Kılıçdaroğlu’na ‘Cinayet’ Koruması
Barış Pehlivan; Gazeteciler duymuş ki CHP lideri için belirlenen koruma seviyesi yükseltilmişti. Önceki zamanlara kıyasla daha fazla polis tarafından güvenlik çemberi oluşturulduğu fark edilmişti.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Siyasi cinayetler kaygım var” sözü sıcaklığını koruyor. Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan, avukatı aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak “siyasi cinayet” iddialarıyla ilgili gerekli incelemenin yapılmasını istedi.
Tam da bu süreçte, kritik bir duyum aldım.
Geçen hafta sonu Marmaris’te önemli bir buluşma vardı. Marmaris Belediyesi’nin düzenlediği Yerel Medya Çalıştayı’na onlarca şehirden yüzlerce gazeteci katıldı. Kemal Kılıçdaroğlu da çalıştayın kapanışında bir konuşma yaptı.
İşte orada, yani Marmaris’te bulunan gazeteciler önemli bir detayı gözlemledi.
Buna göre: Kılıçdaroğlu’nun koruma önlemleri artırılmıştı.
Gazeteciler duymuş ki CHP lideri için belirlenen koruma seviyesi yükseltilmişti. Önceki zamanlara kıyasla daha fazla polis tarafından güvenlik çemberi oluşturulduğu fark edilmişti.
Bu değişim de Kılıçdaroğlu’nun “Siyasi cinayetler kaygım var” açıklamasıyla ilişkilendirildi.
BAHÇELİ’NİN KAFASINDA NE VAR
HSK’nin MHP’li üyesi Hamit Kocabey’in istifa ettirilmesine dair çok şey söylendi. Üstünde durulması gereken bazı kritik noktaları da ben gündeme getireyim:
Devlet Bahçeli ve Hamit Kocabey
1- Kocabey’in istifasının ardından MHP’nin HSK’ye yeni aday göstermeyeceği iddiasını Halk TV’den İsmail Saymaz yazdı.
Tam da bu konuya dair farklı yorumlar geldi.
Bir kaynağa göre, istifanın perde arkasında Cumhur İttifakı’nda yaşanan kriz vardı. İddia ediliyor ki ittifakta Bahçeli’nin beklediği kararlar alınmazsa sorun daha da büyüyecek. Bu tezi dile getirenler, MHP liderinin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün tasarruflarından hoşnut olmadığını da vurguluyor.
Bir diğer kaynağa göre ise bu söylentiler doğru değil. Bunu diyenler, Kocabey’in alınmasının sebebinin Ankara ve İstanbul kökenli davalar olduğunu düşünüyor. Hatta olay yaratacak bir iddiayı da öne sürüyorlar: MHP’nin bir genel başkan yardımcısının da bazı iş takiplerinin içinde olduğu Devlet Bahçeli’ye iletilmiş. MHP lideri zaman içinde onu da pasifleştirecekmiş.
2- Uyuşturucudan elde edilen geliri aklamakla suçlanan armatör Uğur Şener’in Bataklık davasından nasıl kurtulduğunu ilk bu köşede, 13 Temmuz’da okudunuz. Şüpheli Şener’in, babası güçlü bir avukat sayesinde özgürlüğüne kavuştuğunu yazmıştım. İşte iddialara konu olan o avukat, istifa ettirilen HSK üyesinin oğlu Nizameddin Kocabey’di. Yani babasının gücünü kullanmakla itham edilen isimdi bahsettiğimiz.
HSK’deki istifa sonrası “uyuşturucu borsası” iddiası tekrar gündeme geldi. Sonra beklenen oldu, mahkeme kararıyla ilgili haberler internet erişiminden kaldırıldı. Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliği’nin o yasak kararını inceledim. İlgili haberlerde eski HSK üyesi Hamit Kocabey’in kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçe olarak sunuluyordu.
Peki, mahkeme kararı kimin talebi üzerine verildi?
Kocabey’in avukatının.
Kimdi o avukat?
Kocabey’in oğlu Nizameddin Kocabey.
Yani babasının nüfuzunu kullanarak çıkar sağladığı iddia edilen avukat, kendisiyle ilgili o haberleri de yine babasının adını kullanarak yasaklattı.
TÜGVA’YA DİRENEN SAVCILAR
Madem TÜGVA’yı konuşuyoruz, önemli bir anekdot aktarayım...
Önce şunu bilelim: 15 Temmuz gecesi darbecilerin bastığı yerlerden biri de Hacettepe Üniversitesi’ne bağlı Teknokent’ti. Fethullahçılar o gece orada halen gizemini koruyan bazı belgeleri aradı.
Neyse...
Hacettepe Teknokent’e yapılan FETÖ soruşturması kapsamında, kurumun örgütle bağlantılı gayrimenkullerini yargı tespit etti. Onlar arasında öğrenci yurdu da misafirhane de vardı.
Bir gün...
Soruşturmayı yürüten savcıya çarpıcı bir talep geldi: “Fethullahçıların Hacettepe Teknokent’teki o binalarını TÜRGEV’e ve TÜGVA’ya verin!”
Bu el değiştirme isteğini ileten İstanbul Grubu’ydu.
Neyse ki o dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı buna karşı çıktı.
Peki, sonuç ne oldu?
Başsavcılık o vakıflar yerine binaları Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne tahsis etmeyi uygun buldu. Denir ki devrin istenildiği gibi gerçekleşmemesi o dönemin savcılarının ipinin çekilmesini hızlandırdı.
BAKAN İÇERLEDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP liderinin Merkez Bankası Başkanı ile görüşmesine dair şöyle dedi: “Merkez Bankası bağımsız olmasaydı, randevu vermezdi!”
Sahi, Başkan Şahap Kavcıoğlu’nun randevu öncesi Saray ile görüştüğünden kuşkusu olan var mı?
Bununla birlikte, Ankara kulislerinde Kılıçdaroğlu ile yapılan sürpriz buluşmaya dair bir fısıltı da dolanıyor.
Konuşulanlara göre, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın bu randevudan haberi yoktu. Çok sonra öğrendi. Haliyle, Bakan Elvan’ın bu duruma içerlediği söyleniyor.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları