Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
Barış Pehlivan; Mahkemenin, Arslan’ın ilişkisinin araştırılmasını istediği terör örgütlerinin başında HTŞ (Heyet Tahrir Şam) var. Yani bugün Şam’ı düşüren, Colani’nin başında olduğu örgüt.
Acaba Ayşenur Arslan’ın, Beşşar Esad’ın düşmesinde payı var mıdır? Türkiye Cumhuriyeti’nin istihbaratçıları ve polisleri işte bu sorunun yanıtını arayacak. Ne garip şeyler yazıyorsun, demeyin. Zira masamdaki tek sayfalık tutanak böyle söylüyor.
Duymuşsunuzdur; gazeteci Ayşenur Arslan hakkında, İçişleri Bakanlığı’na yapılan terör saldırısıyla ilgili haberi yorumlarken kullandığı ifadeler nedeniyle dava açıldı. Arslan “terör örgütü PKK propagandası yapmak” ile suçlanıyor ve 7.5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Davanın ilk duruşması 11 Mart 2025’te İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Mahkemenin duruşma öncesi hazırladığı tensip zaptını okuyorum. Alınan kararlardan 3. madde dikkatimi çekiyor: “Sanık hakkında HTŞ, FEC, ENC, EL KAİDE, DEAŞ, PKK/KCK silahlı terör örgütleriyle ilgili olarak işlem kaydının bulunup bulunmadığı hususunda arşiv sorgusunun yapılarak düzenlenecek evrak ve eklerinin mahkememize gönderilmesi için İstanbul TEM Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına oybirliği ile karar verildi.”
Yani, Ayşenur Arslan’ın listelenen terör örgütleriyle bir ilgisi olup olmadığına dair rapor hazırlanacak ve mahkemeye sunulacak.
Dikkatinizi çekti mi?
Mahkemenin, Arslan’ın ilişkisinin araştırılmasını istediği terör örgütlerinin başında HTŞ (Heyet Tahrir Şam) var. Yani bugün Şam’ı düşüren, Colani’nin başında olduğu örgüt. Keza yine aynı ismin kurduğu ENC (El Nusra) terör örgütü ile bağlantısı da araştırılacak Ayşenur Arslan’ın.
Kuşkusuz İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün mahkemeye vereceği yanıtı tahmin ediyoruz.
Lakin burada rutin gibi görünen araştırmanın başka bir anlamı daha var. Bir gazetecinin “terör propagandası” ile suçlanmasının bize hatırlattığı Türkiye’deki döngü...
Bugün Ankara’nın “özgürlük savaşçısı” olarak gördüğü HTŞ, hem Türkiye hem de Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak kabul ediliyor. Dünya bu açmazı nasıl çözeceğini düşünürken bir başka terör örgütü kurucusu Öcalan’ın çıkarılmak istendiği hapse aynı örgütün “propagandasından” bir gazeteci atılmak isteniyor. Yani, ekranlarda “PKK’nin cici lideri” temalı konuşmalar yapanları görmezden gelen savcıların gücü Ayşenur Arslan’a yetiyor.
Tüm bunlar yapılırken de yine bugün makbul görünen bir başka terör örgütüyle de o gazetecinin ilişkisi araştırılıyor. Sahi, Ayşenur Arslan’ın olmaz ya HTŞ ile bağı çıksa ne yapar mahkeme?
Bunları şunun için yazıyorum: Tarih de Türkiye de AKP de çok kez öğretti ki böylesi davalar konjonktürel. Elbette, Ayşenur Arslan ile terör birbirine yaklaşamayacak kadar uzak ve düşman kelimeler. Lakin bugün onu sorgulayan koltukların eski sahibi olan, devletin içine yerleştirilmiş terör örgütü üyeleriyle uzun yıllar mücadele eden bir gazetecinin başına gelenlere bakıp şunu soralım: Mahallesinden kovulmak pahasına memleketi savunan Ayşenur ablayı biz hakkıyla savunuyor muyuz?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları