlerinize değil” diyerek çapulcu söylemiyle rencide edilmek istenen tüm eğitim emekçileri adına tarihi bir cevap verdi.
Bir öğretmeni izleyerek bile çok şey öğrenilebileceğine işaret eden Özbay, nasıl ki bir öğretmen sınıftaki tüm öğrencilerinin öğretmeniyse ve hepsine adil davranıyorsa, bir Cumhurbaşkanı’nın da tüm yurttaşların cumhurbaşkanı olması gerektiğini vurguladı.
6 saatlik kuşatmanın ardından direncimizin kırılmayacağını, irademizin bükülmeyeceğini gören kolluk kuvveti, MEB önünde basın açıklaması yapmamız için barikatı kaldırdı.
Beraberindeki Eğitim-İş’lilerle, “Öğretmene Saygı” pankartıyla MEB önünde de konuşma yapan Genel Başkan Kadem Özbay, mesleğe hakaret niteliğindeki meslek kanununun olası tahribatlarını anlattı, öğretmenlerin sesi oldu. Özbay Bakanlık önündeki sözlerini, mesleği bitirme kanunu olarak bize dayatılan ÖMK, iptal edilmedikçe ya da eğitim emekçilerinin talepleri doğrultusunda yeniden düzenlenmedikçe eylemlerimizin giderek artacağını ve üretimden gelen gücümüzü de kullanacağımızı vurgulayarak bitirdi.
Öğretmenleri bölmeyi ve haklarını daha da kırpmayı hedefleyen meslek kanunu gündeme geldiğinden bu yana Meclis’ten sokağa, okullardan medyaya kadar her alanda en güçlü tepkiyi gösteren sendikamız, bugün OHAL koşullarına rağmen bizzat Bakanlığın önünde iradesini göstererek tarih yazdı.
Eğitim-İş’li öğretmenler bugün gösterdikleri iradeyle; “öğretmen yalvarmaz, ders verir” diyen meslek üstadı Fakir Baykurt’a, mirasını devraldığı TÖS’e ve Köy Enstitülerine, her şeyden de çok kendilerine ülkenin geleceği olan yeni nesilleri emanet eden Başöğretmenine selam durdu.
Sendikamız bugün eğitim emekçisinin hakkının Saray’larda kısık sesle dilenerek değil, ancak meydanlarda gür sesle haykırarak alınabileceğini gösterdi.
Sendikamız bugün eğitim emekçilerinin kimsesiz olmadığını, bu karanlık günlerden kurtulmak için gidilecek yolun sarı sendikalardan ya da muhalifçilik oynarken emekçinin gündemini kaçıran yapılardan geçmediğini, yegane mücadele merkezinin Eğitim-İş olduğunu gösterdi." denildi.
BUGÜN SENDİKAMIZ SAYESİNDE ÖĞRETMENLER TARİHİ BİR DERS VERDİ!
YAŞASIN EĞİTİM-İŞ!
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları