Erdoğan: Gerekiyorsa İncirlik'i de, Kürecik'i de kapatırız
![Erdoğan: Gerekiyorsa İncirlik'i de, Kürecik'i de kapatırız Erdoğan: Gerekiyorsa İncirlik'i de, Kürecik'i de kapatırız](https://www.istanbulgercegi.com/uploaded/bilgilendirme/2019/buyuk/erdogan-gerekiyorsa-incirliki-de-kureciki-de-kapat-1576476026.jpg)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Senatosunun 1915 kararı ile ilgili, "Yeri geldiği zaman otururuz bütün heyetlerimizle beraber, kapatılması gerekiyorsa İncirlik'i de kapatırız, Kürecik'i de kapatırız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özel bir televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayez Al Sarraj ile yaptığı görüşme ile ilgili, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın da yer aldığı görüşmede Libya'daki son durumu değerlendirdiklerini söyledi.
Yaptıkları çalışmalarda özellikle Libya'ya yönelik uluslararası hukuktan kaynaklanan hakların kullanılması noktasında kısa bir süre önce bir mutabakat muhtırası imzalandığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunlardan biri deniz yetki alanlarının sınırlandırılması diğeri de güvenlik ve askeri iş birliğiyle ilgiliydi. Deniz yetki alanlarıyla ilgili imzaladığımız mutabakat muhtırası, TBMM tarafından onaylandı. BM'ye de tescil edilmesi için bildirimde bulunduk, süreç hızla ilerliyor. Şimdi de güvenlik ve askeri iş birliği anlaşması ayrıca Meclisimize sunuldu. O da Meclisimiz onayladıktan sonra yürürlüğe girecektir."
Erdoğan, Türkiye'nin Libya'ya asker gönderme ihtimali konusunda ise "Böyle bir davet, böyle bir talep Libya tarafından Türkiye'ye gelecek olursa nasıl bir inisiyatif üstleneceğimize dair, ülkemiz bunun kararını verecektir. Libya'ya her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu daha önce de söyledim. Uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli adımları atarız. " dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, ABD'nin İncirlik ve Kürecik'teki üslerine ilişkin söylediği sözler hatırlatılarak, bu konuda ne düşündüğünün sorulması üzerine Erdoğan şöyle devam etti:
"ABD Kongresini, ilişkilerimizin özüyle ilgili olmayan meseleleri iç siyaset malzemesi yapmaya son vermeye, müttefiklik ve ortaklık ilişkilerimize yakışır şekilde hareket etmeye davet ediyoruz. Yönetimden beklentimiz ise ilişkilerimize daha fazla zarar verebilecek adımların önlenmesi için gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasıdır."
Ermeni meselesiyle ilgili, ABD'deki yetkililerin konuyu tam olarak bilmediğini aktaran Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Sözde Ermeni soykırımı konusunda bunları bütün oradaki yetkililere anlattığımız zaman bazıları bakıyorum konuya hakim değiller. Biz, 1 milyonun üzerindeki belgeyi, şu anda Silahlı Kuvvetlerimizin elindeki belgeyi, orada arşivlerimizdeki belgeyi açıyoruz, 'Buyurun' diyoruz. Gelsin tarihçiler, hukukçular bunları incelesin. Peki Amerika'da var mı?
Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili belgelerin ve tarihçilerin araştırmalarının önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan "Burada hiçbir belge ortaya koyamayanların söyleyecek bir sözü yoktur. Çıkıp karar almışlar, alsanız ne yazar? Bu aldığınız kararların bir kıymetiharbiyesi yok. Çünkü bu kararlarınız sizin tamamen siyasidir, hukuka uygun hiçbir yanı yok. Hukuka uygun yanı olmadığına göre, bunları bizim zaten kabul etmemiz de mümkün değil." dedi.
Cumhurbaşkanı "Kürecik ve İncirlik kapatılabilir mi?" sorusuna , şu yanıtı verdi:
"Yeri geldiği zaman otururuz, bütün heyetlerimizle beraber kapatılması gerekiyorsa İncirlik'i de kapatırız, kapatılması gerekiyorsa Kürecik'i de kapatırız. Bütün mesele, eğer karşımıza bizim yaptırımlar gibi tedbirlerin hayata geçirilmesi durumunda, biz de bunlara mütekabiliyet çerçevesinde gereken cevabı veririz. ABD'nin ilişkilerimizde tamiri mümkün olmayan adımlar atmaması her iki taraf için de çok önemlidir."
Erdoğan'ın açıklamalarından diğer bazı başlıklar şöyle:
"-Barış Pınarı Harekatı'nda Resulayn ve Tel Abyad önemlidir. Bu alanda bizim kontrolümüz var. Fakat Irak sınırı batı ucuna kadar 444 kilometre. Bütün bu alanda bir kısmında Rusya, bir kısmında Amerika ile yaptığımız anlaşma var. Bunlar 150 saat 120 saat şeklinde anlaşma yaptık. Maalesef ne Amerika ne Rusya buralardan YPG/PYD'yi buralardan çıkaramadılar. O zaman iş başa düşüyor, o zaman ne yapıyoruz göbeğimizi kendimiz keseceğiz dedik. 90 günde bütün teröristleri çıkartacağız dediler, çıkartamadılar. Hala o terör örgütleri. Oradaki aşiretler bizden sürekli yardım istiyorlar. Deyrizor'da petrol kuyuları var. Ama bu Deyrizor'un petrol kuyularını PYD-YPG terör örgütleri buranın petrolünü alıp, alıp rejime sattılar. Bu petrolün kalitesi de yok. Çok daha ilginci, Kamışlı'da da petrol var. Oranın petrolünü de Rusya ile rejim. Deyrizor'u Amerika ile YPG-PYD beraber şu anda.
-Biz dedik ki, buradaki petrolü satalım, buradan elde edeceğimiz gelirle güvenli bölgeyi yapalım. Biz bu işin müteahhitliğini yaparız. Plan, proje çalışmalarını yaptık. Hepsi hazır. Biz buraları sıfırdan inşa edelim ve şu anda mültecileri bu güvenli bölgeye yerleştirelim. Buranın güvenlik noktasında da daha önce sayın Trump, ondan önce sayın Obama 'biz bunların güvenliğini sağlarız' diyorlardı. Şu anda aynı görevi biz de üstlenebiliriz. Bu güvenliği hallettikten sonra bizde toplamda 4 milyon insan var. Bu insanların 350 bini Kürt. 3,5 milyonu Arap. Arada 150 civarında da Arami, Keldani, Ezidi var. Bunların hepsini kendi topraklarına, evlerine yerleştirelim. İnanın hiçbir şey çıkmıyor. 'Petrolü çok severim' tamam da bu insanları niye sevmiyorsunuz.
-Bir gece ansızın gelebiliriz sözünü her zaman duyacaksınız. Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığı tamdır. 4 milyon insana bakıyorsunuz, okutuyorsunuz, sağlığıyla ilgileniyorsunuz. Oralarda gözeler varmış. Sınır bölgelerinde. Aynel Arab, Rasulayn'da. Bundan dolayı bunun adını Barış Pınarı koyalım dedik. İnşallah bu Barış Pınarı noktasında kararlılıkla mücadelemizi sürdürürüz. Çok uzun süre olmasa dahi burada eninde sonunda neticeye varırız.
-Sevdam dediğim bu şehir hastaneleri meselesi yurt dışı seyahatlerimde, belediye başkanlığım döneminde bazı gördüğüm örneklerden kaynaklanıyordu. Onlar geri gitti biz sıçramayı yaptık öne çıktık. İlham kaynağımız Kanuni Sultan Süleyman'ın 'olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi' diyor ya, o. Bir devleti-i aliyeyi Osmaniye'yi sağlıklı nefese feda edecek kadar bu işe önem vermiş. Bunu milli bütçeden mi yapalım, yoksa bu konuyla ilgili olarak yap-işlet-devret anlayışıyla mı yapalım dedik. Önceleri adımı yap işlet devret şeklinde adımı attık. Hedef önce büyükşehirler olsun dedik. Şu anda inşaatların bir kısmı bitti. Bir kısmının da şu anda inşaatları devam ediyor. Ankara'da Bilkent bitti, Etlik bitmek üzere. İstanbulumuzda çok daha büyük hastane olarak İkitelli tarafında orası hızla devam ediyor. Şimdi orada bir tane de Samandıra'da yapılacak olan Anadolu yakasının hastanesi var ki, çok çok büyük hastane olacak. Biz insanımızı özellikle müracaatını yapıyorsun 7-8 ay sonraya gün alıyorsun, böyle zamanlar yaşadık, artık millet bu durumları yaşamasın istiyoruz. Vatandaş şu hastanelerimizde 'Allah devletimizden razı olsun' derse biz rahatlarız. Eksiklerimiz olabilir, ayrı konu.
-Şu anda yapılacak olan hastanelerle Türkiye farklı bir yöne gidiyor. Amerika, Avrupa bu işi başaramadı. Şu anda biz bazı ilaçları ücretsiz verir hale geldik. Geçenlerde başları birbirine yapışık, anne, baba feryat ediyor. Sonra ben doktor arkadaşlarıma söyledim, bakan arkadaşıma söyledim, öyle ilginç bir şey ki, İngiltere'de bir Hintli Müslüman doktor bu işlerde mahirmiş. Biz tabii ona ulaştık. Ameliyatı yapmış. Onun bedelini de bir armatör karşılamış. 1 milyon paundun üzerinde bir rakam. Bu olay başımıza gelince yardımda bulunacak kişi çıksa da çıkmasa da bakan arkadaşlarımıza, doktorlarımıza dedim ki, 'gerekirse devlet olarak gireriz, anne ve baba evet derse operasyonu yaptıralım'. Sonra o armatörün ortağı bu fakiri de çok seviyormuş, onu da ben karşılayacağım dedi. 1 milyon paundun üzerinde. O da onu üstlendi. Şu anda ameliyatın ilk etabı yapıldı. İnşallah Ocak'ın 14-15'inde ikinci etabı ve diğer serileri yapılacak. Şu anda bakanımız, doktor arkadaşlar İngiltere ile irtibat halindeler. Geçen babasıyla görüştüm, baktım mutlu.
-Türkiye'de havalimanını yaptık. Berlin Havalimanı 17 yıl olmuş hala bitirilemedi. Berlin kendi içinde şu tartışmayı yapıyor, Türk müteahhitlere verin de bitirilsin. Burası çok farklı proje. Dünyadaki bütün kanalları incelettik. Suveyş, Cebelitarık. Boğaz bizim için bir defa hukuki haklarımızı bile rahat kullanamadığımız bir hattır. Boğazda çevre noktasında her an her türlü bir sıkıntı yaşabilir miyiz? Selimiye'nin önünde Indepententa olayını yaşadık. Orada tanker yandı. Zaman zaman yalılarımıza çarpan büyük tankerler, gemiler oldu. Bir defa bizim Boğaz'ı bundan kurtarmamız lazım. Öyle bir kanal yapalım ki, İstanbulumuza yeni güzellik katsın. Çevreci bir kanal olsun. Burası bizim kontrolümüz altında olan bir kanal olsun. Şu anda birilerini rahatsız ediyor. Bunların bu ülkede dikili ağaçları yok. Böyle güzellikler olduğu zaman dayanamıyorlar. Biz inşallah burayı yapacağız. Eğer yap işlet devretle müşteri bulduk, bulduk. Aksi takdirde biz burayı milli mütçemizle yapacağız. İhaleyi yapıp adımı atacağız. Farklı ülkelerle görüşmeler var. Yapılması en az 6-7 yılı bulur. Farklı, müstesna güzelliklere sahip, dünyada adından bahsettirecek olan proje. 42 kilometre Karadeniz'i Marmaray'a bağlayacak."
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları