CHP ve İYİ Parti’nin itirazı var
Barış Pehlivan; Cumhurbaşkanı Erdoğan eski AKP milletvekilleriyle “vefa toplantısı” adı altında buluştu. İyi güzel de Erdoğan’ın AKP’lilerle neden Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda buluştuğu haklı olarak eleştirildi.
İlk olarak şu uzun paragrafı okuyun lütfen:
“Ad çekme işleminde kullanılan listede yer alan isimlerin, 298 sayılı yasanın 15. ve 18. maddelerinde belirtilen nitelikleri taşıyıp / taşımadığı, tarafımızca bilinmemektedir. Bu haliyle, yapılan ad çekme işleminin yasaya uygun yapılıp / yapılmadığının da tarafımızca denetlenmesi mümkün değildir. Listenin tarafımıza verilmemesi nedeniyle, yapılan ad çekme işleminin yasaya uygun yapılıp / yapılmadığını denetleme imkânımız ortadan kaldırılmıştır. Bu nedenlerle; ad çekme işlemine esas listelerin tarafımıza verilmemesi işlemine, ad çekme işleminde kullanılan listeye, ad çekme işleminden önceki tüm işlemlere ve disiplin cezası almış hâkimlerin listede olmaması gerektiğinden şayet kuraya katılmış olanlar arasında disiplin cezası almış hâkim var ise bu hususa ayrıca ve açıkça itiraz ediyoruz.”
Peki, ne demek oluyor bu? Şu:
Önce, seçim kurullarında görev alınması istenmeyen hâkimler HSK tarafından sürüldü.
Sonra, kalan hâkimler arasından kura çekilerek yüzlerce seçim kurulu üyesi belirlendi.
Ama işte o kura torbasına kimlerin isminin konulduğunu CHP öğrenmek istedi. Örneğin, Adalet Komisyonu’na dilekçe verdi. Ancak bir yanıt dahi alamadı.
İşte yukarıda okuduğunuz muhalefet şerhi, Bakırköy’de yapılan seçim kurulu kurasının resmi tutanağında yazıyor. Altında CHP ve İYİ Parti temsilcilerinin imzası var. Biliyorum ki benzer itirazlar başka yerlerde de yapıldı.
Kuradan çıkan hâkimler seçim günü kritik bir görev üstlenecek. Yılmadan fikri takip yapacağız.
ERDOĞAN’IN DİLİNİN ALTINDAKİ
Önce geçen mart ayında gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan eski AKP milletvekilleriyle “vefa toplantısı” adı altında buluştu.
Öyle ya, çok “kalp” kırılmıştı ve seçim yaklaşıyordu. Eski dava arkadaşlarına şöyle dedi Erdoğan:
“Hiçbir haklı, haksız gerekçe sizlerin kendinizi AK Parti’nin ve ülkenin verdiği mücadelelerin dışında tutmanızın sebebi, bahanesi olamaz. Ülkeye hizmet etmek sadece unvanla, sadece makam, mevki ile olmaz.”
İyi güzel de Erdoğan’ın AKP’lilerle neden Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda buluştuğu haklı olarak eleştirildi.
Hatta ve hatta, o davete katılan eski AKP milletvekillerinden Mehmet Metiner şunu dedi:
“Evvela mekân seçimi yanlıştı. Bir siyasi parti toplantısının CB Külliyesi’nde yapılması doğru değil. Parti devleti algısı oluşturacak söz ve davranışlardan kaçınmak, herkesten önce bizim dikkat etmemiz gereken hususların başında gelmeli.”
Ve geçen hafta...
Erdoğan bu kez eski belediye başkanlarıyla buluştu. O davete dair çok şey konuşuldu ama gözden kaçan kritik bir nokta vardı. Gariptir, sanki eleştiriler dikkate alınmış gibi, bu kez Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleşmedi o buluşma. ATO Congresium’da bir araya gelindi.
İkinci önemli detay ise Erdoğan’ın eski belediye başkanlarına yaptığı konuşmadaki bir bölümdü:
“Sizlerden, hanenizden başlayarak oturduğunuz binada, sokakta, mahallede, işyerinde, çarşıda, pazarda, otobüste, trende, dost meclislerinde velhasıl her yerde doğrudan şahsımın temsilcisi olarak davamıza sahip çıkmanızı, kazanmadık gönül bırakmamanızı istiyorum.”
Buradaki “şahsımın” kelimesi o kadar kritik ki...
Emin olun, Erdoğan bu vurguyla kendisini partisinden ayırıyor. Partisine kırgın olan eski yol arkadaşlarına, partisine kırgın olan seçmenlere giderken “AKP adına değil benim adıma çalışın” diyor. Zira, bizzat Erdoğan da biliyor partisinin kan kaybını ve bu da diline yansıyor.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları