İşte CHP’nin o broşürü
Barış Pehlivan: Evet, SBK şu an Avusturya’da tutuklu. Karapara aklama ve dolandırıcılıkla suçlanıyor.
İlk Arka Bahçe’de okumuştunuz: CHP, Sezgin Baran Korkmaz (SBK) hakkında bir broşür hazırlığı içindeydi.
İşte “SaBıKa Holding” adı verilen o çalışma tamamlandı ve tüm CHP örgütlerine dağıtıldı.
Peki, neler vardı içeriğinde?
Sekiz sayfalık broşürün kapağında “Bir Karapara - Siyaset - Yargı Hikâyesi” yazıyordu.
Sayfaları açıyorum...
CHP “Ne Yaptı” başlığı altında SBK hakkındaki iddiaları şöyle sıralamıştı:
1- Türkiye ve Amerika’da paravan şirketler kurdu.
2- Karapara trafiğini yönetti.
3- ABD’den gelen para ile nitelikli dolandırıcılık yaptı.
4- Karaparayı siyasi nüfuz için kullandı.
5- Yargıyı bağladı, rüşvet çarkını sakladı.
İleri sürülen tüm bu suçların kimlerle yapıldığını da sorgulamıştı CHP. Ve bakın, SBK ile ilişkili hangi isimler broşüre not edilmişti:
Karapara bağlantısı: Kingston Kardeşler, Levon Termendzhyan.
Siyaset bağlantısı: Recep Tayyip Erdoğan, Egemen Bağış, Süleyman Soylu, Mehmet Ağar, Binali Yıldırım, Ahmet Arslan.
Bürokrasi bağlantısı: Prof. Dr. İsmail Demir, Korkmaz Karaca, Ekrem Güler, Resul Holoğlu, Arda Ermut.
Yargı bağlantısı: Esat Toklu, İrfan Fidan, Tekman Savaş Nemli, Hasan Yılmaz.
SBK’nin bağlantılarının irdelendiği sayfanın tam ortasındaki şu satırlar da dikkat çekiciydi:
“Tek adam rejiminin sağladığı güçle milyonlarca dolar rüşvet aldı. Karaparayı akladı. Yargıyı bağladı. Kaçtı.”
Broşürü karıştırmaya devam ediyorum...
Görüyorum ki 6 Şubat 2018-19 Haziran 2021 tarihleri arasında SBK’nin neler yaptığı da adım adım listelenmişti. Ve en sonunda bir ahtapotun sekiz kolunda bazı başlıklar sıralanıyordu.
Broşüre özel çizilen karikatürlerle de SBK gerçeğini anlatmaya çalışan bir çalışmaydı masamdaki.
Partinin halkla ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı Gamze İlgezdi’nin koordinasyonunda hazırlanan bu broşür, şimdi tüm Türkiye’deki CHP örgütlerine gönderildi. Onlar da yurttaşlara dağıtacak.
Evet, SBK şu an Avusturya’da tutuklu. Karapara aklama ve dolandırıcılıkla suçlanıyor. Türkiye’ye mi ABD’ye mi iade edilecek, nereye gönderilirse hangi gerçekleri açıklayacak, zaman gösterecek...
ÜÇ AKP’LİNİN CHP’LİYE TEŞEKKÜRÜ
Hani hep AKP’deki çatlakları konuşuyoruz ya...
Hani bir dönemin yöneticilerinin rahatsızlıklarına tanık oluyoruz ya...
Hani devranın döneceğini anlayanları görüyoruz ya...
Çarpıcı bir örnek vereyim.
Yakın zamanda...
Bir CHP milletvekili TBMM Genel Kurulu’nda söz aldı. Yargı, karapara ve AKP ilişkilerine dair bir konuşma yaptı. Sert eleştirilerini yönelttikten sonra, AKP sıralarına dönüp şöyle dedi:
“Genel olarak konuşmuyorum; içinizde maaşıyla geçinen, çocuklarına helal lokma veren arkadaşlarım var, ben biliyorum. ‘Hepiniz hırsızsınız’ gibi lafları da ben kabul etmiyorum. Ama içinizde çok kirlenmiş insanlar var, burnuna kadar pisliğe batmış insanlar var.”
Öğrendim ki...
O CHP milletvekilinin kirli ilişkilere dair herkesi suçlamaması bazı AKP’lileri mutlu etmiş.
Hatta...
Aralarında eski bakanların da olduğu üç AKP milletvekili, o CHP’li isme özel olarak teşekkür etmiş. Böylece AKP’nin içine düştüğü durumdan kendi rahatsızlıklarını da belirtmişler.
HANEFİ AVCI: O GÖRÜŞME BANA BİR OYUN OLABİLİR
Kimsenin haberi yoktu:
ByLock’un lisans sahibi David Keynes (Alpaslan Demir) 9 Haziran’da ABD’den İstanbul’a gelerek teslim olmuş ve tutuklanmıştı.
“FETÖ üyeliği” suçundan yargılandığı davanın ilk duruşması geçen hafta yapıldı.
Keynes, Atalay Candelen’i suçluyordu:
“Benim kimlik bilgilerimi alarak ByLock programını kurmuş. Ben bunu darbeden sonra öğrendim. Devlet Denetleme Kurulu’nu, MİT’i arayarak bilgi verdim. Ancak kimse benimle ilgilenmedi.”
Keynes’in “irtibat kurdum ama ilgilenmedi” dediği isimlerden biri de Hanefi Avcı’ydı. Ben de emekli Emniyet Müdürü Avcı’yı aradım ve sordum...
Sahi, bu irtibat iddiası doğru muydu?
Hanefi Avcı, David Keynes’in iddialarına şöyle yanıt verdi:
“David Keynes (Alpaslan Demir) isimli kişinin yargılandığı mahkemede benimle görüştüğünü söylediğini basında okudum. Ancak benimle telefonla da yüz yüze de hiç görüşmedi. Yanlış hatırladığı veya yanlış söylediği kanaatindeyim. ByLock hakkında basında ilk haberlerin yer aldığı zamanlarda, bu kişi avukatım Fidel Okan ile görüşmüştü. Fidel Bey’in bana o tarihlerde aktardığı ve anımsadığım kadarı ile ona ‘ByLock isimli yazılımın sahibi olduğunu, bu yazılım aleyhinde devlet görevlilerinin olumsuz propagandalar yaptığını, bu durumun ticari zarar verdiğini, devlet aleyhine 20 milyon TL tazminat davası açmayı düşündüğünü ve Fidel Bey’den avukat olarak davayı takip etmesini istediğini, bunun için aradığını’ söylemiş.
Bu durumun makul olmadığını, bana yönelik bir oyun olabileceğini, hemen bir tutanak tanzim ederek Terörle Mücadele Dairesi’ne bildirmesi gerektiğini Fidel Bey’e söyledim. Avukat Fidel Bey de bu durumu TEM Daire Başkanlığı’na intikal ettirdi.
Bir süre sonra basından David Keynes’in (Alpaslan Demir) Türkiye’ye geldiğini, bazı yetkililerle görüştüğünü, birkaç gün kalıp sonra ülkeden çıkarak gittiğini, kimsenin de karışmadığını ve hakkında işlem yapılmadığını duydum. Bu olayla ilgili hatırladığım bunlardır.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları