Gazeteci-Yazar Mehmet Ali Güller: Birleşmiş Milletler'de IŞİD dosyası, ABD'nin elinde Zarrab dosyası var. Erdoğan iki dosya arasında sıkışmış durumda. Erdoğan iki dosyanın sahibinin çatışması içinde kendine alan bulmaya çalışıyor.
Gazeteci-Yazar Mehmet Ali Güller, Can Ataklı'nın Yazıişleri programına katıldı. Güller, "Birleşmiş Milletler'de IŞİD dosyası, ABD'nin elinde Zarrab dosyası var. Erdoğan iki dosya arasında sıkışmış durumda. Erdoğan iki dosyanın sahibinin çatışması içinde kendine alan bulmaya çalışıyor" dedi.
Güller, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın Necip Fazıl ve Abdullah Gül'le birlikte çekilmiş fotoğraflarının ortaya çıkmasına ilişkin olarak, "Bu fotoğraflar 45 gündür medyanın elinde bir türlü kullanmıyorlardı. Buraları farklı okumak lazım. 45 gün önce medyaya ulaştırılmış, demek ki o zaman yayınlanmasında çıkar bulunmuş ama yayınlanmamış. 45 gün önce referandum sürecini yaşıyorduk. Onla mı ilgiliydi?" dedi.
Güller'in açıklamaları şöyle:
"IŞİD meselesi ortaya çıktığında Obama IŞİD stratejisi yayınlamıştı. Stratejinin esası IŞİD'in sahip olduğu topraklarda IŞİD püskürtülürken yerine kimin geçeceğiydi. Irak'ta bir anda Kerkük meselesi Barzani lehine çözüme doğru evrilmiş oldu. Suriye'de de IŞİD'den boşalan alanlara PYD güçleri alan kontrolü yapacaktı.
-Türkiye'nin kendisine yönelik teröre karşılık vermesi hakkıdır. Bunun Türkiye lehine bir yararlı sonuca yönelip yönelemeyeceği meselesidir. Irak'ta Barzani'ye kurdurulmaya çalışılan Kürt devletine karşı çıka çıka kendimiz Kürdistan'ın mimarı olduk. Türk hükümetinin bölgedeki en önemli müttefiki Barzani ailesi. Bağdat'la aramız problemli. Bağdat'a karşı Ankara ve Barzani ittifak yapıyor. Benzerini Suriye'de yaşıyoruz. Suriye'de Suriye Kürdistan'ına karşı çıkıyoruz. Bunu da Irak'taki gibi yürütürsek benzer sorunlarla karşılaşacağız. Türkiye'nin komşularıyla anlaşarak sorunlarını çözmesi gerekir. Terör 1984'ten 1991'e kadar bir Türkiye sorunuydu. ABD bölgeye gelince sorun bölgeselleşti. Suriye'yle birlikte masaya Rusya geldi, Fransa, İngiltere kuvvetlerinin olması sorunu uluslararasına taşıdı. Türkiye bu meseleyi Şam, Bağdat ve Tahran'la dayanışarak yürütmeli. Birlikte çözüm bulmamız gereken kuvvetlerle yan yana durmamız gerekirken bu kuvvetlerin neredeyse üçüne karşı da bir politika geliştiriyorsak sorunu çözemiyoruz. Hem Esad'a karşı olup hem Suriye Kürdistanı'na karşı yararlı bir mücadele yürütemezsiniz.
-AKP'nin bir ajandası var. AKP kuvvet topladıktan sonra işi şuraya götürmeye çalıştı: Biz Kürtlerle genişleyeceğiz. Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyini kontrol edeceğiz. Mısır'da İhvan oldu, Suriye'de de Esad'ı buna mecbur edeceğiz, görüşmelerini yaptılar. İçeride de açılım yapıyoruz, bu işi kotarıyoruz dediler. Ama işler yürümedi. 2 nedenle yürümedi. Başkanlıkta ittifak kurduğunuz MHP'yle bir araya gelemiyorsunuz. Dışarıda da bu olmadı. Rusya 2013'ten sonra silahla sahaya girince durum çok değişti. Rusya sahaya girince Kürtleri de güderim, Suriye ve Irak'ın kuzeyini de alarak genişlerim, yolumu başkanlığa da açarım stratejisi mümkün olmadı. Zarrab ve IŞİD dosyalarının iki süper gücün elinde olması böyle de bir durum yaratıyor. Birleşmiş Milletler'de IŞİD dosyası, ABD'nin elinde Zarrab dosyası var. Erdoğan iki dosya arasında sıkışmış durumda. Erdoğan iki dosyanın sahibinin çatışması içinde kendine alan bulmaya çalışıyor. Erdoğan 'ey Amerika benden yana mısın, PKK'den yana mısın?' dediği müddetçe bu iş terör örgütü militanlarıyla yapacağı işi Soros'un 'en iyi aracınızdır' dediği mehmetçikle yapmasına doğru evrilebilir ki bundan daha felaket bir senaryo yoktur.
-Bu referandumu kaybetmediğimiz halde kabullendik ve kaybetmiş gibi davranıyoruz ve 2019'da kim aday olacak tartışmasına başladık. Bu mizahtır. YSK'ye on binlerce insan dilekçeyle başvurdu. O kitleye kumanda edecek kurmay sahaya inemedi. Yenildiğini kabul etmeyen koca bir kitle sahipsiz vaziyette.
-Sistem koalisyonları önleyecek diyorlardı. Asıl koalisyon dönemleri şimdi başlıyor.
-(Hulusi Akar'ın Necip Fazıl Kısakürek ve Abdullah Gül ile birlikte fotoğrafları) Bu fotoğraflar 45 gündür medyanın elinde bir türlü kullanmıyorlardı. Buraları farklı okumak lazım. 45 gün önce medyaya ulaştırılmış, demek ki o zaman yayınlanmasında çıkar bulunmuş ama yayınlanmamış. 45 gün önce referandum sürecini yaşıyorduk. Onla mı ilgiliydi?
-15 Temmuz henüz aydınlanmış bir mesele değildir. Hulusi Akar ve Hakan Fidan'ın Meclis'e açıklaması yok. Hulusi Akar'ın 15 Temmuz'dan sonra hiçbir genelkurmay başkanının yapmadığı şekilde hükümetin isteği doğrultusunda köprü açılışına gitmesinden nikah şahidi olmasına kadarki duruma düşürülmesi akla başka sorular getiriyor. Cumhurbaşkanı (darbe girişimini) 'eniştemden öğrendim' dedi. Bu darbeyi öğleden sonra bilenler neden hala görevde? Tayyip Erdoğan MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı tarafından bilgilendirilmeseydi ertesi gün ikisini de görevden alırdı. Ya o da biliyordu ya da bunu başka bir amacın payandası yapmak için taktik belirledi. Başkanlıktan önce batının istediği temel iki şey oldu. Jandarma Genel Komutanlığının TSK bünyesinde olmasına ABD, NATO hep karşıydı. İçişlerine bağlanması 12 Eylül'den beri gündemindeydi. TSK; hastanesi, okulu, mahkemesiyle bir bütün. Askeri yargı kalktı, hastaneleri Abdülhamit hastanesi deyip kopardınız, askeri liseyi kapattınız, harp okulunu tuhaf bir üniversiteye dönüştürdünüz. Darbe olsaydı da bunlar olacaktı. Eniştemden öğrendim diyen Erdoğan 'öğleden sonradan beri bir hareketlilik vardı' dedi. 11 Temmuz'da Cumhurbaşkanının Okluk Koyu'ndaki teknelerinin hepsinin gerekçe gösterilmeden koydan çıkarıldığı haber var. Tuhaf, orada bir plan var. Niye çıkarıldılar? MİT Müsteşarı 'MİT'e yönelikti, darbe değil diye bildirdik' diyor. (Hakan Fidan için) Cumhurbaşkanlığı koruma müdürünü arıyorsun 'karadan, denizden, havadan gelecek tehdide karşı savunmanız var mı?' diyorsun. Koruma amiri bunu Cumhurbaşkanına söylememiş olabilir mi? Hani enişte nerede? Yok. (Askeriyede) 15'inde olması gereken diploma töreni var, 14'üne alıyorlar. Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı saat 23.00'a kadar görüşme yapıyorlar. Zekai Aksakallı, 'TSK'de uygulama vardır. Kriz durumlarında kışlayı boşaltmayın kararı verilmiş olsaydı darbe ortaya çıkardı' dedi. Neden bu emir verilmedi? Bunların açığa çıkarılması için muhalefetin buna odaklanması lazım."