Doğumda alınan kilolar, dengeli ve sağlıklı beslenme programı ve bebeğin düzenli emzirilmesiyle verilebiliyor.
Uzman Diyetisyen Mehtap Ersin Bayrak,
emzirme döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin anne sütünün besin değerini ve süt miktarını arttırdığını, annenin vitamin, mineral ve besin elementleri depolarına zarar vermeden sağlıklı beslenmesini sağladığını söyledi. Dengeli ve sağlıklı beslenmeyle annenin ideal kilosuna ulaştığını, bebeğin de en sağlıklı beslenme şekli olan anne sütüyle beslenebildiğini belirten Bayrak, emziren annenin enerji ve besin ögeleri hesaplanırken yaş, boy, kilo,
doğum sıklığı, enfeksiyon sıklığı, beslenme yetersizliğinin varlığı ve derecesi, fiziksel uğraşları gibi etmenlerin enerji harcamasının da hesaplanması gerektiğini ifade etti.
Bayrak, annenin kendisini ve bedenini tamamen ikinci plana atıp, emzirmeye ve bebeğe odaklanmasının da birçok beslenme hatasını beraberinde getirebildiğini vurgulayarak, "Süt miktarının artması düşüncesiyle şeker ve yağ içeriği zengin, yüksek enerji içeren yiyecekler ya da sağlıklı, ancak fazla miktarda yiyecek tüketilmesi,
doğum kilolarının üzerine
kilo alımına neden olabilir. Sonuçta her şeye rağmen süt üretimi de azalabilir. Başarılı bir
emzirme bebeğe günde 20-30 gram
kilo kazanımı sağlar" dedi.
Bayrak, gebelik öncesi vücut ağırlığına dönmenin 6 ay ya da daha fazla sürebildiğini belirterek, "Kişi gebelik döneminde önerilenden fazla
kilo almışsa her ay 2
kilo kaybetmek normaldir. Bu
kilo kaybı ağır diyetlerle değil, emzirerek ve dengeli beslenerek sağlanmalıdır" diye konuştu. Emziren annelerin, hızlı
kilo verdirdiğini iddia eden standart ve düşük kalorili zayıflama diyetlerinden uzak durmaları gerektiğinin altını çizen Bayrak, şöyle devam etti: "Ancak unlu, yağlı ve şekerli besinleri aşırı yememeye dikkat edilmeli. Bebeklerini emziriyorlarsa harcadıkları enerji nedeniyle eski formlarına daha kolay dönebilirler.
Anne bebeğini emzirmeye devam ettikçe, süt üretimi artar ve buna bağlı olarak harcadığı enerji miktarında da artış olur. Diyetin sağladığı enerjinin yüzde 80 oranında süt enerjisine dönüştüğü kabul edilmektedir. Sağlıklı bir annenin günde ortalama 700-800 ml süt salgıladığı esas alındığında emziklilik döneminde günlük enerji gereksinmesine 750
kilo kalori ek yapılmalı. Bu miktarın 500
kilo kalorisi annenin yediklerinden, 250
kilo kalorisi ise gebelikte kazanılan depolardan karşılanır. Annenin kendi dokularının korunması, sütle bebeğe geçen proteinin bebeğin doku oluşumu için kullanılması amacıyla yeterli ve kaliteli protein tüketmelidir. Her gün 1 adet yumurta ve 100-150 gram yağsız et (tavuk, balık, hindi veya 1 porsiyon kurubaklagil) yemeği tüketilmesi önerilir. Balık tüketimi haftada ortalama 2 kez olmalıdır."
Bayrak, hamilelik ve emziklilik dönemlerinde sık karşılaşılan sorunun da demir eksikliği olduğunu vurgulayarak, "Anne sütüyle bebeğe geçen demir de bebeğin demir depolarının dolması ve kan yapımında kullanılması açısından önemlidir. Et ve et ürünleri, balık, yumurta, kuru meyveler, kuruyemişler, kuru fasulye, nohut, mercimek demir içeriği yüksek gıdalardır, günlük beslenmede düzenli tüketilmelidir. Pekmez kan yapıcıdır, şeker boş enerji kaynağıdır. Şeker yerine pekmez yenmesi kansızlığı önler" diye konuştu.
Bu dönemde demirin emilimini azaltan çay ve kahvenin de yemeklerle birlikte içilmemesi, demirin emiliminin arttırılması için C vitamini içeriği zengin portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşil biber gibi besinlerle beraber tüketilmesi gerektiğini anlatan Bayrak, çayın kuşluk, ikindi gibi öğün aralarında, yani yemek yendikten 1-2 saat sonra açık olarak içilmesi, çaylara limon limon suyu eklenmesi, içecek olarak ıhlamur, nane, papatya, kuşburnu gibi bitki çaylarının tercih edilmesi gerektiğini söyledi.
Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalı
Bayrak’ın verdiği bilgiye göre, bu dönemde annenin, kalsiyumdan zengin süt, yoğurt ve peynir gibi yiyecekleri, önerilen miktarlarda düzenli tüketmesi gerekiyor. Emziklilik döneminde 1000-1200 mg kalsiyum annenin günlük diyetine 1 su bardağı süt, kalsiyumla zenginleştirilmiş süt veya yoğurt, 1 kibrit kutusu kadar peynir (30 gram) koyu yeşil yapraklı sebzelerin eklenmesi ile karşılanabiliyor. Kuru meyveler ve kuru yemişlerin de tüketilmesi gerekiyor. Her gün 1 yumurta ve 1 porsiyon sebze yemeği veya kurubaklagil yenilmesi, kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur karışımı yemekler, C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle tüketilmesi öneriliyor. Vitaminlerden zengin sebze ve meyvelerin diyette her öğün olmasına özen gösterilmesi isteniyor.
Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi içeren diğer hazır besinlerin mümkün olduğu kadar az yenilmesi, margarin ve tereyağının tüketilmemesi, zeytinyağı, mısırözü, soya, ayçiçek yağının kullanılması gerekiyor. Ayrıca çok fazla yağ içeren pasta, kaymak, yağlı tatlıların tüketilmemesi, yemeklerin sıvı yağ konularak pişirilmesi veya ızgara, buğulama, haşlama yöntemlerinin kullanılması tavsiye ediliyor. D vitamini açısından emziren annelerin güneşlenmesi de öneriliyor. Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılması, sebzelerin, makarna ve eriştenin haşlama sularının dökülmemesi isteniyor.
Emziklilikte su metabolizması da artıyor. Alınan su süt salgılanmasıyla, metabolik su ise artan yiyecek alımıyla yükseliyor. Süt miktarının değişmemesi için annenin sıvı alımını arttırması gerekiyor. Günlük alınan toplam sıvı miktarının yaklaşık 3 litre olması gerekiyor. Bu miktar pratik ölçülerle 12 su bardağı su, süt, ayran, hoşaf, komposto, limonata, şerbet, meyve suları şeklinde öneriliyor. Sigara ve alkol kullanılmaması, vitamin tabletlerinin doktora danışılmadan tüketilmemesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Emzirme süresince bebeğin hep memede olması, emerken uykuya dalması emzirmenin iyi gittiğinin işareti olarak gösteriliyor.