Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, yaptığı basın açıklamasında Yüksek Öğretim Kurulu(YÖK)'nun eğitim sistemi üzerindeki olumsuz etkilerinin altını çizdi.
Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, yaptığı basın açıklamasında Yüksek Öğretim Kurulu(YÖK)'nun eğitim sistemi üzerindeki olumsuz etkilerinin altını çizdi.
Demir'in açıklaması şöyle:
''12 Eylül darbesinin ardından üniversiteleri zapturapt altına almak için kurulan YÖK, 34 yıldan bu yana bilimsel, özerk üniversitenin önündeki en büyük engel olarak durmaktadır.
YÖK’ün üniversiteleri vesayet altına alarak kontrol altında tutma anlayışı bugün dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde bulunmamaktadır.
Yüksek Öğretim Kurulu, bugüne kadarki uygulamaları ile üniversitelerde bilimselliği ve bilimsel yaklaşımları kurumsal kimliğe kavuşturmamış, bilimsel gerçekliği arayanı engelleme ve denetim altına alma kurumu haline gelmiştir.
YÖK’ün kuruluşundan bugüne kadar sözde üniversite ve öğrenci sayısı artmış ancak 'üniversite anlayışı' ilerletilemediği gibi neredeyse bütünüyle kaybedilmiştir.
YÖK’le beraber özerkliği tamamen ortadan kaldırılan üniversiteler, son 34 yılda farklı düşüncelerin sorgulandığı ve üretildiği yerler olmaktan çıkmış daha çok dogmatik düşüncelerin kabul edildiği ve öğretildiği meslek liseleri düzeyinde kalmışlardır.
Üniversiteler; özgür düşünceyle “gerçeğin” arandığı, sorgulamanın, tartışmanın, eleştirel düşüncenin öğretildiği, bilimsel düşünmenin yani aklın dogmaya üstünlüğünün ortaya konduğu, topluma da bu becerileri kazandırmaya çalışan eğitim kurumlarıdır.
Üniversiteler; bilim aracılığıyla dünyaya, yeniliğe kapı açan, her türlü düşüncenin tartışılabildiği, yaratıcılığın gerçekleştirildiği, bilimsel özgürlüğün ve bilgi birikiminin oluştuğu ortamlardır.
Ancak; AKP hükümeti döneminde, YÖK’ün de hüneriyle yürütme erkinin kontrolüne giren üniversiteler, Bologna süreciyle birlikte de tamamen piyasa dinamiklerine teslim edilmek istenmiş, yükseköğretim de dahil olmak üzere eğitim hizmetlerinin ticarileştirilmesi, üretilen bilginin metalaştırılması, muhafazakârlaşma ve kadrolaşma, üniversite yönetimlerinin otoriterleştirilmesi yönündeki politikalarda artış olmuştur. Bilim politikası ve stratejilerinin olmaması, alt yapı yetersizliği, öğretim üyelerinin nitelikleri, eğitimin ezberci ve öğretmen merkezli olması nedeniyle üniversitelerimiz çağın gerisinde kalmıştır. Türkiye G-20 ülkeleri arasında olmasına rağmen, üniversitelerimiz dünya sıralamasında ilk 100’e girememektedir.
AKP, kontrolüne aldığı YÖK’ün kurumsal yapısının sağladığı baskıcı imkanları sonuna kadar kullanmaktadır. Devletin, muhalif tüm kesimlere karşı şiddet araçlarını sınırsızca kullandığı bir dönemde üniversiteler, YÖK aracılığıyla teslim alınmak istenmiş; soruşturma, sürgün, işten çıkarma, psikolojik baskı, kadro vermeme gibi uygulamalarla siyasal iktidara yönelik her türlü muhalefet sindirilmeye çalışılmıştır. Bilim insanlarının insan, toplum ve doğa yararına çalışmalar yapması ve bunu toplumla paylaşmaları her fırsatta engellenmiştir. AKP, muhalefetteyken baskıcı ve antidemokratik olduğu gerekçesiyle eleştirdiği, kaldırılması gerektiğini savunduğu YÖK’ü kendi iktidarı döneminde bağrına basmıştır.
Bu nedenle; üniversiteler, bilimin, sanatın, özgür düşüncenin, halkımızın ve Cumhuriyetimizin beklentilerine yanıt verebilmesi için siyasi iktidarların kontrolü altında olmaktan çıkarılmalı, idari, mali ve bilimsel yönden özerk hale getirilmelidir.
Eğitim-İş olarak, üniversitelerin ayağında pranga olan, 12 Eylül faşizminin ürünü, YÖK’ün kaldırılmasını istiyor, üniversitelerin özerkliğini, parasız, eşit, bilimsel ve demokratik eğitimi savunuyoruz.''
Vişne Haber Ajansı - Çiçek Güçlü
ETİKETLER : türkiye gerçeği, vişne haber ajans, vişne ajans, istanbul gerçeği, türkiye haberleri, son dakika haberler, istanbul haberleri, sondakika, Eğitim-İş: Parasız, eşit, bilimsel ve demokratik eğitimi savunuyoruz