CHP Karşıyaka Belediye Başkan adayı kim olmalı? Anketinde birinci olan Levent Eyipişiren Ege Politik'e röportaj verdi...
CHP Karşıyaka Belediye Başkan adayı kim olmalı? Anketinde birinci olan Levent Eyipişiren Ege Politik'e röportaj verdi...
1. CHP sizin için ne anlam ifade ediyor?
CHP benim bir birey olarak topluma, ülkeme karşı sorumluluklarımı yerime getirebilmem için en saygın ve köklü, parçası olmakla övünebileceğim kurumdur. CHP üyesi olmak başlı başına statüsel sorumluluklar ve kişisel yetkinlikler tarif eder ve yükler insana: Dürüst, insanlara saygı duyan, çevresinde saygı uyandıran, mesleğinde yetkin, eğitimli, kültürlü, toplumun çıkarlarına duyarlı, ezilen ve sömürülenin yanında yer alan, partisinin tarihsel kökleriyle övünen, Atatürkçü, laik, demokrat, vatansever, çalışkan. Yani bir CHP’li aile yaşamı, sosyal hayatı, işi ve toplumsal ilişkilerinin tümünde örnek olmalıdır. Bir benzetme yapmak gerekirse; Sağ siyasetçilerin gömleği gridir, leke kaldırır, ama CHP’lilerin beyazdır ve en ufak leke göze batar, hemen dikkat çeker ve yıkansa da izi kalır. İdealini tarif ettiğimiz sosyaldemokrat toplum yaşamı ve devlet düzenine uygun yaşamak en birinci görevidir her CHP’linin.
2. CHP İzmir’deki siyasi başarısını sürdürmesi ve kalıcı kılması için neler yapmalı?
Sayın genel başkanla da görüşmelerimizde mutabık kaldığımız değerlendirmemi sizinle de paylaşmakta yanlış görmüyorum: CHP, İzmir’de yerel iktidar olmanın sonucu olarak parti içi ve dışında siyasi mücadeleyi daha yüzeysel ve akışına bırakmış olarak sürdürüyor. Yani yüksek oyların kendi doğallığı içinde gelmesinden dolayı rehavete kapılmışız. Bu, çok daha yüksek oyları almaktan da alıkoyan bir atalet yaratmış. Bunu Milletvekili adaylığı çalışmalarımda bizzat yaşadım. İzmir’de herkes her iki seçim bölgesinde de 9ar Milletvekili çıkaracağımızı söylerken ama buna uygun bir strateji dahilinde çalışma yapılmazken ben daha adayların açıklandığı Parti Meclisi toplantısında bu liste dizgisi ve bu aday profili ile 1.bölgede 6, 2.bölgede 7 Milletvekili çıkaracağımızı ifade etmiş ve iddia etmiştim.
PM üyesi ve Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Danışmanı olduğum dönemde çok sayıda örgütümüzü gezdim ve denetledim. Bırakın Belediyeyi, bir Belediye Meclis Üyesi yada İl Genel Meclis Üyesi dahi olmayan illerdeki politizasyonun yüksekliği, parti yöneticilerinin özverili çalışmaları ve ülke siyasetini okuma yetenekleri beni hep çok şaşırtmış hem de partiye bağlılıkları açısından yüreklendirmiştir. Bunları gördüğümde CHP’nin neden bir ulu çınar gibi ayakta durduğuna daha çok inandım.
Özür dileyerek söylüyorum; İzmir’de siyasetin göreceli olarak sığlığı ister istemez siyasi aktiviteyi Büyükşehir ve ilçe Belediyelerinin performansına yıkmış. Bu da Başkanları gereksiz yere yıpratma sürecine dâhil etmektedir. Oysa belirleyici olan il ve ilçe örgütleri olsa hem siyaset, belediyelerin vesayetinden kurtulmuş olur, hem de parti örgütleri halk adına belediyeleri daha doğru denetler ve yönlendirir. İzmir örgütümüzde bu zaafiyeti fark etmekteyim. Büyükşehir Belediye Başkanı hem yaptığı icraatları nedeniyle siyasi iktidarın baskısına ve eleştirisine maruz kalmakta hem de yukarıda değindiğim nedenlerle örgüt işlerine “gövdesini koyarcasına” müdahil olduğundan örgüt eleştirilerine hedef olmaktadır.
İzmir’de Yerel yönetimlerde iktidar olmak, neredeyse tüm belediyelerin CHP’li olması, ülke siyasetine odaklanmayı önleyerek, partiyi yerel kaygılar üzerinden tarife itiyor. Defalarca ifade ettiğim üzere Süleyman Genç ve Yüksel Çakmur’dan başka İzmir siyasetinin halen parti geneline damgasını vuracak siyasetçi çıkaramaması da bu tarif ettiğim yerel kısırlığın bir sonucudur. Oysa iktidar olduğumuzda Devlet bürokrasisini ve Bakanlık görevlilerini teslim edebileceğimiz önemli kadroları bile bu güne dek İzmir Belediye bürokrasisinde yetiştirmiş olmamız gerekirdi.
İzmir’in CHP’nin değil, demokrasinin, laikliğin, çağdaş yaşamın kalesi olduğu aklımızdan çıkmamalıdır. Yani siyasi yelpazemizde liberal, gerçekten demokrat ve çağdaş yaşamın özgürlükleri açısından tehditkâr olmayan bir sağ parti belirse, CHP İzmir’de bu kadar rahat olamaz. Bunu aşabilmek için ilçe Belediyeleri ile gerçek anlamda uyumlu ve sürekli sağlıklı iletişim içinde çalışan Büyükşehir Belediyesi ile bir bütün olarak bir yerel iktidar mekanizması kurulmalıdır.
3. CHP İzmir İl Başkanı seçilseydiniz sizin siyasi farklılıklarınız neler olurdu?
• En önemli farkım, hiçbir yere aday olmaksızın 3 seçim yönetme iddiamı korumak olacaktı. Yani İl Yönetim Kurulumuzla beraber kısa ve orta vadeli hedeflerimizi koyup, yönetimi bozmadan liderlik zafiyetine maruz bırakmadan hedefe kitlenebilecektik. Ancak kongre kürsüsünde aynı iddiayı sergilemiş olsa da seçilen İl Başkanımız henüz 2 ay geçmeden Karşıyaka Belediye Başkanlığı hedefini ifade ederek çok büyük bir yönetsel hata yapmış ve orta vade hedefi koyamaz, koyduğu hedefe örgütü inandıramaz ve uygulama planı çıkaramaz hale gelmiştir.
• PM üyeliğim sırasında üzerinde çalıştığım, Sayın Genel Başkanın da uygun gördüğü, beğendiği bir örgütlenme modelimiz vardı. Güzelbahçe, Çiğli, Karşıyaka’da birer mahalle üzerinde de simule edilen ancak İzmir geneline yayma, kongreye kazanarak uygulama şansı bulamadığım sokak-sokak, ev-ev geliştirdiğim seçmen ve partili bilgileri ile alınan oyların işlendiği ve bunun üzerinden analitik yaklaşımla siyasi saha çalışması stratejisi geliştirilen örgütlenme modelini devreye sokacaktım. İlçe ve il yönetimlerinde tüzük düzenlemesi ile bilgisayar kullanabilen bir üyenin yer alması sosyal medya kullanım yeteneğini geliştirmek yanı sıra bu modeli kullanabilmek için yer almıştı. Aynı şekilde mahalle temsilciliklerini muhtarlar gibi belirli bir yeri olan acenteler şeklinde işlevsel hale getirecektik, ancak olmadı.
• Partinin tüm adaylarının önseçim ile belirlenmesi için Parti Meclisi üyeliğim sırasında ve tüzük kurultaylarında da verdiğim kavgayı, İzmir’de hayata geçirecektik. Böylelikle örgüt ayağa düşmeyecek, şaha kalkacaktı. Ama şimdi Belediye Başkanlarının belirlenmesinde AKP tarzı yoklama-temayül gibi uyutmaca yöntemlerin dile getirilmesi örgütü üzmüş, Sayın Kılıçdaroğlu’ndan sağlaması beklenen ve sözünü verdiği parti içi demokrasiye dair hayal kırıklığı yaratmıştır. İşin en şaşırtıcı yanı ise, kendileri Üniversite öğrenciliği için geldiklerinde İzmir’le tanışan siyasilerin, Akhisar’lı olup ilkokul ve Anadolu Lisesi’ni İzmir’de bitiren, sadece Üniversite öğrenimi (ODTÜ) için vede sadece son 3 yıldır üst düzey profesyonel yöneticilik için İstanbul’da yaşayan beni ithal sunma samimiyetsizlikleridir. İzmir’de İzmir dışından aday istemeyenler, asıl Milletvekili adaylarının belirlenmesinde Parti Meclisi’nde kendi siyasi iradelerini temsil eden üyeler aracılığı tek önseçim oyu kullanan bana destek vermeliydiler. Milletvekili adaylarının belirlenmesinde kendi arkadaş grupları seçilecek sıralarda yer alsın da varsın önseçim olmasın diyenler, ne bana ne başkasına ithal diyemezler! Kaldı ki bunu diyen yerel siyasetçiler o kente son 1 yada 10 yıl içinde göç eden seçmene de mi ithal diyeceklerdir. Siyasette edilen sözün değeceği dağı hesap etmek zorundasınız, yoksa gelir sizi yıllar sonra bulur hesap sorar.
• Yerel siyaseti hâkim olan ve CHP’yi İzmir’de küçülten arkadaş grubuna, arkadaşlık dar kadroculuğuna hapsetmeyecek, önseçim ile tabana yayacak, herkesin özgür ve liyakata dayalı rekabet hakkını verecek, adamcılığı değil parti emeği ve fikirsel mücadeleyi öne çıkaracaktık.
• Görevi olan, sahada ne çalışma yapması gerektiğini bilen, bunun için eğitilmiş, görevlerinin takibi yapılan ve çalıştığında önseçim imkânı ile yükselebileceğini bilerek çalışan, mutlu ve umutlu üyelik yapılanmasını sağlayacaktık.
• Partinin tüm görevlilerini sıfatlarının gereğine yoğunlaşması sağlanacak, çapraz müdahalelere izin verilmeyecekti. Yani parti yönetimleri ile Belediye yönetimleri kendi alanlarına yoğunlaşacak ve birbirinin sorumluluk sahasına müdahale edemeyecek ama partinin oylarının büyümesi için eşgüdüm sağlanacaktı.
• Örgütleri, yönetsel anlamda Belediyelerin ve İl Başkanlığını Büyükşehir’in önüne geçirecektik. Üye kaydı ve ilçe-il seçimlerine açıktan ve tehdit boyutlarında müdahale eden Belediye Başkanları ve Belediye imkânlarını dizginleyecektik. Ama üye yazma ve mahalle sandığını koyma yetkisi olan İlçe başkan ve yönetimlerinin de antidemokratik uygulamalarının önüne geçecektik.
• Yerelde iktidar olmanın gereği tüm Belediyelerimizin çalışmalarının ve AKP’nin kaynak kısıtlamasının seçmen bazında propagandasını örgütleyecektik. Belediye Meclis üyelerinden başlayarak sandık sorumlularına dek inen bir silsile ve üye kapsayıcılığı ile bu çalışmaların seçmene defalarca anlatılmasının örgütlülüğünü sağlayacaktık.
4. CHP Karşıyaka anketinde birinci oldunuz. Gerçekten 5 yıldır Karşıyaka Belediye Başkanı olsaydınız Karşıyaka’ya ne gibi hizmetler yapardınız?
Mikro ölçekte, mahalle mahalle birçok proje üretilebilir ve kaynak bekleyen çok doğru kurgulanmışları da Belediyemizde hazır bekliyor. Partinin adayı kim olursa, Belediyemizin ve ilçe örgütümüzün yeterli ve yaygın projeleri adayın önüne yığılacaktır. Karşıyaka’nın kaynaklarının da doğru kullanıldığını ama asıl sorunun kaynak kıtlığı ve imar plan değişikliklerindeki yavaşlık olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda Karşıyaka Belediyemiz’in ilçe parti örgütünün tüm unsurları ve seçmenleri ile daha sıcak, sahada, birebir ve sürekli bir iletişimi sağlaması çok yararlı olabilirdi.
İlçe Belediyesi yada Büyükşehir’in İlçeye özel projelerinin karar verme, olgunlaştırma ve uygulama süreçlerinde gelişmesi gereken yönetim eksikleri ve eşgüdüm sıkıntılarının kamuoyuna yansıtılmadan çözülebilmesi çok yararlı olurdu.
Karşıyaka’nın fiziki ve görsel olarak Bayraklı ile Çiğli’den ayrılamayacağına inanıyorum. Yani bütünleşik bir planlama ve çok sıkı-sürekli bir eşgüdüm sağlanması şart.
5. CHP Karşıyaka İlçe Teşkilatında yaşanan sıkıntıların sizce sorumlusu kimdir. Çözüm öneriniz ne olurdu?
Sorumlu İl Başkanı ve Yönetimidir. Tüzüğü ve yönetmeliği işleterek kendi içinden istifa eden Başkanının yerine yenisini seçebilecek bir ilçe yönetime parti içi hukuk ihlal edilerek darbe yapılmıştır. Düzenlenen olağanüstü kongrede de tüzüğün ilgili maddesi işletilmeyerek görevden alanın alma gerekçesini, alınanın savunmasını ve adayların adaylık konuşmasını yapmasına izin verilmeden oylamaya geçilmiştir. İl Başkanının Karşıyaka Belediye Başkanlığı hedefi uğruna İzmir’in en büyük ilçesi ve en yüksek oy alan yönetimi böyle kurban edilemezdi. Sıkıntı çok büyüktür, ilçede bir siyasi darbe yapılmasından öte CHP İzmir, hukuku çiğneyen bir il yönetim tarzıyla yönetilmektir.
6. CHP’de iddia edildiği gibi Baykalcılar, Savcılar, Kılıçdaroğlucular, Ulusalcılar gibi ayrımların olduğunu düşünüyor musunuz? Eğer böyle bir şey varsa partiye zarar veriyor mu?
Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na yakın Milletvekilliği yada PM-MYK üyeliği noktalarında siyaset yapan ama siyaset üretemeyen kadrolar, o yakınlığı koruyabilmek için partide halen Baykalcılar, Savcılar gibi suni Genel Başkanlık tehdit unsurları yaratıyor, sözümona onlardan Kemal Bey’i korumak adına yanında yer tutuyorlar. Çok zavallı bir siyaset!
Kişilere dayalı gruplaşmalar bize-sol siyasete yakışmıyor. Bu nedenle partinin gelişimi ve sağlıklı değişimine de yardımcı olabilecek fikirsel tabanı olan birliktelikleri ve kanatlaşma çabalarını destekliyorum. Fikirsel kanat ayrımları partiyi geliştirir ama kişilere bağlı yapılanmalar zarar verir yada zarar vermese de partiyi büyütmez. Biz çalışarak büyümesi ve partiyi yenilemeyi hedeflemeliyiz, yoksa beyaz atlı Prensini beklemek Sol ideolojiye yakışmaz!
7. CHP Karşıyaka’da çok güçlü. Ancak bir o kadar da güçlü adaylar var. Siz Karşıyaka’ya aday olmayı hiç düşündünüz mü?
Ben siyasete, 1991’de SHP Gençlik Kollarına girerek genel merkezde başladım. Siyasi mantığım daha ziyade genel merkez-ülke geneli ölçekli çalışır ve siyasi hedeflerimi de buna yönelik belirledim. Benim için en büyük yerelleşme iddiası İl Başkanlığına adaylığımdı ama ona da tepede izin verilmedi. Daha sonra da Sayın Genel Başkanın da PM üyeliğimi sürdürmemi teşvikine rağmen, ‘her fırsatta her yere aday olan’ profili vermemek için Parti Meclisi üyesiyken Parti Meclisi’ne aday olmayan sanırım tek kişi oldum. Buna karşın eğitimim ve mesleki tecrübem icracı görevlere yatkınlığımı geliştirmiştir.
8. Sizce Karşıyaka’nın en büyük sorunu nedir? Çözüm öneriniz var mı?
Büyükşehirlerin Metropol ilçelerinin altyapısal çok da fazla sıkıntıları artık kalmıyor. Asıl önemli olan o metropole, o kente bir kimlik kazandırmak yada Karşıyaka’da olduğu gibi doğal olarak üzerine işlenmiş kimliğini geliştirmek olabilir. Karşıyaka İzmir’den çıkan ama İzmir’i aşabilecek bir markadır. Bunun üzerine çok emek harcamak ve geliştirmekte yarar görüyorum.
Yeni yapılan opera binası ile desteklenebilecek şekilde, İzmir’de kültür sanat etkinliklerinin merkezi olmak bir iddia halini alabilir.
Karşıyaka, Türkiye’ye örnek olacak şekilde yerel demokrasiyi oturtacak örgütlenmeler sağlayabilir. Dar gelirlilere yönelik el emeği üretimlerini sergileyecek, satacak imkân ve olanakların belediyenin organizatörlüğüyle yürütülebilir. Ayrıca büyük önem taşıyan emekli kesim için kolay ve rahat ulaşıp, zaman geçirebileceği mekânlar sağlanabilir. Hastalık limitine yaklaşmış olanlar için de “huzurevleri” olanakları arttırılabilir. Aynı şekilde özellikle kız öğrenciler için yurt imkânlarına ağırlık verilebilir.
Karşıyaka spor kulübünün orta vadeli bir program ile gelir getirici tesisleşmesi sağlanabilirse, artık asansör takım değil, süper ligin kalıcı bir takımı halini alması sağlanmalıdır.
Başarılı Belediye yönetimimizin tramvay gibi zaten planlar içinde yer alan projeleri ilçenin havasını çok değiştirecektir.
9. Levent Eyipişiren kimdir?
11.07.1972 İzmir doğumluyum. Evli, Nisan 2006 ve Ağustos 2009 doğumlu iki kız çocuğu babasıyım. İzmir Mudafaa-i Hukuk İlkokulu, İzmir 60. Yıl Anadolu Lisesi, ODTÜ; Makine Mühendisliği Bölümü Mezunuyum.
1991-1994 arası öğrencilerin üye olmasının yasak olması nedeni ile resmi kayıt olamadan gençlik komisyonları üyeliği.
1994-2009 Konak-İzmir, 2009 sonrası Karabağlar-İzmir (İlçenin oluşturulması ile)
1.12.2009’dan beri İstanbul’da, enerji ve elektrik üretim, iletim ekipman ve sistemleri üretimi ile otomasyon ve mühendislik alanlarında lider, uluslararası bir firmada çalışmaktayım.
Tesis Yönetimi, Proje Yöneticisi, ISO Yönetim Temsilcisi, 9001 Kalite, 14001 Çevre, 18001 İşgüvenliği, Sanayi Tipi Enerji Yönetcisi, İş Sürekliliği Planı Yöneticisi.
Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği kurumlarında aldığı eğitim ve sorumlulukların gereği olarak, resmi ve özel toplantı, seminer, kurslarda, resmi ve/veya kurumsal temsil görevi üstlendiği ülkeler: Norveç, İsveç, Danimarka, Hollanda, Fransa, Portekiz, Macaristan, Slovakya, Romanya, Bulgaristan, İsviçre, Belçika, Lüksemburg, İngiltere, İrlanda, Avusturya, İtalya ve Amerika Birleşik Devletleri.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın, Amerika’nın 4 eyaletinde 3 hafta süren ‘Dış Politika ve İnsan Hakları’ (American Foreign Policy and Human Rights) konulu “Uluslararası Ziyaretçiler Programı’nın (International Visitors Programme) 2003 yılı katılımcılığı.
“Boru Hatlarının Türkiye’nin Jeopolitiğine Etkileri”- 2000 (Role of Pipelines on Turkey’s Geopolitical Value).
“AB Adayı Ülkeler Arasında Azınlıkların Konumu” – 2001 (Situation of Minorities Among European Union Candidate Countries)
Sosyaldemokrat Halkçı Parti - SHP Gençlik Komisyonları Genel Başkanlığı (1993-94)
Avrupa’nın Azınlıkları STK’sı (Minorities of Europe) kurucu üyeliği ve 3 dönem Genel Başkanlığı. ‘Minorities of Europe’, merkezi Coventry-İngiltere’de bulunan, insan hakları, demokrasi, katılmcılık, AB değerleri üzerine çalışan uluslararası bir STK’dır (www.moe-online.com).
Türkiye Ulusal Gençlik Birliği Genel Sekreterliği (1998),
Cumhuriyet Halk Partisi - CHP Gençlik Kolları Kayyum Başkanlığı (2000)
İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı Gençlik Danışma Kurulu Başkanlığı (01.10.2000-2001)
Avrupa Konseyi, Gençlik-Spor-Kültür Komisyonu Danışma Kurulu üyeliği (2001-2002),
Makine Mühendisleri Odası
Mersin Şubesi Yönetim Kurulu üyeliği, 2004.
İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Yedek Üyeliği ve ‘Yerel Gündem’ Çalışma Komisyonu üyeliği, 2007.
İstanbul şube üyeliği (üyelik transferi ile)
ODTÜ Ege Mezunlar Derneği üyeliği (İstanbul Şubeye taşındı).
34. Dönem CHP Parti Meclisi Üyesi ve Örgülerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Danışmanı.
24. Dönem (son Genel Seçim) İzmir 2. Bölge Milletvekili Adayı.
Son il Kongresinde CHP İzmir İl Başkan Adaylığı.
Ege Politik