Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Fransa Meclisi'nde 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının inkarını suç sayan yasa tasarısının kabul edilmesi konusunda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Gül, cuma namazını Yeniköy'deki Çarşı Merkez Camisi'nde kıldı.
Cami çıkışında basın mensuplarının Fransa Meclisi'nde 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının inkarını suç sayan yasa tasarısının kabul edilmesine ilişkin sorularını cevaplandıran Gül, yapılan görüşmelerin çok ibret verici olduğunu söyledi.
Her şeyden önce oradaki görüşmeleri ve ifade edilen sözleri Türkiye'ye ve Türk halkına çok büyük bir saygısızlık olarak gördüğünü belirten Gül, yapılan konuşmaların tüm Türk halkını rencide ettiğini ve bu nedenle de şiddetle kınadığını kaydetti.
Bir zamanlar çoğulculuğu, her şeyin serbestçe konuşulduğu bir ülke olarak bilinen Fransa'da alınan kararın ardından kimsenin samimi görüşünü ifade edemeyeceğini vurgulayan Gül, şöyle konuştu:
''Bu konuda tarihçiler yeni konular, bulgular, açıklamalar yapamayacak. Yani Fransa'nın resmi görüşünün dışında görüş ifade eden herkes suçlu bulunacak ve cezalandırılacak. Bunun Fransa'da olup bitiyor olmasına insan gerçekten inanamıyor. Çünkü kendi değerleriyle de çelişmektedir. Umut ederim ki, Fransız Ulusal Meclisi'nde başlayan bu tartışma ve kararlaştırılan bu kanun teklifi, bundan sonraki sürecinde işlemez. Fransız entelektüelli, sağduyulu siyasileri ve iş adamları kendilerine gelirler ve bu yapılan şeyin aslında kendi değerleriyle de ters düştüğünü ve Fransız demokrasisine çok büyük bir gölge düşüreceğini görürler ve bu işi durdururlar.''
-Fransa'nın arabuluculuğu-
Gül, Türkiye'nin konuyla ilgili tepkisinin devam edeceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hükümetimizin ve halkımızın tepkisi, tamamen meşrudur ve kendimizi savunmaktır. Tepkimizde çok haklıyız. Bu tepkimiz güçlü bir şekilde devam edecektir. Yine çok gariptir ki, bazen büyük ulusların tarihinde bu tip olaylar oluyor. İşte Fransa'da olduğu gibi... Türk-Fransız ilişkileri çok kadimdir ama Fransa'nın bugünkü Cumhurbaşkanı Türkiye'ye karşı çok ön yargıları olan bir şahsiyettir. Bu ön yargıları, büyük, kadim Fransa-Türkiye ilişkilerine çok büyük bir darbe vurmaktadır. Yine çok tezat teşkil eden başka bir husus da şudur ki; Fransa Kafkasya'daki istikrarsızlığı gidermek ve özellikle Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ihtilafa çözüm bulmak için kurulmuş olan Minsk Grubu'nun üç üyesinden birisidir. Herhalde bu yasa teklifi kanunlaştıktan sonra ki böyle olmamasını ümit ederim, Fransa'nın bütün bu arabuluculuk çalışmalarından hemen çekilmesi gerekir. Çünkü tarafsızlığını resmen ihlal eden ve taraflı olduğu resmen ilan eden bir tavır almaktadır bu davranışıyla Fransa.''
Gül, ''Türkiye kendini yeterince anlatamıyor mu? Bu korku ve ürkme neden acaba?'' şeklindeki soru üzerine de şunları kaydetti:
''Türkiye kendini yeterince anlatıyor aslında. Türkiye'nin kendisini anlatmasının ötesinde bu Fransız basın yasasını eklenen bir madde. Sözüm ona orada Türkiye'nin adı geçmiyor, Ermeni meselesi de geçmiyor. Ama Fransa'nın resmi görüşü dışında görüş beyan edenlere ceza getiriyor. Fransa'nın daha önce kabul ettiği bir yasa çerçevesinde bunlar var. Bütün bunlar dolambaçlı bir şekilde yapılan konulardır. Ayrıca şunu söylemek isterim; savaş anında bile devlet başkanları ve cumhurbaşkanları birbiriyle konuşur. Savaş ülkeleri bile. Bu karışımızdaki sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye'ye karşı ön yargılarını göstermenin ötesinde kendisiyle ilgili sorunlarını ortaya koymaktadır. Tabii söyleyecek bir şey yoktur.''