Davutoğlu artık konuşsun
Barış Pehlivan; Yani, Davutoğlu konuşsun. Konuşsun ki sandığa giderken başımıza yine neler gelebileceğini görelim. Konuşsun ki yarının adil düzeninde kim tanık kim sanık, bilelim.
“Havaya, suya, dağa, bahçeye her şeye konuşan, evliyalar tarihi anlatan, yakın tarihten her türlü dokunaklı cümlelerle siyaset üreten Sayın Başbakan, en ciddi konuda çıtınız çıkmıyor. Siz de mi ortaksınız sürece? Siz de mi bu tezgâhın parçasısınız?”
Dönemin CHP Sözcüsü Haluk Koç, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’na sesleniyordu. Konu, Sümeyye Erdoğan’a suikast iddiasıydı.
7 Haziran 2015 seçimlerine günler kalmıştı… Fethullahçıların CHP milletvekili Umut Oran’la birlikte bu suikastı müzakere ettiğine dair suçlama, AKP medyasının manşetindeydi.
Yedi yıl geçti. O günden bugüne konuyla ilgili çok kişi konuştu ama en fazla bilebilecek kişi hep sustu…
Peki, ya bugünden sonra?
Okudunuz, o haberlerin yalan olduğu savcılık kararıyla da ortaya çıktı. Star, Sabah, Akşam, Güneş ve Takvim gazetelerinde yayımlanan suikast planı diyaloglarının sahteliği tespit edildi. Kumpası 40 sayfalık raporuyla belgeleyen bilirkişi Koray Peksayar, “Acemice bir delil üretme çabası” dedi.
Hepsi tamam da kim yaptı? Evet, AKP’nin hezimete uğradığı o seçime giden yolda günler boyunca yandaş medyanın manşetine taşınan CHP yalanlarını kim üretti?
Açın interneti, o kumpas metinleri halen erişilir durumda. Onlara bakarsanız suikast yazışmalarında fail belliydi: “Güvenlik ve istihbarat birimleri ortaya çıkardı!”
Bakın, Taraf gazetesinin internet sitesi yakın tarihin utanç belgeseli gibi açık tutulması gerekirken, delil karartmak istercesine kapatıldı. Açık olsaydı şimdi şu satırları da orada okurdunuz:
“Sümeyye Erdoğan’a suikast iddiasının da yer aldığı Fuat Avni dosyası, Ankara’da siyasi açıdan da sıkıntıya yol açtı. Dosya Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ekibinden ve hükümetten gizlendi. Davutoğlu ve yakın çevresi, dosyadan duydukları rahatsızlığı yüksek sesle dile getirdiler. Hatta AKP kulislerinde MİT eski Müsteşarı Hakan Fidan’ın bile, hükümete yakın medya kuruluşlarındaki Fuat Avni yayınları ile ilgili olarak, ‘Çok abarttılar’ yorumu yaptığı konuşuluyor. Erdoğan’ın da bu eleştirileri duyması üzerine Fuat Avni’ye ‘Delikanlıysan çık ortaya’ çağrısını yaptığı kaydedildi.”
Sahte delillerin matbaası Taraf’tı bunu yazan. Öyle ya, AKP ile FETÖ’nün arasının açıldığı zamanlardı, gazete de iki kirden birinin tarafını seçmişti.
Varmak istediğim nokta şu:
Ülke yine seçime gidiyor ve AKP yine oy kaybediyor. Ancak o dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, bu kez CHP ile aynı cephede.
Çağrım net: Davutoğlu bir bilen olarak anlatsın. Seçim sürecinde o yalanların nasıl üretildiğini tüm Türkiye bilsin. Yalanı manşete taşıyan gazetelerin işaret ettiği yer doğruysa emrindeki güvenlik ve istihbarat birimlerinin neler yaptığını deşifre etsin.
Yani, Davutoğlu konuşsun. Konuşsun ki sandığa giderken başımıza yine neler gelebileceğini görelim. Konuşsun ki yarının adil düzeninde kim tanık kim sanık, bilelim.
PATRONLARIN SEÇİM HESABI
CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Kimsenin şüphesi olmasın” diyor ve söz veriyor:
“Millet İttifakı’nın iktidarında tüyü bitmemiş yetim hakkına ve beytülmala el uzatmış tüm kişi ve kurumlar da bağımsız yargı önünde hesap verecekler.”
CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın “Beşli Çete” adlı kitabının önsözünde okuyorum bu vaadi. Geleceğin olası cumhurbaşkanı, iddianame gibi kitapta belgelenen yağmanın bedeli olacak diyor.
Olmalı da!
Biliyorum ki söz konusu beş patron da “çete” imajından pek mutlu değil. Birçok yandaş holding sahibi gibi düşüncelere dalıp gidiyorlar. Yarın iktidar değiştiğinde ne yapabileceklerini hesaplıyorlar. Hatta duyuyorum ki yargılanmalarına neden olması gereken parayı aynı zamanda cezasızlığın anahtarı gibi görenler de var.
Zaman daralıyor. Seçim yaklaştıkça o patronların vereceği reklamlardaki mesaj, yakın geleceğin fragmanı olacak.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları