Kadın ve çocuklara yönelik taciz ve cinsel istismara ağır cezalar getireceği iddia edilen tasarının mağduriyetleri gidermediği iddia edildi.
AK Parti 'nin hazırladığı kadın ve çocuklara yönelik cinsel istismar ile tacize yönelik eylemlere ağır cezalar getirmesi beklenen tasarının öngördüğü bazı maddelerin çocuk mağduriyetini ortaya çıkartırken, tacizin “ani” olarak yapılmasına ceza indirimi getirdiği iddia edildi.
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre tasarı, kız ve erkek çocukların birbiriyle olan cinsel eylemlerini “suç” olarak tanımlarken, 15 yaşındaki bir çocukla 30 yaşındaki bir yetişkinin cinsel ilişkisinin suç olması için, çocuğun şikâyetçi olması koşulunu getiriyor.
Çocuk ve kadınların mağduriyetlerinin giderilmesinin amaçlandığı, kamuoyunda 5. Yargı Paketi olarak bilinen tasarının görüşmeleri komisyonlarda sona erdi. Genel Kurul’a gelmesi planlanan tasarıda sivil toplum örgütlerinin görüşleri dikkate alınmadı. Komisyonda kendilerine sadece 10 dakika konuşma süresi tanınan Türkiye Psikiyatri Derneği, Adli Tıp Uzmanları Derneği ve Çocuk ve Gençlik Psikiyatrisi Derneği’nin, tasarının son haline ilişkin hazırladığı raporda, kadın ve çocukların mağduriyetlerinin engellenmeyeceği değerlendirmesi yapıldı. Derneklerin hazırladığı rapora göre tasarının dikkat çeken noktaları şöyle:
Uzmanlardan sadece 10 dakika görüş aldılar
Taciz ani ise ceza iniyor: Tasarıda yer alan “fiilin ani bir hareketle işlenmesi” ifadesinin ne anlatmak istediği anlaşılamamaktadır. Sarkıntılık (ani hareket) gibi eylemleri hafifletici bir unsur olarak ele almış; bu tanımı cinsel saldırının bütününe ve çocuk istismarına da taşımış; hangi hareketin ani olacağı konusunu ise belirsiz bırakmıştır.
Akranlar arası cinsel eylem suç oluyor: Akranlar arasında rızaya dayalı olarak gerçekleşen cinsel eylemler cinsel şiddet davranışı olarak değerlendirilmeye devam etmektedir. Yakın yaşlardaki çocukların flört veya merak nedeniyle ve gelişimlerinin doğal bir parçası olarak gerçekleştirdikleri eylemler, ağır cezalar ile karşılanmaktadır. Bu yapıldığı takdirde çocukların cinsel istismardan korunmasını amaçlayan düzenlemeler bizatihi çocukların zarar görmesine ve orantısız sonuçlar doğmasına neden olmaktadır. Akranlar arasındaki ilişkiler ceza hukukunun konusu olmayıp Avrupa Konseyi Sözleşmesi gereğince istisna tutulmalıdır.
Çocuğu evliliğe karşı korumuyor: Tasarı erken yaşta evlendirilmelere ilişkin çocuğu koruyucu bir düzenleme yapmamaktadır. Tasarıda evlenmeye zorlanma suç olarak düzenlenmekte ise de; evlenme yaşına gelmemiş bir çocuğun evlendirilmesi, evlenmesine aracılık edilmesi, dini nikah kıyılması ve bu çocukla evlenme eylemleri/törenleri/ritüelleri çocuğun cinsel istismarı kapsamında suç olarak düzenlenmelidir.
‘Cinsel şiddet’ hastalık gibi görülüyor: Tasarıda sanık için yapılan düzenlemeler ile “cinsel şiddet uygulamak” bir hastalık gibi değerlendirilmektedir. Oysa cinsel şiddet eylemlerinin önemli bir bölümü ceza sorumluluğu tam olan bireyler tarafından gerçekleştirilmektedir.
Ensest özel suç olarak düzenlenmedi: Ensest, özel bir suç olarak düzenlenmek yerine “cinsel istismarın ağırlaştırıcı hali” olarak kabul edildi. Yasa koyucu, 15 yaşını doldurmuş çocuğa karşı ensesti, “reşit olmayan ile cinsel ilişki” kapsamında gördü. Tasarı enseste ilişkin bir adım atmasına karşın yaş ayrımını sürdürdüğü gibi, cezalar arasında orantısızlık yaratmakta ve hala aynı ailenin içinde yaşayan çocukların durumu bildirme zorunluluğunu da gidermemektedir.
Çocuk şikâyeti şartı: Tasarıda, 15 yaşındaki bir çocuk ile 30 yaşındaki bir yetişkinin cinsel ilişkisi çocuk şikayetçi olmadıkça soruşturulmayacak ve kovuşturulmayacaktır. Bu çocukların korunması bakımından kabul edilemez bir boşluktur.
Yalnızca maddi delil aranacak: Ruh sağlığının bozulması ağırlaştırıcı eylem olmaktan çıkarılmış ancak bu durumun ortaya çıkardığı ihtiyaca uygun bir düzenleme yapılmadı. Tasarıda eylemin mağdurun beden ve ruh sağlığına etkilerine ilişkin düzenleme olmaması suçun tespitinin sadece maddi delillere dayandırılmasını, ruhsal delillere başvurulmamasını ve çoğu suçun cezasız kalmasını sağlayacaktır. Bu nedenle ruh sağlığının bozulduğunun kabulü açık olarak yer almalıdır.