Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay; Karanlığa, yoksulluğa, zorbalığa karşı özgürlük, eşitlik birlik mücadelesi veren her yürek bizimledir!

Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay "Cumhuriyet ve Emek Mitingi"nde konuştu; Büyük önder Atatürk'ün kimsesizlerin kimsesi olsun diye kurduğu bu Cumhuriyet'te emekçinin yoksul, haksız, hukuksuz imkânsız bırakılması asla kabul edilemez.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'na bağlı Eğitim-İş Sendikası tarafından Tandoğan Meydanı’nda düzenlenen "Cumhuriyet ve Emek Mitingi"nde konuşan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, "Eşitliğin olmadığı yerde de cumhuriyet yoktur. O nedenle burada, Tandoğan Meydanı’nda, Cumhuriyet’in sevdalıları, emeğin savunucuları olarak haykırıyoruz. Biz eğitimde ve ülkede eşitlik ve adalet istiyoruz. İşitsinler diye hep birlikte haykıralım. Eşitlik, adalet istiyoruz. AKP iktidarının emekçiyi yoksullaştıran, halkı fakirleştiren, eğitimi gericileştiren politikalarına karşı susmayacağız" dedi.
Eğitim-İş Sendikası’nın, 1 Şubat'ta ''Atatürk devrimleri, emeğin onuru, laik eğitim ve aydınlık bir gelecek için'' sloganıyla Birinci Meclis önünden başlattığı ''Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü'', Tandoğan Meydanı'nda yapılan "Cumhuriyet ve Emek Mitingi" ile sona erdi. Mitingde Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Başkanı Orhan Yıldırım ve Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay konuşma yaptı.
Mitinge katılan Eğitim-İş'liler, "Özgürlük, eşitlik, kardeşlik", "Laik, bilimsel, demokratik eğitim", "Mustafa Kemal'in öğretmeniyiz", "Bu daha başlangıç mücadeleye devam", "İlelebet cumhuriyet" sloganları attı. Mitinge, çeşitli sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve CHP'li milletvekilleri destek verdi.
"Eşitlik birlik mücadelesi veren her yürek bizimledir"
Başlattıkları ''Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü''ne ilişkin “Biz bu yürüyüşe, karanlığa karşı bir meşale yakmak için, hukuksuzluğa karşı adalet, sömürüye karşı hak ve halkın iradesi için, Atatürk’ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyet’i, laik ve bilimsel eğitimi, emeğin onurunu savunmak için başladık” diyen Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Bugün, sesimize ses katanlar, düşünceleriyle duygularıyla sadece bu meydanda değiller, ülkenin dört bir yanındalar. Karanlığa, yoksulluğa, zorbalığa karşı özgürlük, eşitlik birlik mücadelesi veren her yürek bizimledir” diye konuştu.
"Biz var olmak için cumhuriyetçi köklerinden beslenen bir nesiliz"
Yürüyüş kapsamında Adıyaman, Amasya, Manisa, Tekirdağ, Çanakkale, Bursa ve Eskişehir’de yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Özbay, şöyle konuştu:
"Adıyaman’da deprem enkazları arasında yürüdük. Kaybettiklerimizin sesi olduk. Tarikatların okullarda yeri yok dedik, bilimsel aklın ve laikliğin önemini ve birleştiriciliğini vurguladık. Rant uğruna halkı ölüme terk edenleri unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız, affetmeyeceğiz, helalleşmeyeceğiz. Amasya’da, ‘Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır’ dedik. Bugün de Cumhuriyet’i ve emek mücadelesini bizler kurtaracağız. Soma’da işçilerin acısını yüreğimizde hissettik. ‘301 canımızın hesabını sormadan, işçiyi köleleştiren bu düzene karşı mücadele etmeden durmayacağız’ dedik. Tekirdağ’da, Atatürk’ün kara tahtada harf devrimini anlatan iradesine sahip çıktık. ‘Laik, bilimsel eğitim hakkımızdır’ dedik. Çanakkale’de, emperyalizme karşı ulus olarak direnişimizifn destanını, andık. ‘Bu ülkeyi yabancı sermayeye, cemaatlere, yandaş müteahhitlere peşkeş çektirmeyeceğiz’ dedik. Bursa’da Atatürk’ün Bursa Nutku’nda bizlere yüklediği görevle, Cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkmak için yürüdük. Eskişehir’de, Polatlı’da Kurtuluş’a giden yolda yürüdük. Biz, Cumhuriyeti kuran cumhuriyetçi fikirlerin savunucu, bu fikirler etrafında bugünü ve geleceği kurmaya çalışan, her nesil gibi geleceğe köprü olmaya çalışan bir nesiliz. Biz var olmak için cumhuriyetçi köklerinden beslenen bir nesiliz.”
"Laiklik birleştirir dincilik, mezhepçilik ayrıştırır"
Cumhuriyet Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiş, ilan edilmiş, Türk halkının özgürlük, eşitlik mücadelesiyle gerçekleşecek olan bölünmez birliğinin, mutluluğunun sözleşmesidir. Bizim yürüyüşümüz bu sözleşmeyi ihmal eden, ortadan kaldırmaya çalışanlara karşıdır. 1. Meclis cumhuriyeti ilan etti, devrimleri ilan etti. Şimdiki Meclis maalesef ki bu devrimleri tasfiye ediyor, Talimatla el kaldır indirden öte geçmeyen, çoğunluğun yetkisini özgürlük, demokrasi ve adalet karşısında kullanan bu Meclis, Meclis-i Mebusa’nın gerisindedir. Ama emin olun ki Cumhuriyet ilelebet yaşayacak, saltanatlar yıkılacak.Cumhuriyet, vicdan özgürlüğünü, söz özgürlüğünü, yazma, yayınlama özgürlüğünü, bireysel özgürlüğü, siyasal özgürlüğü ve toplanma özgürlüğünü güvence altına alır. Bunları çoğaltır. Senin vicdan özgürlüğün, inanma özgürlüğündür. Senin inancına saygı duyulmayan yerde cumhuriyet yoktur. Vicdan özgürlüğü olmadan din özgürlüğü zaten olamaz. Laiklik dindarların, inanan inanmayan herkesi güvencesidir dinbazların istismarcıların korkulu rüyasıdır. Laiklik birleştirir dincilik, mezhepçilik ayrıştırır. O nedenle laik eğitim, laik Türkiye diyoruz.
"Biz eğitimde ve ülkede eşitlik ve adalet istiyoruz"
Özgürlüklerin güvence altında olmadığı, çoğalmadığı yerde insan onuru da yücelemez, yüceltilemez. İnsan onurunun yüceltilmediği yerde cumhuriyet yoktur. Yurttaşların haklarını kullanmadığı yerde eşitlik yoktur. Eşitliğin olmadığı yerde de cumhuriyet yoktur. O nedenle burada, Tandoğan Meydanı’nda, Cumhuriyet’in sevdalıları, emeğin savunucuları olarak haykırıyoruz. Biz eğitimde ve ülkede eşitlik ve adalet istiyoruz. İşitsinler diye hep birlikte haykıralım. Eşitlik, adalet istiyoruz. AKP iktidarının emekçiyi yoksullaştıran, halkı fakirleştiren, eğitimi gericileştiren politikalarına karşı susmayacağız. Kamu emekçisini, işçiyi, emekliyi açlık sınırına mahkûm eden, liyakatı yok eden, gençlerimizi diplomalı işsizliğe mahkum eden düzenin karşısındayız. Bu anlattığım bir Türkiye hikayesidir. Artık eğitim görmenin, alanında uzmanlaşmanın, çok çalışmanın makbul sayılmadığı, iş bulmaya ve hayata tutunmaya yetecek kadar gelir sağlamaya yetmediği yeni Türkiye'dir.
"Susmadık, susmuyoruz, susmayacağız"
Bu geleceksizlik, bu ülkenin çalışanına reva görülen değersizlik, kabul edilebilir mi? Asla kabul etmiyoruz, reddediyoruz. Bir öğretmen olarak söylüyorum ki, bunların cumhuriyet dersi eksiktir. Çünkü cumhuriyet aynı zamanda tüm yurttaşların devlet imkanlarından eşit şekilde faydalandığı sistemin adıdır. Büyük önder Atatürk'ün kimsesizlerin kimsesi olsun diye kurduğu bu Cumhuriyet'te emekçinin yoksul, haksız, hukuksuz imkânsız bırakılması asla kabul edilemez. Bizim insani koşullarda yaşama hakkımızı çaldılar. Bizim yaşanabilir emeklilik hayalimizi çaldılar. Bizim ay sonunu bekleme halimizi, bitmeyen karakışa çevirdiler. Bizim öğrencilerimize laik ve bilimsel eğitim verme hakkımızı çaldılar. Eğitimden liyakati, gencecik insanlardan hak ettikleri kadroları çaldılar. Ve şimdi bizim susmamızı bekliyorlar. Beklerler, beklesinler. Susmadık, susmuyoruz, susmayacağız.
"Tarikat dernek de kursa, şirket de kursa tarikattır"
Devletin anayasa gereği üstlendiği görevleri nitelikli biçimde yerine getirmeyen, getirmemekte kararlı davranan, bu nedenle ülkeyi paralel yapılanmaların arka bahçesi haline getirenlere, onları sözde sivil toplum olarak tanımlayıp ortaklık kuranlara karşı ayaktayız. Daima ayakta olacağız. Tarikat dernek de kursa, şirket de kursa tarikattır. Özgür yurttaş iradesinin sözde efendiler, şeyhler, şıhlar, gavslar tarafından teslim alındığı yerde sadece din istismarcıları vardır. Onlara sivil toplum diye cila çekenler de devlet içindeki ortaklarıdır ve bu apaçık bir gerçektir. Çünkü biliyoruz ki paralel yapılanmalar ancak devlet içine sızmış ortaklarıyla var olabilirler! Başka türlü var olma şansları yoktur. Bizler Mustafa Kemal’in öğretmenleriyiz, eğitim emekçileriyiz."
"Hep beraber soyuluyoruz"
Mitingde konuşan Birleşik Kamu İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım ise şunları söyledi:
''Birleşik Kamu İş Konfederasyonu olarak bu ülkenin zenginliğini, bu ülkenin üretenlerini, bu ülkenin emekçilerinin ürettiği katma değeri, sadece 3-5 tane kendi yandaş müteahhitine, 3-5 çeteye peşkeş çekenlerden, bu zenginliği alacağız. Bu ülkenin halkına, gerçek hak ettiği kaynağın verilmesini masada, sokakta, her yerde sağlayacağız. Hep beraber soyuluyoruz. Hırsızlar cebimizden paraları alıyor. Biz emekçiler, alın terini verenler, çiftçiler, gerçek üreticiler, tarlada yıl boyunca üretim için tüm emeğimizi o tarlaya verenler, o toprağa gömenler, o ürünler çıktıktan sonra hepsini dökmek zorunda bırakanlar, ülkenin liyakatsız yöneticileri, plansız, programsız üretim planı yapamayanlar, köylüyü ezdirenler, çiftçiyi ezdirenler, emekliyi ezdirenler, işçiyi, memuru ezdirenlerden hesap soracağız."
"Gideceksiniz Adalet ve Kalkınma Partisi"
Mitinge destek veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş da yaptığı konuşmada, ''Biz bugün CHP olarak il örgütümüzle, milletvekillerimizle birlikte buradayız. Sonuç itibariyle çok zorlu günlerden geçiyoruz. Bazen ‘hakikaten bu kadar da olmaz. Bunu da yapmazlar’ dedikleri birçok şeylerle karşı karşıya kalıyoruz. Size uzun uzun bunu söylemeyeceğim. Dün ölüm yıl dönümünü andığımız büyük yazarımız Yaşar Kemal ile onlara cevap vereceğim. Diyor ki İnce Memed’te Yaşar Kemal, ‘Hangi günü gördün akşam olmamış. Hangi geceyi gördün sabah olmamış. Gideceksiniz Adalet ve kalkınma Partisi gideceksiniz. Sizin gidişinizi, Cumhuriyet öğretmenleri ve demokratlar gerçekleştirecek'' dedi.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları