Emekli Albay Alican Türk 28 Şubat’ı anlattı

Tarih: 28.02.2017 - 15:21

Kategori: Medya

28 Şubat soruşturmalarında Eskişehir'de gözaltına alınan Emekli Albay Alican Türk, Can Ataklı’nın Yazıişleri programına katıldı. Türk, 28 Şubat sürecine ilişkin bilgiler verdi.

Emekli Albay Alican Türk, 28 Şubat sürecinde Sincan’da tankların geçişini Çevik Bir’den dinlediğini belirterek, “Çevik Bir’le koğuşlarımız yan yanaydı. 31 Ocak’ta Sincan’da belediye tiyatro düzenliyor. Bu tepki çekiyor. İran Hamas, Hizbullah terör örgütlerinin posterleri asılıyor. Aydınlara şeriat enjekte edilecek deniyor. 4 gün sonra Sincan’dan tanklar geçti. Çevik Bir anlattı: ‘Karadayı paşa aradı, bu tanklar nedir diye sordu Televizyonu açtım Sincan’da tanklar geçiyor. Meğer her sene yapılan tatbikat var. Tatbikat 7 Şubat’ta yapılacak. Kara kuvvetleri komutanı katarakt ameliyatı olacaktı, izlemek için 3-4 gün geri alınmasını emretmiş. İşin özü bu. Balans ayarı da, ABD’ye toplantıya gittik. Kofi Annan’la görüşmek istedim. Kofi Annan, Silahlı Kuvvetleri övdü ve Silahlı Kuvvetler’in Türkiye’de demokrasi için balans olduğunu söyledi. Denge unsuru anlamında. Oradan 28 Şubat’a getirdiler” dedi.

Alican Türk’ün açıklamalarından satır başları şöyle:

“Türban, hac, camiler bunlar ne yazık ki siyaset eliyle mahvediliyor. Siyaset dinin, ordunun, ahlakın, ekonominin içine girince bunları mahvediyor.

-28 Şubat sonrası dönemde Refah Partisi kapatıldı. ‘Refah Partisi’ne hizmet etmezsen ibadetin kabul olmaz, refah bir ordudur. Refah için çalışacaksınız, çalışmazsanız patates dinindensiniz. Refah Partisi İslami cihat ordusudur. Şuurla çalışan cennete gidiyor’ o dönemde genel başkanlar ve milletvekilleri tarafından kullanılan söylemlerdir.

-Askerler siyasetin dışında kalmaya çalışıyordu. Askerin tedirgin olduğu hususlar vardı. MİT, emniyet Silahlı Kuvvetlerin kanunlarla verilmiş görevi var. Ülkeyi içte ve dışta korumak var. Anayasa tarafından belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini kaldırmaya yönelik tehlikelere karşı korumak da TSK’nın görevidir.

-Bugün Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler 1970’lerden geliyor. Akıncılar, Milli Türk Talebe Birliği vardı oralardan geliyorlar. Cumhuriyetin niteliklerini yıkıp şeriat devleti kurma çabaları hiç bitmiyor. İran’daki Humeyni devrimini Türkiye’de de yapma çalışmaları vardı.

-(28 Şubat sürecinde) Önce Silahlı Kuvvetlere bazı İslami gruplar cemaatleşme aşamasında sonra da cihat amacındalar bilgileri geliyor. Suudi Arabistan’ın rabıtası, İran İrşat Bakanlığının eğittiği adamlar ülkeni altını oyuyor bilginiz olsun deniyor. MİT Cumhurbaşkanlığına veriyor.

-Pompalı silahların satışında artışlar var. Belli cemaatlerin bu silahları aldığına yönelik tespitler var. Valiliklerde, kaymakamlıklarda, poliste, milli eğitimde, diyanette, belediyelerde olağanüstü kadrolaşma bilgileri geliyor. Emniyet raporlarında da var. Raporlarda 17 Ocak ‘97’de genelkurmay başkanı dönemin başbakanına brifing veriyor. Brifingde ‘Gülen’e ait yurtlar var. Yurtiçinde ve yurtdışında kaçak Kuran kursları, pansiyonlarla gizli amaçlar peşindeler’ deniliyor.

-Şeriat hukukuna dayalı İslam devleti kurmak isteyen gruplar var bunlar tehdit oluşturuyor. Hükümete tavsiye niteliğinde kararlar alınıyor. Bunlar, ‘Denetimsiz kuran kurslarının kaldırılmalı, tarikat ve diğer unsurların faaliyetlerine son verilmeli, TSK’ye aşırı dinci sızmaları önlemek için alınan tedbirler diğer kurumlar için de alınmalı. Mezhep ayrılıklarını körükleyen faaliyetler önlenmeli.’

-Çiller, parti olarak MGK tavsiyesinin arkasındayız diyor. Erbakan da Bakanlar Kurulu’nda ‘Sayın Başbakan yardımcım konuyu fevkalade ortaya koymuştur, her sözüne katılıyorum. Basında İBDA-C’nin, Cemalettin Kaplan’ın filmleri gösteriliyor. Bunlar tasvip edilemez. Yapılan tavsiyeler isabetli hususlardır’ diyor.

-Davamızda müşteki görünenlerin yüzde 40’ına yakını Fethullahçıydı. Ağustos 1996-Kasım 1999 arasında toplam 695 kişi atılıyor. Bu 695 kişi arasında 232’si Gülenci diye atılıyor. İran devrim yanlısı, Nakşibendi, Süleymancı diye atılanlar da var.

- Hilmi Özkök 2004’te ‘hükümete Gülen tehdidini anlattık, siyasi iktidar bir şey yapmadı’ dedi.

-Çevik Bir’le koğuşlarımız yan yanaydı. 31 Ocak’ta Sincan’da belediye tiyatro düzenliyor. Bu tepki çekiyor. İran Hamas, Hizbullah terör örgütlerinin posterleri asılıyor. Aydınlara şeriat enjekte edilecek deniyor. 4 gün sonra Sincan’dan tanklar geçti. Çevik Bir anlattı: ‘Karadayı paşa aradı, bu tanklar nedir diye sordu Televizyonu açtım Sincan’da tanklar geçiyor. Meğer her sene yapılan tatbikat var. Tatbikat 7 Şubat’ta yapılacak. Kara kuvvetleri komutanı katarakt ameliyatı olacaktı, izlemek için 3-4 gün geri alınmasını emretmiş. İşin özü bu. Balans ayarı da, ABD’ye toplantıya gittik. Kofi Annan’la görüşmek istedim. Kofi Annan, Silahlı Kuvvetleri övdü ve Silahlı Kuvvetler’in Türkiye’de demokrasi için balans olduğunu söyledi. Denge unsuru anlamında. Oradan 28 Şubat’a getirdiler.

-Ankara’da Aczimendi grubu Hacıbayram’da zikir yaptılar. Bizim davaya müdahil olmak için savcılığa dilekçe vermek istediler. Bunlara izin verilmedi.

-Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı semboldüler. Darbe araştırma komisyonuna çağırmadılar. Bugünkü gibi… Çağırırlarsa bunların askerle ilgisi olmadığı açığa çıkacak.

-(Batı çalışma grubu) Silahlı Kuvvetler karşılaştığı olaylarla ilgili çalışma grupları oluşturur. PKK ilk çıktığında güven çalışma grubu oluşturuluyor. Bu sonra İç Güvenlik Harekat Dairesi’ne dönüştürülüyor
-28 Şubat’ta görüşülen MGK’de irtica da PKK gibi bir iç tehdittir kararı alındıktan sonra TSK keni içinde biz de bunu takip edelim diyor. İç Güvenlik Harekat Dairesi’ne veriyorlar. Burası PKK ile uğraşıyor zaten başka grup oluşturalım diyorlar. Batı Çalışma Grubu oluşturuluyor. Benim adım burada geçiyor ama hiç görev almadım ve gitmedim ama görev alsaydım giderdim. İrtica ile ilgili bilgiler buraya geliyordu. Burada bilgiler tasnif edilip komuta katına iletiliyordu.”