MEB’de Garip Video İşi
Barış Pehlivan; Sabah’ın asıl patronu Serhat Albayrak ile Fahrettin Altun’un arasındaki kavganın ürünü bu görmezden gelme. Sanki, Albayraklar SETA’dan tasfiye ettiği Altun’u gazetelerinde bile görmek istemiyorlar.
Siyaset kulislerinde kiminle konuşsam konu dönüp dolaşıp kabineye geliyor. Kulaktan kulağa, hemen her bakanlıktaki usulsüzlükler yayılıyor. “Bu bakan artık kesin gider” deniliyor. Öyle ki bir bakanın, istifa mektubu cebinde gezdiği söyleniyor.
O ki ilk göreve geldiğinde bazı kesimler umutlanmıştı. Hani kökenden AKP’li değil ya, “yanlışlara müdahale eder” denildi. İllüzyon bozuldu; o geldi, tarikat müritlerini çocukların sınıflarına soktu.
Evet, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u yazıyorum.
Takip edenler bilir; bakanın kardeşi Oktay Selçuk’un ortağı olduğu şirket hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Şirketin diğer ortağı Selçuk Özdemir de “Bakanlık içinde soygun yapmak üzere örgütlenmiş bir grup var” dedi.
İddia büyüktü. Söyleyen de sıradan biri değildi. Yıllarca eğitim camiasının içinde bulunmuş, Bakan Ziya Selçuk’un yakınında olan bir kimseydi.
Ben de “o grubun” peşine düştüm. Lakin kime sorsam, sessiz kalmayı tercih etti. En sonunda MEB’i iyi bilen bir kaynağım, “Bakanlıktaki durumu anlamak için bu ihaleye bak” dedi.
İşaret ettiği o ihale gerçekten garip gözüküyordu. Anlatayım...
İhaleyi, Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü, 26 Mart’ta yaptı. İhalenin adı şuydu: Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim Projesi Görme Engelli Öğrenciler için Sesli Betimleme Montajı ve Braille Anlatım ile Hazırlanmış Video Üretimi Hizmet Alımı.
Bakanlık iki şirketi davet etti, fiyat aldı.
Sonunda ihaleyi kazanan şirketi görünce çok şaşırdım. Zira, görme engelli öğrenciler için hazırlanacak video ihalesini arıcılık yapan bir şirket aldı. Evet, MEB ihalesi “Üstün Arıcılık Hayvancılık Tarım Ürünleri” adlı firmaya verildi. Ticaret sicil kayıtlarına göre, şirketin merkezi Malatya’da gözüküyordu. Kurucuları ise Ankara’da yaşıyordu. İhalenin bedeli 975 bin liraydı.
Arıcılık ve hayvancılık üzerine uzmanlaşmış olan bu şirketin sırrı da çıkar bir gün...
KİME EMANET EDİLDİK!
Günlerce tartışıldı. Beş şehir hastanesinin yemek, temizlik ve güvenlik gibi hizmetleri, Danimarkalı ISS firmasına devredildi. Eleştiriler yükselince de ISS için “dünya devi ve sektörün lideri” diye güzellemeler yapıldı.
Peki, bizim hastane emanet ettiğimiz şirket, anavatanı Danimarka’da nasıl biliniyor?
Çok değil, beş ay önce ne oldu biliyor musunuz?
Danimarka Savunma Bakanlığı, yemekten temizliğe dokuz alanda hizmet aldığı ISS ile ipleri kopardı.
Zira, Savunma Bakanlığı personeli ISS firmasından çok şikâyetçiydi. Öyle ki yemeklerin ve hijyenin ne kadar kötü olduğunu fotoğraflarıyla ifşa ettikleri bir Facebook grubu bile açtılar.
Sonunda...
Danimarka parlamentosu Şubat 2021’de toplandı.
Ve normalde 2024’e kadar devam etmesi beklenen ISS-Danimarka Savunma Bakanlığı anlaşması feshedildi.
Sözün özü, “dünya lideri” diye bize övülen şirketten kendi ülkesi şikâyetçi.
SABAH’TA ALTUN’A SANSÜR
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, İnternet Medyası ve Haberciliği Çalıştayı düzenledi. İletişim Başkanı Fahrettin Altun gazetecilere çattı, muhalefete yüklendi. O kadar televizyon kanalı da “Ulusa Sesleniş” gibi canlı yayınladı.
Ertesi gün, yani 30 Haziran...
Elimde gazeteler, sayfaları karıştırıyorum...
Akşam, Yeni Akit, Yeni Birlik gibi iktidar yandaşı gazeteler birinci sayfadan görüyor Fahrettin Altun’un açıklamalarını. Doğal.
Peki...
Ya Sabah gazetesi? Yani AKP’nin medyadaki amiral gemisi?
Sayfaları çeviriyorum da çeviriyorum... Yok.
Ne kadar çarpıcı ki basılı gazetede bir satır bile yer vermemişler Fahrettin Altun’a. İletişim Başkanı’nın ağzından çıkan bir kelimeyi bile okurlarıyla buluşturmayı çok görmüşler.
Nedeni belli değil mi?
Sabah’ın asıl patronu Serhat Albayrak ile Fahrettin Altun’un arasındaki kavganın ürünü bu görmezden gelme. Sanki, Albayraklar SETA’dan tasfiye ettiği Altun’u gazetelerinde bile görmek istemiyorlar.
MECLİS’TE ŞİŞME YATAK
Sürekli o meşhur otelden yeni insanların fotoğrafları ortaya çıkıyor. Hepsi çıkar mı, bilmiyorum. Zira, bazı siyasetçilerin otelde görünmemesi için perde çekildiğini Arka Bahçe’de okudunuz.
Meclis’ten bir tanıdıkla sohbet ederken, konu ister istemez o otele geldi. Bilindik isimler sıralandı, ortada gezen iddialar yorumlandı. Ve hiç unutamayacağım bir cümle kuruldu:
“Bazıları lüks otellerde bedava tatil yaparken, Meclis’teki odasında yaşayan milletvekilleri var.”
Şaşırdım. “Nasıl Meclis’te kalan milletvekilleri var” diye sordum.
Anlattı... Bazı milletvekilleri Ankara’da ev tutmamak, Meclis’teki odalarında kalmak için şişme yatak almış. Akşam olup Meclis’teki mesai bitince yatak şişirilip sabah da ortadan kaldırılıyormuş.
Ne desem bilemedim.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları