İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık, Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazıişleri programına katıldı. Eliaçık, Gezi direnişi için, 'Gezi'ye katılmış olmaktan dolayı gururluyum' dedi.
İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık, Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazıişleri programına katıldı. Eliaçık, Gezi direnişi için, 'Gezi'ye katılmış olmaktan dolayı gururluyum' dedi.
Eliaçık, "Türkiye 1920'den geriye gidemez. Kalkmış hakaret ediyorlar. Gerçek islamın önünü açan cumhuriyet devrimleridir" ifadelerini kullandı.
Eliaçık'ın konuşmalarından satır başları şöyle:
"Gezi'ye katılmış olmaktan, öylesi tarihi bir olaya dahil olmaktan gururluyum.
7 Haziran'da orada cuma namazı kıldırdım. 200 kişi vardı. Hayatımda unutabileceğim bir olay değildir. Biz orada 4 yıl önce Antikapitalist Müslüman gençler olarak Taksim Dayanışması'nın faaliyetlerine katılmıştık. 4 yıl önce bugün de Taksim Dayanışması'ndaki arkadaşlarla telefonla görüştüm. Taksim'de ağaçların kesildiğini direniş yapılacağını, katılmamızın iyi olacağını söylediler. Ben şehir dışındaydım 31 Mayıs'tan itibaren yer almaya başladık. O gösterilerde başından beri yer aldık, destek verdik. Zamanın Başbakanı malum konuşmayı yapmaya başladı. Camide içki içtiler, Kabataş'ta kadını dövdüler diyerek oradakileri din düşmanı gösterecek konuşmalar yaptı. Bu Gezi ahalisi tarafından endişeyle karşılandı. Bir baktık arkadaşlar bugün perşembe Miraç kandili saygılı olalım afişleri yayınlanmaya başlandı. Orada program yapma fikri ortaya çıktı. Biraz dua biraz söylem karışımı bir şeyler söyledim. Gençlerden biri Kuran okudu. Çarşı grubundan kalabalık grup salavat getirerek bizim bulunduğumuz yere geldi. Miraç kandili kutlaması duyuldu ama görünür olmadı. Ertesi gün cumaydı. Bileşenlerden gelip 'burada cuma namazı kılınsa' dediler. 'Seccadelerinizi alın gelin' duyurusu yaptık. 200 kişi geldi, etraf da kalabalıktı. Cuma namazını kıldırdım. Gezi olaylarının başladığı ilk haftaydı. Görüntüyle birlikte manzara değişti. Etrafta sol gruplar var, Deniz Gezmişlerin fotoğrafı var. Hükümet neredeyse ezanlar susturulacak gibi bir görüntü estiriyor. Gezi'nin ortasında insanlar namaz kılıyor, nasıl oluyor böyle bir şey? Dindar bir hükümet ve dinsiz bir kalkışma var algısı oluşturulmaya çalışıldı. Yoga yapanlarda, cuma namazı kılanlara, eşcinsellere, solculara kadar Türkiye orada vardı. Zamanın hükümetine kökünde doğa ağaç sevgisi olan bir itirazdı. Bu bütün dünyaya böyle gösterilmiş oldu. 20 gün orada kaldık. Barış içindeki o direnişte yer aldık.
(Yeryüzü sofraları) Arkadaşlar, lüks otellerde yapılan iftarlar çok can sıkıcı buna karşı bir şey yapalım, gidelim otellerin önüne sofrayı serelim, dediler. 'Her hafta bir otelin önünde böyle bir şey olacaktır' diye duyuru yaptık. Yeryüzü sofralarının 3'üncüsünde Gezi oldu. İstiklal Caddesi'nde yapalım denildi. Duyurduk. 15 dakika kala Galatasaray Lisesi'ne doğru gidiyordum. Bir gazeteci aradı kimse yok, olmayacak mı, dedi. Geldik. Herkes birbirini bekliyormuş. Çok kalabalıktı. Bu şekilde rağbet göreceğini beklemiyordum. Türkiye'de seküler kitleler de aslında dindar. Dindarlık denilen şey, paylaşmak, istismar etmemekse geliriz orada otururuz, dediler. Orada bulunanların bir kısmı oruç bile değildir, inancı da yoktur belki. Bütün ramazan boyunca sürdü. Hala da sürüyor. Her yıl önce İstiklal Caddesi'nde daha sonra parklarda bahçelerde sürüyor. Herkes kendisi getiriyor, halk orada paylaşıyor.
(Gezi direnişi sırasında) Ertuğrul Günay aradı. 'Siz ne yaptınız, bizimki küplere biniyor. Arayın gitsinler' dedi. (Erdoğan) Politik olarak gerilimden besleniyor, bu gerilim olmazsa konuşamıyor. Türkiye Cumhuriyeti ilk kurulduğunda tek parti vardı, tecrübe ede ede düşünmüş cumhurbaşkanlığı için gündelik tartışmaların dışında sembolik bir makam olsun, bilgece konuşmalar yapsın, arada bir konuşsun diye düşünülmüş. Bu güzel bir şey öyle olması lazım. Şu anki Cumhurbaşkanı bu sistemi kendinden görmediğinden pek takmıyor. Bence oraya tekrar dönecektir. O kadar bir bencillik var ki başka bir şey göremiyor. Her şey bana göre şekillenecek, diyor. Toplumun bir parçası olmayı kabullenmeyip herkes benim parçam diyen bir yaklaşım var.
Gezi'yi hükümeti devirme operasyonu olarak görüyorlar. Dış güçler var ve kullandıkları piyonlar var, Gezi'yi başlatıyorlar, o olmadı 17-25'i başlatalım diyorlar. Biz onların piyonlarıyız. AKP'ye oy verenler de vatanı, milleti, ezanı, bayrağı korumak için mücadele ediyorlar. Kurguyu böyle kurmuş. Bu külliyen yalan. İnsanları mobilize edebilmek için bu kurguyu yapmak zorunda hissediyor. Gezi kendiliğinden ortaya çıkmış bir itiraz hareketidir.
Başörtülüyü süründüren varsa Kabataş'ta biz oradayız itiraz eder, terk ederiz.
Gezi benzeri şeyler olabilir ama aynısı olmaz. Toplumsal hareketler birbirinin aynı tekrar etmez. Tarihsel şartlar, gidişat, toplumsal öfke, beklenti, korku tekrar birleşirse benzer şeyler olabilir. Mevcut hükümetin Gezi'den beri kimyası da ayarı bozuldu. Vereceği bir şey yok artık. Erdoğan dışında kimsede heyecan yokmuş gibi görünüyor. 2 dönem yetiyor ve 3. dönemden itibaren çığrından çıkılıyor. İbn Haldun'un dediği gibi tek adam yönetimine geçiliyor.
İbn Haldun sadece Osmanlı'da değil, tüm islam dünyasında yasaklandı.
(İbn Haldun Üniversitesi) Açılan üniversite oğlunun (Bilal Erdoğan) vakfının üniversitesi. İbn Haldun'un dediği gibi hareket edilse elinden gelse İbn Haldun'u yasaklar. İbn Haldun, 'Maymun ayağa kalkınca insan oldu' der. Evrimi savunur. Tayyip Erdoğan'ın koruyup kolladığı dini cemaatler İbn Haldun'u sevmezler. Tarikatlar bunları sevmez, 'mezhepsizdir, akılcıdır' derler. AKP kadrolarının, cemaatçi potansiyelini oluşturan, FETÖ'cüler dahil hepsi akıl, felsefe düşmanıdır.
Türkiye 1920'den geriye gidemez. Kalkmış hakaret ediyorlar. Gerçek islamın önünü açan cumhuriyet devrimleridir. Ben Kuran'ın tefsiri yazdım. Cumhuriyet olmasaydı yazamazdım.
-Camiden çıkıp 1 Mayıs'a gittik. Oradaki gruplar bizi coşkuyla karşıladı. Bundan 35-40 yıl önce toplananlar 6. filoyu protesto eden Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına saldırmaya gittiler. 40 yıl sonra bunu değiştiriyoruz. Bu sefer 6. filoyu taşlayanların fotoğraflarının olduğu 1 Mayıs alanına gidiyoruz, dedim. Dakikalarca kalabalığın içinden çıkamadık, ağlayanlar oldu.
3 yılda bizim gibi düşüneneler, din ve islam adına bir şeyler anlatmaya çalıştık. 2012 1 Mayıs'ından sonra Antikapitalist Müslümanlar olarak tanınmaya başladık.
Müslümanlar para meselesinde kaybetmiş durumdalar. Müslümanlar iktidara geldiler, para kazandılar,, zenginleştiler, mahallelerini değiştirmeye başladılar. Böylelikle aç komşudan kurtulmuş oldular, tok yatmak da sorun olmayacak. İşin gereğini yapmak yerine hile yapmaya kalkıyor. Bu ağır derecede aşağılık kompleksinden kaynaklanıyor. Bunu laiklere karşı yapıyorlar. Onlar bizi zamanında dışladılar, mevkilere makamlara kondular. Sıra bizde, kendimiz göstereceğiz, dediler. Ben de onlara devlet zengin olma yeri değildir, diyorum. Senden öncekiler yaptıysa sen yapmayacaksın. Din ve devlet insanları zengine etme yeri değildir. Sömürmeden bunu yapabiliyorsan git orada yap.
İmam hatip davalarında koşturan bendim. Bir de gelecek, devleti müslümanlar söğüşleyecek. Olamaz kardeşim. Kişinin namaz kıldığına, oruç tuttuğuna, hacca gidip gitmediğine bakılmaz. Para ve iktidarla ilişkisine bakacaksın. Mevcut iktidarın tiril tiril döküldüğü, 10 üzerinden sıfır aldıkları kanısındayım.
Kapitalizm olmayacaksa ne olacak? Zengin yoksul arasındaki uçurum nasıl aradan kalkacak? Namaz kılan, oruç tutan, hacca gidenlerin sayısı artmış. Zenginle fakir arasındaki fark da 8 katı artmış. Okullara din dersi koyan iktidar zamanında ekonomik noktada alternatif yok.
Kuranı tekrar bu gözle okumaya başladım. Bunlar niye parayı çok seviyorlar? Kuran'ı araştırdım, tefsirler yazdım. Tam tersi. Tevrat'ta da böyle. Zenginin cennete girmesi devenin iğne deliğinden geçmesi zordur, diyor.
Kabile duygusu din duygusundan daha güçlü. Ensar'da çocuklara tecavüz oldu 124 kurum arkasındayız diye bildiri yayınladı. Ensar Vakfını öbür kabileye yedirmeyiz, dediler. Kabileyi bırak olaya bak, burada tecavüz olmuş buna bir şey demeyecek misin? Bu ahlaktan, dinden önce kabiledir. Erdoğan'daki ruh da budur. Kendi kabilesi. Tüm Türkiye'nin cumhurbaşkanı olmayı elinin tersiyle itti, yüzde 51'in reisi oldu. Birleştirici konuşamıyor."
Vişne Haber Ajansı
ETİKETLER : türkiye gerçeği, vişne haber ajans, vişne ajans, istanbul gerçeği, türkiye haberleri, son dakika haberler, istanbul haberleri, sondakika, Eliaçık: Gezi kendiliğinden ortaya çıkmış bir itiraz hareketidir, can ataklı, ihsan eliaçık, yazıişleri, 30 mayıs 2017