AKP kendi teklifini nasıl geri çekti
Barış Pehlivan; Acaba, o yaylaya Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım da sık uğrar mıydı? Hatta orada çekilen fotoğrafları yakın zamanda sosyal medyadan silindi mi?
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nda yapılacak bir değişiklik çok tartışıldı. Buna göre emekli askerlere konuşma yasağı getirilecek ve hapis cezası istenecekti. Duymuşsunuzdur; beklenmedik bir gelişme oldu ve ilgili düzenleme oybirliğiyle kanun teklifinden çıkarıldı. İşte bu geri adımın nasıl atıldığını merak ederken çarpıcı bir bilgi duydum.
Buna göre bazı emekli askerler, AKP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ile iletişime geçti. Keza kendisi de eski asker olan Çelebi, bu tartışmalı teklifin ilk imza sahiplerinden biriydi.
Duydum ki Çelebi, ilgili konuşma yasağına karşı çıkan eski komutanlarını sosyal medyada hedef gösterse de kaygılarını dikkate aldı. Ve AKP’nin kendi teklifindeki tartışmalı ikinci maddenin kanunlaşmasını engellemede rol oynadı.
SİLİNEN ŞÜPHELİ FOTOĞRAFLAR
Tetikçi Eray Özyağcı’nın Sinan Ateş’i öldürdükten hemen sonra Bolu’ya kaçırıldığını biliyoruz. Halk TV’de “Kayda Geçsin” programına katılan Ayşe Ateş, tetikçinin MHP Bolu milletvekili olan İsmail Akgül’ün babasının evinde saklandığını öne sürdü. Baba Mehmet Akgül’ün Bolu’nun Karacaağaç Yaylası’ndaki evinde arama yapıldığını da açıkladı.
Merak bu ya...
Acaba, o yaylaya Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım da sık uğrar mıydı? Hatta orada çekilen fotoğrafları yakın zamanda sosyal medyadan silindi mi?
ÖZLEM KUMRULAR’IN ARDINDAN
Ölüm haberini aldığımdan beri Behçet Necatigil’in şiirindeki “bitmeyen işler yüzünden” dizesi geliyor aklıma...
Gazeteciliğe başladığım Kaçak Yayın dergisinin heyecan veren yazarıydı. Sonra hep hayranlıkla izlediğim arkadaşım oldu. Ortak dostlarla evinde yemek yiyecektik geçen sene. “Bir türlü eve gelemediğim için olmadı” diyordu. Maalesef hepimizin “bitmeyen işleri” vardı, seçim sonrasına ertelemiştik. Buluşacakken ağır yaralandığı o kaza gerçekleşti.
Ve şimdi neşesine özlem duyacağımız kadar uzaklarda. Ortak kitaba imza attığı Metin Uca gibi gitti yanımızdan.
Profesördü. Milyon dolarlar değerinde yat sahibi olan rektörlerden dert yanıyordu. Onların laik akademisyen kadınlara yaptığı eziyeti anlatırdı. “Birileri bu akademik magandalara engel olsun” derdi. Yaşarken ona hak ettiği değeri verebildiğimizden şüpheliyim, heyhat!
Özlemle hatırlayacağım...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları