Kürt sorununun çözümü için 3 madde gösterdi
Fethullah Gülen yaptığı açıklamada, Kürt sorununun çözümü için 3 madde gösterdi. Gülen, dinin insanları birarada tuttuğuna dikkat çekerek, duanın gücüne sığınılmasını gerektiğini söyledi. "Kardeşlik ruhu yeniden canlandırılmalı" diyen Gülen, vifak (barış) ve ittifak stratejileri oluşturulmalı dedi.
Fethullah Gülen,
www.herkul.org sitesinden yaptığı açıklamada Kürt sorununa illişkin çözüm önerilerinde bulundu.
'Ordu bir avuç eşkıyanın hakkından gelemiyor'
Fethullah Gülen, TSK'yı eleştirerek, "27 Mayıs ihtilalinde kendi milletinin başına binmiş ve 25-30 milyon insanı teslim almıştır. Her on senede bir, binlerce insanı ezmiş, zindanlara atmış, sürgünlere yollamıştır" diyerek, "otuz senedir dağdaki bir avuç şakînin hakkından gelemiyorsun. Bir avuç eşkıyanın hakkından gelin, lokalize edin, kuşatın onları toplum üzerindeki tesirlerini kırın, topluma emniyet ve güven vaad edin, baskı altında dağa gitmelere meydan vermeyin" dedi.
'On sene evvel bile ülkeyi idare edenlerin aklı bu işe ermedi'
"Otuz sene değil, on sene evvel bile ülkeyi idare edenlerin aklı bu işe erseydi ve bunlar bugüne kadar gerektiği ölçüde yapılabilseydi, bugün o problemler kökünden kurutulamasa da en aza indirilmiş olacaktı" diyen Gülen, "Keşke, o bölgeye gönderilen muallimler, dünyanın dört bir tarafına ciddi fedakârlıklarla hicret eden gönüllüler gibi, dönmemek üzere gitselerdi. Keşke o halkın karakterini çok iyi bilen, ciddi bir empati mülahazasıyla onları doğru okuyan vaizler gönderebilseydik. Keşke her köye olmasa bile birkaç tanesine bir sağlık memuru, pratisyen hekim gönderebilseydik de okullardaki sağlık derslerini onlar verseler; hem mesleklerini icra etme yoluyla hem de okuttukları çocuklar vesilesiyle ailelerin içine girseler ve kendilerini ifade etselerdi. Keşke halkı öyle kucaklayabilecek adliyeden insanlar ve mülkiye memurları gönderebilseydik. Keşke evleri teker teker gezip toplumun dertlerini dinleyen ve güvenin teminatı olan emniyet memurları gönderebilseydik. Böylece başkalarının halkı idlal etmesine fırsat vermeyecek şekilde bütün sızma kanallarını kapatsaydık" dedi.
'İnsan öldürerek bir yere varılamaz'
Gülen, insan öldürerek hiçbir yere varılamayacağını söyledi. "Kim yaparsa yapsın, insan öldürerek ve kan dökerek bir hedefe varmaya çalışmaya ancak vahşet denir, cinayet denir, zulüm denir ve bunlarla da insanlık adına hiçbir hayır elde edilemez" diyen Gülen, dağa çıkmanın önlenmesi için Hz. Muhammed'in Mekke'deki yaşamının o bölgede yaşayan insanlara anlatılması gerektiğini söyledi. Gülen, herkesi bu durumun çözüme kavuşması için dua etmeye çağırdı.
'Din, bizi bir arada tutan tutkaldır'
Gülen, Türkiye'de yaşamasının genel ahenge zarar vereceğinden dolayı dönmediğini söyleyerek, "siz neden öyle canavarca davranıyorsunuz? Öyle bir hak aramanın misali yoktur geçmişte. O ancak şeytan çizgisinde olabilecek bir şeydir" dedi. Gülen, "Bizim en büyük problemimiz, bizi birbirimize bağlayacak tutkal mahiyetindeki çok önemli bir dinamik olan dini değerlendiremeyişimiz olmuştur" dedi.
Kürtçe'nin de okullarda okutulmasını savunan Gülen, "Neden okullarda Kürtçenin de öğretilmesine fırsat verilmedi? Yurtdışındaki okullarımızda, hattâ Amerika’da bile Türkçe seçmeli ders olarak okutuluyor ve kimse buna mâni olmuyor. Büyük devlet olmanın hususiyeti budur" dedi.
'Kardeşlik ruhu yeniden canlandırılmalı'
Bazı şer güçlerinin kendi menfaatleri için Türk-Kürt çatışmasına yol açtığını vurgulayan Gülen, "toplumun ruhuna girme yolları açılmalı, kardeşlik ruhu yeniden canlandırılmalı" dedi. Gülen, bugünlerde yaşananların da bazı dış güçler tarafından kurgulandığını belirterek, "İçinde bulunduğumuz şartlarda da aynı senaryoların sahneye konması, bir Kürt-Türk çatışması çıkarılması ve hatta sonunda meselenin Birleşmiş Milletler’in hakemliğine kadar vardırılması muhtemeldir" dedi.
İki toplumun da kışkırtmalara gelmemesini dileyen Gülen, herkesi çok dikkatli ve temkinli olmaya davet etti. "Meselenin üzerine bağırıp çağırarak, yakıp yıkarak ve öldürerek değil, akıl, firaset ve şefkatle gidilmelidir" diyen Gülen, "‘Hakkı kötek olanlar’ istisna edilirse, o toplumun yüzde doksan beşi şefkatle ve re’fetle kucaklanmalı, onlara karşı mülayemetle hareket edilmelidir. Diğer tedbirleri almadan sadece güvenlik tedbirleriyle sonuç alamazsınız, dağın yolunu da kesemezsiniz" dedi.