Katilleri açıklıyorum
Barış Pehlivan; Ve tüm bunların gerçekleştiği başkentin başsavcısı Yüksel Kocaman’dı. Tarih bir su gibi; sen onunla kirini temizlediğini sanırsın; ama o aslında senin kirini hafızasına alır.
“Neyin karşılığında bir şeyler söyletmeye çalıştınız? Adama ne teklif ettiniz?”
Bunu söyleyen Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman’dı. HALK TV’den Seyhan Avşar’a konuştu. Ayhan Bora Kaplan’ın kendisine villa ve araba aldığına dair ifadesine böyle yanıt verdi.
Okuyunca söylendim kendi kendime: Ne yani, Türkiye’de bir şeylerin karşılığında soruşturmaların akıbeti değişebiliyor muydu? Yargının zirvesindeki isim kendisini savunurken bir itirafta mı bulunuyordu? Acaba yaşanmışlıkları mı böyle söyletiyordu?
Hafıza işte, bedeni hapse atsan da o zincir tanımıyor. Vücudun bir demir ranzada uzanırken aklın dışarıda yürüyor. Madem gerçeğim bu, o halde yazayım...
PARAYLA SAKLANAN KAN
Tarih: 21 Mart 2018
Kalegaz Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ilıcan Ankara’daki evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda öldü. Ancak Türkiye bu cinayetten 51 gün sonra haberdar oldu.
Ne garip, bir holding patronunun başkentin göbeğinde öldürülmesi saklanıyordu! Sır, Habertürk gazetesinin 4 Mayıs 2018 tarihli sürmanşetinde mi gizliydi? O haberin başlığında yazdığı gibi cinayeti örtbas için 30 milyon TL mi harcandı?
Haftalar sonra yapılan operasyonla, cinayet şüphelisi olarak Kadooğlu Holding’in yöneticileri gözaltına alındı. Lakin holdingin onursal başkanı Cemal Kadooğlu yakalanmışken oğlu Tarkan Kadooğlu firariydi. Daha sonra baba Kadooğlu serbest bırakıldı.
CİNAYET ŞÜPHELİSİ, KOCAMAN’IN ODASINDA
Hemen ardından yeni bir çark işlemeye başladı. AKP milletvekili Ahmet Uzer, finansörü olduğu ileri sürülen Cemal Kadooğlu için devreye girdi. Cinayet soruşturmasının seyrini de değiştirmek için dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile görüştü.
Sonunda Ankara Adliyesi’nde iki gizli görüşme yapıldı. İddia o ki cinayet şüphelisi baba Cemal Kadooğlu Ankara cumhuriyet başsavcısı ile makam odasında buluştu.
Kim miydi o başsavcı? Bugün Ayhan Bora Kaplan ile ilişkili olmakla suçlanan Yüksel Kocaman!
Doğru muydu bunlar? Adliyedeki gizli görüşmede, Başsavcı Kocaman cinayet şüphelisi Kadooğlu’na akıl mı verdi? “Avukatlarınız ile soruşturma savcısı yakın ilişkide olsun, otursunlar konuşsunlar” mı dedi? Başsavcı Kocaman, soruşturma savcısı Ali İhsan Akdoğan’a bu cinayet dosyasına dair talimat mı gönderdi?
Gelin görün ki Savcı Akdoğan o talimatı dinlemedi. Cemal Kadooğlu dahil herkesi şüpheli gösteren bir iddianeme hazırladı. Ve bu iddianame, Başsavcı Kocaman’dan habersiz doğrudan mahkemeye sunuldu.
Hal böyle olunca, araya başsavcı girdi ve “Sehven gönderdik” diyerek mahkemeden iddianameyi geri aldırdı. Cinayet savcısı sürüldü, dosya Başsavcı Vekili Burhan Tezcan’a emanet edildi.
REZALET ÜSTÜNE REZALET
Çürüme kartopu gibi büyüyordu.
Cinayet şüphelisinin tahliye edilmesi için hâkimlere baskı da yapıldı...
Direnen hâkimler görevden de alındı.
Yerlerine gelen hâkimler, Kadooğlu ailesinin tutuklu şüphelileri ile aranan tetikçilerin takasına da girdi.
Yetmedi. Ankara Adliyesi’ndeki bir başsavcı vekili ile cinayet şüphelisi Kadooğlu ailesinin avukatı dışarıda gizlice buluştu.
Yetmedi. Şüpheli avukatları tarafından o başsavcı vekiline “korsan iddianame” verildi.
Yetmedi. İddianamede, Kadooğlu ailesinden hiç kimse yokken cinayet sebebi “alacak” meselesine çevrildi.
Yetmedi. Bir kamu bankasının genel müdür yardımcısı devreye girdi. O isim içinde 260 bin dolar olan çantayı Ankara Adliyesi’nde cinayet savcısı Burhan Tezcan’a vermek istedi. Ancak savcı, adliyede para almak istemedi. Hatta fısıltı o ki durumu Başsavcı Yüksel Kocaman’a iletti. Sahi başsavcı ne yanıt verdi?
İddia o ki rüşvet teklif edilen savcı Tezcan, başına gelenleri Adalet Bakanlığı, HSK ve Cumhurbaşkanlığı’nda üst düzey isimlere anlattı. Yani devletin zirvesi olanları biliyordu. O dönem Ankara kulislerinde Başsavcı Kocaman’ın görevden alındığı konuşuldu.
Tam da bu sırada ilginç bir fotoğraf ortaya çıktı. Başsavcı Kocaman, 20 Kasım 2018’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret ettiği bir fotoğrafı sosyal medyadan paylaştı.
Acaba Başsavcı Kocaman’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a o görüşmede “Hakyolcular bana kumpas kurmak istiyor. Size gelip anlatacaklarına inanmayın” dediği doğru muydu?
(Tesadüfe bakın ki Yüksel Kocaman şimdi de Ayhan Bora Kaplan’dan villa ve araba aldığına dair iddiaları da FETÖ’ye bağlıyor.)
Sözün özü...
Azmettiricilerin kurtarıldığı bir cinayet davasında her şey o kadar kirli noktaya ulaştı ki... Ankara’da bir işadamıyla birlikte adaletin kendisi de öldürüldü.
Rüşvet olarak verilen pahalı saatlere, savcının yeniden değişimine, dört ayrı iddianamenin hazırlanmasına kadar rezalet üstüne rezalet yaşandı.
Ve tüm bunların gerçekleştiği başkentin başsavcısı Yüksel Kocaman’dı. Tarih bir su gibi; sen onunla kirini temizlediğini sanırsın; ama o aslında senin kirini hafızasına alır.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları